Sayfa 240/342 İlkİlk ... 140190230238239240241242250290340 ... SonSon
Arama sonucu : 2732 madde; 1,913 - 1,920 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Özellikle son 5-6 yılda, piyasalarda dramatik bir belirsizlik ve volatilite/oynaklık oluştu. Böyle bir ortamda, en azından orta vadedeki trendlerdeki değişikliklerde portföy ayarlamaları yapmak ve buna bağlı olarak piyasalara ya da piyasa unsurlarına girip çıkmak oldukça önemli hale geldi. Piyasadaki bu gelişmeleri anlamak istemeyen ya da anlayamayan ve kendilerini piyasa uzmanı olarak lanse eden kişiler çareyi, çokça kullandıkları sosyal medya unsurlarında, 'yatırımcı olmak' ve 'uzun vadeli yatırım yapmak' kavramlarının promosyonunu yapmakta buldular. Negatif bir durumda sarılacakları şey hep bu oluyor ya da olacak: 'siz uzun vade bakın, yatırımcı olun'. Nasıl olsa 5 yıl sonra kimin ne dediğini, neyi önerdiğini kimse hatırlamayacak ve bunun verdiği rahatlıkla konuşmakta bir beis görmüyorlar.

    Ayrıca bu belirsizliklerin ve oynaklıkların sadece bu ülke borsasında oluştuğunu zanneden naif bakış açıları da söz konusu ve ne zaman bu durumlar belli aralıklarda tekrar etse hemen ülkedeki borsanın güvenilmezliğine topu atıp, 'yapacak bir şey yok, coğrafya kaderdir' cümlesine sığınarak kendilerini rahatlatma yolunu tercih ediyorlar ve uluslararası piyasalarda meydana gelen dalgalanmalardan, oynaklıklardan ve belirsizliklerden bîhaberler ya da bunları görmezden gelmenin rahatlığını yaşamayı tercih ediyorlar.

    Kullandığım ifadelerin doğruluğunu test etmek isteyenler değişik sektörlerden, Amerika, Avrupa ve Asya orjinli çok bilindik 500 büyük şirketin fiyat hareketlerinin nasıl seyrettiğini test edebilirler. Dediğim şekilde hareket etmeyen istisnalar her zaman olacaktır, ama genel gidişatın durumunu değiştirmez bu durum. Şimdi burada 100 tane farklı şirketten fiyat grafikleriyle örnekler versem, kendi argümanlarımı desteklemek için kendi istediklerimi seçmiş durumuna düşer ve bir kaç istisnaî karşı örnek verenlere karşı iddiamı zayıflatmış olurum. Gerçekten durumun farklı olabileceğini ve benim 'işkembe-i kübra'dan bu iddiayı öne sürmüş olabileceğimi düşünenler var ise, Global 500 ya da Fortune 500 listelerinde yer alan şirketlerin tamamının son 5-6 yıldaki fiyat hareketlerini inceleyebilirler. Büyük çoğunluğun dediklerime paralel hareket ettiğini, ciddi bir yön belirsizliği içerisinde olduğunu ve yıllar içerisinde derin volatilitelere sahne olduklarını görebilirler.

    Peki buradan gelmeye çalıştığım nokta nedir? Aktif yatırımcı olmak ve sektörel işlerin gidişatı bazında ve fiyat hareketleri bazında trendleri izlemek ve yatırımlarımızı bu gerçeğe göre şekillendirmek.. Artık 1950 ile 2000'li yıllar arasındaki borsalarda işlem yapmıyoruz. Bu vurguyu yapmamın iki temel sebebi var:

    1. Artık her şey çok büyük bir hızda değişiyor, rekabet şartları farklılaşıyor ve bazı şirketler ya da bazı sektörler zamanla hızlı bir şekilde saf dışı kalabiliyor ya da pazardaki rekabet gücünü ve etkinliğini çok çabuk yitirebiliyor. Böyle bir durumda uzun vadeli yatırım yapmanın anlamsızlığı ortaya daha belirgin şekilde çıkıyor.

    2. Piyasalarda bilgiye erişim hızlandığı için fiyatlamalar da çok hızlanıyor, kâr realizasyonları, birileri yeni umutlarla ve yeni beklentilerle pozisyon almaya başladığında gerçekleşebiliyor. Buna ilaveten algoritmik işlemlerin yekûnu gittikçe artıyor. Bu gelişme piyasalardaki derinleşmeyi ve likiditeyi artıran pozitif bir durum gibi değerlendirilse de, aynı zamanda şahit olduğumuz oynaklıklardaki derinleşmelerin de ana sebeplerini oluşturuyorlar.

    Gerçekleşen her şeyi, her türlü volatil hareketi, ana hareketin gürültüsü gibi değerlendirenler de olabilir. Bu, öncelikle hangi derinlikte ve hangi zaman aralıklarında gidişatı incelediğimize bağlı olarak değişebilir. Ayrıca olası bir ana trendin gürültüsü olup olmadığını da ancak 15 sene sonra, eğer gerçekten böyle bir ana hareket olacaksa tabii, oluşan trend gerçekleştiğinde ancak görmüş oluruz.

    Mevcut şartları ve konjonktürel gelişmeleri takip ettiğimizde, ısrarla uzun vade yatırımcılığına karşı çıkmamın bence anlamlı bir alt yapısı ve dayanak noktası var.. Herkes farklı düşünmekte elbette özgür, ama başkalarına bunun pazarlamasını yapıyorsa temel yatırım felsefesini ve iddialarını makul şekilde anlatma ve ispatlama derdinde olmalı.. Kendi kendine böyle bir yol güdüyor ve başkalarına herhangi bir iddiada yahut yönlendirmede bulunmuyorsa, elbette kimse böyle bir yükümlülükle karşı karşıya bırakılamaz.
    İç sesim kendi kendime itiraz ediyor:

    "Ne saçmalıyorsun? Kendi işine bak.. Bırak herkes istediği gibi yatırım yapsın, isteyen istediğine istediği felsefeyi pazarlasın.. Alan memnun, satan memnun, sana ne?

    Zaten burada kendin yazıp kendin oynuyor, kendi kendine konuşup duruyorsun. Kendi işine odaklan, kendi kazançlarına konsantre ol, tıka kulağını sağa sola. Başkalarına eleştiri yapmaya harcayacağın zamanı 5 tane daha enstrümanı inceleyerek geçir.. Bir şeyler öğrenmeye niyeti olan zaten eninde sonunda doğru kaynakları ve yöntemleri bulur.. Böyle bir niyeti olmayan da başkalarının pazarladıkları yöntemleri takip etmeye ve sonuçlarını test etmeye devam eder. Sonuçta herkes, nasibi doğrultusunda, hak ettiğine ve edeceğine erişir."

    İç sesim bence haklı.. Susuyorum ve susacağım artık.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  2. "Doktorlar son derece hassas ekipmanlarla bir insanın kalp atışını izleyebilir ve kaydedebilir, ancak belirli şartlar altında kalp, kalp atışının tahmin edilemeyeceği veya matematiksel olarak modellenemeyeceği rastgele fibrilasyona (ölümcül olabilen rastgele kaotik atış şekline) girebilir. Kalbin gireceği bu tür bir kaos, hayatı ve hayatın problemsiz sürekliliğini tehdit eder.

    Ancak, ironik bir şekilde, araştırmacılar yoğun konsantrasyon halindeki sağlıklı bir zihinde beyin dalgalarının kaotik olduğunu, buna karşın nöbet geçiren bir epilepsi hastasının veya "yüksek" bir uyuşturucu bağımlısının beyin dalgalarının düzenli ve öngörülebilir olduğunu bulmuşlardır. "

    Alıntıdır ve yorum okuyucuya bırakılmıştır.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  3. Dünyada her gün belki de milyonlarca defa piyasa kararı (al, sat, açığa sat, açığa al, vb) alınıyor ve her birinin sonuçlarının fiyat hareketleri üzerinde etkili olmadığını iddia edebilmek biraz safdillik olur desem abartmış olmam herhalde. Kendi hür irademizi de dahil edersek, bu kadar karmaşık bir bileşenler kümesinin matematiksel kesinlikle modellenebileceğini ve tahmin edilebileceğini iddia etmek en nazik yorumla gülünç olacaktır. Zira, her birimiz piyasaları oluşturan bütünün parçalarıyız ve bu piyasaları oluşturan bireyler topluluğunun olaylara nasıl tepki vereceğini veya hangi yeni şartların ortaya çıkacağını (her kafadan ayrı bir ses çıkabileceği ihtimalini düşünürsek) hiçbir zaman mutlak bir kesinlikle tahmin edemeyiz. O sebeple sağda solda gördüğüm 'hareket daha yeni başladı, borsa şu seviyelere kadar çıkabilir.' ya da 'piyasada yorulma emareleri görüyorum, bir düzeltme gelebilir.' yorumlarının ikisine de gülerek geçiyorum. Neden mi? İkisi de aynı piyasaya bakarak taban tabana zıt yorum yapıyor da ondan.. Şimdi ikisi de kendisini analist olarak gören ve hatırı sayılır sayıda insanlarca izlenen ve dinlenen kimseler. Aynı doneleri, aynı verileri görüp birbirine bu kadar zıt bir görüşte olabilme durumu bile aslında insanların finansal davranışlarının modellenemeyeceğine dair bir örnek teşkil ediyor. Tam da bu sebeple piyasa tahmini yapmanın hava tahmini yapmaktan çok da farklı olmadığını söylemek mümkün. Hava tahminleri yapılırken çok yakın gelecek bile tahmin edilmekte zorlanılabiliyor, bırak 15 gün sonrasında ne olabileceğini tam anlamıyla kestirmeyi.. Elimizde sürekli şemsiye ile de gezemeyeceğimize göre arada sırada ıslanacağız ve bunun da hayatın bir parçası olduğunu unutmayacağız. Her dakika yağmur yağabilir diye paranoya ile dolanmaya gerek yok hani..
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    İç sesim kendi kendime itiraz ediyor:

    "Ne saçmalıyorsun? Kendi işine bak.. Bırak herkes istediği gibi yatırım yapsın, isteyen istediğine istediği felsefeyi pazarlasın.. Alan memnun, satan memnun, sana ne?

    Zaten burada kendin yazıp kendin oynuyor, kendi kendine konuşup duruyorsun. Kendi işine odaklan, kendi kazançlarına konsantre ol, tıka kulağını sağa sola. Başkalarına eleştiri yapmaya harcayacağın zamanı 5 tane daha enstrümanı inceleyerek geçir.. Bir şeyler öğrenmeye niyeti olan zaten eninde sonunda doğru kaynakları ve yöntemleri bulur.. Böyle bir niyeti olmayan da başkalarının pazarladıkları yöntemleri takip etmeye ve sonuçlarını test etmeye devam eder. Sonuçta herkes, nasibi doğrultusunda, hak ettiğine ve edeceğine erişir."

    İç sesim bence haklı.. Susuyorum ve susacağım artık.
    Bence son derece isabetli ve ufuk açıcı konular. Naçizane bunların tartışılmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi zamanımızda herşey çok hızlı değişebiliyor. Dünün normalleri bugünün anormali obabiliyor çok rahatlıkla.

    Aslında şunu da gözlemliyorum; belli bir süre aynı yatırım alışkanlığı ile devam eden yatırımcılar bu alışkanlıkları ile belli bir ölçüde veya tutarda bir kazanç elde etmişlerse kendi yöntemlerinin en doğru yöntem olduğu hususunu tartışmaya bile açmak istemiyor. Ben kazandığıma göre doğrudur gerisine ne hacet modundalar. Ama farklı düşünce sistematiğiyle daha fazla kazanılabildiği ya da kendi sistematiğinin getirisinin aslında gerilemeye başladığının farkında olmuyorlar çoğunlukla.

    Bu birazda kişinin kendisinin gelişime açık olup olmaması ile de alakalı. Yani her zaman daha iyisi vardır diye bir arayış içinde olmak çok zor geliyor insanlara.

    Ya da hedefi o kadar, kendince ona ulaşınca gerisinin peşine düşmek de istemiyor.
    Şimdilik aklıma gelen hususlar bunlar.

    Yazdıklarınızı ilgi ile takip ediyorum ve oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve bol hayırlı kazançlar dilerim.

  5.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Dünyada her gün belki de milyonlarca defa piyasa kararı (al, sat, açığa sat, açığa al, vb) alınıyor ve her birinin sonuçlarının fiyat hareketleri üzerinde etkili olmadığını iddia edebilmek biraz safdillik olur desem abartmış olmam herhalde. Kendi hür irademizi de dahil edersek, bu kadar karmaşık bir bileşenler kümesinin matematiksel kesinlikle modellenebileceğini ve tahmin edilebileceğini iddia etmek en nazik yorumla gülünç olacaktır. Zira, her birimiz piyasaları oluşturan bütünün parçalarıyız ve bu piyasaları oluşturan bireyler topluluğunun olaylara nasıl tepki vereceğini veya hangi yeni şartların ortaya çıkacağını (her kafadan ayrı bir ses çıkabileceği ihtimalini düşünürsek) hiçbir zaman mutlak bir kesinlikle tahmin edemeyiz. O sebeple sağda solda gördüğüm 'hareket daha yeni başladı, borsa şu seviyelere kadar çıkabilir.' ya da 'piyasada yorulma emareleri görüyorum, bir düzeltme gelebilir.' yorumlarının ikisine de gülerek geçiyorum. Neden mi? İkisi de aynı piyasaya bakarak taban tabana zıt yorum yapıyor da ondan.. Şimdi ikisi de kendisini analist olarak gören ve hatırı sayılır sayıda insanlarca izlenen ve dinlenen kimseler. Aynı doneleri, aynı verileri görüp birbirine bu kadar zıt bir görüşte olabilme durumu bile aslında insanların finansal davranışlarının modellenemeyeceğine dair bir örnek teşkil ediyor. Tam da bu sebeple piyasa tahmini yapmanın hava tahmini yapmaktan çok da farklı olmadığını söylemek mümkün. Hava tahminleri yapılırken çok yakın gelecek bile tahmin edilmekte zorlanılabiliyor, bırak 15 gün sonrasında ne olabileceğini tam anlamıyla kestirmeyi.. Elimizde sürekli şemsiye ile de gezemeyeceğimize göre arada sırada ıslanacağız ve bunun da hayatın bir parçası olduğunu unutmayacağız. Her dakika yağmur yağabilir diye paranoya ile dolanmaya gerek yok hani..
    'Gülerek geçiyorum' derken kendimi kesinlikle bu durumdan istisna tutmuyorum, bazen kendime de gülerek geçiyorum, zira sonuç olarak bu çelişkiler yumağının bir parçası olmaktan ben de her zaman kaçamıyorum.. Uzaktan 'hadi hadi' deme, sen de benden farksızsın aslında, sadece benim ifade ettiklerimi sen ifade etmekten imtina ediyorsun.. Gelip içini dökmüyorsun böyle yazılı ifadelerle.. Alemin günah keçisi olmaya soyunuyoruz böylece, başkalarının ifade etmekten kaçındıklarını onların yerine de yazarak.. Çok mu iddialı oldu bu? Bunun iddialı bir söylem olduğunu bile yazmaktan kaçınanlar oldukça, iddialı söylemlere devam edenler hep çıkacaktır deyip sözü bitirelim.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  6.  Alıntı Originally Posted by geceningözü Yazıyı Oku
    Bence son derece isabetli ve ufuk açıcı konular. Naçizane bunların tartışılmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi zamanımızda herşey çok hızlı değişebiliyor. Dünün normalleri bugünün anormali obabiliyor çok rahatlıkla.

    Aslında şunu da gözlemliyorum; belli bir süre aynı yatırım alışkanlığı ile devam eden yatırımcılar bu alışkanlıkları ile belli bir ölçüde veya tutarda bir kazanç elde etmişlerse kendi yöntemlerinin en doğru yöntem olduğu hususunu tartışmaya bile açmak istemiyor. Ben kazandığıma göre doğrudur gerisine ne hacet modundalar. Ama farklı düşünce sistemiğiyle daha fazla kazanılabildiği ya da kendi sistematiğinin getirisinin aslında gerilemeye başladığının farkında olmuyorlar çoğunlukla.

    Bu birazda kişinin kendisinin gelişime açık olup olmaması ile de alakalı. Yani her zaman daha iyisi vardır diye bir arayış içinde olmak çok zor geliyor insanlara.

    Ya da hedefi o kadar, kendince ona ulaşınca gerisinin peşine düşmek de istemiyor.
    Şimdilik aklıma gelen hususlar bunlar.

    Yazdıklarınızı ilgi ile takip ediyorum ve oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve bol hayırlı bol kazançlar dilerim.
    Sağolun.. Resme bakılırsa kendi kendime söyleniyorum aslında burada.. Başkalarını eleştiriyor görünürken bile bazen aslında kendimi ve kendi tarzımı da eleştiriyor ve sigaya çekmeye çalışıyorum.. Sonsuza dek teklemeden çalışan ve sürekli kendini doğrulayan bir şey yok bu piyasalarda, aksini söyleyen çokça kişi olsa da. Bu durumdan dersler çıkarabiliyor muyum? Bazen evet, bazen hayır.. Benimkisi kendi kendime dertleşmeler diyelim.. Dileyen bu dertleşmeye ortak olabilir, dileyen de 'amaan salla gitsin' deyip kendi işine bakabilir. Ortak dertleşme platformunun pek müşterisi yok aslında.. O arayışta da değilim. Bazen içimdekileri sesli düşünmek istiyorum o kadar..

    Son 2 ayda daha önce hiç bakmadığım ya da okumadığım 30'dan fazla trading kitabını gözden geçirdim, yeni bir şeyler, söylenmemiş bir şeyler ya da yeni keşfedilmiş bir şeyler var mı diye? Sistemler değişiyor, işlem evrenleri değişiyor, insan profilleri değişiyor, ancak basmakalıp sistemler ufak nüanslarla tekrar edilip duruyor. İşleri kompleksleştirme taraftarı değilim. Sadelik ve basitlikten yanayım hep, ama bu sadelik arayışı 'basma-kalıpçılık'a ve 'basite indirgemecilik'e dönüşmemeli diye düşünüyorum.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7. Şimdi de DCF/İNA güzellemesi başlamış.. Neymiş efendim, diğer yöntemler hep göreceli imiş ve subjektif sonuçlar doğuruyomuş da, bir tek DCF/İNA gerçekçi değerleme imkanı sunuyormuş..

    Hadi oradan diyesim var ama saygısızlık olacak. İNA'da kullanılan değişkenlerin bir çoğu senin kişisel öngörüne ve varsayımına dayanmıyor mu? Mesela gelecekte nasıl bir büyüme, nasıl bir nakit akışı olacağını biliyor musun ki gelecekteki nakit akışlarını yine kendin subjektif olarak belirlediğin iskonto oranlarını kullanarak bugüne indirgeyebiliyorsun ve bunun adil bir değer hesaplama yöntemi olduğunu savunuyorsun ve şirketin o an itibariyle içsel değeri budur diyebiliyorsun? Baştan aşağı subjektif tahmin içeren bir değerlemenin objektiflik iddiası kadar çelişkili bir durum göremiyorum. Bu İNA fikrine karşı olduğum anlamına gelmiyor. Onun objektif bir değerleme yöntemi olduğu fikrine bir eleştiri bu.

    Mesela 100 yıllık kira fiyatının karşılığında bir satılık fiyatı oluşan köşedeki dükkanın bu fiyatının adil olmadığını İNA ile ispat etsen o dükkanın satılık fiyatı mesela 10 yıllık kira gelirinin karşılığına iniyor mu, etrafındakiler hep benzer şekilde fiyatlandıktan sonra.. Evet buna 'fahiş bir fiyatlama' diyebilirsin, 'sürdürülebilir değil' de diyebilirsin, 'ben bu fiyatı bu dükkana vermem' de diyebilirsin. Ama bu oluşan gerçekliği, piyasa gerçekliğini değiştiremezsin.. Her şey eninde sonunda 'eder'ini bulur diye kaçak cevaplar vermekle de durumu kurtaramıyorsun, o dükkan hep pahalı kalmaya devam ediyor.. Şimdi nereden yakalım Selim Abi?
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  8.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Şimdi de DCF/İNA güzellemesi başlamış.. Neymiş efendim, diğer yöntemler hep göreceli imiş ve subjektif sonuçlar doğuruyomuş da, bir tek DCF/İNA gerçekçi değerleme imkanı sunuyormuş..

    Hadi oradan diyesim var ama saygısızlık olacak. İNA'da kullanılan değişkenlerin bir çoğu senin kişisel öngörüne ve varsayımına dayanmıyor mu? Mesela gelecekte nasıl bir büyüme, nasıl bir nakit akışı olacağını biliyor musun ki gelecekteki nakit akışlarını yine kendin subjektif olarak belirlediğin iskonto oranlarını kullanarak bugüne indirgeyebiliyorsun ve bunun adil bir değer hesaplama yöntemi olduğunu savunuyorsun ve şirketin o an itibariyle içsel değeri budur diyebiliyorsun? Baştan aşağı subjektif tahmin içeren bir değerlemenin objektiflik iddiası kadar çelişkili bir durum göremiyorum. Bu İNA fikrine karşı olduğum anlamına gelmiyor. Onun objektif bir değerleme yöntemi olduğu fikrine bir eleştiri bu.

    Mesela 100 yıllık kira fiyatının karşılığında bir satılık fiyatı oluşan köşedeki dükkanın bu fiyatının adil olmadığını İNA ile ispat etsen o dükkanın satılık fiyatı mesela 10 yıllık kira gelirinin karşılığına iniyor mu, etrafındakiler hep benzer şekilde fiyatlandıktan sonra.. Evet buna 'fahiş bir fiyatlama' diyebilirsin, 'sürdürülebilir değil' de diyebilirsin, 'ben bu fiyatı bu dükkana vermem' de diyebilirsin. Ama bu oluşan gerçekliği, piyasa gerçekliğini değiştiremezsin.. Her şey eninde sonunda 'eder'ini bulur diye kaçak cevaplar vermekle de durumu kurtaramıyorsun, o dükkan hep pahalı kalmaya devam ediyor.. Şimdi nereden yakalım Selim Abi?
    'Selim Abi' rastgele seçilmiş bir isimdir ve kimseye gönderme değildir.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

Sayfa 240/342 İlkİlk ... 140190230238239240241242250290340 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •