Originally Posted by
deva-i dert
Özellikle son 5-6 yılda, piyasalarda dramatik bir belirsizlik ve volatilite/oynaklık oluştu. Böyle bir ortamda, en azından orta vadedeki trendlerdeki değişikliklerde portföy ayarlamaları yapmak ve buna bağlı olarak piyasalara ya da piyasa unsurlarına girip çıkmak oldukça önemli hale geldi. Piyasadaki bu gelişmeleri anlamak istemeyen ya da anlayamayan ve kendilerini piyasa uzmanı olarak lanse eden kişiler çareyi, çokça kullandıkları sosyal medya unsurlarında, 'yatırımcı olmak' ve 'uzun vadeli yatırım yapmak' kavramlarının promosyonunu yapmakta buldular. Negatif bir durumda sarılacakları şey hep bu oluyor ya da olacak: 'siz uzun vade bakın, yatırımcı olun'. Nasıl olsa 5 yıl sonra kimin ne dediğini, neyi önerdiğini kimse hatırlamayacak ve bunun verdiği rahatlıkla konuşmakta bir beis görmüyorlar.
Ayrıca bu belirsizliklerin ve oynaklıkların sadece bu ülke borsasında oluştuğunu zanneden naif bakış açıları da söz konusu ve ne zaman bu durumlar belli aralıklarda tekrar etse hemen ülkedeki borsanın güvenilmezliğine topu atıp, 'yapacak bir şey yok, coğrafya kaderdir' cümlesine sığınarak kendilerini rahatlatma yolunu tercih ediyorlar ve uluslararası piyasalarda meydana gelen dalgalanmalardan, oynaklıklardan ve belirsizliklerden bîhaberler ya da bunları görmezden gelmenin rahatlığını yaşamayı tercih ediyorlar.
Kullandığım ifadelerin doğruluğunu test etmek isteyenler değişik sektörlerden, Amerika, Avrupa ve Asya orjinli çok bilindik 500 büyük şirketin fiyat hareketlerinin nasıl seyrettiğini test edebilirler. Dediğim şekilde hareket etmeyen istisnalar her zaman olacaktır, ama genel gidişatın durumunu değiştirmez bu durum. Şimdi burada 100 tane farklı şirketten fiyat grafikleriyle örnekler versem, kendi argümanlarımı desteklemek için kendi istediklerimi seçmiş durumuna düşer ve bir kaç istisnaî karşı örnek verenlere karşı iddiamı zayıflatmış olurum. Gerçekten durumun farklı olabileceğini ve benim 'işkembe-i kübra'dan bu iddiayı öne sürmüş olabileceğimi düşünenler var ise, Global 500 ya da Fortune 500 listelerinde yer alan şirketlerin tamamının son 5-6 yıldaki fiyat hareketlerini inceleyebilirler. Büyük çoğunluğun dediklerime paralel hareket ettiğini, ciddi bir yön belirsizliği içerisinde olduğunu ve yıllar içerisinde derin volatilitelere sahne olduklarını görebilirler.
Peki buradan gelmeye çalıştığım nokta nedir? Aktif yatırımcı olmak ve sektörel işlerin gidişatı bazında ve fiyat hareketleri bazında trendleri izlemek ve yatırımlarımızı bu gerçeğe göre şekillendirmek.. Artık 1950 ile 2000'li yıllar arasındaki borsalarda işlem yapmıyoruz. Bu vurguyu yapmamın iki temel sebebi var:
1. Artık her şey çok büyük bir hızda değişiyor, rekabet şartları farklılaşıyor ve bazı şirketler ya da bazı sektörler zamanla hızlı bir şekilde saf dışı kalabiliyor ya da pazardaki rekabet gücünü ve etkinliğini çok çabuk yitirebiliyor. Böyle bir durumda uzun vadeli yatırım yapmanın anlamsızlığı ortaya daha belirgin şekilde çıkıyor.
2. Piyasalarda bilgiye erişim hızlandığı için fiyatlamalar da çok hızlanıyor, kâr realizasyonları, birileri yeni umutlarla ve yeni beklentilerle pozisyon almaya başladığında gerçekleşebiliyor. Buna ilaveten algoritmik işlemlerin yekûnu gittikçe artıyor. Bu gelişme piyasalardaki derinleşmeyi ve likiditeyi artıran pozitif bir durum gibi değerlendirilse de, aynı zamanda şahit olduğumuz oynaklıklardaki derinleşmelerin de ana sebeplerini oluşturuyorlar.
Gerçekleşen her şeyi, her türlü volatil hareketi, ana hareketin gürültüsü gibi değerlendirenler de olabilir. Bu, öncelikle hangi derinlikte ve hangi zaman aralıklarında gidişatı incelediğimize bağlı olarak değişebilir. Ayrıca olası bir ana trendin gürültüsü olup olmadığını da ancak 15 sene sonra, eğer gerçekten böyle bir ana hareket olacaksa tabii, oluşan trend gerçekleştiğinde ancak görmüş oluruz.
Mevcut şartları ve konjonktürel gelişmeleri takip ettiğimizde, ısrarla uzun vade yatırımcılığına karşı çıkmamın bence anlamlı bir alt yapısı ve dayanak noktası var.. Herkes farklı düşünmekte elbette özgür, ama başkalarına bunun pazarlamasını yapıyorsa temel yatırım felsefesini ve iddialarını makul şekilde anlatma ve ispatlama derdinde olmalı.. Kendi kendine böyle bir yol güdüyor ve başkalarına herhangi bir iddiada yahut yönlendirmede bulunmuyorsa, elbette kimse böyle bir yükümlülükle karşı karşıya bırakılamaz.
Yer İmleri