Sayfa 5065/7020 İlkİlk ... 406545654965501550555063506450655066506750755115516555656065 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 40,513 - 40,520 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Amerikali sair (Nicholas) Vachel Lindsay’in dogum yildonumu (10 Kasim 1879)



    Gun dogmaz sabir yildiz isirsa gokyuzunde
    Sensin
    Gokyuzunde bir baska yildiz isirsa ay adina
    Sensin
    Sen benim ilkbaharimsin
    Bir elma dali yuzun cicek acmis
    Gozlerine vuran isik gencliginde
    Cumle iyilikleriyle yureginin
    Sen benim askimsin.



    Hep kiriktir fabrika camlari.
    Birileri savurur hep tugla parcalarini,
    Birileri firlatir hep curuflari,
    Yapar cirkin hoduk hileleri hurdalari.
    Hep kiriktir fabrika camlari.
    Rahat birakirlar diger camlari.
    Kilise camina kimse atmaz tasi,
    Ki kekredir, hirlar tas, alayci alayci.
    Hep kiriktir fabrika camlari.
    Su ya da baska bir sey yanlisti.
    Curuyen bir seyler vardi - galiba Danimarka’da.
    Fabrika-cami siirinin sonudur bu da

  2. Italyan ressam Antonio Giuseppe Santagata’nin dogum yildonumu (10 Kasim 1888)

    Melisenda, XX secolo




    L'arrivo del pesce a Camogli, 1951


  3. Casablanca (1942) filminin Captain Louis Renault karakteri, Ingiliz asilli Amerikali tiyatro ve sinema aktoru William Claude Rains'in dogum yildonumu (10 Kasim 1889)




  4. Sembolizm'in en buyuk temsilcilerinden, aykiri Fransiz sair Jean Nicholas Arthur Rimbaud’un olum yil donumu (10 Kasim 1891)

    “Sair butun anlamlarin uzun sure, sonsuzca ve dusunulmus bir sekilde duzensizlesmesiyle kendini gorunmezi goren , bilenmezi bilen kilar. Askin, acinin, istirabin, cilginligin butun sekillerini yasayarak; bizzat kendini arar, butun zehirleri kendinde tuketir, bunu da onlarin sadece ozlerini saklamak icin yapar. Kelimelerle anlatilmaz bir iskencedir bu, ki bunda sair butun bir imana, insanustu buyuk bir guce ihtiyac duyar, ayrica bunda sair daha pek cok sey arasinda buyuk hasta, buyuk cani, buyuk lanetli - ve en yuksek Bilgin- olur. Cunku sair boylece bilinmeze ulasir! Cunku sair ruhunu islemistir, coktan herkesten daha cok zengindir! Sair bilinmeze ulasir ve cilgina donmus bir halde, gormeleriyle, vizyonlariyla sonunda aklini kaybedebilir de, o onlari gordu bir kere! Duyulmadik ve adlandirilamaz seylerle yaptigi sicramada isterse gebersin: daha baska korkunc isciler geleceklerdir; otekinin gucunun tukenip yigilip kaldigi ufuklardan onlar baslayacaklar bu kez!” Cehennemde Bir Mevsim



    "Il Poeta si fa veggente attraverso una lunga, immensa e ragionata sregolatezza di tutti i sensi. Tutte le forme d'amore, di sofferenza, di follia; egli cerca se stesso, esaurisce in sé tutti i veleni, per non serbarne che la quintessenza. Ineffabile tortura in cui ha bisogno di tutta la fede, di tutta la forza sovrumana, nella quale diventa fra tutti il grande malato, il grande criminale, il grande maledetto, – e il sommo Sapiente! – Poiché giunge all'ignoto! Avendo coltivato la sua anima, già ricca, più di ogni altro! Egli giunge all'ignoto, e anche se, sconvolto, dovesse finire per perdere l'intelligenza delle sue visioni, le avrebbe pur sempre viste! Crepi pure nel suo balzo attraverso le cose inaudite e innominabili: verranno altri orribili lavoratori; cominceranno dagli orizzonti su cui l'altro si è accasciato! – Il seguito fra sei minuti – Qui inserisco un secondo salmo fuori testo: voglia porgere un orecchio compiacente, – e tutto il mondo ne sarà incantato."



    On yedi yaslarinda gelgec oluyor yurek,
    Simdilik hosca kaim gurultulu kahveler!
    Boyle tatli bir aksam bira neyine gerek –
    Yesil ihlamurlarin alti dunyaya deger.

    Haziran aksamlari bu yollar sanki cennet!
    Yum gozlerini solu, hava mis gibi nasil;
    Gurultuyle birlikte ruzgar -uzak degil kent-
    Asma ve bira kokusu tasir usul usul…

    --Ve cevrilmis ince bir dalla gokyuzu, kara
    Mini mini tul gibi bir esarbi andirir,
    Tatli titresimlerle, kucuk, beyaz, maskara,
    Bir yildiz bu gergefe girip isiklandirir…



    On n'est pas sérieux, quand on a dix-sept ans.
    --Un beau soir, foin des bocks et de la limonade,
    Des cafés tapageurs aux lustres éclatants !
    - On va sous les tilleuls verts de la promenade.

    Les tilleuls sentent bon dans les bons soirs de juin !
    L'air est parfois si doux, qu'on ferme la paupière ;
    Le vent chargé de bruits - la ville n'est pas loin -
    A des parfums de vigne et des parfums de bière...

    --Voilà qu'on aperçoit un tout petit chiffon
    D'azur sombre, encadré d'une petite branche,
    Piqué d'une mauvaise étoile, qui se fond
    Avec de doux frissons, petite et toute blanche...



    "Yildiz ki gul pembe agladi kulaklarina, sonsuz beyazi sundu tepeden tirnaga dek; deniz,kizil ordu gogsune ilmek ilmek, ve insan karayi kanadi anac bagrina."

    "Ipleri gerdim kuleden kuleye; pencereden pencereye; cicek bezekleri; altin zincirler yildizdan yildiza, ve iste dans ettim."

  5. Italyan besteci Ruggero Leoncavallo'nun librettosunu yazip besteledigi, Fransiz sarkici Zazà’nin sevgilisi Milio'nun evli oldugunu ogrendiginde onu terk etmesini konu edinen Zazà operasi promiyerini 10 Kasim 1900 tarihinde Milano, Teatro Lirico’da yapti.


  6. Barbizon Okulu’ndan Fransiz ressam Félix Ziem’in olum yildonumu (10 Kasim 1911)

    The Grand Canal in Venice, 1890 - 1900 (São Paulo Museum of Art)




    French President Émile Loubet Visiting the French and Italian Squadrons in Toulon, 1901


  7. Italyan ressam Giuseppe Riva’nin olum yildonumu (10 Kasim 1916)

    Il naviglio grande a Milano, 1890




    Paesaggio con lago, XX secolo


  8. Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw'in Kirginlar Evi (Heartbreak House) oyunu ilk kez 10 Kasim 1920 tarihinde New York, Garrick Theatre’da sahnelendi.





    “Isteklerimdir beni yasatan; doyum, olumdur.”

Sayfa 5065/7020 İlkİlk ... 406545654965501550555063506450655066506750755115516555656065 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •