Sayfa 56/176 İlkİlk ... 646545556575866106156 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 441 - 448 arası.

Konu: Tarihte Bugün

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. Mutluluk yarına ait değil. O bir varsayım değil. Mutluluk burada ve şimdi başlar..Salif Keita



    Keita'nın ilginç yaşam hikâyesinin eşliğinde yarattığı müzik Afrika'nın neşesi, coşkusu, acısı ve mutluluğuyla özdeşleşmiş. "Yamore"yi dinlediğinizde, uzaklardan gelen ama bir o kadar da içinizde hissettiğiniz duyguların yoğunluğuna kapılıyorsunuz.

    Keita'nın müziği, Mali'nin zengin müzik kültürünün en iyi örneklerinden olup, pop müziği ile kaynaşmıştır. Şarkı sözleri iyimser bir insanın mesajlarını iletiyor. Afrikalılara içinde bulundukları olumsuz koşullar nedeniyle kendilerine acımamalarını, bunun yerine uyanıp varoluşlarının pozitif yanlarını açığa çıkarmalarını söylüyor.

    "Bilirsiniz, Tanrı tüm nimetlerini bir kişiye vermez. Bana da pigmentasyon vermedi ve iyi bir görüş... Fakat bana da ufak bir şeyler verdi. Yamore gibi... Yamore sihirsel bir biçimde geldi. Sadece öyle... Gitarımı elime aldım ve melodiyi çalmaya başladım. O melodiyi üç gündür arıyordum. Ah! Mutluydum. O aradığım şeydi..."

  2. Vercingetorix MÖ46 - MÖ82



    Roma işgali ve baskısına karşı Galya'lıları bir araya toplamış, Kendinden sonraki yıllarda da kullanılan bir çok savaş taktiği geliştirerek Roma lejyonlarını defalarca yenmiştir.

    Alesia kenti muhasarasında yine kendisi gibi farklı taktikler geliştiren Julius Caesar'a yenilmiş ve teslim olmuştur.
    Teslimiyetin 5. yılında Roma'da öldürülmüştür.

    Vercingetorix, o dönem için imkansız görünen güçlü roma ordularına karşı halkı bilinçlendirip başkaldırdığı için Fransa'da halk kahramanı olarak kabul görülüyor.

    tum cabalarina ragmen, roma ordusuna karsi galya'yi kaybedince, romalilarin acimasiz istekleri karsisinda; "vae victis" (kaybedene yaziklar olsun) lafini soylemistir.

  3. II Özi Kalesi Kuşatması 1788



    1737 yılındaki katliamdan sonra Ruslar Ozi kalesinde herhangi bir askeri varlık sürdürmemişler dolayısıyla 1739 yılında kaleye tekrar Osmanlı askeri sahip olmuştur.

    1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı'nda şehir ikinci kez Ruslar tarafından kuşatıldı. 1788 yılında denizden ve karadan başlayan kuşatma 6 ay sürdü ve savaşı Ruslar kazandı.
    1792 yılında Yaş Antlaşması ile şehir hukuken de Ruslara bırakıldı.

    Kırım Savaşı esnasında Kılburun Muharebesi'nin akabinde şehir 17 Ekim 1855 tarihinde İngiliz ve Fransızların eline geçmiştir. Şehir savaş sonuna kadar müttefiklerin elinde kalmıştır.

  4. Özi Kalesi Kuşatması 1737



    Rus Ordusu ile kaledeki Osmanlı garnizonu arasında Özi şehri yakınındaki kalede gerçekleşmiştir

    İlk Rus saldırısı, Osmanlı askerleri tarafından ağır kayıplara karşın geri püskürtülebildi ancak Rus havan topu saldırıları kale içindeki evlerde yangına neden oldu.
    Kuşatmanın ikinci günü kale içindeki cephaneliğin havaya uçması yaklaşık 6.000 Osmanlı askerinin yaşamına mal oldu.

    Kuşatmanın sürmesi ve yaşanan bu olaylar karşısında garnizon kuşatma sonunda beyaz bayrak çekip teslim oldu.

    Asıl önemli olay kalenin kaybedilmesinden ziyade, Rus ordu komutanı Mareşal Burkhard Christoph von Münnich'in teslim şartlarına aykırı olarak verdiği katliam emri üzerine binlerce osmanlı ve kırım türkünün katledilmiş olmasıdır..

    Katliam öyle bir hal almıştır ki Rus ordusu katledilen insanların çürümüş cesetlerinin kokusundan dolayı kaleden yaklaşık 25 km geriye çekilmek zorunda kalmıştır.

  5. Mısır’ın Son Memluk Sultanı Tomanbay İdam edildi 15 Nisan 1517



    Ridaniye Savaşından sonra uzun uğraşlar sonucu Memluk Devletinin son hükümdarı Tomanbay yakalandı. Arkasında sevilen güçlü bir düşman bırakmak istemeyen Yavuz Sultan selim onun idamına karar verdi.

    Tomanbay idam kararından sonra Şehsüvaroğlu Ali Bey’e teslim edildi.
    Şehsuvaroğlu Ali Bey’in babası Dulkadiroğlu Şehsuvar Bey 1472 yılında Osmanlılara sadakat göstermesinden dolayı Memluk sultanı tarafından idam ettirilmişti.

    Şehsuvaroğlu Ali Bey Tomanbay’ı vaktiyle babasının idam edildiği Kahire’de Babüz Züveyle kapısında asılarak idam ettirdi. (16 Nisan 1517)
    Böylece Memluk Devletinin son hükümdarı bir başka deyimle son Mısır Sultanı hayata veda etti.

    Yavuz Sultan Selim’in emriyle Kahire’de Tomanbay için büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine bizzat Yavuz Sultan Selim’de katıldı ve Osmanlı hükümdarlık geleneğinde hiç olmayan bir şeyi yaparak Tomanbay’ın cenazesini omuzladı. Ayrıca üç gün boyunca Tomanbay adına fakirlere para dağıtıldı.

  6. Celali İsyanları Başladı 15 Nisan 1519



    Anadolu’da Osmanlı Devletine karşı ilk isyan Bozoklu Celal adında bir kişinin öncülüğünde 15 Nisan 1519 tarihinde başladı. İsyan kısa sürede bastırıldı. Bu olaydan sonra Anadolu’da çıkan bütün isyanlara Celali İsyanı adı verilmiştir.
    Celali isyanları XVI.yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’yu tam bir anarşi ortamına itmiş ve devleti çok uğraştırmıştır.

  7. Derdi olan neylesin? (1517 Mısır)



    Rivayet odur ki; Yavuz Sultan Selim Han Mısır’ı fethettiğinde bir müddet orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. İstirahat ettiği otağını süpürüp temizleyen, yemeğini yapan Mısırlı bir cariye vardır. Yavuz Selim Han sabah erkenden çıkınca, cariye gelir, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlar, çıkıp gider. Akşam olunca da Yavuz Selim Han otağına döner.

    Cariye nasıl olduysa birkaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı uzaktan görür ve ona âşık olur.
    Lâkin bu ümitsiz bir aşktır. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta esir bir cariye...
    Fakat cariye gece gündüz onu düşünür. En sonunda Halifeye açılmaya karar verir. Lakin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendine mâni olması arasında kıvranıp durur. Çok bocalayan ve nefsine de söz geçiremeyen cariye, Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halifenin yatağına bırakır.

    Kâğıtta sadece üç kelime yazılıdır: "Derdi olan neylesin?"



    Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kâğıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kâğıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar: "Derdi neyse söylesin."

    Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar, bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye, kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ilave eder: "Korkuyorsa neylesin?"

    Akşam olur. Halife çadıra döner. Yazılanları okur ve tekrar cevap yazar: "Hiç korkmasın söylesin."

    Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek; "Ne olacaksa olsun artık!" demektedir. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmez. Yavuz Sultan Selim Han, akşam otağına dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temennâ eder, hürmetle durur.

    Yavuz Selim Han "Buyurun, sizi dinliyorum" deyince, cariye bütün cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen bedenini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur.
    Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuş, boncuk boncuk ter içinde kalmıştır. Kalbi yerinden fırlarcasına, ürkek ve mahcup bir sesle "Efendim" der. "Cariyeniz, size..." ve cümlesini tamamlayamadan oracıkta yığılıp kalır.

    Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:

    "Gerçek muhabbeti şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda icap ederse ölür "

  8. New York'ta bir mahalle 1934


Sayfa 56/176 İlkİlk ... 646545556575866106156 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •