Sayfa 5825/7020 İlkİlk ... 482553255725577558155823582458255826582758355875592563256825 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 46,593 - 46,600 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Nobel Edebiyat Odulu sahibi Turk yazar Ferit Orhan Pamuk'un dogum gunu ( 7 Haziran 1952 )

    " Hayata bir seferlik araba yolculuguna bitince yeniden baslayamazsin, ama elinde bir kitap varsa, ne kadar karisik ve anlasilmaz olursa olsun, o kitap, bittigi zaman, anlasilmaz olan seyi ve hayati yeniden anlayabilmek icin istersen basa donup biten kitabi yeniden okuyabilirsin. "



    " Non si può ricominciare la propria vita; quel viaggio a senso unico, una volta concluso, non lo si può rifare; se però si ha un libro in mano, e anche se quel libro è confuso e misterioso, dopo che lo si è terminato, lo si può riprendere dall'inizio, se si vuole, lo si può rileggere per tentare di capire l'incomprensibile, per capire la vita. "



    " Simdi bir oluyum ben, bir ceset, bir kuyunun dibinde. Son nefesimi vereli cok oldu, kalbim coktan durdu, ama alcak katilim haric kimse basima gelenleri bilmiyor. O ise, igrenc rezil, beni oldurdugunden iyice emin olmak icin nefesimi dinledi, nabzima bakti, sonra bogrume bir tekme atti, beni kuyuya tasidi, kaldirip asagi birakti. Tasla onceden kirdigi kafatasim kuyuya duserken parca parca oldu, yuzum, alnim, yanaklarim ezildi yok oldu; kemiklerim kirildi, agzim kanla doldu. ”



    “ Adesso io sono un morto, un cadavere in fondo a un pozzo. Ho esalato l'ultimo respiro ormai da tempo, il mio cuore si è fermato, ma, a parte quel vigliacco del mio assassino, nessuno sa cosa mi sia successo. Lui, il disgraziato schifoso, per essere sicuro di avermi ucciso ha ascoltato il mio respiro, ha tastato il mio polso, mi ha dato un calcio nel fianco, mi ha portato al pozzo e mi ha preso in braccio per poi buttarmici dentro. La testa me l'aveva già spaccata a colpi di pietra, e cadendo nel pozzo è andata in pezzi, la mia faccia, la fronte e le guance, è rimasta schiacciata, è scomparsa, le ossa si sono spezzate, la bocca si è riempita di sangue. ”




    " Sonucta, kedileri sevmeyen bir kadin, asla bir erkegi mutlu edemez. / Dopo tutto, una donna che non ama i gatti non sarà mai capace di far felice un uomo. / After all, a woman who doesn't love cats is never going to be make a man happy. "


  2. Fransiz bir filozof ve roman yazari Julien Benda’nin olum yildonumu ( 7 Haziran 1956 )

    ‪” Modern yazar ve onun siyasi tutumunun nedenleri konusuna donecek olursak, modern yazarin korku, endise hali icindeki bir burjuvazinin hizmetinde olmakla kalmayip, bunun yani sıra bu sinifa ait olan tum toplumsal konum ve itibar ayricaliklarindan faydalanan bir burjuva olmaya giderek daha fazla yaklaatigini da soylemem gerekir.‬ ” Aydinlarin Ihaneti‬



    “ Pour en revenir à l’écrivain moderne et aux causes de son attitude politique, j’ajouterai que, non seulement il sert une bourgeoisie inquiète, mais qu’il est devenu lui-même de plus en plus un bourgeois pourvu de toute l’assiette sociale et de toute la considération qui définissent cet état. ”

  3. Amerikalı sarkici, soz yazari, aktor ve dansci (Prince Rogers Nelson) Prince'in dogum yildonumu ( 7 Haziran 1958 )




  4. Amerikali sair, kisa oyku yazari ve elestirmen Dorothy Parker'in olum yildonumu ( 7 Haziran 1967 )





    Yildiz hos bir nafaka verecek,
    Neyim ben ki sececek?
    Ah, gunah cikartan bir ruh mu olacak,
    Kucuk tokali ayakkabilar mi ancak?

    Bir alyans mi dilemeli
    Isiltili ve zarif ve degirmi,
    Ya da rica mi etsem ortusunu gondermeni
    Yeni bellenmis bir hoyugun?

    Zarif isilti, altin mi
    Istesem yoksa yuzen gemiler mi,
    Yoksa her daim lanet mi okusam
    Bir cift yalanci dudaga?

    Ister salin alcakta istersen yuksekte,
    Ister son istersen yan sicacik;
    Tek dilegimi soylemeye cesaretim yok-
    Onu bana bagislamandan korkarim



    Jilet yakar canini,
    Nehirler islak,
    Asit leke yapar, Ve ilaclar kramp.
    Halat kopar,
    Tabanca yasadisi,
    Gaz berbat kokar,
    Yasasan en iyisi.

  5. Liyakat Nisani sahibi, Ingiliz roman, oyku ve deneme yazari ( Edward Morgan Forster ) E. M. Forster’in olum yildonumu ( 7 Haziran 1970 )

    “ Tahtalar sanki camurdan yapilmis gibidir; halk yuruyen camurlari andirir. Gozun gorebildigi her sey oylesine alcalmis, oylesine tekduzedir ki, Ganj akip gecerken, bir kabuk gibi, pisligi, artiklari supurup topraga sindirecek sanilir. Evler coker, insanlar bogulur, curur, ama kentin ana cizgileri hep yerli yerindedir, orada burada yukselir, alcalir. Alcalmis, ama bir turlu yok edilmeyen bir yasam bicimini andirir. ” Hindistan'a Bir Gecit



    “ The very wood seems made of mud, the inhabitants of mud moving. So abased, so monotonous, is everything that meets the eye, that when the Ganges comes down it might be expected to wash the excrescence back into the soil. Houses do fall, people are drowned and left rotting, but the general outline of the town persists, swelling here, shrinking there, like some low but indestructible form of life. ”



    “ ' Hayat ' diye yazmisti bir dostum kemanla bir konser vermeye benzer oyle bir konser ki muzik aletini icra sirasinda ogrenmek zorundasinizdir. ” Manzarali Bir Oda



    “ ' Life ' wrote a friend of mine, 'is a public performance on the violin, in which you must learn the instrument as you go along. ”

  6. Amerikali sair ve roman yazari ( Asa Earl Carter ) Forrest Carter'in olum yildonumu ( 7 Haziran 1979 )

    Benimle yurumek ister misin Sogut John? Fazla uzaga degil;
    Bir ya da iki yil, zamaninin sonunda konusmayacagiz
    Yillarin aciligini da anlatmayacagiz.
    Belki gulecegiz bazen; ya da gozyaslarinin nedenini bulacagiz;
    Ya da kaybolmus bir seyi ikimizde arayacagiz.
    Benimle konusmak ister misin, Sogut John? Fazla uzun degil;
    Dunyadaki uzunlugunla olculmus bir an.
    Bir iki kez bakisacagiz; her ikimizde bilecegiz
    Ve duyguyu anlayacagiz; bu yuzden gittigimiz zaman
    digerinin degerine kandas oldugumuzun rahatligini alacagiz.
    Gitmeni ertele Sogut John.Yalnizca benim icin.
    Oyalanmak, ayrilan bizi rahatlatir ve guven tazeler.
    Anilar hizlanmis gozyaslarini yavaslatmaya yardim eder.
    Daha sonra seni hatirlayarak;
    Ve hafifletir yuregin huznunu biraz.



    Will Ye Walk With Me, Willow John?
    Will ye walk with me, Willow John? Not far;
    A year or two, at ending of your time.
    We'll not talk. Nor tell the bitter of the years.
    Maybe laugh, occasional; or find a cause for tears;
    Or something lost, could be, we both might find.
    Will ye set a spell with me, Willow John? Not long;
    A minute, measured by your length on earth.
    We'll pass a look or two; we both will know
    And understand the feelings; so when we go
    We'll take comfort that we kin the other's worth.
    Will ye at our leaving, Willow John? Just for me.
    Lingering reassures and comforts us who part.
    Memories of it help to slow the quickened tears.
    With recalling of you, in the later years;
    And soften, some, the haunting of the heart.

  7. Avustralyali aktris Anna Torv'un dogum gunu ( 7 Haziran 1979 )


  8. Amerikali yazar Henry (Valentine) Miller'in olum yildonumu ( 7 Haziran 1980 )



    " Gozum nerede bir kirintiya ilisse uzerine atlayip mideme indirecegim. Yasamaksa asil mesele, yasayacagim, yamyam gibi olsa bile. Bugune dek degerli kicimi kurtarmaya calistim, kicimi orten birkac et parcasini korumaya. Artik paydos. Dayanma gucumun sinirlarina ulastim. Sirtim duvara dayanmis, daha fazla gerileyemem. Tarih acisindan oluyum. Otede bir sey varsa eger, geriye dogru sicramaliyim. Tanri'yi buldum ama beceriksiz cikti. Sadece ruhani olarak oluyum. Cismen hayattayim. Ahlaken ozgurum. Biraz once veda ettigim dunya bir hayvanat bahcesi aslinda. Gun yeni bir dunyaya agariyor, siska ruhlarin keskin penceleriyle gezindigi bir cangil dunyasina. Bir sirtlansam sayet, siska ve ac bir sirtlanim ben: Semirme zamani. " Yengec Donencesi



    " On whatever crumb my eye fastens, I will pounce and devour. If to live is the paramount thing, then I will live, even if I must become a cannibal. Heretofore I have been trying to save my precious hide, trying to preserve the few pieces of meat that hid my bones. I am done with that. I have reached the limits of endurance. My back is to the wall; I can retreat no further. As far as history goes I am dead. Physically, I am alive. Morally I am free. The world which I have departed is a menagerie. The dawn is breaking on a new world, a jungle world in which the lean spirits roam with sharp claws. If I am a hyena I am a lean and hungry one: I go forth to fatten myself. "


Sayfa 5825/7020 İlkİlk ... 482553255725577558155823582458255826582758355875592563256825 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •