-
Tüm seven yüreklere
Bir ömür geçti de mutluluk nerde?
İnleyerek kaldım her dem seherde.
Yokluğun düşürür acayip derde,
Adın nota olur nağmede sazda.
Yağmursun,dolusun,güneşsin, aysın.
Vuslata kenetli deli bir taysın,
Derdimi uzağa fırlatan yaysın,
Yolunu beklerim karda ayazda.
Yüreği yüreğe gül diye sarıp
Canında can bulup canıma karıp
Yâr diye dizinin dibine varıp
Sevdamı korurum bu derin hazda.
Ruhuna sardım yar candaki teni,
Üzmeyesin sakın sendeki beni.
Bir değil her mevsim beklerim seni,
Bükmeden boynumu olmadan nazda.
SERAP HOCA
-
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..
Attila İlhan
-
İstersen Hiç Başlamasın
İstersen hiç başlamasın
Bu hikaye eksik kalsın
Onca yaraların ardından
Yeni bir aşk yaratamazsın
Örselenmiş bir çocukluk
İşte benim bütün hikayem
Kaç sevda geçse de yüreğimden
Bu yıkıntıları onaramazsın
İstersen hiç başlamasın
Geç kalmışız birbirimize
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize
İstersen hiç başlamasın
Söz verelim kendimize.
Murathan Mungan
-
Çok Sevmek
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
-
Seni Düşünmek
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet Ran
-
Üşümez misin Sevdamsız?
buruşuk tenler ağladı,
bulut yandı susuzluktan,
yıllar acıdı
sen acımadın
nerdesin ey yar?
çılgınlık adım oldu,
sevdam, sazım oldu
kanım kurudu canda
nerdesin ey yar?
uzanır dalların da
benden önce gidersin diye
Rabbime.. korkuyorum!
bana bir dağ söyle,
eteğine varayım.
aşılmaz geçitlerine
güller sereyim...
bir ses vereyim,
dağlar inlesin...
rüzgarlar alsın sesimi,
savrul sen de ben gibi.
sahte sevgilere mi sarıldın?
üşümez misin sevdamsız?
buradayım de,
varayım..
vuslata kaç var
bileyim.
Serap Özaltun
-
Bu Kaçıncı Sonbahar
Şu gönül bahçemde açan kıpkızıl bir gülsün
Dönder de yüzünü bir kez bu yüzüm gülsün
Bir çıkıp gelsen ah, akan gözyaşımı silsen
Nasıl sevinir şu kalbim, nasıl sevinir bir bilsen
Sürünür gezerim sensiz, bu uzak diyarlarda
Geçip gitti seneler, gelmedin bu sonbaharda
Özlenen bir diyar gibi, bir vefalı yar gibi
Çiçekler açtırsan bahçeme, bir serin bahar gibi
Bu kaçıncı yaz geçti, kaç sonbahar bekledim
Soldu bütün yapraklar, sen hala gelmedin
-
Seviyorum Seni
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gib
i Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
Nazım Hikmet Ran
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri