Sayfa 6867/7020 İlkİlk ... 5867636767676817685768656866686768686869687769176967 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 54,929 - 54,936 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Macar sair Attila József’in olum yildonumu ( 3 Aralik 1937 )



    Su dunyada duseceksen yollara,
    Iyisi mi yedi kez dogmaya bak
    Bir kez, yangin cikan bir evde dog,
    Bir kez, buzdan soguk sellerde,
    Bir kez, azgin deliler arasinda,
    Bir kez, olgun bir bugday tarlasinda,
    Bir kez de kimsesiz bir manastirda,
    Bir agizdan aglayan alti bebek, yetmez:
    Sen kendin yedinci olmaya bak.
    Canini kurtarmak icin dovuseceksen,
    Karsisinda yedi kisi gormeli dusmanin,
    Biri, pazar gunu dinlenen bir isci olmali,
    Biri, pazartesi sabahi ise baslayan,
    Biri, para dusunmeden bir sey ogreten,
    Biri, bogularak yuzme ogrenen,
    Biri, koca bir ormanin tohumu olan,
    Biri de yigit atalarinin korudugu bir torun,
    Ama onlarin bu hunerleri de yetmez,
    Sen kendin yedinci olmaya bak.
    Bir kadin mi bulacaksin kendine,
    Yedi erkek birden dusmeli o kadinin pesine,
    Biri, guzel sozlere kanan,
    Biri, basinin caresine bakan,
    Biri, kendini hayalci sanan,
    Biri, eteginin altindan kadini oksayan,
    Biri, hicbir numarayi yutmayan,
    Biri, kadinin dusurdugu mendile basan;
    Sinek gibi vizildasinlar kadinin cevresinde,
    Sen kendin yedinci olmaya bak.
    Yazmak geliyorsa elinden,
    Yedi kisi birden yazmali siirini,
    Biri, mermerden bir koy kuran,
    Biri, uykusundayken dogan,
    Biri, gogun haritasini cizen,
    Biri, adi sozcuklerle anilan,
    Biri, ruhunu yetkinlestiren,
    Biri, diri fareleri kesip bicen,
    Ikisi yigit, dordu akilli;
    Sen kendin yedinci olmaya bak.
    Ve her sey yazildigi gibi olursa,
    Yedi kisi icin oleceksin,
    Bir, besigi sallanip emzirilen,
    Bir, diri genc bir memeyi kavrayan,
    Bir, bos tabaklari firlatip atan,
    Bir, kazansin diye yoksula omuz veren,
    Bir, yikilincaya kadar calisan,
    Bir sadece durup aya bakan kisi icin.
    Dunya mezar tasin olacak;
    Sen kendin yedinci olmaya bak.



    If you set out in this world,
    better be born seven times.
    Once, in a house on fire,
    once, in a freezing flood,
    once, in a wild madhouse,
    once, in a field of ripe wheat,
    once, in an empty cloister,
    and once among pigs in sty.
    Six babes crying, not enough:
    you yourself must be the seventh.
    When you must fight to survive,
    let your enemy see seven.
    One, away from work on Sunday,
    one, starting his work on Monday,
    one, who teaches without payment,
    one, who learned to swim by drowning,
    one, who is the seed of a forest,
    and one, whom wild forefathers protect,
    but all their tricks are not enough:
    you yourself must be the seventh.
    If you want to find a woman,
    let seven men go for her.
    One, who gives heart for words,
    one, who takes care of himself,
    one, who claims to be a dreamer,
    one, who through her skirt can feel her,
    one, who knows the hooks and snaps,
    one, who steps upon her scarf:
    let them buzz like flies around her.
    You yourself must be the seventh.
    If you write and can afford it,
    let seven men write your poem.
    One, who builds a marble village,
    one, who was born in his sleep,
    one, who charts the sky and knows it,
    one, whom words call by his name,
    one, who perfected his soul,
    one, who dissects living rats.
    Two are brave and four are wise;
    You yourself must be the seventh.
    And if all went as was written,
    you will die for seven men.
    One, who is rocked and suckled,
    one, who grabs a hard young breast,
    one, who throws down empty dishes,
    one, who helps the poor win;
    one, who worked till he goes to pieces,
    one, who just stares at the moon.
    The world will be your tombstone:
    you yourself must be the seventh.

  2. Italyan sair Antonia Pozzi’nin olum yildonumu ( 3 Aralik 1938 )



    Kollarimda sizi ve takatsizlik
    Sacma bir istek, kendimden kucukmus gibi
    hissettigim, canli bir seyi
    SIKICA tutmak ugruna. Aksam olunca, aniden
    kacimak ve ardimdan da, kosar adim goturmek isterim,
    agir yuklerimden birini;
    onu korumak ugruna, karanliga hucum etmek
    isterim, tipki kayalara vuran deniz gibi;
    onun icin savasmak isterim, oyle ki bana
    bir hayat urpertisi kalsin; sonra dusmek isterim,
    sokakta, en dipsiz gecede,
    ay ve kayin agaclariyla yaldizli
    nemli bir gogun altinda; kivrilivermek
    bagrima bastigim bu hayata onu
    uyutmak-ve kendim de uyumak isterim, en nihayet
    Yok: Yalnizim. Yalniz buzuluveriyorum
    zayif bedenimin uzerine. Fark etmiyorum,
    sizlayan bir alin yerine, bir deli misali
    dizlerimin gergin tenini opmekte oldugumu.



    Ho le braccia dolenti e illanguidite
    per un’insulsa brama di avvinghiare
    qualche cosa di vivo, che io senta
    più piccolo di me. Vorrei rapire
    d’un balzo e poi portarmi via, correndo,
    un mio fardello, quando si fa sera;
    avventarmi nel buio per difenderlo,
    come si lancia il mare sugli scogli;
    lottar per lui, finché non rimanesse
    un brivido di vita; poi, cadere
    nella più fonda notte, sulla strada,
    sotto un tumido cielo inargentato
    di luna e di betulle; ripiegarmi
    su quella vita che mi stringo al petto -
    e addormentarla – e anch’io dormire, infine…
    No: sono sola. Sola mi rannicchio
    sopra il mio magro corpo. Non m’accorgo
    che, invece di una fronte indolenzita,
    io sto baciando come una demente
    la pelle tesa delle mie ginocchia.

  3. Rus ressam Pavel Nikolayevic Filonov'un olum yildonumu ( 3 Aralik 1941 )

    A Man and a Woman ( Adam and Eve, 1912 – 1913 )




    A Peasant Family ( The Holy Family, 1914 )


  4. Ilsa ve Victor, 3 Aralik 1941 Carsamba gunu Yuzbasi Renault'u gormek icin karakola gittiler. Daha sonra, Ilsa pazarda Rick ile karsilasti. ( Casablanca - Fas. Casablanca filmi )



    https://www.youtube.com/watch?v=gNlh-ugZRgc

  5. Amerikali yazar ve oyun yazari Tennessee Williams'in Ihtiras / Arzu Tramvayi ( Streetcar Named Desire - Un tram chiamato desiderio ) oyunu New York, Broadway’de 3 Aralik 1947 tarihinde acilis yapti.



    “ New Orleans’ta, L&N ( Louisville ve Nashville ) raylari ve nehir arasinda Elysian Field denilen mahalledeki bir caddede, iki katli kose bir binanin disi.Yoksul bir yer ama diger benzer Amerikan sehirlerinin tersine pespaye bir cekiciligi var. Evler cogunlukla beyaz boyali, soluk gri, cokecekmis gibi duran merdivenleri ve balkonlari ve tuhaf, suslu catilari var. Bu ev de iki katli, soluk beyaz merdivenler alt ve ust katlara cikiyor. Mayis'in baslarinda aksam karanligi henuz basmis. Cevredeki beyaz binalari gosteren gokyuzu tuhaf hos bir mavilikte, neredeyse turkuaz renginde ve kohneligi azaltarak, sahneye bir tur siirsellik, zerafet katiyor. Neredeyse muz ve kahve kokan depolarin kiyisindaki, kahverengi nehrin ilik nefesini hissediyorsunuz. Kosedeki bardaki zenci muzisyenlerin sarkilari benzer bir hava yaratiyor. New Orleans’in bu kisminda daima bir kosede veya birkac kapi otede, siyahi parmaklarin akici bir sekilde piyano caldigini duyarsiniz. Bu 'Mavi Piyano' sesi, burada yasanan hayatin ruhunu yansitir. ”



    “ The exterior of a two-story corner building on a street in New Orleans which is named Elysian Fields and runs between the L & N tracks and the river. The section is poor but, unlike corresponding sections in other American cities, it has a raffish charm. The houses are mostly white frame, weathered gray, with rickety outside stairs and galleries and quaintly ornamented gables. This building contains two flats, upstairs and down. Faded white stairs ascend to the entrances of both. It is first dark of an evening early in May. The sky that shows around the dim white building is a peculiarly tender blue, almost a turquoise, which invests the scene with a kind of lyricism and gracefully attenuates the atmosphere of decay. You can almost feel the warm breath of the Brown river beyond the river warehouses with their faint redolences of bananas and coffee. A corresponding air is evoked by the music of Negro entertainers at a barroom around the corner. In this part of New Orleans you are practically always just around the corner, or a few doors down the street, from a tinny piano being played with the infatuated fluency of brown fingers. This "Blue Piano" expresses the spirit of the life which goes on here. ”

  6. Ingiliz heavy metal sarkici, soz yazari ve aktor ( John Michael Ozzy Osbourne ) ' Ozzy 'nin dogum gunu ( 3 Aralik 1948 )




  7. Fransiz yazar Julien Gracq, 3 Aralik 1951 tarihinde ( Le Rivage des Syrtes ) Sirte Kiyisi romanina verilen Goncourt odulunu reddetti.



    " Her sey iki kez oldurulmusturr; bir kez iste ve bir kez belirtide, bir kez hizmet ettikleri seyde ve bir kez bizden istemeyi surdurdukleri seyde. "



    " Toutes choses sont tuées deux fois : une fois dans la fonction et une fois dans le signe, une fois dans ce à quoi elles servent et une fois dans ce qu'elles continuent à désirer à travers nous. "

  8. Iskoc asilli, Ingiliz ve Amerikan vatandasi aktris ve cocuk kitaplari yazari ( Julie Anne Smith ) Julianne Moore’un dogum gunu ( 3 Aralik 1960 )








Sayfa 6867/7020 İlkİlk ... 5867636767676817685768656866686768686869687769176967 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •