Originally Posted by
Burutay
Tabii herkes bu şirket ve hisse ile ilgili tüm faktörleri ayrıntılı olarak değerlendirecek ve ancak ondan sonra zihninde oluşan kanaat veya hissiyat çerçevesinde bu hisseyi elinde tutup tutmayacağına, alıp almayacağına veya satıp satmayacağına dair nihai kararını verecektir.
Şirketin halka azından bu yana olan borsa performansı tam bir rezalettir. Yani geçmişe yönelik olarak hangi olumsuz yargı bildirilirse bildirilsin haklı gibi durmaktadır. Şirket yatırımcısına para kazandırmamış hatta al-sat yapanlar dışındaki herkese kaybettirmiştir.
Ancak bu gün durum biraz geçmişten farklıdır. Bu şirketin geçmiş öyküsünü ayrıntılı olarak bilmiyorum ama kadim yatırımcıların yazıp çizdiklerinden ve kamuoyuna yansıyan haberlerden hareketle söylüyorum, geçmişte şirket hep çok başlı olarak yönetilmiş, ortaklar arasında ihtilaflar oluşmuş ve anladığım kadarıyla bu yüzden olsa gerek şirket iyi yönetilememiş ve alınması gereken bazı radikal kararlar da bir türlü alınamamış.
Oysa, Ekim 2020 döneminden başlayarak şirketin yönetimi imtiyazlı hisselere sahip olan kamusal otoritenin (Türkiye Varlık Fonu) eline geçmiş durumdadır ve bu yeni durumun hem olumlu hem de olumsuz bazı yanları vardır.
Kamunun, kar amaçlı bir şirketi, gözünü sadece kar bürümüş makyavelist özel sektör mensupları kadar rantabl (karlı) işletemeyeceği ön yargısı ve imtiyazlı hisse durumu nedeniyle halka açık kısmın piyasadan satın alınarak şirketin ele geçirilemeyecek olması negatif yanlar gibi durmaktadır.
Ancak, şirketin yönetiminin tamamen kamuda olmasının şöyle avantajları vardır;
-Şirketin iflasına izin verilmeyecektir.
-Şirketin faaliyet konusuna darbe vuracak ya da çok olumsuz etkileyebilecek yasal düzenlemelerin yapılması ihtimali düşmüştür.(Yapılacak yasal düzenlemelerin oluşturacağı sakıncaları yasa koyucuya / iktidara çok daha rahat anlatabileceklerdir)
,
-Aksine şirketin faaliyetini kolaylaştıracak /önünü açacak yasal düzenlemelerin yapılması ihtimali artmıştır,(Projelerini yasa koyucuya /iktidara çok daha rahat anlatabileceklerdir)
-Yönetimde çok başlılık olmadığı için radikal bazı kararlar (İştirak ya da bağlı ortaklık veya geliştirilen uygulamaların satışı gibi) önceki duruma göre çok daha kolay alınıp uygulamaya konulabilecektir.
Sonuç olarak TCELL'in 20 yıllık borsa öyküsünde yeni bir durum vardır ve bazı şartlar da olgunlaşmıştır (Superonline rüştünü ispat etmiş, belli bir pazar payına sahip olup belli bir karlılığa ulaşıp halka açılabilir hale gelmiştir ilaveten her biri parlayıp dünya yıldızı olabilecek ve daha sonra rüya gibi fiyatlara satılabilecek Bip, PayCell, Fizy gibi bazı uygulamalar geliştirilmiştir.) ve ilaveten "biz bu varlıkları satıp şirketi yüksek temettü dağıtabilir nakit zengini bir şirket yapacağız" diyen bir yönetim başa geçmiştir ve bu yeni durum bana göre bu şirkete ve yönetimine bir süreliğine de olsa kredi açmayı gerektirmektedir. TVF'nin temel hedefinin dünyanın en büyük varlık fonlarından birisi olan ve 1 trilyon dolar üzerinde varlığa sahip olan Norveç Varlık Fonu gibi olmak olduğu düşünülürse menfaatlerimiz aynı yöndedir.
Tabii, yeni yönetim idare-i maslahat yoluna gidip bu atılımlardan hiç birisini hayata geçiremeyebilir yani böyle bir olasılık muhakkak ki vardır.
Ama meşhur Nasrettin Hoca fıkrasıdır; Ya göle çalınan maya bu kez tutarsa...
Uyarı Notu: Bu bir yatırım tavsiyesi olmayıp, sadece makul ekonomik ve finansal gerekçelere dayalı olarak yapılmış bir kişisel kanaat, tahmin ve daha çok bir temenni açıklamasından ibarettir. Bu tip tahmin, yorum ya da öngörülerde yanılmanın adeta esas, isabet ettirmenin ise neredeyse istisnai bir durum olduğu ve manipülasyonun her çeşidinin fasılasız bir şekilde her gün sahneye konulduğu borsada, daima bir ters köşeye yatma ihtimalinin bulunduğu unutulmamalı ve herkes yatırım kararını; sadece kendi akıl ve muhakeme yeteneğine dayalı olarak vermelidir.
Yer İmleri