Originally Posted by
loner
twitterdan "Yükselen piyasalarda borç krizi olasılığını araştıran bir çalışma (Das, Kalemlı-Özcan, Puy, Varela: Project Syndicat, 20/05/2020), ülkeleri, hane halkının ve mali sektör dışı firmaların toplam döviz borcunun, gerek ülkenin toplam borcuna gerekse de GSH’ye oranları açısından sıralıyor. Bu sıralamada, Türkiye Meksika’nın arkasından en borçlu 2. ülke olarak yer alıyor. Çalışmadaki verilerden, Türkiye’de sanayinin döviz borcunun, inşaat sektörünün borcunun yaklaşık 3 katına, finansal sektör borcunun da sanayininkinin yaklaşık iki katına ulaştığı görülüyor.
Bu görüntü, benim yıllardır vurguladığım savı destekliyor. Siyasal İslamın, rant bölüşümüne, gasp-komisyon-rüşvetle servet üretmeye dayalı ekonomi politiği, kaynakları artık-değer üretimi devrelerinin dışına çıkararak (istifleyerek), ülke kapitalizminin krize uyum sağlama, mücadele kapasitesini zayıflatıyor. Dış kaynak girişine bağımlı ekonomide, TL değer kaybederken ısrarla izlenen düşük faiz politikası, rant kaynağı inşaat sektörünü destekliyor, ama artı-değerin ağırlıklı olarak üretildiği sanayi sektörünün, dış borç ödeme kapasitesini zayıflatıyor. Asalak bir sınıfın egemenliği, ülkenin ekonomik-toplumsal krizini, işsizliği, yoksulluğu arttırarak derinleştirmeye devam ediyor.
Yer İmleri