Şirketin yönetimine talip olanların eğer hisse ihtiyaçları olsa idi hisse fiyatı zorunlu çağrı fiyatının altında olurdu. Fiyatı 0,30 üzerinde tutmaya çaba gösterilmesi zorunlu pay alımına kimsenin katılmamasını istediklerinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Zorunlu pay alımına başvuru yapanların hisselerinin iade edilmesi bunu destekler gibi görünüyor. Her ne kadar zorunlu pay alım fiyatı, hisse fiyatının altında olsada yatırımcıların tepkisel bakışı katılımın yüksek olmasına sebep olmuş. Katılımın bu şekilde devam etmesi pay alımının olumsuz sonuçlanmasına sebep olabilir. Spk bu duruma nasıl yaklaşacak büyük merak konusu olmuştur. Katılım sağlayan kişilerin hisselerinin iade edilmiş olması başvuru yapan kişileri Erkan ve Selim Sayılgan'dan alacaklı duruma getirmişmidir? Peki değerleme sonrası fark oluşursa ve ödeme yapmazlar ise şuan ellerinde bulunan hisselere haciz uygulanabilirmi? Bu gibi bir çok sorunun cevabını Spk nın vermesi gerekiyor. En önemli husus ise Spk neden zorunlu çağrı bedeli için teminat istemediği konusudur. Aracı kurumun hesaplarda nakit karşılığı görmeden hisseyi takasa sokmaması en azından kendilerini riskten koruduklarını gösteriyor. Süreç çok kötü yönetiliyor yatırimcının tepkisel bakışı devam etmesi halinde pay alımına katılım giderek artacağa benziyor.
Yer İmleri