Sayfa 12/1000 İlkİlk ... 210111213142262112512 ... SonSon
Arama sonucu : 7994 madde; 89 - 96 arası.

Konu: EuroBOND mevzusu hakkinda sohbet..

  1. Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  2. Konuyu canlandıralım.

    Sn. JonDowes İş Bankası'nın sitesinden eurobond fiyatlarına baktığımda 'Bankamız alış fiyatı - Bankamız satış fiyatı' demekte, yani komisyon uygulamaktadır.

    Genelde alım ve satım arasında 15 usd fark mevcut. Nominal değerine yakın eurobondlarda bu %1.5 komisyon oranı demek ve inanılmaz yüksek bir rakam.

    İnternet şubesi haricinde şubeden alım yapılırsa da (mesela yüksek miktarlarda) alım-satım arası fark yine bu kadar yüksek mi yoksa çok daha makul al-sat farkı mı veriliyor? Eğer öyle ise ideal komisyon oranları ne olmalı sizce?

  3.  Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Bu aslında devletin bilinçli bir tercihidir. Zira eurobond yurtdışı yatırımcıyı hedeflemektedir. Yurtiçindeki döviz zaten bir şekilde sistemin içindedir. Yani kümese girmiştir.
    Bir de bu konuyu tartışmak isterim. Sn. Rxpu haklı, devlet aynen bu şekilde düşünüyor ama mantık olarak bence çok yanlış.

    1) Dışarıdan gelen para hayrına gelmiyor, faizini alarak geri dönüyor. 1 milyar usd'lık %5 faizle 10 yıllık eurobond ihraç ettik diyelim. 10 yılın sonunda 1 milyar usd anapara + 500 milyon usd faiz= 1.5 milyar usd para yurt dışına gitmiş olacak. 10 yılın sonunda milli servetimizden ekstra 500 milyon usd para kaybettik.

    Halbuki bu eurobondlar yurt içi yatırımcıda olsa ödenen 500 milyon usd faizde yurt içinde kalacaktı, sermaye kaybı olmayacaktı.

    2) Yurtdışı temettü ve faiz gelirlerinde vergi yükü çok çok daha fazla. Anladığım kadarı ile devlet sermayenin dışarıya çıkmasını istemiyor. Bu da bana göre çok yanlış.

    Yurtdışından 1 milyar usd lık %5 faizli 10 yıllık eurobond alsak, 10 senenin sonunda yurda ekstradan 500 milyon usd sermaye girmiş olacak.

    Kendimden örnekleyecek olursam, geçen sene yurtdışı borsalarda 30k usd lık hisse senedi almıştım, 6-7 ayın sonunda yaklaşık %15 kar ile satmıştım, ne oldu yurtdışından 4.5k doları Türkiye'ye kazandırmış oldum. Halbuki Bist'de bu parayı kazansam değişen birşey yok, yurtiçinde ki birinin cebinden benim cebime girmiş olurdu. Bana göre benim teşvik edilmem gerekirken, tam tersi Bist'de yatırım yapan birine kıyasla çok daha ciddi vergi yüküyle karşılaşmış oldum.

  4. #92
    Sn. syılmaz, şu anki likidite koşullarında eurobondlar yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatına yönlendirilirse içeride inanılmaz bir dolar likiditesi açığı oluşur. TC hazinesi temerrüde dahi düşebilir.

    Şöyle düşünün , bankalarda yurtiçi yerleşiklerin 165 milyar doları var. Bankalar ise sadece özel sektöre (finans kesimi ve devlet hariç) 220 milyar dolar civarı döviz kredisi kullandırmış. Yani aslında yurt içi mudinin 165 milyar dolar dövizi bankaların elinde değil, üstüne 40-50 milyar dolar dışarıdan borç alıp bunu kredi olarak kullandırmışlar, firmalarda bu kredi ile ithalat yapmış.

    Sonuç olarak çok ciddi bir yurt içi döviz açığı söz konusu. Bırakın eurobondları yurtiçi yatırımcıya yönlendirmeyi, tam tersi yurt dışından eurobond ile borçlanılarak yurt içindeki dolar likiditesi sağlanıyor. Yani basit anlatımla döviz mevduatı olan ayşe teyze ben dolarlarımı çekmek istiyorum dediğinde o dolarlar yerinde olmadığı için ancak eurobonddan gelen parayı alıp ayşe teyzeye verebiliyoruz şu an.

    O nedenle değil eurobondları yurtiçi yatırımcıya yönlendirmek , belkide yurtiçi yatırımcıya yasaklamak dahi gündeme gelebilir. Zira hem yurtiçi yatırımcının eurobond alması likidite açığını kapatmaz, hem de kronik olarak artan dış borç çevrimi finanse edilemez. Devlet bu işi şu an yüksek oranlı gelir vergisi ile frenliyor. Ama ileride yukarıdaki teknik nedenler dolayısıyla yurtiçi yatırımcı için başka yaratıcı engeller de çıkartabilir.

    Sonuç: iki berber sadece birbirlerini traş ederek geçimlerini sağlayamaz.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  5. Anlıyorum sizi Sn. Rxpu, bizde yeteri kadar döviz olmadığı için bu problem mevcut. Bunun çözümü de reel sektörün daha fazla döviz kazanması ile olabilir ancak.

  6.  Alıntı Originally Posted by syılmaz Yazıyı Oku
    Konuyu canlandıralım.

    Sn. JonDowes İş Bankası'nın sitesinden eurobond fiyatlarına baktığımda 'Bankamız alış fiyatı - Bankamız satış fiyatı' demekte, yani komisyon uygulamaktadır.

    Genelde alım ve satım arasında 15 usd fark mevcut. Nominal değerine yakın eurobondlarda bu %1.5 komisyon oranı demek ve inanılmaz yüksek bir rakam.

    İnternet şubesi haricinde şubeden alım yapılırsa da (mesela yüksek miktarlarda) alım-satım arası fark yine bu kadar yüksek mi yoksa çok daha makul al-sat farkı mı veriliyor? Eğer öyle ise ideal komisyon oranları ne olmalı sizce?
    Anlattığınız gelirin teknik adı komisyon değil; alış-satış marjı. Komisyon, fiyat haricinde alınan bir ödemedir. Burda ise ek bir ödeme yok. Marj her tür finansal üründe bulunur. Eurobondların işlem hacmi yüksek ve emisyonu yüksek olanlarında marjın az olması gerekir. Ancak az işlem geçen, zor bulunan eurobondlarda marj da açılır. Ideali şu olur diyemem ancak %1'den düşük olması tercih edilir.

    Tutarınız yüksekse; internetten değil de hazineden fiyat alarak işlem yaparsanız o marj da çok daha dar olur. Ancak eurobond fiyatları döviz veya hisse gibi "çok net" değildir. O marjdan ziyade işlem yapacağınız yönün fiyatı daha önemlidir. örneğin piyasada çok zor bulunan bir eurobond için size 101.20-101.70 alış satış fiyatı verildi diyelim. Marj çok düşük diye cazip dersiniz? Ama araştırdığınızda aslında bu eurobondun olması gereken fiyat belki de 100.50'dir? siz düşük marjla alırsınız ama hakettiği fiyattan 1.20 yukarıdan... sonuçta bankalar eurobond işlem marjlarını sabit tutmak zorunda değiller. geri satmak istediğinizde marj açılmış olabilir veya banka bu sefer alım yönüne kötü fiyat gösterebiliyor da olabilir. Eurobondlar 3-5 günlük trade araçları değildir. Bu nedenle marjdan önce faizlerine önem verilmelidir. Her bankada, her an, her eurobond bulunmaz, bu da aynı tahvile çok değişik fiyatlar çıkmasına neden olabilir.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  7.  Alıntı Originally Posted by syılmaz Yazıyı Oku
    1) Halbuki bu eurobondlar yurt içi yatırımcıda olsa ödenen 500 milyon usd faizde yurt içinde kalacaktı, sermaye kaybı olmayacaktı.

    2) Yurtdışı temettü ve faiz gelirlerinde vergi yükü çok çok daha fazla. Anladığım kadarı ile devlet sermayenin dışarıya çıkmasını istemiyor. Bu da bana göre çok yanlış. Yurtdışından 1 milyar usd lık %5 faizli 10 yıllık eurobond alsak, 10 senenin sonunda yurda ekstradan 500 milyon usd sermaye girmiş olacak.
    Burada temel bazı yanlış yorumlarınız var:

    1. TR'deki döviz miktarı bir havuzdur. Havuzun içinde A oyuncusundan B oyuncusuna dolar geçmesi, havuzun suyunun azaldığı gerçeğini değiştirmez. Ülke cari açık verdiği sürece dışardan dolar girmek zorundadır. Bu borçlanma ile değil de, yatırımla veya direkt satın alarak olabilir elbette. Ancak girmek zorunda... yani yerliler dth verip eurobond alırsa hiçbir şey çözülmüş olmaz. Ancak, yabancılara TL verip dolar alırlarsa o noktada akış değişebilir: yabancılar ellerindeki TL ile ne yapacaklar? TL cinsi yatırım yaparlarsa, cari açığı kapatıcı şekilde borç vermiş olurlar. Dolar satın alırlarsa, ülkeye yine kaynak girmemiş olur ve döngü başa döner. (Reel sektörün daha fazla döviz kazanması = cari açığın kapanması = ek döviz borçlanma ihtiyacının bitmesi demektir)

    2. Spekülatif gelir elde etmek için yurtiçindeki sınırlı kaynağın dışarı gitmesinin bir mantığı olamaz. Verdiğiniz örnekte 10 yıl boyunca dışarda kalacak yerli tasarrufun yerine ülke %7 ile EK borç bulmak zorunda kalır. Birey %5 gelir elde eder ama cari açığın fonlaması daha pahalıya geldiğinden ülkenin tüm aktörlerinin bilançolarını birleştirdiğinizde; zarar etmiş olunur. Bu da cari açığı daha da arttırır. Bizim en büyük sorunumuz zaten tasarrufların az olması. Az olan bir şeyin dışarı gitmesi hiçbir şeyi çözmez, sorunu büyütür.
    Son düzenleme : JonDowes; 09-06-2017 saat: 11:34.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  8. Sn JonDowes Hoca bir sorum olacak 1,27$/adetten kirli fiyattan alınan 1000 adet eurobond için 1270$ para ödeniyor. %4 altı aylık faizi var eurobondun Buna göre yıllık kazanılacak 1000$ üstünden 80$ olmaktadır. Yatırılan ve ana para olan 1270$ ancak yaklaşık 3,4 senede ulaşılabiliyor (80$*3,4 =272$ ana para+3,4 yıllık faiz = 1000+272 =1272$).Vergi yasasında Yurt içi yerleşik gerçek yatırımcılar için kazanılan eurobond faizi vergi bildiriminde bulunulmalıdır diyor.Şimdi burada 3,4 sene sonra ulaşılacak ana paradan sonramı kazanılan faiz vergi bildiriminde gösterilmelidir.Yoksa ana paraya ulaşmadanda zararda olsa vergi bildiriminde bulunulmalıdır.Kısaca yukarıdaki örneğide dikkate alarak eurobond vergilendirmesi nasıl olacak kirli fiyattan yurtiçi gerçek kişilerde yardımınızı rica ederim

Sayfa 12/1000 İlkİlk ... 210111213142262112512 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •