Sayfa 61/178 İlkİlk ... 1151596061626371111161 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 481 - 488 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. Samsun Atatürk Anıtı 1932



    Türkiye Cumhuriyetinin 1923’te kurulmasından sonra ülkede ulusal bilincin pekiştirilmesi ve yeni bir devlet anlayışının yerleştirilmesi amacıyla büyük kentlerin meydanlarına anıtların dikilmesi gündeme gelir. Atatürk heykeli fikrini ilk ortaya atan Konya Belediye Reisi Kazım Bey’dir. Konya şehrine dikilecek Atatürk Heykeli için Kazım Bey, Atatürk’ten izin alır. Bu fikirle başlayan heyecan ile diğer bazı heykellerin de yapılması kararlaştırılır.
    O tarihlerde bu heykelleri yapacak Türk sanatçılar olmadığından ilk Cumhuriyet anıtları için Avrupa’da bazı sanatçılar ile ilişkiye geçilir.
    Anlaşma sağlanan heykellerin bir çoğunu gerçekleştiren iki heykeltıraş Avusturyalı Heinrich Klippel ve İtalyan Pietro Canonica’dır.

    Samsun ili ile özdeşleşen Atatürk Onur anıtı 1931 yılında yapımı Viyanada, Heinrich Krippel tarafından gerçekleştirilip, 15 Ocak 1932 de törenle açılmıştır.

    Atatürk’ü şahlanan bir at üzerinde tasvir eden bronz heykel, heybetli bir görünüme ve gururlu bir anlatıma sahiptir. Hem tasviri hem de sanatsal yönüyle ülkemizin ve Samsun’un en önemli yapıtlarından biridir.

    Heykeldeki Atatürk, şahlanan at üzerinde dimdik oturmakta, azim dolu bakışlarla batıya doğru uzaklara bakmaktadır.
    Kılıcına uzanan sağ eli ve vücut dili kuvvet, cesaret ve gurur doludur.
    Atatürk’ün bu kararlı duruşu Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü, sonsuza değin varoluş inancını simgelemektedir.
    Şahlanan at, bu temayı güçlendirir.
    Kaidede işlenen temayla birlikte heykel, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı öyküsünü de anlatmaktadır.

  2. Zonguldak Kömür Madenleri 1848


    Bölgede ilk kömür II. Mahmut döneminde, 1829 yılında bulunmuştur.
    1848'de ise ilk kömür ocakları açılmıştır.
    Bu ocakları Belçikalı ve Fransız şirketler işletmiştir.


    I. Dünya Savaşı'ndan sonra 1919 yılında Fransız şirketlerinin haklarını korumak bahanesiyle Fransız askerleri önce Zonguldak’ı, ardından da Karadeniz Ereğli’yi işgal etmiştir; ancak Zonguldak ve çevresindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine bağlı güçlerin karşı koymasıyla tehlikeye düşmüşler ve 21 Haziran 1920'de de bölgeyi terketmişlerdir.


  3. Uzunmehmet 8 Kasım 1829 Zonguldak



    Uzunmehmet, askerliğini bahriye eri olarak yapmıştır. Terhis olurken kendisine, subayları tarafından kömür numunesi gösterilmiş ve memleketine dönünce siyah taşlardan araması istenmiştir

    Uzunmehmet, bir gün Neyren Köyü civarındaki değirmene gider. Mevsim hasat sonu olduğu için, değirmen doludur. Uzunmehmet, dere kenarında dolaştığı sırada siyah taşlar görür. Bir anda askerde kendisine gösterilen siyah taş (yanan taş) aklına gelir. Bunlardan biraz toplayarak değirmende yanan ocağa atar. Taşların yandığını görünce çok sevinir.

    Ertesi gün aynı yere gizlice giderek daha geniş arama yapar. Bazı yerleri kazan Uzunmehmet, çuvala koyduğu kömür numunelerini İstanbul'a götürür.
    Padişah İkinci Mahmut, kömürün bulunuşuna çok sevinerek Uzunmehmet'i 50 altınla ödüllendirir. Böylece taş kömürünün bulunuşu, 8 Kasım 1829 olarak tarihe geçer.



    Dönemin Ereğli Ayanı Hacı İsmail Ağa, Uzunmehmet'in kömürü bulmasını hazmedemez. İstanbul'a Fen Heyeti'ne gitmek için yola çıkan Uzunmehmet'i, Leblebici Hanı'nda öldürtür...

    NOT: Zonguldak'ta 2 yıl görev yaptım. Biri benim görev yaptığım dönemde olmak üzere bu heykelin kazması 2 kere çalındı..

  4. Çekirge İstilası (1525 1530) Bursa - Balıkesir



    1525 yılından 1530 yılına kadar olan 5 yıllık süreçte Bursa ve Balıkesir yöresi çekirge istilasına uğramıştır.
    İstanbul'a en çok gıda gönderen bu 2 ildeki felaket İstanbul'u olumsuz etkilemiş, gıda fiyatları %50 civarında artmıştır.

  5. 93 Harbinde (Osmanlı-Rusya Savaşında) Rus askerleri Sefaköy'de 1878 İstanbul



    93 Harbi başladığında Çırpanlı Abdülkerim Nadir Paşa Rumeli Ordusu başkomutanı olarak Balkanlardaki bütün Osmanlı birliklerinin en üst düzeydeki komutanı durumundaydı. Bölgedeki Osmanlı kuvvetleri Rusçuk, Silistre, Şumnu ve Varna arasında bulunan Ahmed Eyüb Paşa’nın komutasındaki Doğu Tuna Ordusu, Vidin’de üslenen Osman Nuri Paşa’nın komutasındaki Batı Tuna Ordusu ve ikisinin arasında yer alan Süleyman Hüsnü Paşa’nın komutasındaki Balkan Ordusu olmak üzere üç ordudan oluşuyordu.

    Balkanlardaki Rus birliklerinin en üst düzeydeki komutanı ise Grandük Nikolay Nikolayeviç idi. Tuna nehrinin Romanya tarafında konuşlanan Rus birliklerine General İosip Gurko komuta ediyordu.

    Tuna Cephesindeki muharebeler Rusların 21 Haziran 1877′de Tuna nehrini Romanya tarafından Bulgaristan tarafına geçerek Osmanlı topraklarına girmesiyle başladı.
    Rus ordusu 26 Haziran’da Ziştovi Muharebesi ve Niğbolu Muharebesini kolayca kazandı. Savaşın başındaki bu başarısızlıktan dolayı Abdülkerim Nadir Paşa görevden alındı ve 18 Temmuz’da yerine Mehmet Ali Paşa getirildi.

    Tırnova ve Niğbolu’yu alan Rus birlikleri 19 Temmuz’da stratejik açıdan büyük önemi olan Şıpka Geçidini ele geçirdiler. 2 Ekim’de Mehmet Ali Paşa da başkomutanlık görevinden alınarak yerine Süleyman Hüsnü Paşa getirildi.
    Osmanlı birlikleri Şıpka Geçidi’ni geri almak için çarpışırken General Yuri Şilder-Şuldner komutasındaki Rus birlikleri Osmanlı ordusunu Plevne’de abluka altına aldılar.

    Plevne Kalesinin komutanlığını Osman Nuri Paşa üstlenmişti. Kuşatmaya Rus generalleri Mihail Skobelev ve Nikolay Kridener ve Kral I. Carol’un emrindeki Rumen askerleri de katıldı.
    Osman Nuri Paşa’nın 145 gün boyunca cesaretle sürdürdüğü Plevne Savunması ezici bir sayı üstünlüğü bulunan Rus ve Romen orduları karşısında 10 Aralık 1877′de başarısızlıkla son buldu.
    Plevne’nin düşmesinden sonra Sırplar da Osmanlılara karşı yoğun saldırıya geçtiler.

    Hızla ilerleyen Rus orduları Kazanlık, Samokov, Yeni Zağra, Çırpan, Tırnova ve Filibe’yi aldıktan sonra Meriç Nehri’ni geçti.
    20 Ocak 1878′de Edirne düştü.
    Ruslar Silivri’yi de alarak Ayastefanos’a (Yeşilköy) kadar ilerlediler. Osmanlılar barış istemek zorunda kaldılar.
    Osmanlılara karşı ağır koşullar içeren Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Ama Avrupa’da dengenin Rusya lehine bozulduğunu gören Avusturya, İngiltere, Fransa ve Almanya bu antlaşmaya karşı çıktılar. Berlin’de uluslararası bir konferans toplandı ve 13 Temmuz 1878′de imzalanan Berlin Antlaşması’yla savaş sona erdi.

  6. Rus askerler Küçükçekmece Deresi kenarlarında 1878


  7. Galata Köprüsü 1880 İstanbul


  8. 19 Nisan 1866 da Hohenzollern hanedanından Prens Karl, Carol 1 adıyla Eflak-Boğdan Beyi ilan edildi.
    Osmanlı hükümeti emrivakiye boyun eğmek zorunda kaldı.


Sayfa 61/178 İlkİlk ... 1151596061626371111161 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •