Sayfa 1618/2114 İlkİlk ... 618111815181568160816161617161816191620162816681718 ... SonSon
Arama sonucu : 16909 madde; 12,937 - 12,944 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #12937
    0.25 üstü olmadıkça piyasada herhangi bi.etkisi olacağını düşünmüyorum. Hatta faiz artışlarının artık sonlanmaya yakın olduğu varsayımı ile altında ve sterlin ile frankta bir atak bile gelebilir.
    69 mu yok daha neler. Bu yıl mı? İmkansız.Bozguncular ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

  2. #12938
    https://www.paraanaliz.com/2023/bors...yoruz-g-46067/

    Yapı Kredi Yatırım strateji: Riskli varlıklarda Şubat-Mart'ta geri çekilme bekliyoruz

    -"16 Ocak'ta yayınladığımız "Taktiksel Esneklik & Seçici Yaklaşım" başlıklı hisse görünüm strateji raporunda da değindiğimiz gibi küresel riskli varlıklarda, Şubat/Mart aylarında geri çekilme bekliyoruz. Ardından tepki yükselişi ve esas daha büyük düşüşün yaz aylarında bir dip ile son bulacağını inanıyoruz."

    -"Yine de yılın ilk yarısında zigzaglı da olsa, yılın geneli itibariyle riskten kaçış fiyatlaması beklesek de, 2023'ün tamamı için, bir yıl öncesine göre daha olumluyuz. Yazın FED'in politika dönüşünün ardından dolardan riskli varlıklara, gelişmekte olan ülke varlıklarına, özellikle bakır olmak üzere emtiaya, değerli metallere ve yüksek getirili bonolara geçme zamanı gelecek. 2022'de küresel piyasalardan olumlu ayrışan BİST için de yılın ilk altı ayında geniş bir bant içinde dalga boyu yüksek ve geçen seneye nazaran daha iki yönlü bir piyasa beklentimizin de arkasındayız."

    Yapı Kredi Yatırım Baş Stratejisti Murat Berk

  3. Sayın deniz hocam
    Dolarda seçimden önce hareket olma ihtimali sıfırmı yani ne yapıp edip bu seviyede tutabilirler mi ?

    LM-X210 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  4. #12940
     Alıntı Originally Posted by uguner Yazıyı Oku
    Sayın deniz hocam
    Dolarda seçimden önce hareket olma ihtimali sıfırmı yani ne yapıp edip bu seviyede tutabilirler mi ?

    LM-X210 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Ekonomi biliminde temel kuraldır.Bir ülkede yüksek enflasyon olması demek;parasının satın alma gücünün azalması ,değer kaybı demektir.Paranın bu değer kaybı piyasa koşullarında, hem içeride hem de dışarıda olur..Ülke parası iç piyasada değer kaybederken,aynı para ile daha az mal ve hizmet satın alınabilirken,ekonomi yönetimi "sermaye kontrolu" ve kısıtlaması anlamına gelecek kararlarla paranın dış piyasadaki değer kaybını belirli bir süre engelleyebilir, yapay şekilde belirli bir sürede sabit tutabilirler.Ama bu süre sınırsız değildir.Süre uzadıkça ülkenin dış ticaret açığı artar,döviz rezervleri azalır,kıtlaşan dövize talep artar, bir süre sonra da yük daha fazla taşınamaz baraj yıkılır.Şu anda Türkiye de 1 yıl içinde ödeyeceği 189 milyar dolar dış borca ilave,110 milyar dolara ulaşan yıllık dış ticaret açığı ve çok yetersiz döviz rezervleri ile fay hattında büyük bir enerji biriktirmiş durumda ve basınç da sürekli artıyor.Bu arada geçen ay körfez ülkelerinden geleceği söylenen takviye dövizler de henüz gelmedi.
    Bu nedenle başta merkez bankası ,ekonomi yönetiminden sürekli yeni kararlar geliyor.Seçimler öncesi bir kaza olmaması ,dövize talebi azaltmak için en son geçen hafta mevduat faizinde sınırlamayı bile kaldırdılar.Arkadan dövizde "hedging"e kısıtlama getirme gibi yeni kararların da yolda olduğu haberleri geliyor.Bu şekilde döviz kurlarının seçimlere kadar yapay bir seviyede tutulması yüksek ihtimal ,ama bir hareket olması ihtimali sıfır da diyemeyiz.Çünkü herkes mevcut makroekonomik dengelerde döviz kurlarının uzun süre bu seviyelerde tutulamayacağını, seçimlerden sonra döviz kurlarında az ya da çok bir hareket olacağını görüyor.Bu nedenle seçimler yaklaştıkça başta borsada ciddi bir kazanç üstünde oturanlar olmak üzere ,TL varlıklarda olanlardan ve şirketlerden dövize ciddi bir talep gelmesi beklenebilir.Bu talep eğer bankacılık sistemi içinde TL varlıkların kaydi olarak dövize çevrilmesi şeklinde olursa ,yine dövizde bir hareket yaratmaz çünkü bankalar artık getirilen kısıtlayıcı kararlar nedeniyle döviz açık pozisyonlarını uluslararası piyasaya çıkıp muhabir bankalar üzerinden TL verip döviz satın alarak kapatmıyorlar,bu işlemi merkez bankasıyla kaydi olarak yapıyorlar.Ama ancak seçimler öncesinde iç piyasadan gelecek bir döviz talebi,bankacılık sistemi dışında,döviz büfelerinden fiziki alım şeklinde olursa o zaman dövizde bir hareket olması kaçınılmaz olur ama bu düşük bir ihtimal.
    Son düzenleme : deniz43; 30-01-2023 saat: 04:10.

  5. Sayın Deniz hocam tşk ederim
    Normal şartlarda tamda dediğiniz gibi olacaktır..
    Seçimin ülke tarihinin en önemli seçimi olduğunu ve iktidarın seçimi kaybetmemek için her şeyi göze alabilecek olması olağanüstü ve beklenmedik gelişmeleride gözardı etmemek gerektiğini düşünüyorum...


    LM-X210 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  6. #12942
    https://www.bloomberght.com/turk-is-...c-hane-2324248

    Türk-İş: Açlık sınırı ilk aydan asgari ücreti aştı, gıda enflasyonu yeniden üç hane


    Türk-İş tarafından hazırlanan 'Açlık ve Yoksulluk Sınırı' araştırmasına göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin "gıda için" yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 9,02 oranında gerçekleşti. Son on iki ay itibariyle değişim oranı yüzde 108,57 oldu. 8 bin 864 lira olarak ölçülen açlık sınırı ilk aydan 8 bin 506 lira olan asgari ücreti ilk aydan aştı.

    Gıda harcaması ile giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 28 bin 874 lira olarak belirlendi.

  7. #12943
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Ekonomi biliminde temel kuraldır.Bir ülkede yüksek enflasyon olması demek;parasının satın alma gücünün azalması ,değer kaybı demektir.Paranın bu değer kaybı piyasa koşullarında, hem içeride hem de dışarıda olur..Ülke parası iç piyasada değer kaybederken,aynı para ile daha az mal ve hizmet satın alınabilirken,ekonomi yönetimi "sermaye kontrolu" ve kısıtlaması anlamına gelecek kararlarla paranın dış piyasadaki değer kaybını belirli bir süre engelleyebilir, yapay şekilde belirli bir sürede sabit tutabilirler.Ama bu süre sınırsız değildir.Süre uzadıkça ülkenin dış ticaret açığı artar,döviz rezervleri azalır,kıtlaşan dövize talep artar, bir süre sonra da yük daha fazla taşınamaz baraj yıkılır.Şu anda Türkiye de 1 yıl içinde ödeyeceği 189 milyar dolar dış borca ilave,110 milyar dolara ulaşan yıllık dış ticaret açığı ve çok yetersiz döviz rezervleri ile fay hattında büyük bir enerji biriktirmiş durumda ve basınç da sürekli artıyor.Bu arada geçen ay körfez ülkelerinden geleceği söylenen takviye dövizler de henüz gelmedi.
    Bu nedenle başta merkez bankası ,ekonomi yönetiminden sürekli yeni kararlar geliyor.Seçimler öncesi bir kaza olmaması ,dövize talebi azaltmak için en son geçen hafta mevduat faizinde sınırlamayı bile kaldırdılar.Arkadan dövizde "hedging"e kısıtlama getirme gibi yeni kararların da yolda olduğu haberleri geliyor.Bu şekilde döviz kurlarının seçimlere kadar yapay bir seviyede tutulması yüksek ihtimal ,ama bir hareket olması ihtimali sıfır da diyemeyiz.Çünkü herkes mevcut makroekonomik dengelerde döviz kurlarının uzun süre bu seviyelerde tutulamayacağını, seçimlerden sonra döviz kurlarında az ya da çok bir hareket olacağını görüyor.Bu nedenle seçimler yaklaştıkça başta borsada ciddi bir kazanç üstünde oturanlar olmak üzere ,TL varlıklarda olanlardan ve şirketlerden dövize ciddi bir talep gelmesi beklenebilir.Bu talep eğer bankacılık sistemi içinde TL varlıkların kaydi olarak dövize çevrilmesi şeklinde olursa ,yine dövizde bir hareket yaratmaz çünkü bankalar artık getirilen kısıtlayıcı kararlar nedeniyle döviz açık pozisyonlarını uluslararası piyasaya çıkıp muhabir bankalar üzerinden TL verip döviz satın alarak kapatmıyorlar,bu işlemi merkez bankasıyla kaydi olarak yapıyorlar.Ama ancak seçimler öncesinde iç piyasadan gelecek bir döviz talebi,bankacılık sistemi dışında,döviz büfelerinden fiziki alım şeklinde olursa o zaman dövizde bir hareket olması kaçınılmaz olur ama bu düşük bir ihtimal.
    1 yıllık vadede kısa vadeli borç olarak 189 milyar dolar borç ödenmesi+110 milyar dolar dış ticaret açığı =yıllık kabaca 300 milyar dolar aylık ortalama 25 milyar dolar dış finansman gereği ortaya çıkarıyor.Bu nasıl finanse edilir:

    Başta turizm olmak üzere hizmet gelirleri+kaynağı belli olmayan net hata/noksan kalemi+doğrudan dış yatırımlar+portföy yatırımları+ yeniden dış borçlanma.Yeterli gelmez ise ,merkez bankası+bankalar döviz rezervlerinden finanse edilir.

    Merkez bankasının son verisi Kasım sonu itibariyle yılın ilk 11 ayına ilişkin ,orada ne görüyoruz:

    -Yılın ilk 11 ayında 7.122 milyar dolar net doğrudan yatırım var ama bunun 5.668 milyar doları gayrımenkul yatırımı,onu çıkardığımız zaman net sermaye yatırımı sadece 1.454 milyar dolar ,neredeyse sıfıra yakın.

    -Portföy yatırımlarında ise içeriden 9.656 milyar dolarlık yabancı çıkışına ilave olarak,yerliler yurt dışında 4.597 milyar dolarlık portföy yatırımı yapmış,toplamda 14.253 milyar dolarlık portföy yatırımı çıkışı var.

    -Yeniden dış borçlanma konjontürel olarak çok yüksek maliyetli,hem bilanço küçültme yoluyla parasal sıkılaştırma var hem de faizler yükselme sürecinde,şu anda %4.5 olan Fed politika faizi Çarşamba muhtemelen %4.75 olacak.Borçlanılan vadedeki ABD Hazine tahvili faizine ilaveten ülke risk puanı ekleniyor,her ne kadar şu anda CDS'imiz 550'ler civarında gezinse de son 19 Ocak ihraç tarihli 2.75 milyar dolarlık borçlanmayı 619.2 risk puanı ilavesiyle yaptık.Kamu bu çok yüksek maliyetle borçlanmayı göze alsa da ,özel bankalar için tamamen zarar yazacak bir borçlanma,dolayısıyla özel bankalar borcun tamamını ödeyebilecek bir likiditeye sahip değilse, zorunlu olarak düşük oranda bir çevirmeyle net borç ödeyicisi olmaya devam edecektir.

    -Yılın ilk 8 ayında 12.8 milyar dolar ,yılın ilk 11 ayında muhtemelen 17.6 milyar dolar net hata noksan döviz girişi turizm gelirlerine ilave edilecek şekilde ödemeler dengesi verisi revize edilse de ,yine de yılın ilk 11 ayında net hata noksan kaleminden döviz girişi 22.341 milyar dolar oldu.Bu yıl da net hata/noksan kaleminden bu mertebede bir döviz girişi olur mu?

    -Hizmet gelirleri geçen sene yüksekti,bu sene bunu daha fazla genişletebilme imkanları sınırlı,borçlanma şartları da çetin,bu durumda aylık ortalama dış finansman gereksinimini azaltmak için dış ticaret açığını azaltmaya ağırlık verilmesi gerekiyor.

    -Dış ticaret açığı derken de ,sorun esas olarak ihracatçıların kar edememeleri nedeniyle ihracatın azalma riski değil,yurt dışında üretilenler yurt içinde üretilenlerden daha ucuz hale gelirse,ithal malların piyasayı istila etmesi,içerideki fabrikaların üretimlerini kısmaları istihdamlarını azaltması, Aralık ayında tüm zamanların en yüksek ithalat ve dış ticaret açığının kırılmasından sonra,yeni rekorların gelmeye devam etmesi olur.Avrupa ile gümrük birliğimiz ve çeşitli ülkelerle de serbest ticaret anlaşmamız olduğu için bunu gümrük duvarlarıyla engellememiz mümkün değil.Muhakkak şirketlerimizin rekabet edecek şartlara sahip olması gerekir.Aksi halde dibe vurmış döviz rezervlerimizle uzun süre ithalatı finanse edebilmemiz mümkün olmaz.
    Diğer taraftan ekonomi yönetiminin ticari krediler için menkul kıymet tahsisi zorunluğu getirirken,tüketici kredilerinde bunun olmaması doğal olarak bankaları ticaari kredi verme yerine tüketici kredisi vermeye ittiğini,ticari krediler artık neredeyse sadece kamu bankalarının verdiğini görüyoruz.Halbuki tüketici kredileri ile ithalat rakamları arasında güçlü bir korelasyon olduğundan,bunun ithalatı teşvik ve artırıcı sonucu olduğunu ekonomi yönetiminin görmesi ve düzeltmesi gerekiyor.

  8. #12944
    https://www.ekonomim.com/gundem/alti...-haberi-681244

    EKONOMİ FİNANS VE İSTİHDAM

    "Enflasyon 2 yıl içinde kalıcı şekilde tek haneye indirilecek

    Ortalama büyüme hızı yüzde 5'in üzerinde gerçekleşecek.

    5 yılın sonunda dolar cinsinden dolar cinsinden kişi başına gelir en az iki katına çıkarılacak

    5 yılda en az 5 milyon ilave nitelikli istihdam sağlayan iş imkanı oluşturulacak

    5 yılın sonunda ihracat 600 milyar dolar seviyesine çıkacak, ihracatın kg değeri 2 doların üzerine çıkacak."

    Maalesef Millet İttifakının da ekonomi programının ayağı yere basmıyor,bir temenniler manzumesi.

    -Dolar cinsinden kişi başına milli gelir 5 yılda 2 katına nasıl çıkar bunu için dolar bazında yıllık milli gelirin %14.9 artması ,bu arada nüfusun da artmaması gerekir.TL cinsinden daha düşük dolar bazında daha büyük bir büyüme oranı için ise doların önce sert düşmesi,sonra da 5 yıl boyunca hiç artmaması gerekir ki,yıllık 110 milyar dolar dış ticaret açığı ile bu şekilde bir matematiksel modelleme oluşturmak mümkün değil.

    -Enflasyonun kalıcı bir şekilde 2 yıl içinde tek haneye inmesi teorik olarak mümkün ama para ve maliye politikasının gerektiği sıkılıkta uygulanması şartıyla,aynı anda dolar bazında %14.9'lık gsyih büyümesi mümkün değil,ekonominin soğutulması,para arznın kontrol altına alınması gerekir.

    -TUİK'in son verisine göre; -bir inandırıcılığı olmasa da- şu anda işsiz sayısı 3.576 milyon.Bu vaate göre yaratılacak 5 milyon ilave istihdamla işsizlik neredeyse sıfırlanacak.Elimde son rakamlar yok ama 2 sene önce 1 kişiyi istihdam etmenin maliyeti 652 bin TL idi.
    https://www.indyturk.com/node/305581...n-liraya-çıktı
    Son 2 yıllık enflasyon dikkate alınırsa şimdi en az 1 milyon TL'yi geçmiştir. En az 5 trilyon TL'lik bir kaynak gerekiyor,ayağı yere basan bir vaat değil.

    -5 yıl içinde ihracat %100'ün üzerinde artış ile 254 milyar dolardan 600 milyar dolara 2021 yılında 1.2 usd/kg olan değeri de 2 usd/kg'a çıkarılması vaat edilmiş.Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatımızdaki payı sadece %3.7 iken bu nasıl sağlanacak.Daha önceki yazılarımda ifade etmiştim;yüksek teknolojili yüksek katma değerli ürünler üretimi için icat,innovasyon,kaliteli üniversite-sanayi işbirliği,ama öncesinde donanımlı iyi eğitimli işgücü gerekiyor.Bu eğitim sistemi bugün kurulsa meyvesi en az 20 yılda alınır.Bugün Türkiyeyi sırtında taşıyan kesim de 2000 yılı öncesinde ,daha nitelikli lise ve üniversite eğitimi alan kişiler.Bu kişiler de emekli olunca ne doğru dürüst bir doktor,ne de mühendis bulmak çok zorlaşacak.

    Doğrusu "Millet İttifakı'nın ayağı yere basmayan ekonomik vaatleri beni hayal kırıklığına uğrattı,halbuki özellikle İyi Parti'de Pof. Bilge Yılmaz,Prof. Ümit Özlale gibi donanımlı iyi kariyere sahip ekonomistler vardı.


    Anlaşılıyor ki,uçurumun kenarındaki ülke ekonomisini kurtarmak için ,siyaset esnafını hiç karıştırmadan, gerekli liyakata,donanıma ve kariyere sahip ekonomi profesörleri ;Daron Acemoğlu,Refet Gürkaynak,Ufuk Akçiğit ,Hakan Kara gibi hocalardan teknokrat bir ekonomi yönetimi kurmak gerekiyor.Siyasi kadrolar da ekonomi yönetimine sadece siyasi destek vermeli,işlerine müdahale etmemeli.

    Son söz:Ülke eğer elit insan kaynağının potansiyelinden gerektiği gibi faydalanabilirse,ülke kalkınır,toplumun genel refahı artar,herkes kazanır.Gelişmiş ülkelerin yaptığı tam da budur.
    Son düzenleme : deniz43; 30-01-2023 saat: 19:28.

Sayfa 1618/2114 İlkİlk ... 618111815181568160816161617161816191620162816681718 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •