Sayfa 1190/1223 İlkİlk ... 190690109011401180118811891190119111921200 ... SonSon
Arama sonucu : 9779 madde; 9,513 - 9,520 arası.

Konu: Viop 24 muhabbet

  1.  Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    bir yaratıcının olması dinlerin olmasını gerektirmiyor..

    neden video, kayıt cihazları gibi şeylerin olduğu bu dönemde yeni bir din gelmiyor..

    daha kolay değil mi, yaratıcı illa bir din göndermek istiyorsa..her şey kayıt altında olur, kitaplar değiştimi eksikmi gibi tartışmalar olmaz..
    sorgulama hakkimiz yok malesef,
    eğer ki,
    bir yaratici olmamış olsaydı suan ölümsüzlügü bulmuş olurlardi.
    her nefis bir gün ölümü tadacaktir.
    aksini ispatlayan olursa o zaman düşünürüz

    7.202,88 Since 26 Aralık 2023

  2. #9514
     Alıntı Originally Posted by *Bozkurt Yazıyı Oku
    ülkeleri karistirmayalim
    dindar ülkeler diyince neden surekli Ortadoğu örneği veriliyor.
    abd de avrupada dinci yok mu,papazlar rahipler yok mu

    sabaha kadar tartisiriz yine sonuca ulasamayiz.
    sen inanmamaya inanmissin bende inanmaya inanmisim.
    her insani olduğu gibi, Allah yarattığı için severim.
    Gökten zembille inmedik ya,
    bir başlangıç varsa bir yaratici var demektir.
    Sana iki yazı yazdım. İkisinde de Ortadoğu kelimesi geçmedi.

    Sadece şu düşüncene karşı çıktım:
    "İnanmayan insan her şeyi yapabilir"
    Tamamen önyargılı, hiç bir altyapısı olmayan, kanıtı olmayan, hatta tam tersine ait çok sayıda örneğin olduğu bu düşüncen. Genelleme yaptığın, ama hiçbir araştırma sonucu ve kanıt göstermediğin, bana göre yanlış olan bu düşüncen.

    Bu konuda son yazım bu. Fazlasına gerek yok.


    Lenovo P1a41 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  3. #9515
    Reform kelime olarak yenilik veya ıslahat anlamına gelmektedir. 16. yüzyılda gittikçe olumsuzlaşan dini şartlar ve kilisenin haksızlıkları karşısında Rönesans’ın da etkisiyle önce Almanya’da başlatılan ve kiliseleri dini değişiklik yapmaya zorlayan harekettir.

    16. yüzyıla baktığımız zaman Hristiyanlık, Katolik ve Ortodoks olmak üzere iki mezhebe bölünmüştür. Katolik mezhebinin merkezi Roma’da bulunan Vatikan’dır ve dini liderlerine ise Papa adı verilmiştir. Ortodoks mezhebinin merkezi ise İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’dir, dini liderlerine ise Patrik adı verilmiştir. Bu dönemde din, kilise tarafından tamamen insanları sömüren ve dini inançları kullanan bir kurum haline getirilmiştir. Rönesans’ın etkisiyle, halk arasında özgür düşünceler harekete geçmiş ve Hümanizm (insan sevgisi) ön plana çıkmıştır.

    Bu özgür düşünceli insanlar arasında haksızlıkları tahammül edemeyen cesur biri vardı ki, düşünceleriyle tüm dünyanın gidişatını değiştirmiştir. Bu kişi Martin Luther den başkası değildir. Martin Luther, 1517 yılında Roma’ya yaptığı bir yolculukta kilisenin insanları sömürdüğünü, din adamlarının güç ve statü için dini duyguları kullandıklarını fark etmiştir. Kilise’ye olan inancını tamamen yitiren Martin Luther, Almanya’ya döndüğünde 95 maddelik bir metin hazırlamış ve kilisenin duvarına asmıştır. Bu metinde kısaca ifade edilenler şunlardır;

    1)- Tanrı ve kul arasına kimse giremez.

    2)- Günahları sadece Tanrı affedebilir.

    3)- Papalığın af yetkisi bulunmamaktadır.

    4)- Endüljans belgesi satan din adamları sahtekar ve suçludur.

    Bu metinden sonra Martin Luther, Papa X. Leon tarafından aforoz edilmiştir. Sonrasında Avrupa’ya yayılmaya başlayan bu metin, halkta büyük yankı uyandırmıştır. Ve Martin Luther’i destekleyen insanlar Protestan adında yeni bir mezhep kurmuşlardır. Kurucusu da Martin Luther olarak kabul edilmiştir.

    Bu başkaldırış kilisenin, halk ve yönetim üzerindeki korkunç oyunlarından dolayı gerçekleşmiştir. Cennetten para karşılığı yer satışları, Endüljans belgesi ile günah bağışlama, suçsuz insanların sırf para için öldürülmesi, din adamları keyif sürerken halkın sefalet içinde yaşaması ve daha birçok neden bu başkaldırışı gerektirmiştir. Bu mücadele sonrasında, Protestan ve Katolikler arasında imzalanan Ogsburg Antlaşması, Protestanlığın kabulünü ve doğuşunu simgelemiştir.

    Hesaplaşma
    Reform hareketinin başlama nedenleri nelerdir?
    1)- Kilisenin bozulması.

    2)- İncilin birçok dile çevrilmesi.

    3)- Kağıt ve matbaanın gelişimi ile okur yazar sayının artışı.

    4)- Özgür düşüncenin oluşmasıyla, kilisenin sorgulanması.

    5)- Endüljans belgeleri ile para karşılığı günah affetme.

    Bu sebeplerle birlikte, Almanya ve beraberinde tüm Avrupa özgür düşünce sayesinde gelişmiş ve daha da ilerlemiştir. Reform hareketiyle Avrupa’da şartlar değişmiştir. Fakat reform, her ne kadar olumlu bir adım olsa da mezhep savaşlarını da beraberinde getirmiştir. Mezhep birliği bozulduktan sonra, Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır. Katolik mezhebini terk eden her ülkede kilisenin mal varlığı ve topraklarına el konulmuştur. Geride kalan Katolik kiliseler yenilenmek zorunda bırakılmıştır. Eğitim laik bir sisteme oturtulmuş ve okullar çağın gereklerine göre yeniden düzenlenmiştir. Papanın Krallara taç giydirme yetkisi, kilisenin Kral ve yönetim üzerinde etkisi son bulmuştur. Mezheplerle mücadele için bazı ülkelerde Engizisyon Mahkemeleri kurulmuştur. Siyasal alanlarda ayrılıklar başlamıştır. Osmanlı üzerine Haçlı ordusuyla saldırmayı düşünen Şarlken’in oyunları bozulmuştur. Bu mezhep savaşları Osmanlı devletinin yararına olmuştur. Avrupa’da süren 30 Yıl Savaşları (Mezhep Savaşları) Osmanlının Avrupa’da birçok yeri fethetmesini kolaylaştırmıştır. Osmanlı’da bulunan Gayri Müslimlere din ve inanç özgürlüğü sağlandığı için, Osmanlı devleti bu süreçten etkilenmemiştir. Avrupa da kültürel ve bilimsel alanda yeniliklere açık hale getirilmiş ve yeni icatlar desteklenmiştir. Kural ve baskı yerini hoşgörüye bırakmıştır. Din ve devlet işleri bir birinden ayrılmıştır. Laiklik fikirleri ilk kez bu dönemde şekillenmeye başlamıştır.


    Adamlar bedelini ödemiş ve doğru yolu bulmuş. İslamiyet bu dönüşümü sağlayamadığı için, diyoruz ya bir tane gelişmiş İslam'la yönetilen ülke yok diye bundan olabilir mi. Ne yapalım şimdi 16.yy'a mı dönelim. 30 yıl meshep savaşları sürmüş. Şimdi nasıl kaşıyorlar Ortadoğu'yu Sünni idi Şii idi akıllı olmak lazım. Atatürk bedavadan yolu göstermiş işte laiklik diyerek.

    SM-C5000 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
    Son düzenleme : altınorta; 09-09-2018 saat: 21:43.

  4.  Alıntı Originally Posted by ConSenSus SenSor Yazıyı Oku
    Nedeni misal 'bizim inancımızda' son din olması ve kıyamete kadar başka bir peygamber, din veya kitap gelmeyeceği ile insanlar ister istedi hesabı değil ancak Allah takdiri ve zamanlamasıyla bu iş ve oluşların yapıldığıdır..
    Dediğinize benzer görsel delil ve bilimsel izahlar, destekler vs. zaman içinde kutsal kitabımıza hizmet etmekte ve çok daha da edecektir bayım..
    sen inanıyor musun evrende anlatılacak trilyonlarca gerçeklik varken
    bir yaradıcının 3 kitapta da aynı hikayelere sarmasını, kendisi takıntılı mı..?
    gılgamış destanındaki nuh tufanını bana evirip çevip niye her kitapta anlatıyorsun, anlatan da kul ya
    dini ktaplardan önce de bu hikayeler varmış zaten, yok mu evrende bizi ilgilendiren başka hususlar..?

  5. #9517
     Alıntı Originally Posted by ConSenSus SenSor Yazıyı Oku
    Nedeni misal 'bizim inancımızda' son din olması ve kıyamete kadar başka bir peygamber, din veya kitap gelmeyeceği ile insanlar ister istedi hesabı değil ancak Allah takdiri ve zamanlamasıyla bu iş ve oluşların yapıldığıdır..
    Dediğinize benzer görsel delil ve bilimsel izahlar, destekler vs. zaman içinde kutsal kitabımıza hizmet etmekte ve çok daha da edecektir bayım..
    inancınıza saygım var..

    ancak sizinde belirttiğiniz gibi "son din olması" sadece bir inançtır.. kanıtı yok..

    din insanlığın gelişiminde (yani geçmişte) organizasyonel açıdan faydalı bir icat.. daha fazlası değil..

    ama din yok demek Tanrı yok demek değildir.. bazı insanlar Tanrı ya inanır ama dinlere inanmaz.. hiç bir yaratıcıya inanmayanlarda var elbet..

    ancak bir insanın laik bir düzlemde ülkesine hizmet etmesi bir çok açıdan yeterlidir..

    bu açıdan (laiklik) benzer düşündüğümüzü sanıyorum..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  6.  Alıntı Originally Posted by *Bozkurt Yazıyı Oku
    sorgulama hakkimiz yok malesef,
    eğer ki,
    bir yaratici olmamış olsaydı suan ölümsüzlügü bulmuş olurlardi.
    her nefis bir gün ölümü tadacaktir.
    aksini ispatlayan olursa o zaman düşünürüz


    bozkurt kardeşim çok beğendim daha güzel anlatılamazdı .

  7. #9519
    Herkesin düşüncesine saygım sonsuz ancak sorgulayan yapımızı sorgulanamayan konularda boşa harcıyoruz.. Evet her canlı ölümü tadacaktır ancak bunun bir son olduğundan nasıl bu kadar emin olduğunuzu anlamıyorum. Paralel evren teorisinin de doğru olma ihtimali var o halde.. O zaman deneyimler de yaşıyor olabiliriz.
    Dini bir kenara barıkmalıyız. Bir yere varamıyoruz..

    Hisse.net : "Dikkat delidir, söylediklerini umursamayın..!"

  8.  Alıntı Originally Posted by *Bozkurt Yazıyı Oku
    sorgulama hakkimiz yok malesef,
    .
    .
    .
    İşte bütün mesele bu. Varlığına inanan biri, verdiği nimetleri de kullanmalı. Akıl sorgulamayı gerektirir. Sorgulayacağını bile bile öyle bir kısıtlama getirmez. Sorgulama hakkımızın olmadığına dair bir veri var mı? Aksine Kuran'ı Kerim aklını kullanmaya önem vermiştir. Sorgulama hakkımız yok ifadesi çok saçma...

Sayfa 1190/1223 İlkİlk ... 190690109011401180118811891190119111921200 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •