Sayfa 6/12 İlkİlk ... 45678 ... SonSon
Arama sonucu : 94 madde; 41 - 48 arası.

Konu: Çocukları Koruyalım...

  1. #41
    Kulakların tıkalı, gözlerin kapalı olması, yüreklerin kapalı olmasına işaret midir?

    İçimizi acıtan, yüreğimizi yakan, yavrularımızın acıları kadar, bu duyarsızlık değil mi?

  2. #42
    Her geçen gün daha zorlaşıyor insana dair umudu korumak.

  3. #43

  4. #44
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    AH Leyla... Ah Eylül...

    Bu yazı sizin için, bütün kayıp çocuklar için...

    24 Haziran itibariyle tarihe karışmış olan başbakanlık makamına bağlı “Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı”, bundan tam 10 yıl önce, Temmuz 2008’de bir “Kayıp Çocuklar Raporu” yayınlamıştı.

    Giriş bölümünde “medyada yer alan kayıp çocuk haberleri üzerine 17 Aralık 2007’de harekete geçildiği”, “İçişleri Bakanlığı marifetiyle konunun soruşturulduğu”, “İl İnsan Hakları Kurulu başkanlıklarından STK’larla iletişime geçerek çalışma yapmalarının istendiği” ve 6 aylık çalışma neticesinde söz konusu raporun hazırlandığı belirtiliyordu.

    Rapora yeniden döneriz, ancak sorunları kendince tespit eden ve istatistiklerin yanı sıra çözüm önerileri de sunan bu çalışmanın ardından neler olduğuna bir bakmak ister misiniz?

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre raporun yayınlandığı 2008 ile 2016 yılları arasında 104 bin 531 kayıp çocuk vakası yaşandı ki; bunun 16 ülkenin nüfusundan fazla olduğu vurgulanıyordu bazı haberlerde.

    TÜİK’in adli istatistiklerine göre...

    2008 yılında

    4 bin 517...

    2009 yılında 5 bin 81...

    2010 yılında ise

    8 bin 81...

    2011 yılında 10 bin 67...

    2012 yılında 12 bin 474...

    2013 yılında 16 bin 218...

    2014 yılında 18 bin 696...

    2015 yılında 17 bin 706...

    2016 yılında 11 bin 691 çocuk kayıp olarak bildirildi.

    Berbat, rezil bir istikrar söz konusu...

    Dönelim rapora...

    “Kayıp Çocukların Kaybolma Sebepleri” başlıklı bölümde ilk sırada “Erken evlilikler” gösteriliyor. Henüz kendi gelişimini tamamlayamadan anne-baba olan “çocukların çocukları da sorun yaşayabiliyor” vurgusu yapılıyor.

    Aradan geçen sürede “erken evlilik sorunu” konusunda neler yapıldığı, hangi adımların atıldığı malum!

    İkinci sırada “şiddetli geçimsizlik, yoksulluk, işsizlik, şiddet, eğitimsizlik” gibi dev problemlere vurgu yapılıyor; ki bu alanlarda 10 yılda kat ettiğimiz mesafe de malum!

    Üçüncü sırada ise aynen şu ifadelere rastlıyoruz:

    “Ailedeki çocuk sayısının, ailenin refah düzeyine oranla aşırı fazla olması nedeniyle çocukların duygusal, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanamıyor olması çocukları her türlü ihmal ve istismara açık hale getirmektedir...”

    Malum işte, malum...

    Ötesini merak eden bir arama motoru marifetiyle bu kapsamlı rapora ulaşabilir web üzerinden...

    Manzara şöyle demekle yetineyim. Bir memleket klasiği olarak problemle ilgili komisyon kurulmuş, akıl danışılmış, veri toplanmış, sorunun kaynakları tespit edilmiş, bir ölçüde faydalı öneriler toplanıp sıralanmış, rapor hazırlanmış ve orada kalınmış...

    Bu arada ABD’de Amber Hagerman adlı 9 yaşında bir kız çocuğunun kaçırılıp öldürülmesinin ardından başlatılan “Amber Alarmı” uygulamasının bir benzerinin 2014’ten bu yana ülkemizde de yürütüldüğünü eklemek isterim...

    Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı’nca yürütülen proje sadece çocuklara yönelik değil.

    Sosyal medyada “Kayıp Alarmı” adlı hesaplarından Facebook’ta olanı daha çok kişi takip ediyor ancak zevzeklik yaparak on binlerce takipçiye ulaşılan platformda dün itibariyle “Kayıp Alarmı”nın takipçi sayısı 8 bin bile değildi...

    “Kayıp Alarmı” uygulaması, 155 aracılığıyla iletilen ihbarları o bölgede yaşayan vatandaşlara hızla ulaştırıyor ve zamanın çok önemli olduğu kayıp vakalarında olumlu neticeler elde edilmesini sağlayabiliyor.

    “Kayıp Alarmı” sayesinde 2014’ten

    2018’e kadar kayıp

    bildirimi yapılan 876 kişiden 806’sı bulunmuş ve bunların 433’ü de çocuk...

    Kesin çözüm değil elbette, onun yolu ailenin, çocukların, idarecilerin, toplumun bu konuda bilinçlenmesinden geçiyor ama aklınızda bulunsun.


    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...eylul-40886849

  5. #45
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Küçük çocuklarınız yabancılarla rahatlıkla diyaloğa girer mi?

    Aklını çelecek şeyler var mı?

    Şirin bir köpekli adam?

    Tatlı dilli bir genç?


    Video tüm anne babalara ders olabilecek bir konuyu deneysel olarak sunuyor...

    https://www.facebook.com/salim.genco...2627898200043/

  6. #46
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Son kitabı Kırlangıç Çığlığı'nda çocuk tacizleirni konu alan yazar Ahmet Ümit Habertürk TV'de Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.

    Yazar Ahmet Ümit, “Baskı, yasak ve cezalarla bu işin çözülmesi mümkün değil; zaten başımıza ne geliyorsa baskılardan geliyor. Hangi baskıdan geliyor? Biz cinselliği çocuklarımızla konuşmuyoruz. Aileler çocuklarıyla konuşmuyorlar; bu anlamda çocuklarını bir korumadan, bir şemsiyeden mahrum bırakıyorlar. Katillerin, çocukları taciz eden ve onları öldürenlerin çoğu, hapishanede zaten öldürülüyor. Açık bir şey var; bu çok konuşulmaz. Ama bu insanlar hapishaneye gittikleri zaman şişlenirler, öldürülürler. Çoğu için “İntihar etti” denir. % 70’i bu şekilde gider. Ne değişti? Hangi sorun çözüldü? Hiçbir şekilde bu sorun çözülmez. Sorunun çözümü ceza meselesi değil; eğitmek. İdam, hiçbir şekilde, hiçbir sorunu çözmeyecek.'' dedi.

    ÇOCUKLUKLARINA DÖNMEK GEREKİR

    Ahmet Ümit, ''Bunu yapanların çocukluğuna dönelim. Baktığımız zaman onların çocukluklarında başka bir şey var. Böyle olaylar da vardır küçükken tacize uğrayanlar, bilhassa erkekler, kendisine yapılan bu hareketi sıradanlaştırmak, olağanlaştırmak ve kurtulmak için taciz ederler. '' ifadelerini kullandı.

    ''Çocuk tacizcilerine idam cezası verilmesine kesinlikle karşıyım. Bu, çok kolay bir çözüm.'' diyen Ümit, ''Bu insanları rahatlatmaktır. Öldür, öldür neyi çözdük ki? Esas mesele duruyor. Bilmediğimiz o kadar çok taciz, ensest, saldırı var ki…'' dedi.


    “EVLİLİKLERDE DE CİNSEL TACİZ VAR. RESMİ NİKÂH ADI ALTINDA KADINLAR TECAVÜZE UĞRUYOR”

    ''Zor olan okullardan aileden başlamak'' diyen Ümit, ''Yöneticiler diyor ki “Tamam sallandırdık 10 tane.” Hayır, 10 tane sallandırmak dünyanın en kolay işi. Asıl zor olan; en dipten başlamak; okullardan, aileden başlamak. Camilerde konuşarak, camilerden başlayalım. İnsanlara ulaşılacak her yerden başlayalım ve anlatalım. Cinsellik korkulacak bir şey değildir; cinsellik doğal bir şeydir. Cinsellik iyi bir şeydir, sağlıklı yaşamanın en önemli meselesidir. Bu nedenle herkesin doğru yaşaması lazım. Bırakın çocukları, evliliklerde cinsellik nasıl yaşanıyor? Resmi nikâh adı altında kadınlar tecavüze uğruyor her zaman. Bu mudur cinsellik? Bu mudur ahlak? Kendimizi kandırıyoruz. “Bizim toplumumuz ahlaklı.” Al işte sana ahlaklı toplum, hadi buyur. Bununla yüzleşmek lazım. İnsan iyi bir mahlûk değil. “İnsan şahane, eşref-i mahlûk, yaratılmışların en zekisi, vicdanlısı” Ne vicdanı, ne merhameti? Yalan, bunların hepsi yalan. Artık biz kendimizi, insanın ne olduğunu görelim. Hepimizin içinde kötülük, yıkıcılık var; iyilik de yaratıcılık da var. Eğer biz sanatla, bilimle, ahlakla “iyi” tarafı desteklersek bunlar ortadan kalkar.'' şeklinde konuştu.

    “HEPİMİZ O ÇOCUKLARI ÖLDÜRENLER KADAR SORUMLUYUZ”

    Ahmet Ümit, ''Sosyal medyada hepimiz lanet kusuyoruz, bu bizi rahatlatıyor. Hayır, rahatlatmasın. O çocukların ölümünden, o katiller kadar hepimiz sorumluyuz. Ben bir yazar olarak bu sorumluluğu üzerimde hissediyorum. 'Ben romanımı yazdım, sosyal sorumluluk görevimi yerine getirdim' değil; bu toplumda hatta bu dünyada yaşıyorsam, ben de bunda sorumluyum. 'Ben onlardan değilim, o yüzden tertemizim' diye bir şey yok. Hepimiz suçluyuz. İnsanlar sahipsiz, ülke sahipsiz, çocuklar sahipsiz.'' dedi.

    “AŞIRI CİNSEL ÖZGÜRLÜK HEDONİZM GETİRİYOR”

    Hollanda'ya dikkat çeken Ümit, ''Çocuk tacizcileri Hollanda’da da çok yaygın. Oradaki neden ile bizdeki neden tümüyle farklı. Hollanda cinsellik konusundaki en özgür ülkelerden biri. Oradaki toplumda sadece hedonizm yani bedensel zevkler var. Aşırı cinsel özgürlük hedonizm getiriyor. Yani ruhu unutmuşlar. Bugün ne alabilirim? Çünkü çok rahat bir toplum. Cinselliğin çok rahat yaşandığı bir toplum. Ama ruhsal olgunluk, ruhun doyması olmayınca, ruhsal olarak tekâmül, gelişme, insan olma kültürü gözden kaçırılınca bir tek şey ortaya çıkıyor: “zevklerin giderilmesi”. Hollanda’daki durumun bizimkinden farkı; özgürlükler var ama bu özgürlükler öyle bir yere gelmiş ki insan kendi ruhunu ve insan olma etiği oluşturamadığı için. Batı’da birtakım şirketler Uzakdoğu’ya “çocuk seksi turizmi” pazarlıyor. Bu bitiştir. Bunu Batı yapıyor. Sonuçta Doğu – Batı meselesi değil; ben insandan bahsediyorum.'' dedi.


    “ CİNSEL İLİŞKİDEN KORKAN ERKEKLER ÇOCUK TACİZCİSİ OLUYOR”


    Ahmet Ümit, ''Bizde ise, cinsel açlık var. Cinsel açlık öyle bir halde ki, konuşulmadığı için ne oluyor? Yetişkin erkekler ya da kadınlar, kendisi gibi yetişkin birisiyle ilişki başlatmayı göze alamıyor, bundan korkuyor. O zaman ne oluyor? Zavallı, masum bir çocuk üzerinde hayvani isteklerini giderme daha kolay oluyor. Bunun sonunda artık vahşetin önü açılıyor. İnsanı doğru tanımlamamız gerekiyor.'' dedi.

    Ahmet Ümit, ''Porno yasaklanmamalı. İsteyen seyretsin istemeyen seyretmesin. Yasaklarla hiçbir yere varamayız. Asıl mesele insanların buna ihtiyaç duymamasıdır. İhtiyaç duyulan bir şeyi yasaklarsanız, daha çok ihtiyaç duyarlar.'' yorumunu yaptı.

    “BİRİYLE BERABER OLMUŞSUN ONA PARA ÖDEMİŞSİN. BERABER OLDUĞUN O DEĞİL, KENDİ PARAN”

    Ruhun doyumuna dikkat çeken Ümit, “Cinsel özgürlük bizim özgürlüğümüz” öyle bir şey değil. Özgürlük denen şey sadece bedenin doyuma ulaşması değildir; ruhun da doyuma ulaşmasıdır. Sizin bedeniniz doyuma ulaşabilir ama ruhunuz aç kalabilir. Ben niye yapıyorum bunu, dersiniz. Çünkü ruh uyarır sizi. Yaptığın şey doğru değil, sağlıklı değil. Biriyle beraber oluyorsun, ona para ödemişsin. Paranla beraber oluyorsun sen. O seni sevmiyor, sana dokunmuyor; senin parana, mevkiin varsa mevkiine, şöhretin varsa şöhretine dokunuyor. Bu ruh doymaz ki. Özgürlük dediğimiz şey şudur; sizi gerçekten isteyen, gerçekten seven ve sizin de gerçekten istediğiniz ve sevdiğiniz bir insanla ilişkiye girilmesidir.'' dedi.

    “TÜRKİYE’DE ERKEKLERİN BÜYÜK CİNSEL GÜCÜ OLDUĞU PALAVRA. İSTATİSTİKLER ORTAYA ÇIKSIN BAKALIM NEYİ DAĞITIYORLAR”

    Ahmet Ümit, ''Cinsellik o kadar önemli ki, ruh sağlığımızla ilgili bir şey bu. Büyük depresyonların, streslerin altında büyük çoğunlukla bu vardır.

    Büyük oranda yetişkin erkekler. Gelişkin değiller, korkuyorlar aslında. Cinsel açlık kadar korku da var. İki, % 80’i çocukken tacize uğramış olma ihtimali var. Üç, cinselliğin kendisi Türkiye’de bir tür şiddet olarak görülüyor. Dile bakın, erkeğin yönlendirmesi, erkeğin büyük gücü... Ama bu yalan, erkeğin büyük gücü değil o; kadının büyük gücü. Kadının istemediği, hazır olmadığı bir cinsellikten hiçbir şey çıkmaz. Bir çıksın ortaya istatistikler görelim. Bunların hepsi palavra. Bu yalan olduğu için de iş şiddete varıyor. Söyleyecek bir şeyiniz olmazsa bağırmaya başlarsınız. Söyleyecek, yapacak bir şeyiniz varsa sakin sakin anlatırsınız. Yoksa, bağırma, öfke ile susturmaya çalışırsınız. Türkiye’deki bu, bunun da anlatılması lazım.'' dedi.


    “TÜRKİYE’DE ORGAZMI BİLEN KADIN SAYISI KAÇ? SONRA O KADINLAR ÇOCUK YETİŞTİRECEK”


    Türkiye’nin cinsel istatistiği nedir? Kadınların kaçta kaçı orgazm oluyor? Orgazmı bilen kadın sayısı kaç? Bunları konuşmak lazım. Bu kadın çocuk yetiştirecek. Kızları ve erkekleri yetiştirecek. Nasıl olacak bu iş? Nasıl mutluluk bu? Nasıl evlilik? İçim yandığı için böyle sert konuşuyorum.

    Ahmet Ümit, ''Türkiye bunları konuşmaya hazır mı'' sorusu üzerine, ''Türkiye cinselliği konuşmaya hazır değilse daha çok çocuğumuz ölecek. Asıl mesele bu. Hep böyle oluyor zaten. Ne zaman başlayacağız? Osmanlı yıkıldığı zaman öyle diyorlardı “Türkiye’de bir cumhuriyet kurulamaz”; kuruldu. Bir yerden başlamamız lazım.'' şeklinde konuştu.



    http://www.haberturk.com/cinsel-ilis...oluyor-2046766

  7. #47
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Gaziantep'te, 2 çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla mahalleli tarafından dövüldükten sonra gözaltına alınan 60 yaşlarındaki şüpheli tutuklandı...




    Olay, 4 Temmuz Çarşamba günü, Konak Mahallesi'nde meydana geldi. 60 yaşlarındaki erkek şüpheli, iddiaya göre, 10 ve 12 yaşındaki çocuklara cinsel tacizde bulundu.

    Çocukların ailelerine durumu anlatması üzerine mahalle sakinleri ve aile fertleri, şüpheliyi tekme- tokat dövdü.


    http://www.milliyet.com.tr/mahalleli...undem-2701850/

  8. #48

Sayfa 6/12 İlkİlk ... 45678 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •