Sayfa 34/290 İlkİlk ... 2432333435364484134 ... SonSon
Arama sonucu : 2317 madde; 265 - 272 arası.

Konu: Serbest Kürsü

  1. #265
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Ayak oyunu


    Arda… Başakşehir Kulübü ayak topçusu. Başakşehir’den önce İspanya’nın Barcelona Kulübü'nde top koşturuyordu. Yükselişi gibi düşüşü de hızlı ve sert oldu.

    GS kulübünden Barcelona’ya transferini AKP’nin ayarladığı söyleniyordu. İddiaya göre o tarihte Barcelona’nın sponsoru olan AKP kontrolündeki THY bu “zeki ve çevik” sporcunun takımda oynatılmasının bedelini ödemeyi kabul etmişti.

    Ahlakına gelince; Hatırlanan son eylemi, topu ağlarla buluşturması değil. Biri eski futbolcu ve yeni AKP’li Rıdvan’la referandumda “evet diyoruz” videosu, diğeri uçakta bir gazeteciye ana avrat küfür edip boğazlamaya kalkışması. AKP müdahalesinin futbolu getirdiği yerde ortaya çıktı bu yeni topçu tipi. Bir gazetecinin söylediği gibi, “Metin Oktaylardan, uçakta mafyacılık oynayan kaptanlara kadar düştük…”

    Uçakta o yaşlı gazeteciye ana avrat dümdüz gittikten sonra ne yaptı biliyor musunuz? Umreye gitti. O umredeyken İspanya’da kumarda kaybettiği büyük paralar konuşuluyordu. Yeni Türkiye’nin sporcu karakteridir.

    Karısı doğurmak üzereyken, bir barda karşılaştığı tanımadığı bir kadına sarkıntılık etti sonra. Müdahale eden kocasının da burnunu kırdı. Öfkesini yatıştıramayıp burnunu kırdığı adamın yattığı hastaneyi bastı, silah gösterdi.

    O sırada savcılık FETÖ’nün futbol ayağına dahil olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma başlatılan ayak topçuları arasında Emre Belözoğlu, Okan Buruk ve Bülent Korkmaz gibi isimler de vardı. Takipsizlik kararı çıktı tabii.

    Pazar günkü şampiyonluk maçında yedek kulübesindeydi.

    ***


    Emre... Başakşehir Kulübü Kaptanı.

    Otomobiliyle çarptığı bir yayanın ölümüne neden olduğunda genç bir GS futbolcusuydu. Mercedes’iyle E-5 karayolu üzerinde çarptığı işçi Kadir Çetin kaldırıldığı hastanede can verdi. Olay sırasında yanında bulunan 2 arkadaşıyla birlikte karakola götürüldü. İfadesi alındı, salındı. O kazayı kazasız belasız atlatmayı başardı!

    Olayın kapatılmasında Fethullah Gülen tarikatının etkisi olduğu iddia ediliyordu. O tarihte yargıda çok güçlüydüler. Bir de GS kulübünde örgütlüydüler. GS üzerinden futbola hâkim olma projesi İslamcı iktidarın ilk ayak oyunudur.

    GS’dan yurtdışına, yurtdışından FB’ye transfer oldu. O da takım arkadaşı Arda gibi yurtdışında tutunamamıştı. FB’den de kovulunca Başakşehir’e atandı. Atanma hikayesini şöyle anlattı: “Göksel Gümüşdağ benim hayatımdaki en büyük dostum, abim... Benim mutlu anlarımda herkes yanımdaydı zaten. Ancak her üzüntülü anımda yanımda olan tek bir kişi vardı. O da Göksel Gümüşdağ'dı. Evleneceğim kızı ilk ona tanıştırdım. Kaza geçirdim arabayla 20 yaşımdaydım, karakolda ilk yanımda olan kişiydi."

    Çok hırslı ve çok kavgacı. Öfkesine ve nefretine sık sık yenik düştüğü vaki.

    Dosyasında böyle onlarca olay var. Mesela, 2007’de takım arkadaşı Yobo'ya karşı ırkçı söylemlerde bulunduğu iddia edildi. İngiltere Futbol Federasyonu'na yaklaşık 2 saat ifade verdi ve suçsuz bulundu. Bir süre sonra Bolton'da forma giyen El Hadji Diouf'a “maymun” dediği iddia edildi. Diouf ifade vermeyi reddedince bu iddia da sonuçsuz kaldı. Bir sezon sonra takım arkadaşı Joey Barton ile gerginlik yaşadı. Barton'un tepkisine kafa atarak yanıt verdi. Yurtdışından döndükten sonra da hakaret edecek “zenci” bulmakta zorlanmadı. 2012’de Trabzonspor'un orta saha oyuncusu Zokora’ya “pis zenci” diye çıkıştı. Şükür ki bu Türkiye’de suç değildi.

    Dincinin dinciye darbe girişiminden sonra, 2016’da, FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin iddianame hazırlandı. Suçlananlar arasında o da vardı. “FETÖ’nün toplantılarını organize ettiği, evliliğini dahi FETÖ’nün adamlarına sorduğu” iddia ediliyordu. Bu iddialara rağmen ne tanık ne de sanık yapıldı.

    Soruşturma kapanınca çıktı doğruladı. Geçmişte “Allah rızası için”, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkeye hizmet ettiğini düşünerek Fettulahçı Terör Örgütü'ne kurban bağışı ve öğrenci bursu vermişti. Ancak 17-25 Aralık döneminden sonra bu sinsi yapının gerçek yüzünü görerek eli kanlı bu terörist örgütle tüm ilişkisini kesmişti.

    Pazar günkü şampiyonluk maçının ilk yarısında sahadaydı. Nefesi 20 dakikaya yettiği için sakatlanıp çıktı.

    ***

    Göksel Gümüşdağ… Başakşehir Kulübünün Başkanı. Emre’nin kaza yaptığı sırada araçta bulunan iki kişiden biri olan Gümüşdağ, o zamandır beri futbol yönetiminin bir parçası. Aynı zamanda İBB’nin önde gelen yöneticilerinden. Kadir Topbaş döneminde fiili başkanın o olduğu söyleniyordu. Başka ve daha önemli özellikleri de var. Emine Erdoğan’ın yeğeni Müge Gülbaran ile evli. 2014’te İBB sporu satın alarak Başakşehir Futbol Kulübüne dönüştürdü, başına geçti. Sarayın Başakşehir nezdindeki temsilcisidir.

    Futbolun Katarlılara teslim edilmesinde kilit roller üstlendi. Bu başarısından dolayı olacak adı TFF Başkanlığı için geçiyor şimdi. Daha önce de aday olmuş, ancak Erdoğan “şimdilik bekle” deyince çekilmişti.

    Başında olduğu kulübün en büyük sponsoru Medipol hastaneler gurubu. Medipol Üniversitesi ve Medipol Hastaneleri'nin sahibi olarak görünen Dr. Fahrettin Koca da Erdoğan ailesinin doktoru. Öyle bir sistem kurulmuş ki yabancıya zırnık koklatılmıyor.

    Zaten bu sahipliğin arkasında başka bağlantıların olduğu sıkça dillendiriliyor. Mesela CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, 2013’te TBMM’de yaptığı konuşmada "Medipol Hastane zincirlerinin ortağı olan, yandaş gazeteleri ve televizyonları olan First Lady kim?" diye sordu. Ne bilelim biz!

    Fahrettin Koca AKP Cumhurbaşkanı tarafından Sağlık Bakanı olarak atandı. Şimdi hem bütün sağlık sistemini kontrol ediyor hem de aktardığı paralarla Başakşehir’in başarıdan başarıya koşmasına vesile oluyor.

    Arkasında bu kadar güçlü bir destek olan takım bir ay öncesine kadar ligin açık ara birincisiydi. Teknik direktörleri Abdullah Avcı ile sözleşme yeniledikleri törende, Göksel Gümüşdağ’a, "Siyasetin sizi şampiyon yapmak istediği gibi bir söylenti var. Ayrıca, Arda Turan'ın transferinin de İstanbul Halk Ekmek'in sponsorluğunda yapıldığı söyleniyor. Ne söylersiniz?" diye sordular.

    Kem küm etti, cevaplamadı. Oysa kulüp tüm altyapısını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle kurduğu, transferleri Belediye ve bağlı kurumlarının desteğiyle yaptığı sır değil. Bu sayede yüzyıllık kulüpleri geride bıraktı. Onlar borçları ödeyemezken milyonlarca Euro ödeyerek ünlü birçok ayak topçusunu kadrosuna katmayı başardı. Takımın resmî sitesinden duyurduğu sponsorlarının çoğu AKP’nin adrese teslim verdiği ihalelerle büyüyen şirketler.

    31 Mart’ta İBB’yi kaybedince sendelediler. Pazar günkü maça kadar ittire kaktıra geldiler.

    ***


    Bir ay önce Başakşehir henüz açık ara liderdi. AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Başakşehir’in durumunu sordular. "Ben rahatım. Niye rahatım? Başakşehir'i ben kurdum" dedi, "Başakşehir şampiyonluğu yakalarsa, bu da tabii bir devrimdir. Yani illa milyonların izlediği takımlar değil, demek ki binlerin izlediği takımlar da şampiyon olabiliyormuş" diye ekledi.

    Mart ayı ortasından çıktık Mayıs’a. Erdoğan Başakşehir’i şampiyon ilan ettikten bir ay sonra GS Başakşehir’i evire çevire yenerek şampiyon oldu. Sarayın “futbol devrimi” hayalinin sonudur.

    ***


    Başakşehir Kulübünün ve adını aldığı ilçenin adındaki “başak” Erbakan’ın “Refah Partisi”nin logosundan geliyor. İlçe bir Erbakan projesiydi. Burada İslami bir getto oluşturacaklardı. İlk konutlar yapıldıktan sonra bölgenin adını partinin logosundan esinlenerek “Başak Şehir” koydular. Sonra projeyi AKP devraldı, halen İstanbul’u yobazlaştırma projesinin merkez üssüdür.

    Ama ayak oyunu bu, top döner, talih döner, her zaman kazanmanız mümkün değildir. Ayak oyunları ile kurulan düzenler eninde sonunda yıkılır.

    AKP için kaybetmeyi öğrenme vakti. Başakşehir’in sonuna bakın, AKP’nin sonunu göreceksiniz…



    http://haber.sol.org.tr/yazarlar/orh...eVN7bgR3ykv-7c


    Güzel ve temelli bir yazı...

    Sadece bir düzeltme...

    Galatasaray-Başakşehir maçında Arda yedek bile değildi...

    Şimdi basında dedikodu başladı: Arda Galatasaray'a geliyormuş.

    Gelirse, bu yazının özü zedelenir.

  2. #266
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    "Oy vermek bir şeyi değiştiriyor olsaydı yasaklanırdı." (E. Goldman)

    Yıllardır bu temelde yazılar yazdım.

    İktidarın, bizim gibi ülkeler gibi, cahil çoğunluğun keyfine bırakılmayacak kadar ciddi bir konu olduğunu ifade ettim.

    Oligarkların ve dünyayı yöneten örgütlerin, bir ülkede halkın oy vermesiyle yöneticiyi belirlemesine dayanan demokrasileri destekliyor görünmelerinin özünde, onların seçiminin endişe yaratmayacağı bir sonucu garanti etmelerinin yattığını hep belirttim.

    Eğer böyle bir bilincin bir şekilde doğması halinde demokrasi ve seçimlerin bir şekilde sona ereceğini hepimiz yaşadık biliyoruz.


    Ha Ali ha Veli...

    Farketmiyor.

    Yığınlar yeni birisini seçmekle bir müddet, bir şey değişecekmiş gibi tatmin oluyorlar.


    Bir şey değişmiyor.

  3. #267
    Erdoğan , sanatçı ve sporcular ile bir araya geldiği iftar programında konuşuyor

    Erdoğan: "Sanatçı sanatıyla sporcu sporuyla konuşur, buradan hasıl olan itibarı da ülkesi ve milleti için kullanır."

    Erdoğan: "Önünü arkasını tam olarak bilmeden siyasi tartışmalara taraf olan sanatçı ve sporcularımızın durumu, bizi çok çok üzmüştür ve üzüyor."

    “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk.


    >>> FORUM KURALLARIMIZ <<<


  4. #268
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    TERAPİ.....

    İstanbul seçimleri bir anlamda bir “psikoloji deneyi” oldu.
    AKP ve başkanının 17 yıl boyunca sürdükleri “ne pahasına olursa olsun kazanırız” taktiği “toplumsal depresyon” yaratmıştı.
    Bu olumsuz etkinin izleri günümüzde de henüz ortadan kalkmış değil.
    “Bunlar gitmezler.”
    “Bunlar vermezler, gör bak.”
    “Bunlar vazgeçmezler. Ne yapar eder alırlar.”
    Bu psikolojik kısırdöngüye ben çok dikkat çektim.
    Çünkü, bu “öğrenilmiş çaresizlik”, psikolojik teslimiyetin kabul edilmesidir.
    Ekrem İmamoğlu işte bu kısır döngüyü kırdı.
    İçinden gelen “pozitif enerji” ile samimiyetle, halkla yakın ilişki kurarak, onlardan oy değil sevgi isteyerek kalpleri kazandı.
    “Ekrem İmamoğlu Etkisi” adını vereceğim bu sosyal etki, ülkemizin psikoloji tarihine geçecek değerdedir.
    Bu etki Belediye Başkanlığı’nı da geçmiştir, CHP’yi de aşmıştır, kendine özgü sosyal bir etkidir.
    Ekrem İmamoğlu bir “pozitif psikolog” olarak toplumsal korkuyu, yaygın depresyonu, umutsuzluğu terapik olarak ortadan kaldırmıştır.
    “Her Şey Çok Güzel Olacak” mottosu bir anda bütün toplumu sarmış, rakipleri ne yapacağını şaşırmıştır.
    Neden biliyor musunuz?
    Çünkü samimiyet çalınamaz.

    Samimiyeti çalamazsınız.
    Samimiyeti taklit edemezsiniz.
    Samimiyeti kopya çekemezsiniz.
    AKP’nin başkanı da, adayı da inanmadığı şeyleri söylüyorlar.
    “Oylarımızı çaldılar” diyorlar, yalan.
    “Seçimlere hile karıştı” diyorlar, yalan.
    Yalan söylediklerini en iyi kendileri biliyorlar.
    Onun için de dilleri bir şey söylüyor, gözleri başka yöne bakıyor.
    Samimi değiller ve samimiyete yenildiler.
    Kendi içlerindeki kötülüklerin kurbanı oldular.
    İnandıklarını söyledikleri zaman ikna ediyorlardı.
    Şimdi, inanmadıkları şeyleri söylüyorlar ve ikna edemiyorlar.
    Bunu gördükleri için hırçınlar, işi kavgaya döküyorlar.
    Yararı yok. Kavga ile kazanamazsınız.

    Atatürk nasıl kazandı?
    Atatürk, pozitif psikoloji ile kazandı.
    Martin Seligman’nı biliyor muydu, bilmiyorum.
    Seligman, pozitif psikolojiyi kuranlardan.
    Olumlu düşünceler, olumlu duygular, karara dönen umutlar, öngörü. Kazanmak için kendini adayan kişilik.
    Atatürk kazandı, çünkü asla vazgeçmedi.
    Kazandı, çünkü “bunlar gitmez” demedi. “Geldikleri gibi giderler” dedi.
    Kazandı, çünkü “bunlar vermez” demedi. “Biz alırız ve alacağız” dedi.
    Kazandı, çünkü “bunlar vazgeçmezler” demedi. “Biz vazgeçmeyiz” dedi.
    Kazandı, çünkü inandığını söyledi, inandığını yaptı, inandığını paylaştı.
    İnandığı da öğrendiği idi, bildiği idi, tarihte gördüğü idi.
    İnandığı, yaşadıkları idi. Boş inanç değildi, hurafeler değildi.
    İnandığını bildi. Bildiğine inandı.
    Aydınlanma ve Rönesans gerçeklerinin geleceğini gördü.
    Atatürk böyle kazandı.
    Ekrem İmamoğlu da böyle kazanıyor, bizimle kazanıyor, bizimle paylaşıyor, bütün toplumu kucaklıyor, ayrım yapmıyor, seviyor, gülüyor, geleceğe yapıcılıkla bakıyor.
    Ekrem İmamoğlu bu toplumun pozitif terapisti oldu.
    Merak etmeyin, çalışın ve asla vazgeçmeyin.


    HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...

    (Erdal Atabek)

  5. #269
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

  6. #270
    Bence mantıklı.
    69 mu yok daha neler. Bu yıl mı? İmkansız.Bozguncular ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

  7. #271
    Duhul
    Nov 2018
    İkamet
    Gönüllerde yaşıyorum.
    Gönderi
    7,299
    Erdal Atabek güzel yazmış; bir umuda sinek kondurmak, sineğin değil konduranın pisliği olur lakin partilerden bağımsız olarak benim hiç umudum yok. O parti gelmiş bu parti gelmiş hiç önemi yok .

  8. #272
    Erdoğan, AK Parti İstanbul mahalle başkanlarının katıldığı iftar programında konuşuyor

    Erdoğan: "Siyasetimizde milletle inatlaşmak, millete rağmen iş görmek, millete rağmen yol yürümek diye bir anlayış kesinlikle yoktur."

    Erdoğan: "Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı, milli irade hırsızlığı tam bir felakettir."

    Erdoğan: "Milletimizin hakkını, hukukunu, iradesini korumak için mücadele ettik, bu sebeple YSK'nin seçimin yenilenmesi kararını isabetli buluyoruz."

    “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk.


    >>> FORUM KURALLARIMIZ <<<


Sayfa 34/290 İlkİlk ... 2432333435364484134 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •