Sayfa 103/213 İlkİlk ... 35393101102103104105113153203 ... SonSon
Arama sonucu : 1700 madde; 817 - 824 arası.

Konu: Dowes

  1.  Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Eğer üretim maliyetlerindeki girdiler dövize endeksli ve borsaya kote ürürnler değilse kesnlikle devalüasyon ihtiyaç olur. Ancak üretim maliyetlerinin tamamına yakını *yapısal* olarak dövize endeksli ise (motorin,gübre kimyasalları, ulaşım, ithal tohum bağımlılığı ve zorunluluğu, ithal biyoteknolojik knowhow) devalüasyon sadece fakirliği daha da arttırır. Bu nedenle Türkiye için *yapısal* reformları hayata geçirmeden devalüasyon yapmak bizi bir alt lige taşımaktan öteye geçemeyecektir.
    Evet güzel bir noktaya değinmişsiniz.

  2.  Alıntı Originally Posted by syılmaz Yazıyı Oku
    Sn JonDowes, diyelimki bir ülkede üretim maliyetler sebebi ile anlamsızlaşıyorsa mesela tarımsal üretim, hayvancılık yada mandıracalık maliyeti karşılamıyorsa yada tatmin edici kar bırakmadığı için yatırım anlamsızlaşıyorsa, o ülkenin para biriminin develüasyona ihtiyacı vardır diyebilir miyiz?
    Bunu yaşayan ülkenin değişkenlerine bağlı:

    Japonya gibi hızlıca endüstrileşen; gelirin ve refahın yüksek seviyeye geldiği ülkelerde gıda ve tarımın katma değeri oransal olarak düşer. Çünkü buna ayrılabilecek girdilerle (yerine) üretilen mikroçipler veya ağır sanayi ürünleri ile, 5-10 kat fazla gıda ithal edilebilir. Bu nedenle de gıda üretimi azalır, ithalatı artar. Ancak net ihracat artar ve toplumun refahı (ithal gıdaya rağmen) yükselir.

    Tabii ki bu istisna bir örnek. Sorunun kaynağı ülkemiz ise, elbette böyle bir süreç yaşanmaz: tarım ve gıda sektörünün ekonomiden aldığı pay düşer. İthalat artar. Bu ilk zamanlar dikkat çekmez (çünkü kaynaklar başka sektörlerde kullanılıyordur). Ancak tarım ve gıdanın önemli bir özelliği vardır; nüfusla birlikte talebi artar ve alternatifi yoktur (az yemek yiyelim, onun yerine daha çok tekstil satın alalım diyemezsiniz). Bu nedenle orta-uzun vadede gıda-tarımı ithalata yönlendirmek elbette cari açığın artmasına katkı yapar ve dolaylı olarak devalüasyon-enflasyon döngüsüne de enerji sağlar. Bu direkt bir bağlantı değildir, ölçülerek gösterilmesi pek mümkün olmaz. Ama sağduyu böyle olacağını söyler. Devalüasyon kendi başına ekonomide tarımın payını arttırmaz; gıda enflasyonundan gelen payın etkisiyle dengelerin tekrar başka noktada oluşmasını sağlamaya yöneltir (halk daha az protein, daha çok çöp gıda yiyerek ancak doyabilir). Ayda 10 kere dışarda yemek yiyebilen aile 5 kez; 3 kez yiyen 1 kez yiyecek konuma düşer.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  3. Teşekkürler Sn JonDowes.

  4. Sn. jondowes merhaba,

    Bir firmanın 3 yıl ile 6 yıl vadeye yayılmış 5 milyar dolar kredi borcu olduğunu düşünelim.

    Devletin bu tür büyük firmalar için de hedge zorunluluğu getirdiğini varsayalım.

    1-) Bu 5 milyar dolar için firma senede %5 dolar faizi ödüyor. Kabaca bu konfigürasyonda tüm kredi Türkiye'nin şu anki şartlarında TL'ye karşı hedge edilirse maliyet çok kabaca ne kadar artar?

    2-) Bu hedge maliyeti sonucunda toplam kredi maliyeti işletmenin ödeme performansının üzerine çıkarsa burada devlet buna rağmen hedge mekanizmasında ısrarcı olur mu?. Bu durum sonuçta kredi talebinin düşmesine ve büyümenin frenlenmesi sonucunu doğurur mu?. Yine büyümenin şu aşamada yavaşlaması tekrar bu yavaşlamaya neden olan kararı alan devlet için tezat oluşturmaz mı?

    Ekonomiden sorumlu devlet Bakanı olsaydınız bu ikilemde nasıl bir karar alırdınız?.Kırk katır mı kırk satır mı derdiniz? Ya da ara bir çözüm mü önerirdiniz? (örneğin risk yönetiminde optimum noktayı bulmak için büyük firmaların döviz kredilerinin tamamına değil ama belirli bir oranına kısmi hedge zorunluluğu getirmek v.b)
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  5.  Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Sn. jondowes merhaba,

    Bir firmanın 3 yıl ile 6 yıl vadeye yayılmış 5 milyar dolar kredi borcu olduğunu düşünelim.

    Devletin bu tür büyük firmalar için de hedge zorunluluğu getirdiğini varsayalım.

    1-) Bu 5 milyar dolar için firma senede %5 dolar faizi ödüyor. Kabaca bu konfigürasyonda tüm kredi Türkiye'nin şu anki şartlarında TL'ye karşı hedge edilirse maliyet çok kabaca ne kadar artar?

    2-) Bu hedge maliyeti sonucunda toplam kredi maliyeti işletmenin ödeme performansının üzerine çıkarsa burada devlet buna rağmen hedge mekanizmasında ısrarcı olur mu?. Bu durum sonuçta kredi talebinin düşmesine ve büyümenin frenlenmesi sonucunu doğurur mu?. Yine büyümenin şu aşamada yavaşlaması tekrar bu yavaşlamaya neden olan kararı alan devlet için tezat oluşturmaz mı?

    Ekonomiden sorumlu devlet Bakanı olsaydınız bu ikilemde nasıl bir karar alırdınız?.Kırk katır mı kırk satır mı derdiniz? Ya da ara bir çözüm mü önerirdiniz? (örneğin risk yönetiminde optimum noktayı bulmak için büyük firmaların döviz kredilerinin tamamına değil ama belirli bir oranına kısmi hedge zorunluluğu getirmek v.b)
    1. Firmanın gelecekteki döviz nakit akışına bağlı. Sıfır döviz geliri varsa; ciddi bir yük getireceği kesin.

    2. Hedge maliyetini bile karşılayamıyorsa bu kredi zaten batık demektir; anapara ödemesinden büyük olamaz sonuçta. Türkiye'deki reel sektörün döviz pozisyonunu ciddi oranda hedge etmek kısa sürede olası değil. Döviz fiyatını 2 kat arttırmak elbette büyümeyi negatife çevirir ve muhtemelen uzun bir resesyon başlatır.

    Döviz kredisi alınması döviz girdisi olan şirketlere ve belli oranda sağlanabilecek bir hak. Eldeki portföyü ise fazla da zorlamadan kapatma teşvik edilmeli. Yani TL'nin değerlendiği dönemlerdeki büyüme katkısından feragat ederek ekonomiye TL faize dayandırmak şart. Bu esnada enflasyonist süreçler de azaltılırsa en iyi makro reform olacaktır. Ancak hepsini tek bir idare döneminde yapmak mümkün değil. Çünkü tüm bunların sonucunda halkın ortalama refah düzeyi ciddi oranda düşer.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  6.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    1. Firmanın gelecekteki döviz nakit akışına bağlı. Sıfır döviz geliri varsa; ciddi bir yük getireceği kesin.

    2. Hedge maliyetini bile karşılayamıyorsa bu kredi zaten batık demektir; anapara ödemesinden büyük olamaz sonuçta. Türkiye'deki reel sektörün döviz pozisyonunu ciddi oranda hedge etmek kısa sürede olası değil. Döviz fiyatını 2 kat arttırmak elbette büyümeyi negatife çevirir ve muhtemelen uzun bir resesyon başlatır.

    Döviz kredisi alınması döviz girdisi olan şirketlere ve belli oranda sağlanabilecek bir hak. Eldeki portföyü ise fazla da zorlamadan kapatma teşvik edilmeli. Yani TL'nin değerlendiği dönemlerdeki büyüme katkısından feragat ederek ekonomiye TL faize dayandırmak şart. Bu esnada enflasyonist süreçler de azaltılırsa en iyi makro reform olacaktır. Ancak hepsini tek bir idare döneminde yapmak mümkün değil. Çünkü tüm bunların sonucunda halkın ortalama refah düzeyi ciddi oranda düşer.
    Anladığım kadarıyla kısa vadede devlet özellikle büyük firmalar için döviz kredilerinin hedge edilmesi için fazla zorlayamayacak sadece kademeli bir planı zamana yayılmış olarak uygulamaya geçirecek. Mehmet Şimşek'in küçükler için tedbirler devreye girdi büyükler için de hazirana kadar devreye girer söylemini de söylediklerinizle birleştirdiğimde sanırım keskin bir geçişten ziyade bu kademeli geçişin başlangıcı olarak görebiliriz.

    http://www.bloomberght.com/haberler/...-a-kadar-biter

    Yukarıdaki bağlantıda Mehmet Şimşek hedge zorunluluğu getirmekten ziyade hedge imkanı sunmaktan bahsediyor?. Sizce tcmb'nin de işin içine gireceği bir hedge imkanından bahsediyor olabilir mi? (umarım bahsetmiyordur).

    Cari açık veren bir ülkede bu tür kredilerin kademeli de olsa geri çağrılacak ve TL'ye çevrilecek olması döviz talebindeki baskıyı arttırıcı bir etki yaratabilir mi?.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  7. Büyük firmalara hedge zorunluluğu getirmeleri sürpriz olur; hem yapamazlar hem de yapmak istemezler. Sürekli bastırdıkları "ekonomik büyüme" kulvarındaki ana enerjiyi 15 yıldır döviz kredileri sağlıyor. Bunu daha riske duyarlı şekle çevirmeyi kabul edebilirler ama sıfırlamak kesinlikle planlarında yoktur.

    Ne oranda yapılır bilemeyiz ama sonuçta döviz kredisi mekanizması şuna yarıyordu: Enflasyondan daha düşük devalüasyon döngüsü esnasında, şirketler sermaye kazançları yaşadılar. Devalüasyonun öne geçtiği dönemlerde ise, sermaye zararı görmeye başladılar. Bunun ana faktörü de elbette TL'ye ödenen reel faizlerdi. TL faizi düşürüldükçe, reel faiz düştükçe, devalüasyon geri kalmamaya başladıkça; bütün parametreler "ekonominin TL'leşmeye geri dönmesi" mantığına dönecektir. Bu da sistemik riskin yönetimi açısından iyi olur. Ancak bu parasal kavramlar hep trade-off'lara bağlıdır. Kalıcı ve kökten değişiklik parasal değil, maliye politikaları ve total üretkenlik ile sağlanır. Parasal tarafa bakmak tek gözü kapatıp araç kullanmak gibidir. Araba yol yapar ama her an kaza da yapılabilir. Parasal parametreleri değiştirmek sağ cepten sol cebe geçici aktarım sağlar. Ekonominin dövize endekslenmesi bir dönem iyi bir sermaye girişini sağladı; ekonominin total büyüklüğü açısından da olumluydu. Ama bunun karşılığı şişen borçluluk, cari açık ve kronik enflasyon oldu.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  8. Sn. Jondowes sanırım büyük şirketler için hazirana süreç tamamlanır söylemi sanıldığı kadar büyük bir müdahale olmayacak/olamayacak. Zira bu söylem bende hazirana kadar olabilecek maksimum sigortalamayı yapıldıktan sonra seçim döneminde faiz düşüşü ve dövizin toleransının gevşetilmesi riskini çağrıştırdı. Ama bunun çok düşük bir ihtimal olduğunun ben de farkındayım. Sonuçta bu iş çok büyük bir filoyu kasko yaptırıp daha sonra uçurumdan aşağıya atmaya benzer. Kaskoyu yapan da o kadar tedbirsiz değildir diye düşünüyorum.
    Verdiğiniz detaylı bilgiler için teşekkürler.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

Sayfa 103/213 İlkİlk ... 35393101102103104105113153203 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •