Sayfa 2813/7020 İlkİlk ... 181323132713276328032811281228132814281528232863291333133813 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 22,497 - 22,504 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Alman ressam Franz Theodor Max Slevogt'un olum yildonumu (20 Eylul 1932)

    Portrait of the Dancer Anna Pavlova, 1904




    The singer Francisco d'Andrade as Don Giovanni in Mozart's opera, 1912


  2. Yabanci Dilde En Iyi Film Akademi Odulu (La ciociara - Kizim ve Ben - Two Women, 1960) ve Akademi Onur Odulu sahibi Italyan aktris, (Sofia Villani Scicolone) Diva Sophia Loren'in dogum gunu (20 Eylul 1934)










  3. Cannes Film Festivali 20 Eylul 1946 tarihinde basladi.


  4. 1992 Eurovision Sarki Yarismasi icin Italya'yi Rapsodia sarkisi ile temsil eden (Domenica Berté) Mia Martini'nin dogum yildonumu (20 Eylul 1947)


  5. Amarikali fantezi, korku ve bilim kurgu senaryo yazari George R. R. Martin'in dogum gunu (20 Eylul 1948)



    "Simdi sunu dusun evlat. Bu cocuklarin hicbiri Sir Alliser'dan baska silah ustasi gormedi. Onlarin babalari ciftci, arabaci, kacak avci, demirci, madenci ya da bir ticaret gemisinde kurekci. Guvertelerde, Kral Yolu'ndaki genelev ve tavernalarda, Lannis Limani'nin ve eski sehirin sokaklarinda dovus uzerine ne ogrenebilirlerdi sence? Buraya gelmeden once birkac kez sopa sallamislardir belki ama sana yemin ederim ki bu yirmi cocuktan birinin bile cebine gercek bir kilic alacak kadar sikke girmemistir." Bakisi zalimceydi. "Pekala, zaferinin tadi simdi nasil geliyor agzina Lord Snow?" Taht Oyunlari



    "Now think on this, boy. None of these others have ever had a master-at-arms until Ser Alliser. Their fathers were farmers and wagonmen and poachers, smiths and miners and oars on a trading galley. What they know of fighting they learned between decks, in the alleys of Oldtown and Lannisport, in wayside brothels and taverns on the kingsroad. They may have clacked a few sticks together before they came here, but I promise you, not one in twenty was ever rich enough to own a real sword.†His look was grim. "So how do you like the taste of your victories now, Lord Snow?"

  6. Richard Conte, Valentina Cortese, Lee J. Cobb'in rol aldigi Drama, Film-Noir Ucurum Yolculari (Thieves' Highway - I corsari della strada), 20 Eylul 1949'da Los Angeles, California'da gosterime girdi.




  7. Ispanyol roman yazari, cevirmen ve kose yazari Javier Marías'in (Franco) dogum gunu (29 Eylul 1951)

    "Insanlar bir seyin neden oldugunu bilmek istemiyorlardi asla, salt ne oldugu yetiyordu onlara, dunyanin tehlikeler, tehditler ve tedbirsizliklerle dolu oldugunu, bizi teget gecen, ote yandan dikkatsiz kisileri ve belki de secilmis olmayanlari yakalayip isini bitiren tehditler ve tedbirsizliklerle dolu oldugunu bilmek yetiyordu. Sabahlari, sadece on dakikamizi mesgul eden, sonrasinda geride bir huzun ya da iz birakmadan unuttugumuz, sonuca baglanmamis binlerce sirla bir arada yasiyorduk. Hicbir seyin ayrintisina girmemeye ve hicbir olayla ya da hikayeyle uzun uzadiya ilgilenmemeye ihtiyac duyariz, cunku su veya bu sey dikkatimizi dagitiverir, yabancilarin basina gelen talihsizliklerden silkeleniverir, belki de her birinden sonra soyle geciririz icimizden: 'Evet ne buyuk dehset. Ne felaket. Kim bilir baska hangi dehset verici olaylardan kurtulduk? Her gun hayatta kaldigimizi ve olmedigimizi hissedip bunun bilincine varmaliyiz, baskalarinin basina gelen zalimliklerin bize ogrettigi bu." Karasevdalilar



    "La gente no quiere saber por qué pasó nada, sólo que pasó y que el mundo está lleno de imprudencias, peligros, amenazas y mala suerte que a nosotros nos rozan y en cambio alcanzan y matan a nuestros semejantes descuidados, o quizá no elegidos. Se convive sin problemas con mil misterios irresueltos que nos ocupan diez minutos por la mañana y a continuación se olvidan sin dejarnos escozor ni rastro. Precisamos no ahondar en nada ni quedarnos largo rato en ningún hecho o historia, que se nos desvíe la atención de una cosa a otra y que se nos renueven las desgracias ajenas, como si después de cada una pensáramos: ‘Ya, qué espanto. Y qué más. ¿De qué otros horrores nos hemos librado? Necesitamos sentirnos supervivientes e inmortales a diario, por contraste, así que cuéntennos atrocidades distintas, porque las de ayer ya las hemos gastado."



    "En silinemez seylerin bile bir omru vardir, tipki hic iz birakmayanlar ya da hic gerceklesmeyenler gibi ve eger hazirlikli olup bunlari not etsek, kaydetsek ya da filme ceksek ve bunlari bize hatirlatan kanitlar toplasak ve hatta olan seylerin yerine basit bir not, bir kayit ya da bir film koymayi denesek ve boylece basindan beri gercekte olan her sey bizim not aldigimiz ya da kaydettigimiz ya da filme aldigimiz sey olsa bile, sadece bu bicimiyle, bu sonsuz mukemmellikteki tekrarla bile icinde hala gercekten bir seyler olmakta olan baska bir zamani kaybetmis olacagiz (yine not edilen bir zaman olsa bile) ve biz onu yeniden yasamayi ya da yeniden kurmayi ya da geri dondurmeyi ve gecmiste kalmasini engellemeyi denerken bir baska zaman akip gitmekte olacak ve bu baska zamanda biz suphesiz beraber olmayacagiz, telefonlari acmayacagiz, hicbir seye cesaret etmeyecegiz, hicbir sucu ve olumu engelleyemeyecegiz (sucu biz islemesek, olume biz neden olmasak bile), cunku olanlarin bitmemesi ve zamanin geri donmesi icin didindigimiz hastalikli cabamizda o zamani, sanki bizim degilmis gibi, yanimizdan akip gecmesi icin birakacagiz." Beyaz Kalp



    "Hasta las cosas más imborrables tienen una duración, como las que no dejan huella o ni siquiera suceden, y si estamos prevenidos y las anotamos o las grabamos o las filmamos, y nos llenamos de recordatorios e incluso tratamos de sustituir lo ocurrido por la mera constancia y registro y archivo de lo que ocurrió, de modo que lo que en verdad ocurra desde el principio sea nuestra anotación o nuestra grabación o nuestra filmación, sólo eso; aun en ese perfeccionamiento infinito de la repetición habremos perdido el tiempo en que las cosas acontecieron de veras (aunque sea el tiempo de la anotación); y mientras tratamos de revivirlo o reproducirlo y hacerlo volver e impedir que sea pasado, otro tiempo distinto estará aconteciendo, y en ese, sin duda, no estaremos juntos ni cogeremos ningún teléfono ni nos atreveremos a nada ni podremos evitar ningún crimen ni ninguna muerte (aunque tampoco lo cometeremos ni las causaremos), porque lo estaremos dejando pasar de lado como si no fuera nuestro en nuestro intento enfermizo de que no termine y regrese lo que ya pasó."

  8. Alman yazar Gunter Grass'in yazdigi Die Plebejern proben den Aufstand (Plebler Ayaklanma Provasinda - I plebei provano la rivolta - The Plebeians Rehearse the Uprising) oyunu 20 Eylul 1964 tarihinde Berlin, Akademie der Kunste'de sahnelendi.


Sayfa 2813/7020 İlkİlk ... 181323132713276328032811281228132814281528232863291333133813 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •