-
Iskocyali roman ve tiyatro yazari, unlu Peter Pan'in yazari James Matthew Barrie'nin olum yildonumu (19 Haziran 1937)
"Biri disinda, butun cocuklar buyur ve buyuyeceklerini erken yasta ogrenirler. Wendy de soyle ogrendi: Iki yasindayken, bir gun bahcede oynuyordu. Bir cicek daha koparip, bu cicekle annesine kostu. Sanirim kucuk kiz pek sevimli gorunuyordu ki, Bayan Darling elini gogsune koyup, "Ah, keske hep boyle kalabilsen!" diye haykirdi. Bu konuda aralarinda gecen konusmanin hepsi buydu, ama Wendy bundan boyle buyumek zorunda oldugunu ogrenmisti. Bunu iki yasina girdikten sonra anlarsiniz hep. Iki yas, sonun baslangicidir."
"All children, except one, grow up. They soon know that they will grow up, and the way Wendy knew was this. One day when she was two years old she was playing in a garden, and she plucked another flower and ran with it to her mother. I suppose she must have looked rather delightful, for Mrs. Darling put her hand to her heart and cried, "Oh, why can't you remain like this for ever!" This was all that passed between them on the subject, but henceforth Wendy knew that she must grow up. You always know after you are two. Two is the beginning of the end."
-
Amerikali rock grubu Heart’un solisti ve soz yazari Ann (Dustin) Wilson’in dogum gunu (19 Haziran 1950)
-
Yunan lirik sair ve oyun yazari Angelos Sikelianos’un olum yildonumu (19 Haziran 1951)
Acik pencereye yaslanmis bakiyorduk.
Her sey uyum icindeydi duygularimizla.
Tarlalarla baglari karartiyordu
kukurt rengi bulutlar
ve gizli bir calkantiyla
agaclarda inlerken ruzgar
gogsu otlari oksayarak
ucup gitti hizli kirlangic.
Sonra birden, buyuk bir gurultuyle
yirtildi gokler ve raksederek
bosandi yagmur.
Tozlar ucustu havada.
Bereketli topragin kokusuyla
titrerken burun deliklerimiz,
dudaklarimizi araladik
icimize islesin diye sular.
Sonra yan yana, yuzlerimiz
sutlegen ve zeytinler gibi
yagmurdan sirilsiklam,
“Nedir bu koku,” diye sorduk,
“bu ogul arılar gibi havaya yayilan?
Belsem mi, cam mı, kenger mi,
yoksa kekik mi?”
oyle yogundu ki kokular,
soluk aldikca icime doldu hepsi
ve sonsuz bir meltemin oksadigi
bir saz gibi titredim
gozlerim gozlerini bulup
damarlarimdaki kanin
cigligini isitinceye degin.
Asmanin uzerine egilip
urperen yapraklardan bir bir
o tatlari tatmak cicekleri solumak istedim;
oysa aklim uzum salkimlari gibi yogun,
solugum bogurtlenlere takili
tatlarla kokulari tek tek secemedim
ve insan nasil ayni anda tadarsa
kaderin kadehinden aci ile sevinci,
ben de oyle tattim ayni anda hepsini;
ve kolumu beline doladigim anda,
bulbul gibi sakidi, irmaklar gibi akti
damarlarimda kanim.
We leaned out of the window.
Everything around us
was one with our soul.
Sulphur-pale, the clouds
darkened the fields, the vines;
wind moaned in the trees
with a secret turbulence,
and the quick swallow went
breasting across the grass.
Suddenly the thunder broke,
the wellhead broke,
and dancing came the rain.
Dust leaped into the air.
We, our nostrils quivering,
opened our lips to drink
the earth's heavy smell,
to let it like a spring
water us deep inside
(the rain had already wet
our thirsting faces,
like the olive and the mullen).
And shoulder touching shoulder,
we asked: "What smell is this
that cuts the air like a bee?
From balsam, pine, acanthus,
from osier or thyme?"
So many the scents that, breathing out,
I became a lyre caressed
by the breath's profusion.
Sweetness filled my palate;
and as our eyes met again
all my blood sang out.
I bent down to the vine,
its leaves shaking, to drink
its honey and its flower;
and—my thoughts like heavy grapes,
bramble-thick my breath—
I could not, as I breathed,
choose among the scents,
but culled them all, and drank them
as one drinks joy or sorrow
suddenly sent by fate;
I drank them all,
and when I touched your waist,
my blood became a nightingale,
became like the running waters.
-
Steve McQueen ve Faye Dunaway'in başrollerini paylastigi Kibar Soyguncu (The Thomas Crown Affair - Il caso Thomas Crown) 19 Haziran 1968'de Boston, Massachusetts'de gosterime girdi.
-
Garfield'in dogum gunu (19 Haziran 1978)
(Nokomis, Florida’da bulunan Italyan restorani Mamma Leone'de dogdu.)
-
Michael Keaton, Danny DeVito ve Michelle Pfeiffer’in rol aldigi Batman Donuyor (Batman Returns - Batman - Il ritorno) 19 Haziran 1992’de Amerika ve Avustralya’da vizyona girdi.
-
Ingiliz roman yazari ve sair Sir William Gerald Golding'in olum yildonumu (19 Haziran 1993)
“Sular cekilmisti; kumsalin yosunla kapli ince seridi toprak bir yol kadar rahatti. Bir cesit buyuleyici guzellik vardi cevrelerinde. Bunun bilincinde, bunun mutlulugu icindeydi cocuklar. Birbirlerine bakiyorlar coskuyla guluyorlar, kimin ne dedigini dinlemeden konusuyorlardi. Hava piril pirildi. ‘Haydi gelin’ dedi Jack, ‘biz kasifiz.’ Ralph, ‘Adanin ucuna gidecegiz, koseden bakacagiz dedi.’ ‘Eger bu bir adaysa...’ " Sineklerin Tanrisi
“Era bassa marea, e c'era una striscia di spiaggia, sparsa di alghe, dura quasi come una strada. Un alone di avventura circondava il paesaggio e i ragazzi, che ne erano consci e felici. Si voltavano l'uno verso l'altro, ridevano eccitati, parlavano senza ascoltare. L'aria era limpida. ‘Andiamo,’ disse Jack dopo un po', ‘siamo esploratori.’ ‘Andremo fino dove l'isola finisce,’ disse Ralph, ‘e gireremo dall'altra parte.’ ‘Se è un'isola...’ "
-
Shia LaBeouf, Megan Fox ve Josh Duhamel’in rol aldigi Transformers: Yenilenlerin intikami (Transformers: Revenge of the Fallen – Transformers: La vendetta del caduto) 19 Haziran 2009’da Ingiltere, Japonya ve Irlanda’da vizyona girdi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri