Sayfa 4932/7020 İlkİlk ... 393244324832488249224930493149324933493449424982503254325932 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 39,449 - 39,456 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz sair ve heykeltiras (Taslarin Yuregi - Coeur de pierres) Camille Claudel'in olum yildonumu (19 Ekim 1943)



    La Valse, 1883




    Sakuntala 1888


  2. Amerikali karakter oyuncusu, muzisyen, komedyen, sair, yazar ve sarkici John Arthur Lithgow’un dogum gunu (19 Ekim 1945)






  3. Ingiliz roman yazari Philip Pullman’in dogum dogum gunu (19 Ekim 1946)



    “Hikayeler; beslenme, barinma ve arkadasliktan sonra, dunyada en cok ihtiyac duydugumuz seydir.”



    “Cocuklar, sevgiye ve yemege ve temiz havaya ve oyuna ihtiyac duyduklari kadar sanata ve hikayelere ve siirlere ve muzige de ihtiyac duyar. Eger bir cocuga yiyecek vermezseniz, bunun hasari cabucak gorunur hale gelir. Eger bir cocuga temiz hava ve oyun vermezseniz bunun da hasari gorulebilir ama cok hizli bir sekilde degil. Eger bir cocuga sevgi vermezseniz bunun zarari birkac yil boyunca gorulmeyebilir ama kalicidir.

    Fakat bir cocuga sanat ve hikayeler ve siirler ve muzik vermezseniz bunun hasarini gormek o kadar kolay olmaz. Yine de oradadir. Bedenler yeterince sagliklidir; kosabilirler ve atlayabilirler ve yuzebilirler ve aceleyle yemek yiyebilirler ve cocuklarin genellikle yaptigi gibi cok fazla gurultu cikarabilirler, fakat yine de bir seyler EK******.

    Dogrudur, bazi insanlar sanatin herhangi bir turu ile karsilasmadan yetismislerdir ve mukemmel bicimde mutludurlar ve iyi yasarlar ve degerli bir hayatlari vardir ve bazilarinin evlerinde hic kitap yoktur ve resimlere de pek deger vermezler ve muzigin onemini de goremezler. Evet, bu olabilir. Boyle insanlar taniyorum. Iyi komsular ve faydali vatandaslar…”



    “Children need art and stories and poems and music as much as they need love and food and fresh air and play. If you don’t give a child food, the damage quickly becomes visible. If you don’t let a child have fresh air and play, the damage is also visible, but not so quickly. If you don’t give a child love, the damage might not be seen for some years, but it’s permanent.

    But if you don’t give a child art and stories and poems and music, the damage is not so easy to see. It’s there, though. Their bodies are healthy enough; they can run and jump and swim and eat hungrily and make lots of noise, as children have always done, but something is missing.

    It’s true that some people grow up never encountering art of any kind, and are perfectly happy and live good and valuable lives, and in whose homes there are no books, and they don’t care much for pictures, and they can’t see the point of music. Well, that’s fine. I know people like that. They are good neighbours and useful citizens…”

  4. Italyan cizgi roman sanatcisi Giorgio Cavazzano'nun dogum gunu (19 Ekim 1947)






  5. Pulitzer Odullu Amerikali sair ve oyun yazari Edna St. Vincent Millay'in olum yildonumu (19 Ekim 1950)





    Ask gitti, birakti beni, gunler hep birbirinin ayni
    Yemek gerek, uyuyacagim, isterim ki gece olsun
    Fakat heyhat! Uyanigim, saatin agir vuruslarini duyuyorum
    Isterim ki gun olsun gene, agarsin karanlik

    Ask gitti, birakti beni, ne yapacagimi bilmiyorum
    Su ya da bu, hepsi bir benim icin
    bitirmeden birakiyorum basladigim her seyi
    Ise yarar bir sey yok benim bildigim.

    Ask gitti, birakti beni, komsular borc aliyorlar kapi calip
    Hayat surup gidiyor gene, kemirip durmasi gibi farenin
    Yarin gene yarin gene yarin gene yarin
    Kucuk bir sokak ve bu kucuk ev var.



    Hangi akla hizmet geri donersin, ey Nisan?
    Guzellik yeterli degil.
    Sirnasik acan kucuk yapraklarinin kizilligiyla
    Susturamazsin artik beni.
    Bildigimi bilirim ben.
    Ensemi kizartiyor gunes gozlemlerken
    Cigdemlerin basaklarini.
    Topragin kokusu iyidir.
    Besbelli ki olum yok.
    Fakat anlami nedir bunun?
    Yalnizca toprak altinda yemiyor kurtcuklar
    Insan beyinlerini.
    Kendi basina hayat
    Bir hictir,
    Bos bir fincan, halisiz bir merdiven
    Yeterli degil, her yil yamac asagi
    Nisan’in bir budala gibi gelisi
    Sacmalayisi ve cicekleri yaymasi.

  6. Amerikali cocuk kurgu romanlari yazari Dan Gutman'in dogum gunu (19 Ekim 1955)



    "Fransa'dan yeni gelen Bayan LaGrange cok komik konusuyor ve patates puresiyle gizli mesajlar yaziyor. A.J. ise okulun hemsiresi Bayan Cooney'den cok hoslaniyor. Dunya tarihinin en guzel ve en hos hanimefendisi uluslararasi bir gizli ajan olabilir mi? A.J.'nin aski mi yoksa ulkesine olan sevgisi mi ustun gelecek?"



    "Ms. LaGrange talks funny, and she's from some other country called France. Plus she's writing secret messages in the mashed potatoes. A.J. has his first crush! And it’s on the school nurse, Mrs. Cooney. She is the most beautiful and nicest lady in the history of the world. But are her charms just a cover for her secret identity as an international spy? Will A.J.'s love for Mrs. Cooney win out over his love for America?"

  7. Amerikan asilli Ingiliz tarihi roman yazari Tracy Chevalier’in dogum gunu (19 Ekim 1962)

    “Adamin isi sir tutmakti. Bana soru sormayacagini ve ona gittigimi kimseye soylemeyecegini biliyordum. Gozunun onunden o kadar cok degerli mal gelip geciyordu ki, bu nesnelerin ardindaki oykuleri artik merak etmiyordu. Kupeleri isiga tuttu, isirdi ve gun isiginda incelemek icin disari cikti.

    "Yirmi guilder" dedi.

    Basimla onayladim, bana uzattigi paralari aldim ve arkama bakmadan dukkandan ciktim.

    Bu parayi asla harcayamayacaktim.” Inci Kupeli Kiz



    “The man’s trade was keeping secrets. I knew that he would ask me no questions, nor tell anyone that I had gone to him. After seeing so many goods come and go, he was no longer curious about the stories behind them. He held the earrings up to the light, bit them, took them outside to squint at them.

    “Twenty guilders,” he said.

    I nodded, took the coins he held out, and left without looking back.

    I would never spend them.”





    “Annemin soyledigi gibi nesneleri yerinden oynatip sonra onlara hic dokunulmamis gibi eski yerlerine koymanin bir yolunu bulmaliydim.

    Mektup masanin kosesine yakin bir yerde duruyordu. Eger basparmagimi mektubun bir kenarinai ikinci parmagimi da oteki kenarina koyarsam ve en kucuk parmagimi da masanin kenarina dayarsam, mektubu kaldirip masanin tozunu alabilir ve mektubu tekrar yerine yerlestirebilirdim.”



    “As my mother had said, I would have to find a way to move things yet put them back exactly as if they had not been touched.

    The letter lay close to the corner of the table. If I placed my thumb along one edge of the paper, my second finger along another, and anchored my hand with my smallest finger hooked to the table edge, I should be able to move the letter, dust there, and replace it where my hand indicated.”

  8. Amerikali roman yazari David Vann’in dogum gunu (19 Ekim 1966)

    "Aci insana sadece bir secenek sunar, Sheri, o da ondan kacmaktir. Insan ondan kacmaya calisir. Baska secenek yoktur, cunku hicbir sey aci cekmekten daha korkunc olamaz. Insanlar yitirdiklerinin duygusal veya psikolojik acisindan soz ederler, ama katiksiz fiziksel acinin yaninda bunlar hic kalir. Aci seni kivrim kivrim kivrandirir, kendini parcalara ayirmak istersin. Onu bir an bile olsa unutmak icin feryat eder, yakip yikar, her seyle ve herkesle savasirsin." Akvaryum



    "Pain offers only one choice, Sheri. You have to run from it. You have to try to escape. There’s no other choice, because it’s more terrible than anything else. People complain about emotional pain or psychological pain, the pain of loss, but this is nothing compared to pure physical agony. You’ll twist and turn until you rip yourself apart. You’ll scream and destroy and fight everything and everyone if it brings even a single moment in which you’re not as fully aware of the pain."



    “Biraz tutulmussun galiba, dedi teyzesi, gulumseyerek. Birden Galen'in kafasina dank etti. Teyzesi ondan nefret ediyordu. Gun gibi ortadaydi bu. Galen teyzesini severdi, onun da kendisini sevdigini zannetmisti, fakat simdi onun annesinden ve annesinin uzantisi olan kendisinden nefret ettigini anlayabiliyordu. Teyzesinin yuzunde kotucul bir gulumseme vardi.” Pislik



    “You look a little stiff, his aunt said, smiling. And suddenly he understood. His aunt hated him. It was instantly clear. He liked her, and he had thought she liked him, but now he could see that she hated his mother and hated him as her extension. Her smile all meanness.”



    “Hatiralarin , gercekte olduklarindan daha zengin olduklarini anladim ; gecmise yolculuk insani hatiralarina yabancilastirir sadece . Hayatimizi , hatta kendimizi hatiralarin uzerine kurmussak eger , eve donus bunu da alir elimizden.” Bir Intihar Efsanesi



    “Memories are infinitely richer than their origins, I discovered; to travel back can only estrange one even from memory itself. And because memory is often all that a life or a self is built on, returning home can take away exactly that.”

Sayfa 4932/7020 İlkİlk ... 393244324832488249224930493149324933493449424982503254325932 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •