-
Rocky Balboa, 38 yil once bugun Clubber Lang ile dovusmek icin ringe cikti.
(Rocky III, 28 Mayis 1982 tarihinde vizyona girdi.)
-
Ask ve Gurur filminde Kitty Bennet karakterine, Doctor Who dizisinde Sally Sparrow karakterine, Bleak House dizisinde Ada Clare karakterine ve Northanger Abbey dizisinde Isabella Thorpe karakterine hayat veren Ingiliz aktris Carey Hannah Mulligan’in dogum gunu (28 Mayis 1985)
-
Turk sair Edip Cansever'in olum yildonumu (28 Mayis 1986)
Adam yasama sevinci icinde
Masaya anahtarlarini koydu
Bakir kaseye cicekleri koydu
Sutunu yumurtasini koydu
Pencereden gelen isigi koydu
Bisiklet sesini cikrik sesini
Ekmegin havanin yumusakligini koydu
Adam masaya
Aklinda olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
Iste onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onlari da koydu
Uc kere uc dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanindaydi gokyuzu yaninda
Uzandi masaya sonsuzu koydu
Bir bira icmek istiyordu kac gundur
Masaya biranin dokulusunu koydu
Uykusunu koydu uyanikligini koydu
Toklugunu acligini koydu
Masa da masaymis ha
Bana misin demedi bu kadar yuke
Bir iki sallandi durdu
Adam ha babam koyuyordu.
A man filled with the gladness of living
Put his keys on the table,
Put flowers in a copper bowl there.
He put his eggs and milk on the table.
He put there the light that came in through the window,
Sounds of a bicycle, sound of a spinning wheel.
The softness of bread and weather he put there.
On the table the man put
Things that happened in his mind.
What he wanted to do in life,
He put that there.
Those he loved, those he didn't love,
The man put them on the table too.
Three times three make nine:
The man put nine on the table.
He was next to the window next to the sky;
He reached out and placed on the table endlessness.
So many days he had wanted to drink a beer!
He put on the table the pouring of that beer.
He placed there his sleep and his wakefulness;
His hunger and his fullness he placed there.
Now that's what I call a table!
It didn't complain at all about the load.
It wobbled once or twice, then stood firm.
The man kept piling things on.
-
22 yillik restorasyon calismasinin ardindan Leonardo da Vinci'nin basyapiti Son Aksam Yemegi (L'ultima Cena - The Last Supper) 28 Mayis 1999 tarihinde Italya, Milano’da tekrar sergilenmeye basladi.
-
Amerikali yazar, sair, dansci, aktris ve sarkici Maya Angelou'nun olum yildonumu (28 Mayis 2014)
Geldiginde bana sen, davetsiz, ansizin
Cagiriyorsun beni
Hatiralarin bekledigi
Evvel zaman odalarina.
Bir cocugu avutur gibi,
Tavan aralari bana sundugun,
Gunlerin bir avuc tortusu,
Oteberisi kacamak opuslerin,
Odunc asklarin pili pirtisi,
Ve sandiklari gizli sozlerin,
AGLIYORUM
"Bir seyden memnun degilsen, degistir. Degistiremiyorsan, tutumunu degistir."
“Bir kelebegin guzelligine hayran kaliriz fakat onun bu guzelligi elde edinceye kadar gecirdigi sureci goz ardi ederiz."
-
Alman yazar Hans Bender’in olum yildonumu (28 Mayis 2015)
"Sessizce, dalga dalga, vahsi bir suru gorunumunde kurtlar cadde boyunda onumuzden geciyorlardi. Sira, sira, sirt sirta, sessiz. Bu surunun arkasinda, kar firtinasinda su an gorunmeyen baska surulerin, yuzlerce surunun oldugu artik kesindi. Bazi hayvanlar o kadar yakin geciyorlardi ki kaburga kemikleri gorulebiliyordu. Kemikleri, kaslari, soyulmus tuyleri altinda eklem yerleri gorunuyordu. Dilleri agizlarindan sarkiyordu. ‘Onlari aclik guduyordu.’ Aclik onlari, onlerinden gectikleri avlarini goremiyecek; kadar korlestirmisti. Hava gittikce karariyor ve kurt surulerinin gecisleri bitmiyordu. Surulerin gecisleri daha ne kadar surecekti? Ne kadar zamandan beri geciyorlardi acaba? Saatlerdir. Sibirya'nin butun kurtlari.“ Kurtlar Geri Geliyor
“Die Wölfe liefen entlang der Straße, vorbei, eine stumme, wogende Meute, Reihe hinter Reihe, Rücken neben Rücken, lautlos auf hohen Beinen. Sicher waren hinter dem Rudel andere Rudel, unsichtbare Rudel im Wirbel des Schnees, hundert Rudel, tausend Rudel. Manche Tiere kamen so nahe vorbei, daß die Rippen zu sehen waren, Knochen, Muskeln, Sehnen unter dem räudigen Fell und ihre roten Zungen, die lang aus den Mäulern hingen. Hätten die Wölfe geknurrt oder gebellt, es wäre nicht so unheimlich gewesen wie dieses laut- lose, gespenstige Vorübergleiten der Bestien. Hunger trieb sie, Hunger machte sie blind für die Beute neben der Fährte. Die Dunkelheit wuchs, und noch immer nahm das Heer der Wölfe kein. Ende. Wie lange zogen sie vorbei? Wie viele waren es? Stunden. Alle. Wölfe Sibiriens.”
-
Sembra che nulla possa risvegliare
Il silenzio dentro di noi
Non una parola, non un suono, nulla
Occhi, portatemi occhi
Nient’altro ci unisce,
Foglia tocca foglia,
Così siamo vicini e docili
Mani, portatemi mani
yazacakmisim yakinda.)
-
Kupe cicegi gunes ister
Yol Agustosun
(Birinci dizeyi bir bahcivan soyledi
ikinci dizeyi ben)
Haziran bir bardaktir susayana
(Ickiliyken yazmis biri
Yukardaki notlarin altina)
Elindeki beyaz gullerle
Merdivenlerden cikan kadin
Cercevedir bir anlamda
Bir bildiridir
(John Cheever'in bir oykusunden aldim
Bir cumleyi dort dize yaptim hemen)
O yaz hicbir soz soylenmedi
Ve bitti her soylenmeyen
(Birinci dize Bachmann'in Otuz Yas oykusunden
Altini rujla cizmis arkadasim
Olaysiz bir olaydi ikinci dize
Gordum bir zamanlar sevistigim kadini
Otururken cam kenarinda
Basinda bir otelin aksam vakti
Kagit peceteye yazmisim bunlari da)
Yol Haziranin
Yol Mayisin
(Belki boyle siirler de yazacakmisim yakinda.)
La fucsia necesita sol
De agosto es el camino
(El primer verso lo dijo un jardinero
el segundo, yo)
Junio es un vaso para el sediento
(Lo escribió alguien cuando estaba bebido
Al pie de las notas de arriba)
Con las rosas blancas en su mano
La mujer que sube las escaleras
Es un marco en algún sentido
Una declaración
(Lo cogí de un cuento de JOHN CHEEVER
Enseguida convertí la frase en cuatro versos)
**uel verano no se dijo una sola palabra
Y se acabó todo lo no dicho
(El primer verso es del cuento TREINTA AÑOS
de BACHMANN
Lo subrayó mi amiga con el lápiz de labios
Era un evento sin evento el segundo verso
Vi a la mujer a la que amé una vez
Sentada junto a la ventana
En el bar de un hotel al anochecer
En una servilleta de papel había escrito esto)
De junio es el camino
De mayo es el camino
(Quizá pronto escriba versos así.)
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri