Ben ev sahiplerine haklarını almıyorlar demedim; ekonomiyle ilgili yanlışlara zamanında karşı çıkmayıp uygulanan hatalı politikalardan nemalanmaya çalışırken karşılarına böyle bir engel çıkınca sızlanmamaları gerek dedim. Hatta giriş cümlemde de söyledim, her şeyin %200 artmasının sebebi ev sahipleri mi de %25 zamla onların kazançlarını kısıtlamaya kalkıyorsunuz dedim. Ama bir gerçek var ki bu haksız. adaletsiz ve yanlış yönetim, eninde sonunda, haklı haksız herkesi vuracak. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın tarzı bir yol çözüm değil. Yarın öbür gün borsa çok yükseldi insanlar çok kazanıyor dur şuna %30 bla bla vergisi de koyayım demeyecekleri ne malum?
KKM'yi ilk uyguladıklarında burada çok zarara uğrayan insanlar nasıl şok olmuşlardı? Durup dururken koca bir zararla uyandık güne. Ama dolar ucuştayken tatlı tatlı para kazanmak herkesin hoşuna gidiyordu. Halbuki doların yükselmesi iyi bir şey değildi, mantıklı değildi; ülkenin her şeyin zararınaydı, ama hem biz hem fon yöneticileri bundan sebeplendikçe mutlu olduk. Sonra saçmasapan bir kararla KKM devreye girince...şokkk. Ev sahipleri için de şimdi şokkkkk. Hükümetin ne kuralı yasası var ne de uyduğu mantık ve izan. Kimse de hesap sormuyor çünkü.
Aslında Fetöcülerin başına gelen de bu. Yıllarca hükümetin gölgesinde tatlı tatlı büyüdüler, servetlerine servet kattılar, o zamana kadar yapılan hukuksuzluklara, yanlışlara bırakın karşı çıkmayı üstüne pohpohlayıp durdular sonra ne oldu? Bir sabah kalktılar ki ellerinde avuçlarında ne varsa hükümet üstüne konmuş. Ha biz Fetöden nefret ettiğimiz için oh olsun dedik ama eninde sonunda iş aynı kapıya çıkıyor.
ABD'ylle kıyaslamak da çok mantıklı değil. Bu ülkedeki gelir dengesizliğinin ve enflasyonun bir örneği orada yok. O yüzden servetin çok büyük bir kısmı bizde belli bir kesimin elinde toplanmış durumda. ABD'de daha tabana yayılmış olduğunu düşünüyorum.
İç savaştan önce yapılacak elbette birtakım yollar vardır. Bakın İstanbul Sözleşmesini iptal kararının iptali için üç beş cesur yürekli kadın Danıştay nezdinde korkmadan dava açtılar, her duruşmaya gidiyorlar, kimileri tehditler aldığını söylüyor, hepsi de eminim ki fişlenmiş durumda ve her adımları takip ediliyor. Ama uğraşıyorlar, çabalıyorlar. Hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin demiyorlar. Uğraşlarının sonucunda savcı iddianamesinde sözleşmeyi iptal kararının hukuksuz olduğunu yazmış nihayet.
Seçimlerin yapılıp yapılmayacağı bile şüpheli ve bu, basında kimi yazarlar tarafından da dillendirilmeye başladı. Suriye'de yapılacak operasyonun bile asıl amacının ülkede bir kaos ortamı oluşturup en azından seçimleri ötelemeye yönelik bir hamle olduğunu yazanlar bile var. Sırf bunun için Yunanistan'la itiş kakışa girildiğini, adalar meselesinin durup dururken kaşınmaya başladığını söyleyenler var. Tabi paranoya da olabilir ama bu ortamda (ki secime kadar ekonominin çok daha kötü hal alacağı ortada) Cumhur ittifakının en azından mecliste çoğunluğu kaybedeceği ayan beyan ortada artık (ki söylenenlere göre RTE de bunu kabul ediyor ama başkanlıkta hala kendisinin kazanacağını düşünüyor).
Yer İmleri