Sayfa 12/45 İlkİlk ... 2101112131422 ... SonSon
Arama sonucu : 356 madde; 89 - 96 arası.

Konu: Deprem ve piyasalar

  1.  Alıntı Originally Posted by müzikal Yazıyı Oku
    Sevgili kardeşim okurken gözyaşlarımı tutamadım. Kayıpların için çok üzgünüm. Allah sana ve geride kalan herkese çok büyük sabır versin. Bu travmaları atlatmak hiç kolay değil biliyorum ama ayakta durup ailene sahip çıkmak zorundasın. Allah sana güç kuvvet versin inşallah.

    Sevgiyle kal kardeşim.
    Çok sağol Müzikal abi. Milletimiz için çok büyük bir felaket. Umarım hep birlikte atlatırız.

  2. 1999 Gölcük depremini yerinde yasayan biri olarak sizleri cok iyi anliyor ve acinizi yüreğimde en derinden hissederek sabırlar diliyorum. Ölenlere rahmet kalanlara acil sifalar. Depremin yarattigi travma ise bir ömür boyu sizlerle artık, onunla cok iyi arkadas olmaya bakın. 24 yil gecti, hâla daha en ufak bir yüksek seste, yanimdan gecen bir kamyonun cikarttigi titreşimde irkilirim, bazen durup dururken sallaniyoruz gibi olurum. Ani öfke patlamalari de cabası. Allah yardimcimiz olsun hepimizin.

    Böyle zamanda siyaset yapmayin deniyor malum çevrelerce ama aldigimiz nefes bile siyaset. Birisine "naber, nasilsin, nasil gidiyor?" sorusuna bile alacagin cevap mecburen siyasi olacaktir. "B.k gibi gidiyor, hayat pahali, kiralar ates pahasi, ev alamiyorum, araba lazim alamiyorum, et olmus 250 lira, maaş yetmiyor, cocuk universitede okuyor, para yetiremiyoruz, okulu bitirse iş nasil bulacak?" vs vs tum bunlar hep siyasidir arkadaslar.

    Feyyaz Yigitin de dedigi gibi "Duygularimi hapse girecek söz söylemeden ifade edemiyorum"

    2011 de kendisine sorulan deprem paralarini ne yaptınız sorusuna "Biz onları duble yollara harcadik" diyen Bakan Memet Şimşek'e de keşke bi mikrofon uzatilsa. Gerci kendisi bildigim kadariyla ayni zamanda İngiliz vatandasi da. Muhtemelen şu an Manchaster ya da Londra'da falan guvenli villasinda olabilir.

  3. Doğum kontrolü, aile planlaması günahtır dediler, millet avuçları patlayıncaya kadar alkışladı ve oya boğdu. Bilime düşmanlık felaket getirir.

    Belki bundan sonra insanlar bakamayacakları, sağlam yapılarda oturtamayacakları çocukları dünyaya getirmekten vazgeçerler.

    Ben bunları ilk defa yazmıyorum. Daha önce uzun uzun anlattım ama bu forumda bile uzun uzun bana neden daha çok çocuk yapmamız gerektiğini izah etmeye(!) çalışanlar oldu.

    Kaldı ki uzun uzun anlatmaya da gerek yok niyesini. 2 haneli zeka puanı sahibi birisi bile kolayca anlayabilir.

    Burada olay anlamamak da değil, işlerine gelmiyor. Müteahhitin sağlam ev yapıp satması işine gelmediği gibi. Çalmazsa nasıl para kazanacak?

    Peki birileri kaçak göçek yapılarda oturacak çocuk üretmezse sistem nasıl dönecek? Kim asgari ücretle kölelik yapacak?
    Son düzenleme : Patrick Bateman; 12-02-2023 saat: 11:32.

  4. #92
     Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
    İnşaat sektörünü biliyoruz. Teknik çözüm sunmak lazım. Yazdıklarınız tamamen temenni şeklinde maalesef.

    Biraz daha spesifik çözüm önerileriniz nedir?
    Mesela arzuladığınız yönetim iktidara geldi. Ne yapmalı? Ekonomik analizden bahsetmiyorum, direk binaya gidip ne yapacak.

    100 binlerce 20-30-40 yıllık çürük bina var İstanbul' da. Tamam belediyeye dokunmayalım. Peki devlet ne yapmalı?

    - Bina deprem testini yapacaklar ve sonuç kötü çıkarsa orada yaşayanları zorla mı çıkaracaklar? Çıkartamazsın. Adam m2 hesabı yapıyor. Adam yeni eve, sağlam eve geçecek, 50 bin bile vermekten kaçıyor. İstanbulda deprem olacak, öleceksin ama umrunda değil.

    - İstanbul' un dışına 100 binlerce konut yapıp, buradakileri oraya mı taşıyacak? Sonra burayı komple yıkıp, yenisini yapıp, gönderdiklerini geri buraya mı getirecek. İM-KAN-SIZ. Adamın hayatı, işi, çocuğu vs burada. Bırakıp gider mi.

    Ütopik çözümleri yemez/beklemez/uymaz bizim millet.
    Elimizde şu an kentsel dönüşüm gibi bir fırsat var ve kullanmıyoruz.

    Böyle yasayla, zorla vs milleti evden çıkarmak asıl kaos nedeni olur.
    Kaan Bey,

    Israrla yapılan yorumlara "çözüm önerisi" sorgulaması yapıyorsunuz. Her vatandaşın, forum üyesinin elbet bir çözüm önerisi olacaktır ancak bizler kendi profesyonel alanlarımızın dışında sadece temennilerde bulunabiliriz. Ben, 1997'den beri Savunma, Havacılık ve Uzay sanayinde çalışıyorum. Bu alanlarda çözüm önerileri, inovatif fikirler sunabilirim. Ancak, bir inşaat mühendisi, şehir bölge planlamacısı, hukukçu değilim. Ortaya atılacak çözüm önerileri ne ise bunlar hakkında fikir belirtebilirim. Ancak, illa bir çözüm önerisi istiyorsanız bizler gibi konuyla akademik bilgi birikimi olmayan forum üyelerinden, çok basit bir cevabımız olacaktır; önce bilim sonra liyakat.

    Kurumların başına liyakatli kişileri getirir ve bilimsel çözüm önerilerini uygulamaya başlarsanız yol almaya başlamışsınız demektir. Bunun için de sorunun olduğunu kabul etmeniz gerekir. Hatta ilk önce siyasi otoritenin sorun olduğunu kabul etmesi gerekir.

  5. 128 milyar doları kaybetti, pandemi oldu, resesyon geldi, enflasyon yüzyılın zirvesinde, aynı anda 10 vilayet yıkıldı.

    Acaba bende bir şey mi var diye soruyor mu?

  6. #94
     Alıntı Originally Posted by fedoramca Yazıyı Oku
    Haber beklediğim Adana’daki yakınlarımdan kara haber geldi aynı aileden 8 yakınım vefat etti 🥲
    Allah rahmet eylesin. Başınız sağolsun.

  7.  Alıntı Originally Posted by mzffr Yazıyı Oku
    Allah rahmet eylesin. Başınız sağolsun.
    Sağolun sn muzaffer... Amin

  8. BU ULKENIN INSANI CANINI DEVLETE EMANET ETTI. GEREGINI YAPMAYANLAR ELBETTE BILINIYOR.
    KADER LE KONUYU GECISTIRMEYE CALISMAK DOGRU DEGILDIR ? KADERIMIZ BU COGRAFYADA DOGMAKTIR.

    bir aileyi muflis kisi felakete surukler.

    Peygamber efendimize göre müflis kimdir?
    Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: “Aksine gerçek müflis şu kimsedir: Kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür.

    18 Ekim Cuma günü camilerde okunacak olan Cuma Hutbesi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Kul ve kamu hakkı konusunun ele alındığı 18 Ekim Cuma Hutbesi, muflis kelimesinin manasını da açıklığa kavuşturmaktadır. İşte, 18 Ekim Cuma Hutbesi için Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı tam metin

    Diyanet İşleri Başkanlığı, 18 Ekim Cuma Hutbesi içerisinde kul hakkı ile kamu hakkını ele alıyor. Hak kavramının korunması ve sorumluluk sınırlarının belirlenmesi konulu metinde, ayetler ve hadislerden alıntılar bulunuyor. İşte, 18 Ekim Cuma Hutbesi için tam ve detaylı metin

    18 EKİM Cuma Hutbesi

    Muhterem Müslümanlar!

    Peygamber Efendimiz bir gün, ashâbına “Müflis kimdir biliyor musunuz?†diye sordu. Orada bulunanlar, “Malını mülkünü kaybetmiş, iflas etmiş kimsedir Yâ Resûlallah†diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: “Aksine gerçek müflis şu kimsedir: Kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlâl ettiği bu hakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmeden iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır.â€

    Kıymetli Müslümanlar!

    İslam, hak ve hakikat, hukuk ve adalet dinidir. “Hak†kavramı, hem sorumluluklarımızı hem de korumamız gereken değerleri ifade eder. Hayat ve huzur kaynağımız olan vahiy, bizleri hakka sahip çıkmaya davet eder. Rabbimizin Esmâ-i Hüsnâsından biri de “el-Hakâ€tır. Dolayısıyla hakka riayet eden insan, aslında doğrunun ve hakikatin yani Cenâb-ı Hakk’ın emir ve rızasının yanında yerini almış olur.

    Değerli Müminler!

    İnsanoğlu anne karnında canlandığı andan itibaren can güvenliği ve hayat hakkına sahiptir. Rabbimiz, “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.†buyurarak bu ilkeye işaret eder.

    Her insanın malını ve meşru kazancını koruma hakkı vardır. Haksız yollarla mal elde eden, ticarete hile karıştırarak müşterisini aldatan ve işçisinin hakkını tam olarak ödemeyip gasp eden kişi, harama el uzatmış demektir.

    İnsanın kişilik değerleri, şerefi, namusu ve inancı da dokunulmazdır. Bir başkasının değerlerine

    hakaret etmek, adını karalamak, yalan ve iftira ile itibarını zedelemek en önemli hak ihlalleri arasında yer alır. Hak ihlali ise kanunlarımıza göre suç, dinimize göre de büyük bir vebal ve günahtır.

    Muhterem Müslümanlar!

    İmanın gereği, hayatın her alanında mutedil, insaflı ve hakkaniyetli davranmaktır. Kendi haklarını koruduğu kadar çevresindekilerin de haklarını korumak, mümin olmanın şiarıdır. Kişisel menfaatleri için diğer insanların, hatta hayvanların ve tabiatın hakkını çiğneyen kimse, kısa vadede kazançlı çıktığını zannetse de aslında ziyanda ve iflastadır.

    Hak duyarlılığı, en yakın aile fertlerinden başlamak üzere, her hak sahibine hakkını vermeyi gerektirir. Anne-babamızın haklarına saygı duymak, eşimizin haklarını sevgiyle ve özenle teslim etmek, çocuğumuzun haklarını şefkatle korumak hepimizin sorumluluğudur. Akrabalık ilişkilerinde, bilhassa iş ortaklığı, düğün ve miras paylaşımı gibi konularda zerre miktarı hak geçmemesi için uğraşmak hepimizin görevidir.

    Aziz Müminler!

    Kul hakkının, toplumun tamamına sirâyet ettiği alan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, kul hakkına göre çok daha ağır sorumluluğu olan bir emanettir. Bu emanete ihanet etmek, kişiyi hem dünyada hem de ahirette hüsrana sürükler. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim emanete, devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı, boynuna asılı olarak gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.†buyurmuştur. Rahmet elçisi (s.a.s) ise bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır: “Kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.†Bir başka hadisinde ise şöyle demiştir: “Kim bir işte görevlendirilip yaptığı işin karşılığı bir ücret alıyorsa, onun bu ücret dışında alacağı her şey emanete hıyanettir.â€

    Değerli Müslümanlar!

    Hakkaniyete dayalı ilişkilerin dünyada huzura, ahirette ise kurtuluşa vesile olduğunu unutmayalım. Özel hayatımızda her türlü kul hakkını ihlal etmekten sakınalım. Saçı bitmedik yetimin hakkını düşünerek, kamu görevini ağır bir emanet olarak kabul edelim. Zira ihlal edilen kamu hakkı, zayi edilen vakıf malı, aynı zamanda binlerce kul hakkı demektir. Her hayırlı işin sevabı olduğu gibi, her ihmal ve hatanın da kul ve kamu hakkı doğuracağını bilerek yaşayalım.

Sayfa 12/45 İlkİlk ... 2101112131422 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •