Originally Posted by
BORA YAŞAR
*Ölünün ardında bazıları neden "ışıklar içinde uyusun" der?Meftanın sağlığında karanlıkta uyuyamadığını ya da karanlıktan korktuğunu mu bilirler?
*Işıklar içinde uyusun dileğinde bulunduklarımız acaba gayrı müslüm mi kabul edilerek böyle bir farklı söylemde bulunulur?
* Ölenin ardından neden "başımız sağolsun " deriz? Bu dileğin anlamı: "Bak o öldü aman bize bir şey olmasın" mıdır? Bunun anlamını bilen var mı? Yoksa bilmeden mi kullanıyoruz?
* Neden bazı meftanın arkasından "toprağı bol olsun" demekteyiz? Az toprak olunca ne olur? Çok olunca ne olmasını bekleriz? Bu temenni acaba meftanın gayrı müslim ya da ateist (deist vs) olduğu hakkında bir bilgi ya da şüphe sahibi olduğumuzda mı geçerli?
Şimdilik aklıma gelen bunlar.
Gidenin ardından kimin ne dediği benim umurumda değil açıkçası. Acı, her dilde acı. Gidenlerin ardından yaşanan dayanılmaz acıda, bencilce bir yan olduğunu biliyorum; bir daha göremeyecek olmaktan, özlemekten kaynaklanan, yani "ben"i merkez alan. Ama gidenin, hele de gencecikse, yaşayamadığı sevinçleri, tatmadıkları mutlulukları düşündükçe yanan yürek var ya... Acının dili yok...
***********
Tekrar için, affınıza sığınırım...
"Hareket etmeyen, zincirlerini fark edemez." Roza Luxemburg
Yer İmleri