size başka birşey söyleyeyim bu davalar yani imar bankası davaları çeaş-kepez davaları (yatırımcıların açtığı davalar)

avukatlar ve devlet bizi kol kola gasp ettiler şöyle ki; imar bankası davaları için konuşursam , avukatların tamamı devlet tarafından yürütülen algı mühendisliğinden hareketle dava dilekçelerini hazırladılar.

yani uzanlar banka da büyük yolsuzluk yaptılar, çifte kayıtlar, sahte hesaplar vs (tabi hepsi yalan) işte devlet kağıtlarını karşılıksız sattılar dediler.

avukatlar bunları aynen dilekçelerine geçirdiler yani uzanlar bankayı hortumlamıştır, sahte hesaplar açmışlardır, mevduatı düşük göstermiştir vs

bunu okuyan idare mahkemeleri üyeleri olaya şöyle yaklaştı; BU MAĞDURLARI UZANLAR ZARARA UĞRATMIŞ FAKAT DEVLET EL KOYDUĞU İÇİN VE BANKALARDAN SORUMLU OLDUĞU İÇİN BU HAKLARI ÖDEMEK ZORUNDA.

İŞTE BU "ZORUNDA" kelimesi çok önemli.. zorunda olduğun için ödersen hakların bir kısmını gasp etmeye kendini haklı görürsün.


peki avukatlar devletin yaptığı yalan-dolan algı mühendisliğine gerçekten inandıkları içinmi dava dilekçelerini bu şekilde hazırladılar?

tabi ki değil avukatlar öncelikle devleti yönetenlerle tabir i caiz ise "papaz" olmak istemediler.. yani siz tasarruf sahiplerinin bir kısım haklarını gasp edin, ödediğiniz kısmından bizim alacağımız %5-10 avukatlık ücreti bize yeterli..

yani hem sen hallet, hem ben halledeyim..

hemde bu avukatlar ileri de "devlet dostu" olarak kayda geçtği için diğer avukatlara göre kendi gelecekleri için kayde değer bir adım atmış oldular.

yani herşey,pislik, aşağılık bir zihniyetle doludur.. SİZ ZANNETMEYİN Kİ DAVAYI KAYBETTİK.. BİLEREK AVUKATLAR TARAFINDAN DAVALARINIZ KAYBETTİRİLDİ.

sevgiler,