Dolar da degerli gorulen bir para birimi, ama K.Kore %100 gercegini basabiliyor.
Demek ki, okyanus suyundan da elde edilse, bu altin oyunu devam edecek.
Printable View
Dolar da degerli gorulen bir para birimi, ama K.Kore %100 gercegini basabiliyor.
Demek ki, okyanus suyundan da elde edilse, bu altin oyunu devam edecek.
Elmas'ta oldugu gibi.
Gelecekte teknolojik üstünlüğe sahip olacak olan elit gruplar birbirleri arasında uzlaşarak bir referans değer belirleyecekler.
Gelecekte bu tür bir referansın belirlenmesinde bugünküne göre fark , teknolojik ve bilimsel üstünlüğe sahip olmayan sermaye sahiplerinin uzlaşma değeri ve şekli konusunda söz sahibi olmayacak olmaları.
Altın klasik bir ortaçağ referans değeri. Gelecekteki beşeri gelişim ile uyumlu kalabilecek bir referans değer değil.
Blockchain teknolojisini kullanarak ileride sahte kağıt dolar basımı imkansız hale gelebilir. Ama altın'ın üzerine herhangi bir blockchain numeratörü uygulanamaz,Zira altın bir metaldir ve form değiştirdiğinde ve eritildiğinde değeri değişmez. O yüzden şu anki teknolojik seviyede dahi blockchain teknolojisi ile güvence altına alınmış bir dolar altından daha güvenli olabilir.
Blockchain'in zaten halihazırda zibilyon tane kopyası var. (alt coinler) Her önüne gelen kendi chain'ini kurabiliyor. Blockchain işi de patladı.
Bitcoin bile önümüzdeki günlerde 2'ye hatta belki 3'e bölünecek.
Her chain kullanıcıların kendine bahşettiği kadar değerli olacak. Rusya kendi blockchain'ini kurunca otomatik olarak bütün Rusya'nın desteğini almayacak ki. Bir başka spekülatif para birimi olacak sadece. Zaten devletlerin blockchain üzerinden para birimi kurması da ayrı saçmalık. Madem merkezi parabirimi arıyorlar, Mastercard kullansınlar daya iyi. :)
Blockchain teknolojisi ile bitcoin'i birbirlerine karıştırmamak lazım. Bitcoin blockchain teknolojisinin ufak bir kısmını kullanan ufak bir deneme. Blockchain teknoloji olarak para birimleri ile ilgili tüm işlemlerin düzenlenebildiği geleceğin para politikası aracıdır.
Yani blockchain bir yöntemdir. Dünya çapındaki tüm merkez bankaları sahip oldukları para birimlerini bu teknoloji ile güncelleme çalışmaları yapmaktadırlar.
Sahip olduğumuz yerel ve rezerv paraların blockchain teknolojisi ile uyumlu hale gelmesi sahtecilik, kayıt dışı ekonomi gibi bir çok sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.
Örnek: blockchain teknolojisi ile uyumlu bir para birimini Kuzey Kore'nin kopyalaması ya da basması imkansızdır.
NOT: burada bahsedilen yeni bir para birimi kurulması değil var olan para birimlerinin (dolar, euro, TL) blockchain teknolojisi ile uyumlu hale getirilmesidir. Bildiğim kadarıyla mastercard ve visa'da uzunca bir zamandır kendi sistemlerini blockchain teknolojisi ile uyunlu hale getirmek için çalışmalar yapıyor. Hatta Visa ciddi bir araştırma ve geliştirme ekibi kurmuş durumda.
Sistem dışında kalarak sistemi tehdit etme ihtimali olan altını da denizden çıkarıp bakır kategorisine soktular mı bütün problemler çözülmüş olur. :evil:
Belki de bitcoin'in bu son dönemlerde çıkan bölünme hadisesi de bununla alakalı. Bitcoin'i öldürüp ondan boşalacak yere Amerika'nın/Çin'in kendi blockchain'i ni monte edecekler.
Hem altında, hem bitcoin'de payım var az da değil. %15 :) Gerçi dolar da tehdit altında bu durumda. Kaçış yok yani.
Blockchain teknolojisi çok daha gelişkin fonksiyonlara sahip bir para ve değiş tokuş ekosisemi. Sadece bir para birimi değil akıllı kontratlar ve otomatik koşulsal yönergelerin bulunduğu geleceğin parasal tabanı olmaya aday bir teknoloji.
NOt: blockchain teknolojisinde gelecekte evlenmekten tutun da ve tüm noter işlemlerinin de kolaylıkla yapılabileceği belirtiliyor.
Hatta akıllı kontratlar ile evlenip boşanıldığında otomatik önceden koşulları belirlenmiş şablonlara göre tazminat ödemek dahi mümkün.
Aslında devlet işleyişi ve özellikle merkez bankaları için inanılmaz bir gelişme.
Blockchain teknolojisini kullanan evlendirme daireleri, tapu daireleri, bankalar, vergi daireleri, muhasebe ve fatura sistemi, ticari sözleşmeler, hukuk .... düşünün bir kere ve bütün bunların akıllı kontratlar (smart contract) ile birbirlerine bağlanabilmesi.
İşte gelecek bu. Ve yavaş yavaş başlıyor.
Tabi devletlerin gidip Vitalik denen maymundan ethereum alacak halleri yok. :kahkah: Kendi blockchainlerini kuracaklar.
Herşey iyi hoş da, bir problem var.
Bu merkezileşmenin olduğu yerde problem çıkmaması da imkansız. Eğer tek bir kişi, bir grup, sistemin hem güvenliğini, hem de işlevselliğini kontrol etmekle yükümlü olursa o sistemde dışarıdan yani kullanıcılar tarafından olmasa bile, içeriden yani sistemin güvenliğini sağlamakla yükümlü olanlar tarafından müdahaleler, kayırmalar olabilir.
Özellikle yozlaşmanın yüksek olduğu ülkelerde bu da tutmaz. Onu bırak, Amerika'da bile tutmayabilir.
O yüzden merkezi olmayan (decentralized) blockchainler alayını tokatlar.
Bitcoin'in bölünmesindeki en önemli etken orijinal bitcoin'in bir deneme olarak başlatılması ve bu kadar ilgi göreceği düşünülmediğinden kısıtlı tutulmuş olması. Örneğin bitcoin akıllı kontrat yapısına sahip değil, o nedenle ethereum akıllı kontratlar sayesinde bitcoin'e bir alternatif oldu, bitcoinciler bunun farkına vardı ve bu fonksiyonu eklemek için uğraştılar ama bu bir hard fork (ikiye bölünme) olmadan çok zor uygulanabilecek bir şey.
Devletler bu tür kriptolojik para denemelere kendi altyapılarını kurarken oluşacak problemlerin önceden test edilmesine imkan sağladıkları için rıza gösteriyorlar.
Tüm altyapı oturduğunda devletlerde bu denenmiş sistem üzerinde kendi yönetim altyapılarını ve para birimlerini bu teknoloji ile güncelleyeceklerdir.
X devleti kendi smart contract özellikli blockchainini kurar. Sen de gidersin o kontrat ile y kişisi ile evlilik sözleşmesi imzalarsın. Yıllar geçer y kişisi ile bozuşursun, y kişisi sözleşmedeki koşulları beğenmeyerek babası milletvekili z kişisini arar. Z kişisi gider akıllı kontratların başındaki t kişisine şu koşullara bi el bakayım der.
:evil:
Find X.
Sn Patrick, blockchain sisteminin en önemli farkı herhangi bir kayırma ve yolsuzluğun blockchain üzerine süresiz olarak silinemez olarak kaydedilmesi.
Şurayı bir incele: directory.io
http://directory.io/
Bugüne kadar 90462569716653277674664832038037428010029347093027 2690489102837043110636675 sayfa işlem yapılmış burada hepsini görebilirsin. 1 sayfada yanılmıyorsam 1024 işlem kaydı var. Herhangi bir işlemin üzerine basınca da tüm detayları ortaya çıkıyor.
Burada bitcoin'in yapılan ilk işleminden bugüne kadarki işlemler kayıtlı. Bakkaldan alınan çiklet dahi burada görülebiliyor. Kimin ne zaman ne kadar işlemi ne şekilde yaptığı da kriptolojik bir şifreyle geri döndürülemez şekilde blockchain'in bir parçası oluyor. aslında bütün madenciler yapılan işlemlerin geri döndürülemez ve silinemez olarak kaydedilmesi için gece gündüz şifreleme yapıyorlar. Çoğu madenci bunun farkında değil ama hepsi çok önemli bir amaca hizmet ediyorlar.
Bu bitcoin için böyle çünkü bitcoin'de merkezi yönetim yok.
Ethereum'da kurucusu Vitalik'in beğenmediği işlemleri geri alabilmek gibi güçler vardır misal.
Yani blockchain var, blockchain var.
Bir de %100 adil bir sistem kimsenin işine gelecek mi? O da var. Bence insanlar onu da istemeyecek. :kahkah:
Buradaki yanıldığınız konu elit grupların hemencecik uzlaşarak bir referans değeri belirleyeceklerini ummanız..bu tür konulardaki anlaşmalar ancak sistem dibi boylayınca, zaruretten yapılan anlaşmalardır..demek istediğim önce elinizdeki maddi sandınız değerler bir güzel sıfırlanır, ondan sonra bir takım elit kesimler mecburen yeni sistem hakkında karar verirler..
G20'de bile basit bir iklim değişikliği anlaşması bir sürü sorunla karşılaştığına göre..
En basit, 2008'den beri katlanan borç dağları oluşmuşken..kim neden vazgeçecek..alacağından mı?
Diğer konu deniz suyundan altın elde edilmesi..mantıklı olabilir..burada 5-10 sene önce ''peak oil'' konusunu işleyen bir arkadaş vardı..çokda mantıklı şeyler yazardı..ama gel gör ki teknoloji geliştikçe (çok kısa bir sürede esasen) böyle bir doyum noktasının oluşamayacağı ortaya çıktı..en azından on yıllar boyunca..
Yani ''fracking'' çıktı mertlik bozuldu..fiyatları emsallerine göre biraz pahalıda olsa, her geçen gün bu kayacılar teknolojilerini geliştirerek maliyetlerini aşağıya çekiyorlar..artık petrolde ciddi bir arz fazlası oluşacağı yadsınamaz..birde ABD ithal ettiği petrole sınır vergisi koyarsa tadından yenmez..:)
İşte bu yüzden Suud'lar kendi gelecekleri için Katarın gazına sulanıyorlarmış gibi geliyor bana..yoksa gazın Avrupaya taşınma meselesi felan ikincil konular olabilir..
Şu an için vitalik akıllı kontratları kullanarak denemeler yapıyor. sistemi deniyorlar ancak şurada bir yanlış anlaşılma olmasın vitalik tarafından yapılan akıllı kontrat değişimleri orjinal kontratı değiştirmiyor/değiştiremiyor, yani orjinal kontrat silinemiyor. Sadece vitalik ilk kontratta orjinal kontratın güncellenebileceği ya da ek kabul edebileceği opsiyonunu açık bıraktığı için orjinal kontrata ek yapıyor ya da değiştirebiliyor.
Ve yaptığı bütün işlemler geri dönülemez ve silinemez olarak kaydediliyor. Eğer orjinal kontrat koşulları değiştirilemez olarak blockchainde tanımlı ise vitalik'te bunu değiştiremiyor.
Ekonomide okuduğumuz kadarı ile "değer" "değerli" "kıymetli" kavramları tümüyle subjeftif.
Kapitalist sistemde arz -talep belirliyor bir şeyin değerini..Fiyatını...
Nedaret de (nadir bulunma özelliği) arzın en önemli belirleyicisi.
Altının nadir olmadığı,doğada 2 milyar ton ( sadece 180 bin tonu çıkarılmış) altın bulunması, altının nadir bulunan bir eleman olması gerçeğini değiştirmez.
Benzetmek gerekirse, dünyanın çekirdeğine yakın 100 milyar ton elmas bulunduğu gerçeği (tümüyle hayali bir örnek) günümüz dünyasında elmasın değerini etkilemez.
O bahsedilen okyanuslarda ya da başka yerlerde bulunduğu varsayılan altın ne zaman çıkarılır da piyasaya sürülür, işte o zaman altınınnedaret özelliği zedelenir ve zaten arzı çoğalınca fiyatı da düşer.
O güne kadar, altın gene az bulunan bir elemandır.:)
Yeni sistem %100 dürüst olursa dünya nüfusunun 2 milyara indirilmesi lazım gelir. Hadi 2 de benden olsun 4 olsun. :)
Dünya nüfusunun yarısından fazlasının var olmasının sebebi hep bu yozlaşmış, sistemin arkasından dolaşan tiplerin hareketlerinin sonucu.
Bence insanlar ölmek yerine eski sistemin devamı için savaşırlar. :evil: Manyağın biri gelip nükleeri kafalarına (kafamıza) atmazsa tabi. :kahkah:
G20 'yi elit bir grup olarak düşünemeyiz. G20 çoğunluğu niteliksiz ve katma değersiz halk yığınlarının sadece sayısal üstünlüğe sahip oldukları için kendileri gibi gördükleri liderlerini seçtikleri bir grup. Trump buna en iyi örnek, mutlaka benzer örneklerde vardır ama en büyüğü ve göze batanı olduğu için Trump'ı örnek verdim. Şüphesiz ki tüm bu ülkelerde sayıca az ama gerçek katma değeri ve ilerlemeyi sağlayan odaklar vardır. ancak bu odaklar artık yarattıkları katma değerin parasal genişleme veya helikopter para tarzı işlemler ile niteliksiz halk kitlelerine dağıtılmasından rahatsız olmuş olabilir.Alıntı:
G20'de bile basit bir iklim değişikliği anlaşması bir sürü sorunla karşılaştığına göre..
En basit, 2008'den beri katlanan borç dağları oluşmuşken..kim neden vazgeçecek..alacağından mı?
Bu tür odakların amaç ve araç birliği , niteliksiz sayısal çoğunluğun temsilcisi olan G20 ülkelerinin siyasetçilerine göre çok daha yakın ve uzlaşıya açıktır. O yüzden ileride referans değer üzerinde G20 değil teknolojiyi ve katma değeri yaratan bu odaklar söz sahibi olacaktır.
Petrol bana göre sınırsız bir emtia. Hatta alternatif enerjilerdeki ilerleme ile kaya gazı teknolojisinin daha da gelişmesine ihtiyaç kalmadan dahi talebi düşebilir. Evet Suud'ların derdi Katar'ın politikaları değil, dertleri savaş çığırtkanlığı yaparak petrolün fiyatını yükseltmek. Hatta Suud'lara barış ortamında Katar'ı versen yine de almaz. Zira bu durum barış olarak algılanacağından petrol fiyatlarını yüksek tutmak için yetmez.Alıntı:
Diğer konu deniz suyundan altın elde edilmesi..mantıklı olabilir..burada 5-10 sene önce ''peak oil'' konusunu işleyen bir arkadaş vardı..çokda mantıklı şeyler yazardı..ama gel gör ki teknoloji geliştikçe (çok kısa bir sürede esasen) böyle bir doyum noktasının oluşamayacağı ortaya çıktı..en azından on yıllar boyunca..
İşte *O gün* bundan 100 yıl önce milyonda bir bir ihtimaldi. Şu anki teknolojik gelişmenin *ivmesi* her yıl son 5-10 yılki kadar ilerleme sağlanmasına neden oluyor. Yani üstsel bir artış var.
Burada ihtimaller artmaya başlıyor. Zira nadir olan mal orada, ve katlanan bir hızda insanoğlu'nun yetenekleri ve sahip olduğu teknoloji artıyor.
İşte bu ihtimal artışı ileride altın'ın fiyatını baskılayacaktır diye düşünüyorum. Zira teknolojiler kademeli olarak ta devreye girebilir, örneğin 20 yıl içinde 1mg/m3 ten 0.1mg/m3 ayrıştıracak seviyeye ulaşılır. Bu ufak adım bile ciddi bir fark yaratabilir. Zira varolan ulaşılamayan miktar elde edilene göre çok çok büyük.
Bir bankanın batma ihtimali %0.1 ise yüksek faizli tahvillerini almaya yanaşabilirsiniz. Ancak ihtimal %10 lara çıktığında banka batmasa dahi artık o bankanın değeri sorgulanacaktır.
Çok detaya inmeye gerek yok..tabiki G20 derken Türkiye ve Endenozya vb..gibi ülkelerin bu sorunları çözeceğinden bahsetmek istemedim..başı çeken ABD , Almanya ve Japonya vb gibi ülkelerin bile basit bir iklim değişikliği konusunda anlaşamamaları..tabiki anladım sizin kastınız yinede bu gelişmiş ülkeler içindeki başka elitler..ancak 1971'den beri süre gelen çok çok büyük çöp yığınları var ortalıkta..Sisteme bahsettiğiniz elitler de karar verseler, elinizdekileri sıfırlanmadan bu işin çözüleceğini sanmıyorum ben..
Yeni bir sisteme geçmek için önce bu çöp dağlarının ortadan kaldırılması gereklidir...mecbur kalınınca, seve seve..
Amacım altının reklamını yapmak değil..bugünkü para sistemi ile ilgili bilgi vermektir..
Tamam altın sisteminde enflasyon konusunda başarılı olunuyor..ya büyüme konusunda..altın sistemide büyüme konusunda şu anki sisteme göre sorunlara gebe esasen..Alıntı:
Altın Standardı Sistemi Nedir?
Birleşik Devletler, altın standardını neden terk etti? Çünkü altın standardı, hükümetlerin faaliyet alanını kısıtlamaktaydı.
Öğrencilerimden altın standardına ilişkin pek çok soru alıyorum. Örneğin, “altın standardı ne demektir?”, “Neden artık altın standardı sistemine sahip değiliz?” gibi…
İşe, altın standardının ne olduğunu açıklamakla başlayacağım. Altın standardı sisteminde, para, belli bir miktar altına tekabül eder..5 gram gibi, 10 gram gibi…Birinci Dünya Savaşı’ndan evvel, uluslararası altın standardı sistemi işlerken, Amerikan doları bir ons altının yirmide birinden daha düşük bir meblağa karşılık geliyordu. Daha açık olmak gerekirse, altının bir onsu 20.67 dolardı.
Gümüş standardı da benzer bir geçmişe sahiptir. İngiliz para birimi olan sterlinin özgün anlamı ve karşılığı, 1 poundluk som gümüştür. Altın standardı, ille de devletin, altın sikkelerin basımı işine girmesini veya devletçe basılan ve altına dönüştürülebilir bir para birimine sahip olmamızı falan gerektirmez. Tarihe bakarsak, özel sektör tarafından basılan altın sikkeleri ve buna paralel bankacılık, güvenilir bir şekilde iş görmüşlerdir.
Bankacılık sistemi sayesinde, altın standardı, insanların yanlarında çantalar dolusu altın sikke taşımalarını gerektirmez. Ancak elinizdeki 20 dolarlık tahsil belgesini ibraz ettiğinizde veya çeki bozdurmak istediğinizde, bankanın size 20 dolarlık altın sikke temin etmesini zorunlu kılar. Bankaların piyasaya sürdükleri paranın karşılığı olan altını isteyene istediği an sunmak mecburiyetinde olmaları, bankaların tedarik ettikleri paranın değerinin korunmasını garanti eder. Bunun aksine, paranın altın veya başkaca bir değerli maden tarafından desteklenmediği bugünkü ‘itibari para sistemi’nde, bir değer garantisi yoktur. Herhangi bir bankaya, Amerikan Merkez Bankası’nın bastığı 20 dolarlık parayı götürdüğünüzde, talep edebileceğiniz yegane şey, yine merkez bankasının piyasaya sürdüğü daha başka paralardır. ‘İtibari para sistemi’yle olan deneyimler, dünyanın pek çok ülkesini, az veya çok şiddetli bir enflasyonlara sürüklemiştir.
Birleşik Devletler altın standardını neden terk etti? Bunun esas nedeni, altın standardı sisteminin hükümetlerin faaliyet alanını kısıtlamasıydı. Hükümet, para arzının, altınla sınırlanmamasının daha iyi olacağına hükmetti. Birleşik Devletler, altın standardını iki büyük adımda terk etti. Bu adımlardan birincisi, Franklin Roosevelt’in başkanlığındaki hükümetin, ABD Merkez Bankası tarafından basılan paraların, altına çevrilmesi mecburiyetinin ortadan kaldırılmasıydı.
Özel bankacılık sistemi ve altın sikke kullanımı, fiili olarak yasak edilmişti. Bireyler ve bankalar, ellerindeki altın sikke ve külçelerini ABD Merkez Bankası’na teslim etmeye zorlandılar. 60’ların sonu ve yetmişlerin başında, ABD merkez bankası, artan bir hızla ve hacimde para basmaya başladı. Doların düşmekte olan satın alma gücü, diğer ülkelerin merkez bankalarının ellerindeki doları altına dönüştürmeye dönük taleplerini tetikledi. Amerikan hükümetinin altın stoğu eridi. Bunun üzerine Nixon, dolar basmaya bir son vermek yerine, doların altına dönüştürülebilirliğine tümüyle son verme kararı aldı. Sonrasında para basımı büyük bir hız kazandı, öyle ki 1980 yılı civarında çift haneli enflasyonla tanıştık. Altın standardı sisteminde enflasyon oranı, asla çift haneli olmamıştı ve genellikle yüzde 0 ila 1 düzeyinde seyretmekteydi.
Altın ve gümüş standardı sistemlerine yöneltilen yaygın bir itiraz, bu sistemlerin arz ve talep şoklarına karşı savunmasız olduğu, bunun da metalik paranın satın alım gücünü kararsız kılacağıdır. Lakin tarihsel olarak bakıldığında, bunun bir sorun olduğu pek de söylenemez. Örneğin, 1849 yılının Chicago’sunda yaşanan altına hücum hadisesinin yol açtığı arz şoku, 8 yıl boyunca her yıl için yüzde 1.5’tan daha düşük bir enflasyona yol açmıştı. Fiyatlar düzeyi zamanla dengeye kavuştu ve küresel üretim hacmi altın stoğundan daha hızlı büyüdüğü için, zamanla tedrici olarak düştü. Şu anki mevcut itibari para sisteminde, paranın ne miktarda arz edileceği kararı, Federal Açık Piyasa Komitesi tarafından verilmektedir. Bu sistemde, piyasaya haddinden fazla para sürülmesine mani olacak, kendi kendini düzelten bir piyasa mekanizması bulunmamaktadır. Doların kaderi, bir avuç atanmış bürokrat tarafından belirlenmektedir.
Karşı karşıya olduğumuz pratik soru, hangi sistem altında para hacmi ve paranın satın alma gücünün daha stabil olduğudur. Diğer bir deyişle, hangi sistem enflasyonu kontrol etmek hususunda daha hünerlidir? Sorumuzun yanıtı, tarihi kayıtlar veri alındığında, açıktır. Stabil, düşük bir düzeyde enflasyon yaratan altın ve gümüş standardı sistemleri, itibari para rejimine göre, çarpıcı biçimde daha başarılıdır.
Yani diyo ki, altın standardını terketmeseydik iphone'u (iphone örnek, yerine istenilen her gelişmiş teknoloji koyulabilir) geliştirecek ucuz mühendislik gücüne ulaşamayacaktık.
Soru;
Iphone 8 mi, Dürüst finansal sistem mi?:kahkah:
iPhone falan bitti. Geçmiş olsun. Çinliler geliyor. Telefon pazarının tek hakimi Çinliler olacak.
Çin'de iPhone un pazar payı %5 e düşmüş.
Bu yeni 2 telefon bizim ülkemizde de satılmaya başladı. Fiyatı orta seviyede. HepsiBurada satıyor.
iPhone un yarı fiyatına kamerası donanımı ve hızı ise neredeyse 2 kat daha iyi.
Bunları yaklaşık 350$-400$ a direk HongKong da veya Çin de bulabilirsiniz. Bunlar Android fakat Google un uygulamalarının hiçbiri yok üzerinde. Linux gibi komple özelleştirip kendilerinin yapmışlar, Google un sistem yavaşlatıcı programlarını tamamen kazımışlar. O yüzden çabuk batarya bitme sorunu da yaşamıyorsunuz Samsung gibi.
Xaomi Mi6
http://www.hepsiburada.com/xiaomi-mi...m-HB0000063R9R
OnePlus 5
http://www.hepsiburada.com/oneplus-5...-HBV000006IMRI
Güneş Enerjisinde, Laptoplarda Tabletlerde Mikroçiplerde bir çoğu sanayi malzemesinde Altın ve Gümüş olmadan üretim yapamazsınız. En azından şu an için.
HMDI kablaloarın pahalı olanında Altın oranı yüksektir. Görüntüyü hızlı ve bozulmadan aktarabilmek için.
Terminatör üretmek için Altın ve Gümüş lazım. Yoksa Terminatör üretemiyorsunuz mevcut teknoloji ile. Altın ve Gümüş ün şu an için ikamesi yok. Olursa düşünürüz.
Doğmamış çocuğa don biçilmez.
Terminatör biraz abartı oldu ama otomasyon yapılan bütün akıllı beyinlerde Altın ve Gümüş kullanımı zorunlu. Daha akıllı makineler yapmak için daha fazla Altın ve Gümüş lazım.
Güneş enerjisinde Altın ve Gümüş kullanan yeni modellerde randıman çok yükseliyor. Aytun Bilgin bu konuda Twitter da inanılmaz faydalı paylaşımlarda bulunmuştu. Ama Survivor seyretmekten kimse okumamıştır yazılarını. :)
Nadir bulunan herşey kıymetlidir. Siz masallara kanmayın.
İstanbul Kapalıçarşı'da imalat yapan kuyumcuların kanalizasyonunun geçmişte uzun yıllar Haliç'e aktığı, bu nedenle Haliç dibindeki çamurda çok yüksek miktarda altın biriktiği, 30 yıl kadar önce Japonların sadece Haliç'ten çıkardıkları hariç başka hiç bir bedel talep etmeksizin Haliç'in temizlenmesine talip oldukları söylenirdi.
Haliç çamurunu işlemek, okyanus suyundan altın üretmekten çok daha kolay ve verimli olsa gerek.
Altın işleme tesisi imalatı da yapmıştım geçmişte. Bu tamamen şehir hikayesi, Şöyleki tesisi kuracağımız yere gittiğimizde bir adam geldi ve fabrika sahibi ile pazarlığa başladı. 6TL dedi patron 9TL den aşağı inmem dedi. Kilosunu 8TL'de anlaştılar. Sonra sordum nedir bu kadar sıkı pazarlık edilen şey diye. Çalışanların tuvalet dışkılarıymış. Zira çalışırken üstlerine yapışan altın tozu tuvalette eğildiklerinde direk büyük oranda dışkılarına ve atık suya karışıyormuş. Buna ramat diyorlar. Hem tesis ve makinaların hemde tuvaletlerin ve hatta bazı kritik yerlerde hava'nın dahi ramatı oluyor.
İnanın mikroişlemci imalatında gümüş ve altın gibi malzemelerin hiçbir önemi yok. Yurtdışında mikroişlemci tasarımda bizzat çalıştığım için biliyorum. Sadece dış kısımdaki bağlantı pinleri altın kaplanıyor , O da giderek azalacak zira 2021 yılından itibaren mikroişlemci ve bus hızları o kadar hızlanıyor ki artık fiziksel bir kontak üzerinden geçmeleri kapasitif ve toplam empedans açısınından mümkün olmuyor. 2021 yılından itibaren kademe kademe daha yeni teknolojilere geçeğiz. Fiber optik ve 60GHZ bantta çalışan kablosuz teknolojiler kontaklı bağlantıların yerini alacak. HDMI nispeten eski ve yavaş bir standard. Yeni teknolojilerde aktarım teknolojileri inanın bana gümüş ve altın gibi soy metallere ihtiyaç duymayacaklar. Ayrıca bu tür altın kaplamlarda harcama hakikaten çok az, Geçmişte tesadüfen altın işleme tesisleri de kuruyordum, milyonlarca parça altın kaplanıyordu ancak yıllık altın harcaması 200-300 gramı geçmiyordu. Zira bu tür eski teknolojilerde dahi kaplama kalınlığı mikron altı seviyede olduğu için altın harcama miktarı çok önemli değil. Ancak önemli olsaydı da söylediğim gibi gelecek için stratejik bir önem içermiyor.
Sanırım 2009 ile 2010 arası bir tarih olmalı. Yani şehir efsanesi demekle şunu söylemek istedim, o tür atölyelerde bırakın atıkları haliç'e salmayı, çalışanların dışkıları bile özel depolarda biriktirilip satılıyor.
Fiyat konusu da değişken olabiliyor. Ramatçı atığı analiz edip ona göre fiyatı belirliyor. Yoğun çalışma olan ve genel temizlik sularının atığa fazla karıştığı dönemler fiyat yükseliyor, demişlerdi.
01.01.2010 Cuma günü itibarıyla gram altın alış fiyatı 52,3570 TL (Kaynak: https://altin.in/arsiv/2010/01/01)
8 TL / 52,3570 TL = 0,152797143 gram altın
01.01.2010 tarihinde altın imalinde çalışanların dışkı kg fiyatı altın cinsinden 0,152797143 gram altın/kg
08.07.2017 Pazar günü itibarıyla gram altın alış fiyatı 139,8690 TL (Kaynak: https://altin.in)
Buna göre; altın imalinde çalışanların dışkı güncel kg fiyatı: 139,8690 TL X 0,152797143 gram altın/kg = 21,37 TL/kg dışkı
Ayrıca, çalışanların dışkılarının ve çok daha önemlisi işletme atık sularının yüzyıllardır depolandığından emin misiniz?
Hmm...
Alıntılara bakıyorum da...
Beyin fırtınası olarak başlayan sohbet, barsaklara kadar inmiş...
Bundan sonrası çekilmez...:)
Pazartesi günü sektörde hala aktif çalışan arkadaşlara güncel ramat fiyatlarını sorarım. Ramat olayının da çok uzun süredir bu işin bir parçası olduğunu biliyorum. Onu da sorarım. Ama geçmişte (çok uzun zaman önce de olsa) de bu tür atölyelerin atık sularının en azından bir arıtma işlemine tabi tutulmadan gidere verilebileceğini zannetmiyorum. Zira bu atölyelerde sadece elektroliz ile kaplama yok, taşlama , kazıma gibi bir çok işlem var.
Benim bildiğim, depolama olayı söz konusu değil. Ama ramat denilen işlemle dışkıların içindeki altınlar ayıklanıyor ve satılıyor.