Altın Standardı Sistemi Nedir?
Birleşik Devletler, altın standardını neden terk etti? Çünkü altın standardı, hükümetlerin faaliyet alanını kısıtlamaktaydı.
Öğrencilerimden altın standardına ilişkin pek çok soru alıyorum. Örneğin, “altın standardı ne demektir?”, “Neden artık altın standardı sistemine sahip değiliz?” gibi…
İşe, altın standardının ne olduğunu açıklamakla başlayacağım. Altın standardı sisteminde, para, belli bir miktar altına tekabül eder..5 gram gibi, 10 gram gibi…Birinci Dünya Savaşı’ndan evvel, uluslararası altın standardı sistemi işlerken, Amerikan doları bir ons altının yirmide birinden daha düşük bir meblağa karşılık geliyordu. Daha açık olmak gerekirse, altının bir onsu 20.67 dolardı.
Gümüş standardı da benzer bir geçmişe sahiptir. İngiliz para birimi olan sterlinin özgün anlamı ve karşılığı, 1 poundluk som gümüştür. Altın standardı, ille de devletin, altın sikkelerin basımı işine girmesini veya devletçe basılan ve altına dönüştürülebilir bir para birimine sahip olmamızı falan gerektirmez. Tarihe bakarsak, özel sektör tarafından basılan altın sikkeleri ve buna paralel bankacılık, güvenilir bir şekilde iş görmüşlerdir.
Bankacılık sistemi sayesinde, altın standardı, insanların yanlarında çantalar dolusu altın sikke taşımalarını gerektirmez. Ancak elinizdeki 20 dolarlık tahsil belgesini ibraz ettiğinizde veya çeki bozdurmak istediğinizde, bankanın size 20 dolarlık altın sikke temin etmesini zorunlu kılar. Bankaların piyasaya sürdükleri paranın karşılığı olan altını isteyene istediği an sunmak mecburiyetinde olmaları, bankaların tedarik ettikleri paranın değerinin korunmasını garanti eder. Bunun aksine, paranın altın veya başkaca bir değerli maden tarafından desteklenmediği bugünkü ‘itibari para sistemi’nde, bir değer garantisi yoktur. Herhangi bir bankaya, Amerikan Merkez Bankası’nın bastığı 20 dolarlık parayı götürdüğünüzde, talep edebileceğiniz yegane şey, yine merkez bankasının piyasaya sürdüğü daha başka paralardır. ‘İtibari para sistemi’yle olan deneyimler, dünyanın pek çok ülkesini, az veya çok şiddetli bir enflasyonlara sürüklemiştir.
Birleşik Devletler altın standardını neden terk etti? Bunun esas nedeni, altın standardı sisteminin hükümetlerin faaliyet alanını kısıtlamasıydı. Hükümet, para arzının, altınla sınırlanmamasının daha iyi olacağına hükmetti. Birleşik Devletler, altın standardını iki büyük adımda terk etti. Bu adımlardan birincisi, Franklin Roosevelt’in başkanlığındaki hükümetin, ABD Merkez Bankası tarafından basılan paraların, altına çevrilmesi mecburiyetinin ortadan kaldırılmasıydı.
Özel bankacılık sistemi ve altın sikke kullanımı, fiili olarak yasak edilmişti. Bireyler ve bankalar, ellerindeki altın sikke ve külçelerini ABD Merkez Bankası’na teslim etmeye zorlandılar.
60’ların sonu ve yetmişlerin başında, ABD merkez bankası, artan bir hızla ve hacimde para basmaya başladı. Doların düşmekte olan satın alma gücü, diğer ülkelerin merkez bankalarının ellerindeki doları altına dönüştürmeye dönük taleplerini tetikledi. Amerikan hükümetinin altın stoğu eridi. Bunun üzerine Nixon, dolar basmaya bir son vermek yerine, doların altına dönüştürülebilirliğine tümüyle son verme kararı aldı. Sonrasında para basımı büyük bir hız kazandı, öyle ki 1980 yılı civarında çift haneli enflasyonla tanıştık. Altın standardı sisteminde enflasyon oranı, asla çift haneli olmamıştı ve genellikle yüzde 0 ila 1 düzeyinde seyretmekteydi.
Altın ve gümüş standardı sistemlerine yöneltilen yaygın bir itiraz, bu sistemlerin arz ve talep şoklarına karşı savunmasız olduğu, bunun da metalik paranın satın alım gücünü kararsız kılacağıdır. Lakin tarihsel olarak bakıldığında, bunun bir sorun olduğu pek de söylenemez. Örneğin, 1849 yılının Chicago’sunda yaşanan altına hücum hadisesinin yol açtığı arz şoku, 8 yıl boyunca her yıl için yüzde 1.5’tan daha düşük bir enflasyona yol açmıştı. Fiyatlar düzeyi zamanla dengeye kavuştu ve küresel üretim hacmi altın stoğundan daha hızlı büyüdüğü için, zamanla tedrici olarak düştü.
Şu anki mevcut itibari para sisteminde, paranın ne miktarda arz edileceği kararı, Federal Açık Piyasa Komitesi tarafından verilmektedir. Bu sistemde, piyasaya haddinden fazla para sürülmesine mani olacak, kendi kendini düzelten bir piyasa mekanizması bulunmamaktadır. Doların kaderi, bir avuç atanmış bürokrat tarafından belirlenmektedir.
Karşı karşıya olduğumuz pratik soru, hangi sistem altında para hacmi ve paranın satın alma gücünün daha stabil olduğudur. Diğer bir deyişle, hangi sistem enflasyonu kontrol etmek hususunda daha hünerlidir? Sorumuzun yanıtı, tarihi kayıtlar veri alındığında, açıktır. Stabil, düşük bir düzeyde enflasyon yaratan altın ve gümüş standardı sistemleri, itibari para rejimine göre, çarpıcı biçimde daha başarılıdır.
Yer İmleri