Bu satırları Brave den yazıyorum.
''Microsoftun sahibi olan yahudi, iş hayatına büyük hırsızlıkla başladı''
.İlk yazılımı aşağı mahalleden bir kaç dolara alıp sattığı hikayesini öğrendikten sonra
MS DOS 6.0 idi sanırım Microsoft'u boşadım.
Printable View
Bu satırları Brave den yazıyorum.
''Microsoftun sahibi olan yahudi, iş hayatına büyük hırsızlıkla başladı''
.İlk yazılımı aşağı mahalleden bir kaç dolara alıp sattığı hikayesini öğrendikten sonra
MS DOS 6.0 idi sanırım Microsoft'u boşadım.
Hayat rutin, belirli bir döngüde akıp gidiyor.
Sabahın kör karanlığında uyanıyoruz. Çocuklar zifiri karanlıkta kapı önlerinde, uykulu endişeli gözleriyle servislerini bekliyorlar.
Okula gidecekler. Hiç bir şey öğrenemedikleri, beyinleri yıkansın uyuşturulsun, kalıba sokulsun ve devşirilsinler diye.
Gerçekten eğitim diye bir şey olsaydı bunu vündelik yaşantımızda fark ederdik.
Çocuklarla beraber çalışanlar, bir işi olanlar da yollarda. Serviste yarı uykulu gözlerle etrafı seyrederken kilitlenmiş trafikte; yanda bir otobüs, balık istifi yolcular; kadınlar, erkekler, genç kızlar, mutsuz öfkeli yüzler.
Her sabah aynı zifiri karanlıkta aynı trafiğin içinde başlayan, ofislerde baskasının emeğini çalan, sömüren silsileler hiyerarşiler, riyakar mesai arkadaşları arasında geçen ömürler. Ya işsiz kalırsam, çocugum ne yapar?
Sonra aynı kesmekeşin içinde, korna sesleri, sirenler, öfkeli sesler, tıklım tıklım dolu otobüsler ve kocaman binalar arasında umarsızca evlerine ulaşmaya çalışan insanlar.
Bütün bunlar ne için? Hiç bir zaman kapısından içeri giremeyeceğimiz gökdelenler, plazalar. En pahalı arabaya da sahip olsan bir türlü ilerlemeyen trafik.
Bütün bunlar, burada ve dünyanın başka yerlerinde; yine bir amerikan bankası iflas etsin ve küresel finans sistemini hortumlayan aç gözlü para babalarının getide bıraktıkları ifrazatlar temizlensin diye yaşanıyor
Oysa insan hayatta sadece barınmak ister, güvende olmak, karnını doyurmak ve bir aile kurmak. Ve tüm bu koca sehirler, ambulans sirenleri, gökyüzünde uzanan heybetli binalar, pahalı arabalar, teknolojik oyuncaklar, cok az insanın mutluluğu pahasına, kör karanlıkta balık istifi otobüslerde uykulu, mutsuz ve bedbaht milyonlar, milyonlar, milyonlar.
Bu yaşam tarzı insan doğasına hiç uygun değil ali cemal ve doğa bu konuda kimbilir kaç kez uyarıyor insanoğlunu.
konuştuğum insanların geneli değişim istiyor
Sanki hükümetin değişmesi bir değişim olacak gibi algılanıyor
Belki doğru bazı tespitlere katılıyorum da
Ama asıl mesele halkı nasıl değiştirebilirsiniz bu mümkün mü
Yaşanan bunca olayları 21 yıl boyunca en bilgili olanından en cahil olanına kadar bilmiyor muydu
Kimisi milletin bir tarafına bir şey yapacağız diyenden biz ihanet ettik diyene kadar bu toplum bu insanlara destek vermesini nasıl unutacağız
Namuslu bir ülkede 20 yılda kaç defa tutuklu ve hükümlüler için af çıktı biliyor musunuz yâda bu ülkede kaç defa imar affı çıktı ya vergi afları , öğrenci afları ,orman vasfını kaybetmiş imar afları,....
. Osmanlı yıkılmaya başladığı dönemlerde de durum farklı değil di..
Namuslu bir ülkede bukadar af olmaz namuslu bir toplumda da bu aflar kabul görmez.
Tıpkı namuslu bir muhalefetin her bir şeyi çözeceğiz diyerek,,.tutamayacağı sözleri vermesi gibi...
Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Tamda bu konuyu konuşurken Edge kapsamlı bir güncelleme yaptı. Sanırım tüm dünyada yapmıştır.
Arama motorlarının en ünlüsü ve en çok kullanılanı son dönemde hangisi.? Google.
Peki sebebi ne.?
Benim gördüğüm 2 ana sebebi var. Birincisi arama motoru çok başarılı. Diğerlerinden daha faydalı sonuçlar döndürüyor. Son yıllarda yapay zekâ desteğide çok arttı gibi. İkincisi ise haritalar özelliği. Haritaları diğer browserlardan da kullanabiliyorsunuz ama haritalar özelliğinin sahibi ve ilk kull***** Google.
Yandex de benzer yolda ilerliyor, hem arama kısmı Google kadar olmasada faydalı sonuç üretiyor hemde haritaları var. bazı yönlerden Google haritalardan daha geri, bazı yönlerden ileri. Tabi bana göre. Yüzeysel kullanan birine göre demek istiyorum.
Microsoftun arama motorları epey geriden geliyordu. ie artık desteklenmiyor, sonradan çıkan Edge ise gerideydi. Edge in arama kısmına Bing ismi verilmiş.
Edge şimdi atağa kalkmış görünüyor. Haritalar kısmında Yandex uydularının kullanıldığı Yandex haritalar uygulaması karşınıza çıkıyor. Bu çok ilginç, Microsoft siyonist Yahudi, nasıl olurda şu an düşmanları gibi görünen Rusya nın yandex'ini kullanır.? Yandex Rus yahudilerinin olabilir, bunu sonra incelerim.
Microsoftun ChatGPT isimli yapay zekânın üreticisi OpenAI şirketine 11 milyar dolar yatırım yaptığını biliyordum. Microsoft hep geriden gelir. kendisi bir şey üretmez, üreten şirketin elemanlarını yüksek paralarla transfer eder, yıllar sonra aynı şeyi üretmeye başlar. hep böyle olmuştur. Sahibi bill gates, yaratıcı beyne sahip değil. Söylediğim gibi adam adi bir hırsız. Windows'u Apple dan tam olarak çaldı, MS SQL 'i ise Oracle ın yazılımcılarını apartarak üretti, yazılım dileri de hep geriden gelir. Diğer şirket yazılımcılarını apartıyor olmalı.
Şimdide kendisi üretmeyip zaten var olan OpenAI şirketine abanmış.
bayraktar ailesi aklıma geldi. Onlarda devlet firması olan TUSAŞ mühendislerini ve devlet parasını kullanarak baykar'ı kurdular. Şimdi windows gibi acaip satıyorlar. Tabi bayraktar ailesi hırsız değil, ülkede çok saygın ve ismi bir çok cadde ve okula verilecek yüksek şahsiyetler. Devlet erkanı onların önünde düğme ilikler, halk hayranlıkla yalanır.
Neticede OpenAI nin yapay zekâ sını EDGE monte etmiş gibi görünüyor. Bir kaç arama denedim, alâkalı içerik ve detay bulma konusunda geçmişe nazaran çok çok iyi. Türkçe sonuç az üretmiş ama yapay zekânın özelliği kullanıldıkça artıyor. Türkler kullandıkça Türkçe sonuçların miktarı artacaktır.
Bugün ilk kullandım bakalım nasıl devam edecek.
Evet ilginç şeyler oluyor.
Ana konu Rusyaya karşı batı cephesinin açtığı savaş. Doğuda destekleyenler güney kore, japonya gibi ikinci dünya savaşı ve sonrasında abd kontrolune giren ülkelerle ingilizlerin kontrolu altında olan Avustralya.
Yan konular ise Çin'e karşı soft savaşın hard savaşa doğru evriliyor olması.
siyonist kölesi petrol zengini arap ülkesi liderlerinin değişen tavrı.
Afrika ülkelerinin, Afrikayı katlederek sömüren Fransaya karşı birer birer bayrak kaldırması. Arkasında Çin'mi var, başka şeymi var henüz bilemiyorum. tayyip de destek veriyor gibi görünsede onun tek ve biricik amacı kişisel çıkarları olduğundan onu saymaya gerek duymuyorum O konuya girersem çok kötü şeyler yazmam gerekir. Girmeyeyim.
abd nin(siyonistin) dünya savaşı çıkarması gerektiği konusunu epey geçmişte sebepleri ile beraber bende yazmıştım. Geçen aylarda da hatırlatma yapmıştım. Başka yolu yok ve imkansız gibi görünüyor. Tabi abd elinde şu ana kadar duyurulmayan acaip silahlar vardır, onu bilemiyorum.
Akıllı adam, rakibi denk veya kendinden güçlü ise pek çok silahını savaş öncesi gizler.
Aklıma Üniversitedeki bir satranç maçım geldi. Sanırım tek maçımda oydu.
Okulun cafeteryasında bir masada tek oturuyordum. Başka yer sanırım yoktu. Masadada satranç tahtası vardı. Benimde satrançla alakam yoktur. Oynamayı bilirim ama oynamışlığım pek yoktur.
Okuldan bir delikanlı karşıma oturup "oynayalım" dedi. Önümde tahta olduğu için rakip bekliyorum sandı halbuki cafe deki kızları kesiyordum. :)
Tahta başında oturduğum için ve gidecek başka masa olmadığı için kendimi kabul etme mecburiyetinde hissettim. Maç başladı delikanlı kısa sürede öne geçti, yenmek üzere. Bende bir kaç piyon, bir kale kalmış. Onda vezir kale fil piyonlar filan pek çok şey var. hep savunmadayım, hep saldırıda. Maç benim sahada oynanıyor. Onun Şah başta neredeyse orada kıpırdamadan duruyor. O zaman fark ettimki o tüm elemanları ile hücuma çıkmış Şah'ı savunmasız bırakmış. Nasıl olsa kazandım diye düşünüyor.
Şahı en dipte, önü kendi piyonları ile dolu ve Şahın hattı olduğu gibi bomboş. Kale ile o hattan şah çeksem, önü kendi piyonları ile dolu olduğu için kaçacağı hiç bir yer yok, mat oluyor. Benim Şahla üç-dört piyon dibe dayanık olmadığı için beş altı hamle daha kaçabileceğim yer var ve piyonları yiyip bitirmesi lazım.
O andan itibaren teslim olmuş havasına girdim. Onun tarafına hiç bakmayarak şahının ne kadar kötü durumda olduğunu fark etmesine engel oldum.
Onun zayıf tarafını gizleyip kendi zayıf tarafımı çok abarttım.
Delikanlı kör hale geldi. Tamamen benim şaha odaklı şekilde kendi tarafına hiç bakmadan oynuyor. Bir kaç hamle ile benim kaleyi şah çekebileceğim yere getirdim, oda bu arada bendeki kalan piyonları temizledi. Kale ile Şah çektim ve mat oldu.
Bi dahada satranç tahtası başına oturmamaya dikkat ettim. :)
abd de bu türden kendi bazı silahlarını gizliyor olabilir. Çünki kendinden çok emin olarak Çin'i savaşa çekmeye çalışıyor. Bunu yapması için hakkaten gerizekalı olmaları lazım veya gizli silahları olması lazım. Belki üçüncü dördüncü seçenek de vardır.
ChatGPT ile kısa bir sohbet yaptım. Gerçekten etkileyici.
Bir konuda yardım rica ettim. Konu ile bağlantılı bilgiler vermeye başladı. Konuyu dağıttı derken ana konuya döndü ve devam etti. Özne konuyu kaybetmedi.
Kısa sohbetti ancak çok etkilendim. Normal bir insanla sohbet gibi ama her şeyi bilen bir insanla. Sınırları denemedim, laubalilik yapmadım. Bu kadarı bile etkileyici.
Konu uzmanı değilim ancak yabancıda değilim. Geçmişte bir kaç kez yapay zeka yazmışlığım oldu. İlk yazdığım bir dili öğrenmek amaçlıydı. Öğrenme yeteneği yoktu, basit bir şeydi. Bir sürü eğer şartı ve puanlamaya dayanıyordu. Bir oyun için yazmıştım ve oyun bitince iş bitiyordu. Amatörleri yenebilecek düzeydeydi.
Geçen yıl yazdığım ise ChatGPT yöntemi içeren öğrenebilen bir temel yapıydı. Bir projenin içine gömmem gerekiyordu. Onaylı öğrenme şeklindeydi. Sonra onaysızını yazarım geliştiririm diye düşündüm ama başlamadım.
Benim yazdığımla ChatGPT yi kıyaslamayın. ChatGPT yi yüzlerce o konuda uzmanlaşmış mühendis, onlarca yılda tam mesai ile yazıyorlar. Hâlâ da tüm dünyadan katkı alıyorlar. Sınırsız kaynakları var. Yüzlerce gelişmiş server destekleri var.
Ben bu konuda hiç eğitim almadan bir kaç günlük kendi tasarımımla 3 ayda, kendi bilgisayarımda tek başıma yazdım. Sadece basit temel kısımları oluşturdum. Üstelik benimki ile ChatGPT arasındaki büyük fark. O tamamen internet dünyasındaki trilyonlarca bilgiyi alıp sınıflayıp, bağlar kuruyor ve hazırda özet bilgiler ve bu bilgilerin kaynağına ait linkler tutuyor. Dışarıdan gördüğüm kadarı ile böyle yapıyordur diye düşünüyorum. Zor kısmı bu değil. Zor kısmı dili anlaması ve uygun bağlar sınıflar kullanması, önem derecelerini ayarlaması filan.
Ben sınırlı kaynak olduğundan olabildiğince akıllı yapmam gerekiyordu, onlarda kaynak sorunu olmadığından koymuşlar gitmiş.
Aslında biraz düşünürseniz, insan nasıl öğreniyorsa, karar veriyorsa, yapay zekâ da aynı yöntemi kullanıyor. İnsan aslında inanılmaz bir yaratık değil. Çok basit bir yaratık. Bebeklikten itibaren sürekli bilgileri stoklayıp, o bilgiler içinden seçim yapıyoruz. Yapay zekâ da aynısını yapıyor.
Her neyse, epey etkileyiciydi.
Bu arada: OpenAI nin sitesindeki ChatGPT ile muhabbet etmek isterseniz sıra var. Ben o GPT ile muhabbet ettim ama orada değil. Edge'in güncellendiğini önceki yazıda söylemiştim. Sohbet kısmı var. O kısmın arkasında ise ChatGPT var. Bing de sohbet ettiğinizde aslında ChatGPT 4 ile sohbet ediyorsunuz. En azından ben öyle anladım. Sohbet Türkçe buda inanılmaz. 3 ayda yazılanı anlayan yapay zekâ yazdım dedim ama ikibuçuk ayı bizim dili anlama kısmını yazarken geçti. Asıl zekâ kısmına 2 hafta yetti çünkü çok basit. ChatGPT nin Türkçeyi anlaması ve aynı dilde cevap vermesi de bir o kadar etkileyici.
Bing de sohbeti seçmelisiniz, orada bir yeri tıkladım beni sıraya soktu. Ama hemen sıra geldiğine dair mail aldım. Yani sıra yok sayılır.
Acaba Türkçeyi arka planda ingilizce'ye çevirip sonra ingilizce cevap hazırlayıp sonra Türkçeyemi çeviriyor. Sanmam. Türkçesinde google translete deki gibi hatalar hiç yoktu. Türk'le konuşur gibisiniz.
Yaklaşık 1 yıldır piyasaları takip etmediğimden neler dönüyor bilmiyorum.
abd de bir kaç küçük banka battı ve avrupada isviçreli credit suisse zor duruma düştü.
Geçmişte pek çok kez yazmıştım, batı dünyası tembelleşti ve beyinleri obezleşti diye. Sebeplerinide yazmıştım. Gitgide daha kötüye gittiklerinide yazmıştım. Fiziksel çalışma gerektiren işleri göçmenlere ve kendi avamlarına yaptırıyorlar, geri kalan kesim ise mevcut sistemin geldiği yerde oturdukları yerden haketmedikleri bol paralarla yaşıyorlar.
2008 krizinde anlatmıştım geldikleri yeri ve beyin obezliklerini.
Pandemide tekrar hatırlattım. Her çıkan sorunda ülkeye hakim gruplara trilyonlar yağdırdıklarını anlattım. Bu onları dahada tembelliğe dahada beyin obezliğine itti.
ARTIK DEVLETTEN BELEŞ PARA ALMADAN YAŞAYAMAZLAR dedim.
Pandemi bitince yeni bir kriz çıkarırlar yine kendilerine devlet kasasından bolca para dağıtırlar dedim.
Bastıkları kağıtlar para olarak dünyada kabul edildiği için, özellikle abd sınırsız para basıp dünyada her şeyi bu paralarla satın alabiliyorlar. Onlara maliyet sıfır. Sonra dünyada satın aldığı şirketlerin işçileri hayat boyu onlara çalışıyor. Dünya ülkelerinde bedavaya satın aldıkları tonla şirketleri oluyor.
Bir tek ÇİN buna izin vermedi. Belli sınırlar dahilinde tuttu. Çin bunu yapabildi çünki içlerinde Çin'li gibi görünen, Çin'li kimliğine sahip, Çin'li zannedilen yahudi ve ibrani kökenli azınlık yoktu.
Biz yapamadık, Rusya yapamadı, Ukrayna yapamadı, Almanya yapamadı, Fransa yapamadı çünkü hepsinin içlerinde gizli ibrani kökenli azınlıklar var.
ibranilere çaktıktan sonra beynim yeniden işlemeye başladı yine ana konuya döneyim.
Batı dev şirketleri devlet yardımı olmadan yaşayamaz haldeler. 2008 yılından beridir bu açıkça görülüyor.
Şimdi bu batıda batan küçük bankalar ve zor duruma düşen credit suisse acaba büyük krizin habercisi mi.?
Milyonluk soru bu.
Piyasaları takip etmediğimden elimde veri yok. Veri olmadan konuşmak aptalca olur o sebeple bilmediğim konuda konuşmayacağım. Merak ediyorum ama fikir sahibi olmam için tonla araştırma yapmam gerekir.
Özellikle abd banka ve büyük şirket bilançolarını incelemeliyim, sonra ingiliz ve almanlara sıra gelmeli. O kadar çabayıda gözüm yemiyor zaten para piyasalarında değilim.
Başka ip uçlarıda var, abd li dev teknoloji şirketleri aylardır büyük miktarlarda personeli işten çıkarıyorlar. Sebeplerini bilmiyorum. banka zora düşmeleri ile bağlantılımı?
Hiç bilgim yok.
Ama dikkat edilmesi gereken bir husus. Batı krize girerse normal bir ekonomik krizden çok farklı sonuçları olacaktır. Çünki dev rakipleri Çin ve Rusya ile, henüz tam sıcak savaşa dönüşmese de savaş halindeler. Daha sıcak savaşa dönüşmeden krize girerlerse, sıcak savaşa dönüştüğünde çabuk teslim olurlar.
İlginç zamanlar yaşıyoruz. Batının(ibrani kökenlilerin hakimiyetinin) yavaş yavaş yıkılışına tanık oluyor gibiyiz.
Süper delikalı Fatih Altaylı'ya çok güldüm.
Bugünki yazısında TOGG dan bahsetmiş. TOGG'un ilk modelinin ismi, fiyatı açıklandı ve siparişler alınmaya başladı.
İlk modelin ismi TOGG T10X
Fiyatı menzili ve donanımına göre değişiyor. Orta menzillide fiyat 950 binden başlayıp uzun menzillide 1.225.000 TLye kadar çıkıyor.
Altaylı TOGG siparişlerinden bahsedip şöyle demiş.
"Yerli ve milliliği ile bu kadar övünülen bir aracın ilk modelinde Türk alfabesinde bulunmayan X harfinin kullanılmış olmasını bayağı bir yadırgadım."
Çok güldüm.
Araba yerli diye ortaya çıkmış %70 i ithal, buna üzülmüyor da isminde X var diye üzülüyor.
Motoru ve pilleri de yerli olsaydı da isminin tamamı XXXXX olsaydı ben üzülmezdim. Motor da pillerde Türkiye'de Türk firmaları tarafından üretilebiliyor.
Bizim vergilerimizle yerli diye araba yaptılar, %70 i ithal ve kaymak tabakada ses çıkaran yok.
Edge i bırakmıyorum 2 sebebi var.
Birincisi, 3 gün önceki güncelleme ile açılış acaip hızlı hale geldi. Açılıştan sonrası normal hızda.
İkincisi Bing arama motoru acaip, kullandıkça ihtiyacım olan her şeyi veriyor ve şimdilik en az google kadar kaliteli olduğunu görüyorum. Kullandıkça eksik veya fazlalarını fark edebilirim.
Problemleri ise; çok sekme açınca hâlâ arada takılıyor.
Translate ve haritalar kısmı için, Edge içinden hâlâ google ürünleri kullanıyorum.
Dün Milli Muharip Uçak ismi verdikleri(MMU) aracı hangardan çıkardılar. abd den gelen 2 motoru uçağa takmışlar ve kendi motorları ile çıkmış. Pistte biraz gezip tekrar hangara girmiş. Buna taksi çalışması diyorlar. Bu yıl sonu yerden havalanacakmış.
Üzüldüğüm konu var.
Uçağa bakınca insan tabiki gurur duyuyor. TUSAŞ üretimi. TUSAŞ firması 1973 de abd ambargolarının olduğu dönemde Naim Talu zamanında generallerin isteği ile kurulmuş. Müttefiğimiz denen batı ülkeleri bize ambargo koyunca mecbur kalmışız silah fabrikaları kurmaya.
İyiki ambargo koymuşlar. Hep söylerim, bizim son 100 yıldaki en büyük düşmanımız asala ve pkk yı kurup üzerimize saldırtan batı ülkeleri.
1970 li yıllarda yine ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK, HAVELSAN kurulmuş. Hepsi Generallerin isteği üzerine kurulmuş.
Ordu için silah yapmaya başlamışlar. Toplar, tüfekler, havanlar, elektronik parçalar.
Sonra abd ve ingiliz firmaları ile ortak üretim yapmaya başlamışlar. Savaş uçakları ve yolcu uçakları parçaları üretmişler. Savaş uçağı, yolcu uçağı, helikopter motor ve gövde parçaları üretmişler. Gelen parçalarla beraber montaj yapmışlar.
1980 den sonra batı ülkeleri pkk'yı üzerimize salınca, İHA'lar gibi gelişmiş gözlem araçlarına ihtiyacımız olmuş. Batıdan istemişiz. Kontrollu olarak vermişler. İstediğimiz gibi kullanamamışız. pkk'yı kurandan, pkk ya karşı silah istersen aptallık etmiş olursun. Hali ile pkk ya karşı etkin kullanmamızı engellemişler.
TUSAŞ mühendisleri yeterince şey öğrendik biz yapalım demişler. Yıl 1980. O mühendisleri bugün akp nin kavgalı olduğu Cumhuriyet üniversitelerimizde yetiştirdik.
1980 den sonra İHA çalışmalarına başlanıyor, 2000 yılına kadar ilk İHA lar üretiliyor. Sonra gelişmiş ANKA üretimine başlanıyor. Aynı anda helikopter ve füze çalışmalarıda devam ediyor. SİHA ları üretiyoruz, takacağımız füzeler ise Roketsan tarafından hazırlanıyor.
Sonra akp geliyor.
Başalngıçta ileri teknoloji üreten TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK, HAVELSAN gibi firmalarımıza karışamıyorlar. Ordu kontrolunde çünki. Polisi MİT'i abd ele geçirmiş ama ordu tam kontrollerinde değil. Ordu abd nin ürettiği tarikatlara karşı.
fetö hızla üniversite sınav sorularını vererek teknoloji üniversitelerine soktuğu tarikat öğrencilerini devlet şirketlerine almaya başlıyorlar. Bu çocuklar iyi eğitim görmeden üniversite sınavına giriyorlar ve kopya ile çok ağır eğitimi olan üniversite bölümlerini kazanıyorlar. Nasıl geçtiler bilemiyorum, belki üniversite yönetimlerine yerleştirilen akp elemanları sayesindedir.
Ordu fetö ile beraber iş birliği yapan akp tarafınca hapse atılıyor. fetö savcılarını koruyan tayyip erdoğan, generallerin fetö savcılalrınca sahte belgelerle hapse atıldığı davalar için "Bu davaların savcısı benim" diye TV lerde gürlüyor.
Ordu, fetö ve akp nin kontrolüne geçiyor. Ordu hapse atıldıktan sonra önlerinde engel kalmıyor ve fetö'nün kopya vererek teknoloji üniversitelerine soktukları sonra mezun ettikleri fetö çocuklarını TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK, HAVELSAN gibi şirketlerimize yerleştirilmeye başlıyorlar.
Bugüne kadar bu firmalarımızdan 3000 den fazla mühendis istifa edip ayrıldı ve tüm dünya ülkeleri bu tecrübeli mühendisleri kapıştılar.
Yerine fetö çocukları konmuş olmalı çünki tarikatların bu firmalara doluştuğuna dair haberler var.
Bu firmalardaki mühendis kalitesi iyice düştü.
Son bir yıla kadar füze denemelerinde hep başarı olurdu. Videolarda füzenin atıldığını ve hedefi vurup parçaladığını görürdük. Artık görmüyoruz. Füze atılıyor, uçup hedefe yaklaşıyor, sonrası yok. "bravooo vurduk, tam isabet" diye bağıran birilerini gösteriyorlar. Füzenin vurup hedefi parçaladığı kısım yok. Vurup vurmadığı belli değil.
Örneğin geçtiğimiz aylarda denemesi yapılan Tayfun Balistik Füzesi 561 km menzilli olanın fırlatılış görüntüsü var, vurduğu bölüm yok. Son bir yılda 6 deneme seyretti isem 3 tanesinin vurup vurmadığı belli değil.
MMU savaş uçağımıza dönersem, 1973 de kurulan TUSAŞ tarafından yapıldı.
Dün yayınlanan fotoğraflarına baktım, uçak güven vermiyor. Birinci sınıf bir görüntüsü yok. Ön tarafı komedi, sensörlü gece lambası koymuş gibiler. Gece lambasına bezeyen o sensör, o şekilde son bir kaç yılın üretimi olan ne abd üretimi F35 de var, ne Güney Kore üretimi KF-21 de var. Kaynak yerleri sac kısmı yeterli profesyonellikte birleştirilmemiş gibi görünüyor. Tasarım oturmamış gibi, sanki tofaşın eskiden ürettiği şahin otomobilleri gibi.
Mutlaka uçak uçacak ve işi görecek. İlk üründe tam oturma beklenmez, yavaş yavaş gelişecektir diye iyi niyetli bakabiliriz. Ancak bakamıyorumda çünki Anka ve Atak helikopterleri tasarımları çok iyiydi ve ilk üründen itibaren oturmuş havaları vardı. Birinci kalite bir görüntüleri vardı. Onlarıda TUSAŞ yaptı.
Sorun kalitenin düşüyor olmasında. Tarikatlar ve tarikat partileri devam ettikçe bu firmalarda yok olacaklar.
Hem füzelerdeki hedef vurma başarı oranı, hemde TUSAŞ ürünleri kalite oranı düşüyor gibi görüyorum.
Çok üzücü bir durum. Bir yandan bu firmaların teknolojileri düşman ve düşman olabilecek ülkelere aktarılıyor, özel firmalara aktarılıyor, diğer yandan mühendis kalitesi düştükçe düşüyor.
Tabi bunlar benim dışarıdan gözlemlerim, alakası da olmayabilir. Bazıları gözlem, bazıları bilgi, geri kalan ise benim kattığım yorum. Bilgilerin arasındaki boşlukları böyle olmalı diye doldurdum. Çoğunlukla doğru çıkar. Zaman lazım.
İşin acı yanı ise chp başa geçince durum değişmeyecek gibi çünki ortak olduğu partiler, akp yi kuran ülke tarafından kuruldular ve destekleniyorlar. Gelecek umut verse sorun değil ama gelecek de umut vermiyor.
Bakalım chp bir şey yapabilecekmi.? chp'yi abd kurmadı ama sonradan kontrollerine geçtiği açık. baykal ve kılıçdaroğlununda abd den emir aldıklarından emin olduğumu yazmıştım. Yaw bari tam biat etmeseler diye umut etmekten başka bir şey yapamıyorum. Temiz ve kapasiteli bir parti hala bulamadım.
Daha öncede yazmıştım altılı koalisyona en fazla 2 yıl ömür biçiyorum. Tahminimce akşener koalisyonu bozup hükümeti düşürecektir ve bunu abd emri ile yapacaktır.
Şunun olma ihtimali de var. Eğer kılıçdaroğlu abd nin her istediğini yapar hiç bir şeye itiraz etmezse, yeni menderes, yeni özal veya yeni tayyip, kılıçdaroğlu olabilir. O zaman koalisyon bozulmadan devam eder. Aynen bahçeli tayyip ortaklığı gibi.
Ecevit'i başta hiç tutmamışlardı hemen ambargolarla, bazı eylemler sonucu medya desteği ile yada ortağı tarafından hemen indirmişlerdi. Kıbrıs'da batıya kafa tutan Ecevit di, abd nin kurduğu ve o dönemki Suriye liderinin koruduğu pkk'nın liderini almak çin Suriye'ye savaş açan Ecevit'di.
.
Ali Cemal Merhaba,
Elektrikli araba konusunu incelemiş araştırmış olman nedeniyle merak ettiğim bir hususu soracağım , sanıyorum geçen yıl birKuzey Avrupa ülkesinde biradam Tesla sını benzin döküp yaktı , nedeni pili konusunda sorun yaşamıs ve pil değişimi konusunda yardımcı olmamışlar araç fiyatına yakın bir para istemişler.
bu elektrikli araçların pilleri, menzil ayrı mesele konu, ne kadar dayanır ? Pil değişimi kaç yıl veya km gider ? Aracı aldığına pişman edecek fiyatta mıdır ? Hangi araçlarda daha iyi pil kullanılıyor? Bilgi verirsen memnun olurum.
Pil büyük sorun ancak PİL HARİÇ araba bakım maliyeti çok düşük. Sıvı yakıt yok, sıvı yakıtla yüksek titreşerek çalışan motor yok. Yakıt ve sıvı yakıta bağlı motor parçaları yok. Titreşim olmadığı için ve sıvı yakıt parçaları olmadığı için arıza çıkarmadan çok uzun kullanılabilir. PİL'in getirdiği yükü telafi eder.
Ana konuya gelirsem, piller 10yıl ile 20 yıl arası dayanıyor. Kullanımına göre değişiyor. Henüz yeni yaygınlaştığından bende çok detay bilmiyorum.
Değişim tabiki epey pahalı. TR yi bilmiyorum ancak dünyada 5binle 20 bin dolar arası değişim yapılıyormuş. Düşük fiyat herhalde Çin'lilerindir. yanlış hatırlamıyorsam ünlü bir Çin markası pillerini çok ucuz değiştiriyor ve çekmece şeklinde tasarladıklarından değişim çok kolaymış.
Batı ile doğu arasındaki kalite konfor farkını bilmiyorum, onuda kullananlar bilir.
TOGG konusunda herhalde detay kimse bilemez.
-TOGG'un acaba araba PİL hariç parçaları diğer markalardan daha ucuz olacakmı.? (Bunu tofaş kullananlar belki bilir.:) )
- Acaba servis ücretleri daha ucuz olacakmı?. (Bunuda tofaş kullanıcılarının bilmesi gerekir. Sadece referans açısından.)
- Acaba pil fabrikası sahibi yabancı ama fiziki olarak Türkiye de olduğu için piller daha ucuz olacakmı.?
Sınırlı bilgimle Türkiye'deki menzil ve pil konusunda en çok övülen marka Hyundai Kona.
Hem vaad ettiği kadar menzil sunuyor hatta geçiyormuş, hem 10 yıl pil garantisi veriyormuş, hemde değişim fiyatı pahalı değilmiş. TR belli değil ama yurt dışındaki değişim fiyatı 4000 - 7000 dolar arasındaymış. Aslında araba alınırken satıcıya "şu an pilini değiştirsem kaça değiştirirsiniz?" diye sorulabilir. Mutlaka bilmeleri gerekir, "bilmiyorum" derse durumu gizliyor olma ihtimali yüksektir. O zaman "servise telefon aç dingil, benmi açayım" diye çıkışılabilir.
Ben olsam TOGG'un pil değişim fiyatını, pil garantilerini, pil ömrünü, yapay zekâ yazılımlarını filan öğrenmeden elektrikli araba almazdım. Kona ile TOGG T10X yaklaşık aynı fiyattalar. TOGG daha büyük bir araba gibi görünüyor o sebeple fiyatı Kona'ya göre 100-150 bin TL kadar pahalı gibi.
Araba kullanırken elektrik üretme yeteneği çok önemli. Bazı elektrikli markalar şehir içinde giderken neredeyse hiç elektrik harcamıyorlar. 100 km yol gidiyorsun, 30 km'lik elektrik harcıyorlar. Şehir içi kullanımda her frenlediğinde elektrik üretip pil dolduruyorlar. Bunu bazı markalar çok iyi yapıyor, bazıları hiç yapamıyor. İyi araştırmak gerekir. Bu konuda yine Kona çok iyiymiş. TOGG piyasada yok o sebeple belli değil.
Ayrıca yeni arabalarda yapay zekâ destekleride çok önemli.
Hangi destekleri veriyor ve yazılım güncelleme otomatik mi çok iyi bilmek gerekir. Engellerde otomatik frenleme mutlaka olmalı. Adaptif hız takip mutlaka olmalı. ONAYLI 3. seviye Tam Otonom sürüş sadece Mercedes in en yeni modelinde var, dünyada başka hiç bir firmada ŞİMDİLİK yok diye okudum. Diğerleri 2. seviye ama otoyollarda senin yerine güvenli olarak kullanıyorlar. Diğer firmalarda bir kaç yıl içinde üçüncü seviye tam otonom kullanıma geçerler. Önemli olan otomatik yazılım gücelleme, ücretsiz olsa daha iyi olur tabi.
Birde son hız sınırlamaları var. Tüm markalar 150 km, 160 km civarı son hız sunuyorlar. Sadece spor arabalarda son hız sınırı yok. Bunun sebebi, hızlı giderken araba elektrik üretemiyor ve çok harcıyor. 100 km gittiğinde 150 km lik elektrik harcıyor. Menzil hızla aşağı iniyor. Şehirlerarası yolda frene basmayıp hiç elektrik üretemediğin için hızla menzil düşüyor. Şehir içinde sürekli frene bastığın için menzil hiç düşmüyor. tabi markaya göre çok değiştiğini unutmamak gerekir.
Şarj süresi çok önemli
Kısa sürede doldurabilmeli. Yoksa şehirlerarası yolculuk işkenceye döner. 600 km yol gideceksin yolda 2 kez durup şarj edeceğini düşün. 30 dakikada dolduran var 60 dakikada dolduran var. Birde az sayıda şarj istasyonu var ve priz sayısı düşük. Büyük ihtimalle sıra olmadan boş yer bulman zor olacak. 2 araba beklesen, birde araban 50 dakikada doluyorsa, yeniden yola çıkmak için 2 saat beklemen gerekecek. Bunuda 2 kez yapacaksın. Üzerine sıra yüzünden epey tartışma çıkma ihtimalide var. Kadın diyecekki "işim acil", yaşlı diyecekki "hastayım", öküz diyecekki "ben senden 10 saniye önce geldim", kurnaz diyecekki "ben gelmiştim markete girdim". Bunlarla uğraşacaksın. Şehir içi sorun yok, müstakil evde kendi prizine tak, apartmanda apartmana makine aldır koy yine kullan. Bazı markalar ev şarj makinesini bedava veriyor, bazıları para ile veriyor. Apartmana satın aldırıp kurdurabilirsin. Diğer apartmanlarda oturanlardan da size gelip bağlayan olur, parasını çıkarır. Apartmana da ek gelir olur. Yani apartmanda senden başka kimsede elektrikli araba olmasa bile kabul ettirebilirsin. Yada parasını sen verir takar geliri kendine alır maliyeti çıkarırsın. Tabi makineyi birden fazla araba aynı anda kullanabilmeli.
.
Elektrikli araç üretimine bir süre sonra son verileceğini, binlerce mühendisin hidrojen üzerine çalıştığını duymuştum. Bakalım neler olacak.
Japonya, Güney Kore ve Almanya bu konuda epey ilerlediler diye hatırlıyorum.
Elektrikliden hidrojen için vaz geçilmesi bana imkansız geliyor. Elektrik sınırsız. Hatta güneş paneli destekli otomobil bile varki güneş panel verimi arttığında motorlu araçlarda dahada yaygınlaşacak. Hidrojen ise, doğada çok olsa da, elektrik gibi sınırsız değil.
Eyvallah,
Doldurma sırası meselesini benim de kafamı kurcaladi , şimdiki istasyonlardan daha fazla araç alabilecek istasyona ihtiyac olacak bu durumda yolda kalan araçlara şarj takviyesi yapabilen seyyar şarj araçları da olacak .
Bu istasyonda bekleme meselesi çok önemli
"Kadın ". " Yaşlı ", "öküz ", "kurnaz" larin senin yazdıklarını , aynen konuştuklarını şimdiden duyuyorum ve kavgaları "saniye saniye " güvenlik kamerası görüntülerini akşam çay içerken haberlerde seyreden sayın halkımızı , beynimdeki monitör de izliyorum.
Hidrojen araçları aslında bundan. 30 yıl önce Türkiye'de tanıtılmıştır bunu yapan firma hundai idi yaklaşık belki 50 seneden fazla bu sistem bilinmektedir peki neden yapılmıyor yada yapılmadı....
Firmaların blr araç sistemi yaparken İlk dikkat ettikleri sürdürülebilir yakıt sistemidir buradaki hidrojen alternatifi son derecede uygun bir maliyeti olmasına rağmen depolaması konusundaki risk faktörleri aşılamadı yada maliyeti kurtaramadı şimdi hidrojen depolama işinin riskine gelelim çok ama çok eksi santigratlarda patlayıcı bir sıvılaştırılmış hidrojen gazının kaza anında yapacaklarını tahmin edelim.....eğer uzaya gitmek istiyorum diyorsanız çok makul bir seçenektir NASA bunu 60 yıldır kullanıyor lakin üstün Anadolu'nun İrfan sahibi insanlarının tüp kaçağını çakmakla kontrol ettiği bir yapıda bu iş imkansızdır...... zaten bunu yapabilecek sistemi ülkenin tamamında etkin bir denetleme yapılamayacak olması da uygunluğu neredeyse imkansız hale getirir......
Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Az önce bir video izledim yaşlı bir dayı ağzında dişi yok zor konuşuyor. hayat pahalılığından işsizlikten şikayet ediyor. kilo vermiş bir deri bir kemik gözleride çok iyi görmüyor....üzüldüm..
başka bir hanım teyzem oda mustarip aynı şeylerden ...
spiker soruyor seçimde kime oy vereceksiniz?
cevap tabi ki altın vuruş Erdoğan'a vereceğim ...:) (muhalefet olsa da fark etmezdi)
şimdi bunu siyasal olarak yazmıyorum ama bilim adamların ve sosyologların bu konuları incelemeli ve öğrenilmiş çaresizliğin nedenleri araştırılmalı ve bu tür insanların milli bir güvenlik sorunu olup olmadığı? eğer böyle bir tehlike varsa bunun büyüklüğünün tespiti.. ayrıca bu tür insanların demokrasilerde oy verme yeterliliğinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini düşünüyorum. ayrıca bu tür insanımızın bu çaresizlik ve umutsuzluğun umut olduğu bir düşüncenin doğum yoluyla nasıl nesillere aktarıldığı, bu aktarılan neslin neden öğrenmeye ve çözüme karşı direnmesinin nedenleri bulunmalı..
yazımda yanlış anlaşılmaması adına bunun iktidar yada muhalefet far etmeden yazıyorum eğer bu bahsettiğim şeyler bir hastalıksa neden tedavi edilemiyor. ve bu nesil neden değişime iyileşmeye karşı ..sadece cehalet bunu açıklayamaz. Burada felaket ve krizden bir duygusal tatmin söz konusu acaba neden.....?
bu kitle devletin ve milletin kaderinde nasıl bir tehlikeye neden olmakta. neden vergi vermeyen üretmeyen ve devletten beslenmeye çalışan bu kitle krizin sebebini bildiği halde daha fazla kriz istiyor.....
İmdi Birinci selimhan.
Bunu ben açıklayabiliyorum. Aslında bunu yüzlerce sayfalık geçen yazılarımda bolca bulursunuz.
Bir kaç cümle daha ekleyeyim. Aslında akp yüzünden süründüğü halde hala akp ye oy veren o insanların, kafa yapısı olarak Özdil'den farkları yok.
Şaşırdınız ve Özdil'i kendinizle özdeşleştirdiğiniz için kabullenmediniz. Kabullenemezsiniz. Sıkar biraz.
Biraz gırgır la karışık yazayım, hava güzel ve nasıl olsa yazdıklarım kimse tarafından anlaşılmayacak, o sebeple takılayım biraz.
Olay IRK la ilgili. Hangi maymundan evrildiğimizle ilgili.
İnsan dediğimiz canlılar 3 farklı insansı maymun grubundan evrilmiş. (Bu sadece benim görüşüm ve 18-20 yaşımdan beridir farkındayım, belki 2000 den beridir internette bunu yazıyorum, delilleri zamanla buldum, ana delili 2010 civarı buldum. Dünyada benden başkada yazan yok çünkü ingilizler kendi çıkarları doğrultusunda bir evrim teorisi dayamışlar, onuda tüm dünyaya kabul ettirmişler. Kendileri Afrika zencisi olduğu ve kuzeyde beyazlaştıktan sonra 300 yıldır en zengin güçlü ülke oldukları için, en ileri ırk biziz, bizde Doğu Orta Afrika dan geldik, o zaman tüm insan ırkları aynı yerden gelmiş dağılmışlar diye bir teori.)
Bende bunun delilleri var ama dediğim gibi kitabıma saklıyorum.
Hadi yine de biraz çıtlatayım. İlk delilim Atatürk Orman Çiftliği'nden. Ankara da gençliğimin bir kısmı geçti, o zaman ailem beni Atatürk Orman Çiftliğine götürmüştü ve orada bilge Kehribar Dede ile tanıştım. Kendisi Orangutan grubundan sorumluydu. Her şeyi anlattı. İnsanların %20 sinin kendi ırkından evrildiğini, kalanının Makak ve Şempanze gruplarından evrildiğini anlattı. O esnada Orangutan grubunda muz kavgası başladığı için daha fazla anlatamadı, kavgaya karışıp bir kaç muz kapıp ağacın birine çıktı.
İmdi, Kehribar Dedenin de dediği gibi insanların %80'si ezbere yaşar. Sebepleri sonuçları doğru bağlayamaz. Özdil'de aynı kafa yapısında o yaşlı adamda aynı kafa yapısında. Özdil eğitimli aileden doğduğu için yani şans eseri mevcut konumunda diğeride şanssız ailede doğduğundan o konumda. Kafa bir. İkisi de doğruyu yanlışı anlayamıyor. özdil bize benzediği için seviyoruz, akp ye oy vereceğim diyen cahil dede bize benzemediği için karşıyız. Tipik sürü davranışı. Aynısını çok daha ilkelce dinCİ'ler yapıyor. Biz medenice yaptığımız için kendimizi üstün görüyoruz. Ama kafa yapısı özde aynı oluyor. Yaw yazı ağırlaşmaya başladı kessemmi?:Sad:
abd nin kurduğu akp bu ülke halkının %30 unu devlet yardımına muhtaç hale getirdi ve o yaşlı kendi durumunun sorumlusunun akp olduğunun farkında değil. Belki farkında ama devletten aldığı para kesilmesin diye o şekilde konuşuyor. 2021 de 27 milyon kişiye az veya çok devlet yardımı yapılmış. Herhalde Suriye liler dahil 20 milyon kişiye aylık bağlanmış ve düzenli yardım alıyorlardır. Bunlar düşündüklerini söylemezler. Oy atarkende yardımlar kesilir diye akp ye oy atmaya devam ederler. Devlet yardımı olmasa akp oyları radikal islamcı oy oranına düşerki oda en fazla %6 dır. Bu %6 tüm radikal islamcı partiler bölüşürler.
İşim var kısa keseyim.
akp ye oy veren kişilerin oy verme sebepleri farklı. Çoğunluk YÖNLENDİRİLDİKLERİ ve alternatifleri yeterince etkili olmadığı için veriyor. Kötü insan oldukları için değil. Yönlendiriliyorlar. TVler, gazeteler, internet ve satın alınan toplum liderleri tarafından yönlendiriliyorlar. Kalan kısım ya para aldıkları için ya akp nin bu bozuk düzeninden bol para kazandıkları için oy veriyorlar. Alıştıkları düzen devam etsin istiyorlar.
HALKIN %80'İ ÇOK KOLAY YÖNLENDİRİLİRLER. Irk özellikleri sebebi ile, kötü veya cahil oldukları için değil. En ağır eğitimlerden biri nedir.? Tıp eğitimi. fetö'nün doktoru fetullahı peygamber sanıyor. fetullah yemek yedikten sonra gidip fetullahın yediği portakalın kabuklarını yiyormuş. fetullahın yüceliği kendisinede kabuklarla bulaşır diye. Tıp okumuş bu adamın, mahalle imamının yıkandığı suyu içen kara cahil Halil dede den kafa yapısı olarak farkı yok. Biri şanslı ailede doğmuş okumuş para kazanmış, ev araba almış, diğer şanssız ailede doğmuş fakir kalmış sürünüyor.
Du yaw, mükemmel şeyler yazmaya başladım, Nobel ödülü geliyor gibi. Nobel ödülünü veren bilim adamı kılıklı ilkel öküzler her an yola çıkabilirler, biraz toparlanayım..
Tüm oy verenler içinde kötü karakterli bir %10 mutlaka vardır, siyasetçiler içindeki adi hırsız ve katiller, onlardan beslenenler filan, bir de çocukluktan kötü yetiştirilmiş ve suça bulaşmış radikaller. kalan %90 yönlendirilmiş veya muhtaç halde olan ÖZDE iyi insanlar. Kötü yöne nasıl geçtilerse iyi yöne hızla geçerler. Yeter ki iyi ve kapasiteli bir lidere rastlasınlar. Mecliste öyle biri yok ve olamazda. Çünkü sistem kötülere göre kurulmuş.
Kendini iyi sanan birini karşıma koyun, hayatını inceleyeyim mutlaka tonla zararlı tarafını ortaya koyarım. Ülkenin bu hale gelmesinde az yada çok katkısı vardır. KESİNLİKLE FARKINDA DEĞİLDİR. Örneğin Altaylı ve Özdil'in çok büyük zararları var ama farkında değiller. akp'ye oy veren sıradan insanların 10bin katı daha zararlılar bu ülkeye ve akp yi yaratan onlar. FARKINDA DEĞİLER ve akp ye düşmanlar.
akp gibi partilerin var olma sebebi devletin halkı ezmesi(Çok geri gitmezsek), devletin halkı ezme sebebi devlete yerleşmiş devletten faydalanan ayrıcalıklı gruplar. En başta da medya grubu geliyor yani Özdil, Altaylı, Cansen, Muratoğlu gibilerin içinde bulunduğu grup.
akp sizin çocuğunuz ama düşmansınız. NE HALT YEDİĞİNİZİN FARKINDA DEĞİLSİNİZ. Medyaya çakdım yanlış anlama olmasın. Herkesin az yada çok katkısı var bu düzene gelişte, özellikle devletten bolca faydalananların ve bozuk düzenden arsızca faydalananların. Fakir, eğitimsiz diye insanları aşağılayıp hor görüp dışlayanların. Filan fıstık yaw.
Bir kaç hafta önce bir link koymuştum. Sistem neden kötülere göre kurulu çok basit açıklıyordu. Bu sistemi kuranlar başta kötü istiyorlar ki kötünün açıklarını kullanarak şantaj yapıp bu ülkeden istediklerini alsınlar. menderes, özal, yılmaz, akp... Ülkeye en çok zarar verenler. Bu sistemi kuranlar istediklerini çatır çatır alıyorlar.
İşim var yaw, pek gırgır da yapamadım konu ağır.
Bu yazıdan sonrada burada tek kişi kalırsa şaşarım. Bi tek Ayhan kalır. :oleyo:
Kapı çalıyor Nobel ekibi olmalı.
.
Sn. Alicemal bize Snelman gibi biri gerek halkınızın cahilliğinden , kaba saba serhoş , hastalıklı olmasından utanmıyormusunuz? Diye soruyor aydınlara, öğretmenlere , papazlara bizlerde topyekun insan kalitemizi düzeltecek bir eğitim sistemi geliştirip uygulayamazsak kötülerin elinde kıvranıp , ezilip yok olacağız diyeceğim ama yok etmezler kötüleri hakim kılanlar için sömürülmesi gereken ülkeyiz , müşteriyiz.
Not: elinize sağlık harika yazıyorsunuz.
Syg.
SM-A217F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
anglosaksonların çağı gerçekten sona erer mi?
17.yy - 19.yy arası latinler (ispanyol ve fransızlar) denedi başaramadı.
20.yy da cermenler iki kez denediler olmadı.
sonra ruslar bir denge kurmaya çalıştılar onlar da başaramadı.
şimdi çinliler şanslarını deniyor.
bunca ulusun başarısız olmasının arkasında yatan nedenler neydi peki?
* anglosaksonların teknolojide ve bilimsel gelişmelerde hala öncü olması?
* öyle veya böyle lojistik ve tedarik zinciri konusunda hakimiyeti ellerinde bulundurmaları?
* rakipleri olan karasal devletleri denizlerde kuşatmaları?
* denizdeki rakiplerini (ispanyol - fransız) geçmişte ekarte etmeleri?
* konvansiyonel güçlerle hal böyleyken bu kavmi alaşağı etmek mümkün mü?
* nükleer bir çatışmanın geride bıraktıkları kimin ne işine yarar?
Geçen yıl temmuz ayında Almanya-da idim.Alman arkadaşlardan bir tanesi VW nin elektrikli aracını 200 Euro 'ya kiralamıştı,çatısında GES de olduğundan oldukça ucuza geliyordu. Almanya'da alış-veriş merkezlerinde de şarj üniteleri bulunduğundan hiç sıkıntı çekmiyorduk ......
Sağol YSFKRM
---
snkleyp,
ingiltere yi Anglo Sakson'ların yönetmediğini düşünüyorum. İngiltere ve abd'nin ibrani kökenliler tarafından yönetildiğinden eminim. Zaten kral ailelerindede ingilizden çok ibrani tipi var. Avrupanın bütün büyük ülkelerinin ibrani kökenlilerce kontrol altında tutulduğunu düşünüyorum. Hem de şu ana özel değil belki bin yıldır. Köklü ve dev şirketlerini inceleyince durum ortaya çıkıyor.
Ayrıca son beş yüzyıldır bilim teknoloji vs. önde gitmelerinin sebebi Amerika ve Afrika kıtalarının insanlarını katledip, zenginliklerini yağmalamaları. 1500 yılından itibaren yüzlerce yıl gemilerle Amerika altını Avrupa ve ingiltereye taşındı filan yaw. Bunu yazmışımdır mutlaka tekrar yazmayayım. Amerika ve Afrika kıtalalrının kaynaklarını eskisi gibi yağmalayamaz hale gelince tökezleme devrine girdiler. Akıllı değiller tersine Asya halkından daha vahşi ve ilkeller. Dicem kimsede inanmayacak. Sorun değil alışığım.
Batı ülkelerine 2050 yılına kadar süre tanımıştım. EN FAZLA 2050 de batının devri bitmiş olacak.
---
adanalı, Türkiye dede bahçesi olan tüm migros mağazalarına şarj istasyonları kurulacakmış. Şehir içinde sorun olacağını sanmıyorum. Uzun vadede şehirler arasında da sorun olmaz. 10 yıla kadar hallolur. Hem piller hemde şarj şekli gelişir. Belki 15-20 dakikada şarj olur ve piller daha uzun dayanır, daha ucuza değişir. Şu an geçiş dönemi bolca problem olacak.
Ancak elektrikli araba büyük rahatlık. Üçüncü yıldan sonra sıvı yakıtlı motora sahip arabaların çok fazla derdi oluyor. Siyasi partiler araba sahiplerini soymasa da, herkes elektrikli alabilse. Kalktılar TOGG yaptılar. Halbuki aynı kalitede onun yarı fiyatına satılacak araba bu ülkede çok çok kolay yapılır. Tüm dünyaya satılır. Her neyse artık.
Bu arada şu yabancı dil çeviri programları tüm dünya halklarını birbirine yaklaştırıyor.
Mesela Çince ve Hintçe dillerde yazılmış sitelerde araştırma yapabiliyorum. Şu an için çok iyi çeviri yapamıyorlar ama yine de yeterince anlaşılıyor. Doğunun damga(tamga) temelli(sanırım) alfabesi de değişse çok daha hızlı yakınlaşılırdı. Belki tüm alfabeler ortadan bir şekilde kalkar.
Ayrıca bu yapay zekâlar yabancı dil sorununu çok daha hızlı halledecekler gibi görünüyor. Biraz sosyal iseniz, tüm dünyadan bolca arkadaşınız olabilir. Yazışmada Dil bilmeseniz de sorun yok. Çeviri ile çok kolay hallediyorsunuz.
Bilmediğiniz veya çok az bildiğiniz yabancı dilde konuşma sorununu da büyük ihtimalle 15 - 20 yıla hallederler. Anında çeviri cihazlarını herkes alabilir hale gelir ve her dilde herkes ile anlaşabilirsiniz. Bu yıllarda doğanların yabancı dil problemleri olmayacak. Ya çeviri cihazları ile her dilde anlaşabilecekler, veya nükleer serpinti sebebi ile dağlarda mağaralarda yaşıyor olacaklar. Yine yabancı dil problemi olmayacak.
İnternette vakit geçiriyorsanız şimdiden tüm dünyadan yaklaşanlar oluyor. En azından bana yaklaşıyorlar.
Son 3 ayda bir Güney Koreli erkek, birde Singapurlu kadın tarafından arkadaş olmaya zorlanıyorum. :rules: Şu an Singapurlu kadına ne yazayım bilemedim. Telefon numaramı da istiyor. "Zengin koca arıyorsan başka kapıya" dedim usulüne uygun olarak, yok hâlâ peşimde. Hani internet dünyasına aşırı tecrübeliyim, dolandırıcıyı sahtekarı kolay anlayabilirim. Bunlar normal tipler. Tüm dünyada böylemidir yoksa bana istisna mı oldu. Arandığım da yok, sosyal sitelerde faaliyetimde nerdeyse hiç yok.
Belkide dolandırıcılardır. Batılı ve Afrikalılara alışmıştım, Asya lılarıda öğrenme zamanı geldi gibi.
Evet çeviriler dünya halklarını çok yakınlaştırmaya başladı ama bu kadar yakınlığı sevmediğimden rahatsız olmaya başladım.
Buyrun buradan yakın.
Kızılay, tayyipin oğlunun vakfına ve bir tarikat vakfına 3 ay önce 14 milyon dolar bağışlamış. abd tarafından belgelenmiş görünüyor.
Ben şaşırmadım çünki belediye ve kamu kurumlarının bu vakıflara her yıl yüzlerce milyon dolar gönderdiğini çok eskiden okumuştum.
Vakıfların taaaa osmanlı döneminden bu yana devleti yani halkı soymak için siyasiler tarafından bolca kurulduğunu da biliyorum.
Kızılay'ın akp döneminde ne haltlar yediğininde ip uçlarını görüp yazmıştım.
Hiç bir şey okumayıp görmesen, sırf akp yöneticilerinin karakterini bilsen, yine neler yapabileceklerini bilir şaşırmazsın.
https://tele1.com.tr/kizilayin-fonla...-dolar-804077/
Bu arada şunu yazmam lazım.
Özdil, Altaylı ve Cansen'i eleştiriyorum. Hemde bayağı sert.
Düşmanları olduğumu sanmayın.
Benden epey büyükler ama aynı yaşta olsaydık, gerçek hayatta onlarla çok iyi arkadaş olurduk. Aynı fikirde olmamız gerekmiyor.
Aynı masada olsaydık nasıl olurdu diye bir an düşündüm.?
Özdil hiç durmadan car car konuşurdu. Altaylı ile Muratoğlu çay getirirdi. Cansen'le ben kenarda dut yemiş bülbül gibi suskun oturur, limonlu yeşil çayımızı yudumlardık. Mutlu olabilmeyi her zaman becerirdik. Bize de sorsalar da bilmedikleri şeyi anlatsak diye de beklerdik. Ama sormamalarını dert etmezdik. Onuda bilmesinler zaten anlatsak anlamazlar derdik.
Konuşanda lazım, susanda, gülende, ağlayanda, çay getirende. Benim gözümde hepimizin bu masaya katkısı var, hepimiz eşitiz.
Hakiki Gandi benmişim yaw. Bir yönümü daha ortaya çıkardım kendim kendime. Çakma Gandi de nihayet muradına erdi.
Ali Cemal , dolar topiginde yazdığım yazıyı kopyalıyorum belki bir ortak platform oluşur ,
Sadece en düşük emekli ayligini artirmak veya fazla artırmakla ilgili ,
"Buradan tekrarlıyorum , herkes elini taşın altına koymalı bir zam olacaksa herkese aynı oranda olmalı , para ise para vermeliyiz gösteri ise ben demokrasi içinde izinli gösteri hakkı kullanılmalı bu keyfilige dur denmezse çalışmadan yaşayabilen emekli bırakmazlar .
Hak asla verilmez , hep alınır . Hakkımı helal etmiyorum falan laflarına bu adamlar sadece güler. Yüzde 25 verdim aaa bak olmadı yarın yüzde 5 daha vereyim falan bu döngü bizi bir yere götürmez.Veya nereye götürür iyi bilirsiniz"
Bende destek olayım
https://www.hisse.net/topluluk/showt...81#post6358881
Umudumuz alicemal
Yaw bu emeklilere yapılan zamlar olayı dehşet verici. Nereden tutsan elinde kalıyor.
En dehşeti, millete geçen yıl %80 civarı emekli zammı yapmışlar. Gerçek enflasyon geçen yıl %140 üzerindeydi ama dehşet olan o değil. Vekillerin kendilerine geçen yıl ikibuçuk kat zam yapmaları. Bu gerçekten de dehşet ve aklım almıyor. Vekillerin yaptığına aklım alıyor her zaman yazarım siyasetçi karakter olarak benim gözümde en... bunu yazmayayım hoş değil.
Güçlü emeklilerin itiraz etmemesine şaşırıyorum. Emekli olan binlerce avukat, doktor filan. Hiç biride vekiller ile halka yapılan zamlar insan haklarına aykırı filan diye ortaya çıkmadılar. Göstermelik bile olsa emekli dernekleri ortaya çıkmadı. Gazeteler ciddi olarak değinmedi. Gazetecileride anlıyorum, siyasetçilerle aynı yataktalar. Kendileride vekiller gibi ballı emeklilik aldıklarından o konuda yazmazlar. Böylede ... nedirler. Şimdi gerçeği yazıp onlarla da mahkemelik olmayayım. Konu canan olunca siyasilerle tüm sağ sol parti gazetecileri bana karşı birleşir. Hani geçen yazımda demiştim ya gazeteciler akp ye oy veren soyulan cahil adamdan daha zararlıdırlar diye.
Emeklilere Farklı oranlarda zamlar verince insanları birbirine düşürmüş oluyor. Çok aptalca ve düşüncesizce bir davranış.
Ana sorun emeklilerde kimin ne kadar zam aldığı değil. Herkese gerçek enflasyonu kadar zam verilmesi.
Adaletli olan her kesime enflasyon kadar zam verilmesi. Geçen yıl herkes %140 zam almalıydı. Bu yılda daha şimdiden enflasyon %50 yi geçti. Telefon şirketi arıyor olarda %80 üzeri zam yapmışlar. benim bulunduğum bölgede son 4 ayda et fiyatları neredeyse ikiye katladı.
En alt emekli ücreti alana sürekli daha çok zam yapmasının sebebi, oy hesabı. akp eğitimsiz kesimden en çok oyu alıyor. Eğitimsiz kesiminde gelir seviyesi daha düşük. Eğitim ve gelirin bir birine etkisi yani korelasyonu var. O sebeplede alt gelir gruplarına para vermeye çalışıyor.
Sorun şuradaki, verdiği para üretimden veya üretim üretim artışından kaynaklanmıyor.
Daha çok çalışan kesimden alıp daha az çalışan ve daha az vergi veren diğer gruplara para veriyor. Hali ile çalışıp biraz daha fazla kazanan kesimleride hızla fakirleştiriyor.
Vergi veren ve çok çalışanları sürekli cezalandırıyor.
Bugün hâlâ %30 oy alabiliyorsa, devlet yardımına muhtaç hale getirdiği, işsiz bıraktığı kesimden aldığı oylar. Onlar devlet yardımı kesilir diye oy veriyorlar. Bunu yukarda bir yerdede yazmıştım. Ülkenin üretimi artmadığından, mevcut çalışıp kazanan kesimlerden alıp, kafasına göre dağıtıyor. Orta sınıfı iyice fakirleştiriyor.
Ayhan'ın koyduğu linkden biraz okudumda. Bana göre değilmiş. :oleyo: :oleyo: :oleyo:
Ahlaklı namuslu adalet duygusu güçlü insan orada katil olur.
O sebeple tek başına takılmak en iyisi. Böylece hayvani tarafın ayaklanmıyor ve olaylara felsefi açıdan tarafsızlıkla bakabiliyorsun. Tabi kapasiten ve kendini eğittiğin ölçüde.
Derin efes alıp kendime geleyim, o link sinirlerimi yıprattı. Utanmazlık normalleşmiş.(Yaw aslında iki-üç yazı okudum, belki yanlış anlamışımdır.)
Şu çok açık ki;
Kendini çok iyi eğitip çok çalıştığında kurtulamıyorsun.
Eğitmediğin kesim gelip eni sonu ebenin sırtına çıkıyor.
"Çocuklarımı çok iyi eğittim, çocuklarım kurtuldu" demekle olmadı. "Ben yukarıdayım onlar aşağıda kaldı demekle olmadı." bak geldi 30 yıllık emeğini elinden aldı, çocukların kendilerinden nefret eden milyonların arasında yaşamak zorundalar. özdil mutlumu, altaylı mutlumu.? Hoş bunlar kötü örnek, siyasetçilerle ortak halkın sırtından kan emip, sonra onları aşağılıyorlar. Sabah akşam şikayetçiler. Büyük ihtimalle çocuklarınıda yurt dışına yerleştirirler.
"Ben yukarıdayım, başkalarından baa ne" dedin. Aha o başkalarının altında kaldın.
Tüm çocukları en iyi eğitimden geçirmelisin. Ayrıcalık yapmayacaksın tüm çocuklar aynı ve en iyi eğitimden geçirilmeli.
Sonra çalışır, çalışmaz kalanı ona kalmış ama Üniversite bitene kadar çok çok iyi eğitim tüm çocuklar için şart. koç ailesinin çocuğu ile dağdaki çobanın çocuğu aynı seviyede eğitim almalı.
Biliyorum bu fikir size saçma ve anormal geliyor. Başta banada anormal gibi gelmişti ama yaşadıkça fikrimin doğru olduğunu gördüm.(Belkide kendimi inandırdım)
SSCB öyleydi de ne oldu. Orada ibrani-yahudi azınlık vardı. SSCB yi bile onlar kurdular. Detay bilmeyip oradaki olaya hakim olmasamda sebebin ibrani azınlık olduğundan eminim. Sonuca bakarsanda düşüncemi destekliyor. Tüm varlıklar devlete aitken şu an tüm zenginlikler ibrani kökenlilerin elinde. Tüm özel dev şirketlerin sahibi onlar oldular ve SSCB dağılır dağılmaz bir kaç yılda sahiplendiler. Hazırlıkları tammış. İçerde onlar varsa, eni sonu işçi köleleri oluyorsun. Binlerce yıl üşenmeden ülke halklarını köleleştirmek için gizlice çaba sarf ediyorlar. Yine hakim değilim ama Finlandiya dada tüm çocuklar benzer zorlu eğitimden geçiyormuş ama dağılmadılar. Küçük ülke ve sıradışı maden kaynakları bildiğim kadarı ile yok, ibrani nin şimdilik hedefinde değillerdir de ondandır. Tabi bu kadar basit değil epey araştırmak gerekiyor.
.
Süper delikanlı fatih altaylı, bu seferde akp nin iş adamı ethem sancak ve katarlıları meşrulaştırmış.
Devleti soyarak yapılan işlerde, senden hesap sorulacağından korkuyorsan, yaptığın işi meşrulaştırmaya çalışırsın. Aklarsın. akp ilelebet başta kalacak değildi. akp döneminde devletle yaptıkları işlerden büyük paralar kazananlar, o işlerden kazandıklarını meşrulaştırma çabasındalar. Olurda kılıçdaroğlu hesap sorarsa diye.
Örneğin kara paracılar otel restoran alırlar. O otel ve restoran her yıl zarar eder, müşterisi yoktur ama devlete çok iş yapıyormuş gibi gösterip paralarını aklarlar.Sadece vergi vererek para aklanır. 100 bin TL lik iş yapar zarardadır. 20 milyon ciro yaptık derler 10 milyon kâr derler bir kaç milyon vergi verip 10 milyo TL lik uyuşturucu parasını aklamış, meşrulaştırmış olarak bankaya kendi adlarına yatırırlar.
Sizde denk gelmişsinizdir, iş yapmadığı halde yıllarca kapanmayan oteller, barlar ve restoranlara. Özellikle turistik ilçelerde boldur.
Birde devletten şaibeli iş alan iş adamları var. Devlete büyük zarardır, iş adamı tonla arazi yada paraya konmuştur. Onu nasıl aklayacaksın.?
Halkın gözünde temiz dürüst görünen Uğur Dündar, Özdil, Altaylı gibi gazetecileri yanına alır, onlarla pozlar verir ve güzel açıklamalar yaptırırsın. Zaten konu hakkında az şey bilen halkın gözünde yaptığın iş aklanır, pürü pak olur. Siyasetçi o işe hesap sormaz çünkü işi kendisi vermiştir. Özdil ve Dündar'ı bu tür BARİZ aklama işinde görmedim. Diğer duayen denen gazetecilerden bazılarını bol bol görüyorum. altaylı mesela.
İstanbul Atatürk havaalanı. Kapatıldı ve 300 milyon doların üzerinde kapamak için tazminat ödendi. Gidildi acaip pahalı bir havaalanı yapıldı ve yollar metrolarla ilave masref. Tamamı devlete zarar. Nasıl meşrulaştı. Hem zaman çok geçti hemde altaylı'yı çağırdılar. fatih altaylı orada resimler pozlar verdi ve parlatma aklama yazıları yazdı. Şimdi o işe kimse hesap sormaz. Olay normalleştirildi hazmedildi.
Sonra %70'i ithal araba TOGG için bence şu ana kadar 1 milyar TL den fazla devlet kaynağı kullanılmıştır. Artı verilen milyarlarca liralık arazi ve vergi teşvikleri. Büyük ihtimalle en az 10 yıl tek kuruş vergi vermeyecek, işçilerin sigortalarını vergilerini biz ödeyeceğiz, belki pek çok eğitimli kişinin maaşıda bizden olacak. Ama kazança tamamen 4 kişinin cebine girecek. Yüzde 80 i içerde üretilebilecek bir arabanın %30 u içeride üretiliyor ve parasını o arabaya uzaktan bakabilecek olan halk ödüyor. altaylı orada da resimler pozlar verdi ve karşıyım demedi. Orada olman onayladığını gösterir. Seni okuyanın kalabalıkların gözünde de orası normalleşir.
altaylı Dün de ethem sancak ve katarlılara verilen 50 yıllık tank-palet obüs fabrikasını aklaştırmış. Devletin olan fabrika hiç bir ek katkı üretmeyen 2 kişiye veriliyor ve altaylı yapılan işi övmüş. Fabrikaya gidip fotoğraflar vermiş, yazı yazmış. Hesapta motoru yerli olacaktı oda ithal. Motor projeleri yıllardır var. Sağdan soldan apartıp "kendi üretimimiz yerli motor" diye tanka takacaklar. altaylı yine çağrılacak. Devletin ileri teknoloji motor üreten 2 fabrikası var. Dizel ve benzinlinin yanında Füze ve jet motorlarıda üretiyorlar. Normalde ethem sancak(payını tosyalı holdinge sattı ve sıfır zahmetle cebine tonla para indirdi.) ve katarlılara verilmeden motoru da ileri teknoloji yerli olarak üretilip tüm gelir devletin kasasına girebilirdi. Şimdi 2 kişinin cebine giriyor biri katarlı.
Şu ana kadar yapılan iş de kozmetik bazı şeylerin haricinde hepsi zaten devlette olan şeyler. Devletin kasasına girmesi gereken paralar 2 kişinin cebine girecek. Birde detay bilmediğinden yanlış bilgi vermiş. Fırtına obüsleri ithalmiş de yeni sahipleri yerlileştirmiş miş. O obüsler 1997 den beridir tam olarak üretiliyor. Belki bir kaç elektronik kart gibi küçük parçası ithaldir ve yerlileştirilmiştir. Buda son derece normal çünkü aradan 25 yıl geçmiş, kalan parçalarda Türk şirketleri tarafından üretilebilecek hale gelmiştir. Neticede obüs bu şoförsüz otonom uçan taksi değil.
Süper altaylı'nın yazısındaki son cümleyi görünce durumu anladım, aydınlandım. "Bu tesisin Altay üretimi için özel sektöre tahsisindeki yanlış bunun ihale öncesi açıklanmamış olması." Bu cümle, altaylı'nın bulunduğu konumu kaybetmemek için bu tür işler yaptığının itirafı. Tamam "iyi para kazanmak ve kariyerimi korumak için patron parlatma işi yapıyorum" dediğinin kanıtı. "Bir terslik var kabul ediyorum" cümlesi bu ve zayıf mazeretini de sunmuş. Sunmayabilirdi ama hafif de olsa ciğeri sızlamış. Emir kuluyum itirafı bu.
Birde şaşırdığım bölüm, ethem sancak tosyalı holdinge payını satmıştı. Şu an %50,1 in sahibi tosyalı grubu. Şaşırdığım kısım yahudi koç ailesinin tosyalı gruba bu fabrikada çok fazla destek vermesi.:Sad:
Devletten beslenenlerin meşrulaştırıcısı olarak iş görmeye devam ediyor.
Altaylı ülkenin zenginleri ve bilim adamları ile yanyana olmayı seviyor. Bunu anladım. Güçlüye yakın olmak zaafı. O güç neden kaynaklanıyor olursa olsun. İster cübbeli gibi tarikat gücü olsun, ister Aziz Sancar gibi bilimin gücü olsun ister limak holding tosyalı holding, katar şeyhleri gibi paranın gücü olsun. altaylı için gücün niteliği fark etmiyor.
.
Emekli zammı kararını yeni gördüm.
Yukarıdaki mevzu buydu demek.
Aralık ayında en düşük emekli maaşı 3500 müydü. 7500 yapacakmış.
4000 TL zam Yani yaklaşık %115 zam geldi.
7500 TL ve üzeri alanlara zam gelmedimi.? O zaman kötü.
Neden.?
Çünki esnaf, maaş alanlara gelen zamma göre zam yapıyor.
En önemlisi asgari ücret. Asgari ücrete ne kadar zam gelmişse anında zam yapıyorlar. Ayrıca dolar arttımı veya tedarik ettiği ana ürüne zam geldimi artırıyorlar.
Hali ile aynı oranda maaşlarına zam alamayanlar fakirleşiyorlar.
Devlet kendi hizmet, ceza ve ürünlerine yanlış hatırlamıyorsam %100 ün üzerinde zam yaptı.
En düşük emekli maaşı alanlar yaşadı ama diğer emekliler ve %30 zam alan memurlar fakirleşmiş oldu. Çünki herşeye %30 dan çok daha fazla zam geldi. En azından ilk altı ay için %50 zam almalıydı herkes. Son dört ayda %50 nin üzerinde ortalama zam var.
En düşük maaşlı emekliye neden zam yapıldı.? Çünki hem gazeteciler yazıyorlar. "akp öncesi en düşük emekli maaşı asgari ücretin çok üzerindeydi" diye. Hemde akp eğitimi ve geliri düşük olanlara oynuyor. Onlardan oy alabildiği için.
Diğer emekli ve memurları koruyan olmadığı için tayyip in aklına zam yapmak gelmiyor.
O zaman sizde mail adresi olan gazetecilere yazın.
Biz fakirleştik. En düşük emekli maaşının üzerinde alıyoruz, o sebeple sadece %30 zam aldık ama fiyatlar %50 ile %120 arasında zamlandı. Fakirleştik. Devlet bu davranışı ile halka kötü mesaj veriyor. Düşük emekli sigortası yatırın mesajı veriyor.
Örneklerle yazın.
Altaylının mail adresini koyayım, bir çaok gazetecinin mail adresi sayfalarında yazılı.
faltayli@htgazete.com.tr
Sözcü'nün bu tür şeyleri yazan adamı Rahmi Turan rturan@sozcu.com.tr
Ayrıca yazarlar sayfasına girin, mail adresi olanlara gönderin.
https://www.sozcu.com.tr/kategori/yazarlar/
Aralıkta 135 TL ye aldığım orta yağlı kıyma 220 TL oldu. Neredeyse her ay zam yapyılar.
220-135= 85 TL 4 ayda zam.
85/135 x 100 = 63 Yüzde 63 zam. 4 ayda. Aslında dört ay da değil 3 ay.
Temel ihtiyaç maddesi.
Türk halkı yılda ortalama 20 kg et yiyordu. 2 veya 3 yıl öncesinin rakamıydı. Şimdi dahada aşağı düşmüştür.
Fakir Yunan halkı yılda ortalama 60 kg et yiyor.
Bizi kıskanan Almanya yanlış hatırlamıyorsam Avrupa ortalaması yılda 80-100 kg arasında bir şeydi.
Amerika kıtası yılda ortalama 120 kg civarı.
Türk halkı 20 kg veya daha aşağısı.
Dehşet korkunç diyorum ya. Türk halkının %40'ı akp döneminde düzenli zenginleşti, kalan %60 ise düzenli fakirleşiyor.
akp önceside aynıydı, ama akp dönemi çok hızlandı.
SAYIN ALİ CEMAL BEY ÇOK GÜZEL ANLATMIŞ ELİNE SAĞLIK
Arada bir derim ülkenin sorunu bilgisizlik değil ahlaksızlıktır.
Özal döneminde başlayan yıkım tarikat ve cemaatlerin aktivitesini hızlandırmasıyla yozlaşma daha da hızlandı ve tamamlandı desem doğru olur. toplumda tuhaf bir grup oluşturuldu. Bunlar için menfaat odaklı siyasal İslamcılık bir tabu.... bunun Allah, peygamber yada din ile alakası yok bu tamamen sosyal psikolojinin ve psikiyatrinin araştırması gereken bir konu. yaşanan yüzlerce olumsuzluklara rağmen hala 5 li çeteleri, terör üreten Hizbullah partilerini yada milliyetçi Kürt orjinli PKK partilerini, hayat pahalılığını kurumsallaşan rüşvet düzenini es geçiyorum .....zira bunlar daha önce defalarca yazıldı çizildi, asıl daha önemli olan eğitim sisteminin kasıtlı olarak çökertilmesi. Batıda 2 dünya savaşında bile eğitim çökertilmedi. En iyi edebiyat eserlerinin büyük buhranlarda yazıldığını görebilirsiniz. Batı her şeye rağmen bilim ve sanat üretmeye devam etti. Şu anda Türkiye'de gündeme bakın yeniden refah partisi ...üstelik hala enkaz altında 10 binlerce vatandaşının cenazenin beklediğini düşünürsek .....durumun vahameti daha iyi anlaşılır. otokrat ülkelere dikkat edin her hafta bir silah denemesi yapar burada benim favorim kuzey Kore lideri Kim Jong-Un dur adam her ay birkaç füze denemesi yapar ve ailesi ile beraber oturur izler....halkıda kendi liderini dünya lideri sanır... ama halk işin aslı açlıkla mücadele etmektedir.....bir toplum düşünmesi gereken konuları başkasının aklına bırakırsa sizi bekleyen durum geleceğinizin yıkımı olacaktır. zira fakirlik babadan oğula geçiyor.
Temmuzda asgari ücrete bir zam daha gelecekmiş.
Normalde asgari ücret yılda 1 kez zamlanır, emekli ve memur maaşları ise yılda 2 kez zam alır.
Ne biliyoruz, asgari ücrete yüzde kaç zam geldi ise, her şeye en az asgari ücret zammı kadar zam geliyor. Bu durumda asgari ücret kadar geliri artmayanlar fakirleşmiş oluyor.
Asgari ücrete yıl başı %50 küsür zam geldi.
Aradan 3 ay geçti ve benim hesapladığım her şeye 3 ay içinde %50 ile %124 arası zam geldi.
Benzin ve elektriğe o kadar zam gelmediğinden ortalamayı düşürüyor. Ana kalem olduklarından %50 nin biraz altına çekiyor. Benzinle elektrikle hiç işiniz yoksa, Benzin elektrik harcamanız gelirinize nazaran çok azsa, o zaman sizin enflasyonunuz son 3 ayda %50 nin epey üzerinde demektir. İşiniz benzine elektriğe çok dayalı ise %50 veya biraz altı demektir. vb.
Enflasyon hesabı biraz emek ister ben kabaca anlatıyorum. Ayrıca bu hesap orta alt gelir grupları için. Diğer gruplarda durum epey farklıdır.
Ocak ayından beridir Asgari ücrete %50 küsür, en dip emekli maaşı alanlara %114 zam geldi. Asgari ücrete seçim rüşveti olarak tekrar zam yapacak ve %50 yi epey geçecek.
Peki bu grubun son 3 ayda enflasyonu ne.? Ana harcamalarınıza göre ve zenginliğinize aylık gelir miktarınıza göre benim hesapladığım kadardır Biraz aşağı biraz yukarı oynar. Geliriniz ne kadar çok ise enflasyonunuz o kadar düşer, geliriniz ne kadar az ise enflasyonunuz o kadar yükselir. Bu hesap maaşlılara göre. Patron olanların hesabı ayrıdır. Gelir gider kalemlerinin geçmiş ve şimdi fiyatlarını bilmek ve yapılan işe orantısına uyarlamak gerekir. Belli ölçüde muhasebecisi yapabilir veya kapsamlı yazılım kullanıyorlarsa o yazılım hesabı yapar.
Bu durumda asgari ücretli şu ana kadar enflasyon oranında zam aldı ve fakirleşmedi, zenginleşmedide. En dip emekli maaşı alanlar 2 kat zenginleştiler. Diğer emekliler ve memurlar ise %30 zam aldıklarından 3 ayda çok fazla fakirleştiler.
Üzerine asgari ücrete bir zam daha gelecek ve memur ve en dipten maaş almayan emekliler dahada fakirleşecekler. sebebini biliyorsunuz, asgari ücrete zam geldimi herşeye zam yağıyor.
Burada suçu hemen asgari ücretliye yada en diptan emekli maaş alanlara atmayalım. Konu onların elinde değil. Eğer siyasetçileri kendi halkını soymayan ülkelerle kıyaslarsak, onların aldığı bile hâlâ az. Daha fazla almalılar. Şu anki görünen durum ise, bizi yöneten sunni ihvancı imam eğitimli kişinin kapasitesi, çalışandan alıp çalışmayana vermeye yetiyor. çalışanları hızla fakirleştiriyor. Diğerleri zaten fakir. Hatırlatayım orta alt gelir grubunun geneline göre yazıyorum. Genelde maaşlılar ve fakirleşen kesimlere iş yapanlar için. Ülkeye uyarlarsak yazdıklarım fakirleşen %60 ı kapsıyor. Bu %60 içinden, fazla çalışıp fazla vergi vererek biraz rahat yaşamayı hak edenlerden alıp, daha alttakilere vererek orta kesimi fakirleştiriyor.
Problem siyasetçide. Enflasyon oranında diğer gruplara maaş artışı yapmıyor. siyasetçi geçen yıl kendi maaşına ise ikibuçuk kat zam yaptı. Bu sadece ilkel kabile devletlerinde olur. O kabile halkı da ses çıkarmaz. Bizde de aynısı oluyor.
Gelişmiş olan Avrupa ülkelerinde bu tür bir şey imkanı yok olmaz. Olsa ortalık ayağa kalkmıştı, halk sokaklardaydı.
Bizim gibi devleti tarafından yüzyıllardır ezilen vatandaşlara sahip ülkelerde ise, vatandaşı ne kadar soyarsan soy halk ses çıkarmıyor. Öğrenilmiş çaresizlik var. %60 bilinçsiz olduğundan, en çok da soyulan ve ezilen onlar olduğundan, ses çıkarmıyorlar, çıkarmayı bilmiyorlar.
Onlar yani kötü eğitimli, bilinçsiz halk, ancak liderle hareket eder.
Ülkemizi sömürenler bunu bildiğinden, kendilerinden maaş ve destek alan liderler yaratmışlar bizim ülkede. Çoğu din maskesini kullanıyor. Bunlar gerçekte lider görünümlü sömürgeciler olduğu içinde, halkı hak aramak için peşlerine takmıyorlar. Tersine ses çıkarmalarını engelleyip kabullendiriyorlar.
Geçenlerde zam almayanlar gazetecilere yazsın etkili olur dedim.
Kaç kişi zahmet edip yazdı.?
20 kişi okuduysa 2 kişi yazmamıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik var.
Sık sık verdiğim bir oran var. Halkın %60'ı fakirleşiyor. O kesimin cebinden çıkan para %40 ın cebine giriyor derim.
Bu verdiğim oran onlarca yıllık gözlemlerime ve onlarca yıllık okuduklarımdan edindiğim izlenime dayanır.
Geçen gün bazı istatistikler yayınlandı. Tamamen benim verdiğim oranları doğruluyor. %60 oran birebir uyuyor. Şimdi konu detayı aklımda kalmadı. Beynim detay bilgi tutmuyor ama o bilgi taze olduğundan internet de hemen bulunabilir.
asgari ücrete zam geleceğini sanmıyorum
bombayı attı ortaya zat
kim öle kim kala
asgari ücrette yeni bir zam yapılabiilmesi için ocak ayında yapılan zammın üstünde bir enflasyon olmalıki zam yapılsın
bence seçimi kaybedecekleri var sayımları ile işlemler yapıyorlar şu anda
bizden sonrası fırtına
Aslında unutmuşum.
Temmuz'da tayyip isimli, ingilizler'in kurduğu sunni ihvan örgütü sempatizanı imam, büyük ihtimalle başta olmayacak. Hali ile seçimden sonrası için verdiği sözler seçim yatırımından ibaret kalacak. Ancak başta kalırsa yapma ihtimali çok düşükte olsa var mı? Yok. Kazanmışsa verdiği sözleri de tutması için sebep kalmaz. O paralara ihtiyacı var.
Seçimi unutmuşum ayhan, evet zam konusunda haklısın.
Citroen Türkiye sitesi yakıt tasarrufu hesabı koymuş. Elektrikli araçla sıvı yakıtlı araç farkı diye.
https://www.citroen.com.tr/araclar/c...910.1680170803
Eğer elektrikli araç kullansaydım, ortalama rakamlarla hesap yaptım, yılda 5bin TL kadar tasarruf ediyorum.
Benim sıvı yakıtlı 100 km de 6 LT tüketir yakıt fiyatı 22 TL yazdım.
Elektrikli araç içinde ortalama yazdım, 100 kilomtrede 18 KW tüketir, KW sı 2 TL den hesapladım.
Normalde fabrika verileri 2 araç içinde bu rakamlar değil. Daha yüksek yazdım gerçekçi olsun diye. Elektrikli aracı 20KW tüketir diyede yazabilirdim.
Şimdi arabayı ben az kullanıyorum o sebeple yılda 5 bin tasarruf görünüyor. En önemlisi ev elektriğinden hesapladım. Dışarıda şarj ederseniz, elektrikli arabanın yakıta ödediğiniz tutar açısından benzinli yada dizel arabadan farkı olmuyor. Devlet, elektrik şirketleri ve cihazı koyanlar ceplerini dolduruyorlar. Ahlaksız bir sistem de oraya koymuşlar. Hep yazarım Satıcının ahlaksız olması doğal, devletin görevi engel olma. Yakalayıp ağır cezalandırmak. Ama bizde devlet 1939 dan beridir hırsızların yanında maalesef.
Evde şarj etmezseniz, yakıt tasarrufunuz olmuyor. Sadece motor tamir ve bakımı konusunda tasarrufunuz oluyor. Ne kadar olur bilmiyorum ama epey olması gerekir. Elektrikli araçların güç sistemleri, sıvı yakıtlı araçlara göre çok daha az parçadan oluşuyor. Ayrıca araç içinde taşınan ve yanan bir sıvı yakıt olmadığından, titreme, borulardan cihazlardan yakıt taşıma ve ısınmadan kaynaklı sorunlarda olmuyor.
Evde şarj ederseniz, 10 yıl sonra pil değiştirmeniz gerektiğinde, pilin parasını çıkarmış olursunuz diye düşünüyorum. 10 yıl sonra pil fiyatları da biraz ucuzlamış olur.
Aslında düzgün yönetilen bir devlet olmayı başarabilseydik, ne araba derdin olacaktı, ne pil derdin olacaktı ne şarj derdin.
Her çocuğa çok ciddi eğitim şart. Çocuğun beynini küçük yaştan zorlamazsan gelişmiyor, mal kalıyor. 2bin sene önce yaşasaydı bu mallık normal olurdu, ama 2bin yıl öncesinin kafası ile 2023 de yaşayınca doğal olarak çürük partiler, tarafından yönetilir hale geliyoruz.
Her problemi, sebebine mutlaka bağlıyorum değilmi. Buda tabi yazarken beni rahatsız ediyor, okurken sizi rahatsız ediyor. Sırtınıza ekstra sorumluluk almış gibi oluyorsunuz. :)