https://twitter.com/alikurtistanbul/...xO9l0bhSGRgxiA
Herkes faturayı birisi ödesin ama kendisi olmasın istiyor.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Printable View
https://twitter.com/alikurtistanbul/...xO9l0bhSGRgxiA
Herkes faturayı birisi ödesin ama kendisi olmasın istiyor.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bu inşaat işi askeri disiplinle, Japon disiplini ile yapılması gereken bir iş.
Müteahhitlerde bu disiplin yok.
Cahil cuhela tipler yapmasın da kim yaparsa yapsın.
Doktorlar yapsın, mühendisler yapsın, toki yapsın, askerler yapsın, Japonlar yapsın. Yaptığı işe saygısı olanlar yapsın inşaat işini. Çakal tayfanın buradan ekmek yemesi engellenmeli.
müteahitlik yasaklansın ,
devlet bir mekanizma kursun ...
yapım işini A'ından Z'sine alt yüklenincilerle devlet memurlarının kontrolünde
işler tamamlanınca iş tamamlama hakları /ödemler mülk sahibi adına bankalardan çekilen kredilerden ödensin
iş bitince belirlenen vadelerlde mal sahipleri kredi borçlarını ödeyip kapatsın
inşaatın sorumluluğu devlet memurları üstlensin
olsun bitsin!!!
Sorumluluğu yüklediğiniz kişilere hak ettiği ücretleri ödemediğiniz sürece istediğiniz sistemi kurun bir anlam ifade etmez.
İnsanlara imza atıp para alıyor bir iş mi yapıyor dediğiniz sürece bir işe yaramaz.
Altı üstü bir imza atacan ne naz yapıyorsun, avanta mı istiyorsun dediğiniz sürece sistem çalışmaz.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Deprem sonrası kiralık eve olan talebin artmasıyla neredeyse piyasada hiç kiralık kalmamasının mantığını anlıyorum (Depremi fırsata çevirme adiliğine girmiyorum) ama satılık ev sayısında da büyük bir artış var, bunu tam anlamıyorum.
- Depremde yıkılır korkusu ile mi evleri satışa koyuyorlar?
- Depremzedelere evi kiralamak istemedikleri için mi evleri satışa koyuyorlar?
Piyasadaki sizin gözlemleriniz nedir?
eski yapıların fiyatı düşmesi lazım türkiye fay hattı üzerine kurulmuş evden yatırım aracı olmaz bunu deprem bir daha öne çıkardı
yeni yapılar bile fiyatları balon bence milyonluk evi olup kira ile alıp geçinirim diyenler depremde enkazın altında kaldı 1 tane evin olur anlarım kira için yatırım yapma akıl işi değil bu saatten sonra ytd..
herkes yazmış bende içimdekileri dökeyim.
söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
yine de yazmadan olmaz.
öncelikle TR de ezelden beri siyasetin finansmanı emlak rantı ile sağlanır.
siyasi parti faaliyetlerini yürütmek inanılmaz bir insan ve mali kaynak gerektirir.
onlarca kiralık ofis, propaganda için kullanılması gereken binlerce insan, afiş reklam vs.
bu yüzden müteahhitler siyasi partilerin gayri resmi finansörüdür, işte imarsız arsa imara açılır ek kat verilir ve gelen rantın parti faaliyetinde kullanılır vs.
belediye dediğiniz yapıların neredeyse tek gücü bu imar işleridir, diğer kalan belediye işleri amiyane tabirle amelasyondur (çöp toplama, park bakımı yapımı, kanalizasyon işleri vb.)
o yüzden imar işlerini kutsalmışçasına takip ederler :)
bugün Kayseri Maraş vb. kentlerde halen 15 katlı binalar yapılıyor.
tamam şehri komple müstakil yapamazsın ama 15 kat ne alaka, koy iki opsiyon ya max 3 katlı müstakil olur ya da atıyorum 7 katlı.
kat olayı devreden çıksın, imar kalitesi içinde toki standartlarını şart koy, gelsin toki denetlesin.
isteyince çözüm hızlıca bulunur uygulaması vakit alır ayrı ama çözüm bile bulunmak istemiyor zira siyasi parti faliyetleri komple çöker.
Satılık konut sayısında gözle görülür artış olduğu doğru. Nedenleri arasında sn. e.yegen ' in belirttiği hususlarda var. Ama son 10 gündür emlakçı arkadaşların konuştuğu tek konu var '' İktidara yakın çevreler konutlarını satıyor dolara geçiyor. Öyle böyle değil çok kazanç olacakmış ...vb. '' şeklinde sohbetleri var. Oturduğum çevredeki satılık ilanlarını günlük takip ettiğimden 2-3 mal sahibiyle neden sattıkları hususunu konuştuğumda döviz alacaklarını söylediler.
Belki de bizim bilmemizi istemedikleri başka bir şey var, hedef şaşırtma yapıyorlardır. Onlar hangi saikle satarsa satsınlar , şahsen kafamdaki rakamlara gelen konut olursa hiç kaçırmam. 20 yılda 15 konut aldım- sattım. Hepsinde de çok iyi kazandığımı sanarak 1-2 yıl keyifle gezdim. Son 2 yılda ise sattığım konutların bazılarının fiyatlarını görünce aslında sermayemin yarısının eridiğini fark ettim. Bu nedenle fiyatların normal olmadığını düşünüyorum. Her şey anormal olunca zaten normal piyasa beklemek hata oluyor.
Yatırım tavsiyesi içermez. yatırım yapmadan yetkili uzmanlardan danışmanlık alınız.
1 Yıkılır korkusu ile satış için uğraşanlar en ÇAKAL'ları
2 Sanırım saçma sapan artışların kendileride farkında ki olayın sonu geldiğine karar verip daha fazlasına satamayacaklarını düşüncesi.
+
Bundan sonra yönetmelikler değişmek zorunda, yeni yükümlülüklerin ne getireceğini kim bilebilir!
Futboldaki tabiri ben konuta uyarladım. Konut asla sadece konut değildir :) Konutun ekonomiye göründüğünden çok fazla etkisi var. Bunlardan biri de konutun refah etkisidir. Evinin değerinin 1 milyondan 5 milyona çıktığını gören kişi kendini zengin hisseder ve çok rahat harcama yapar ve ekonomi canlanır. Bu nedenle hükûmetler kriz dönemlerinde ev fiyatlarının yüksek kalmasını isterler. Tabii bu durum sürekli devam etmez.
Yıllardır burada ev fiyatlarından şikayet eden kişilerden şu soruların cevabını bir türlü alamadım.
-Sen o malı talep ediyorsan fiyat niye düşsün?
-Sen o malı talep etmiyorsan fiyattan sanane?
Sorular basit, ama verilen cevaplar hep demagoji, hep çarpıtma.
Yok sn djoz o kadar basite indirgememek lazım.Misal bir gyo hissesinden baya aldım.Bilançosundan eminim salı günü gelecek,çok ama çok iyi geleceğinden üç aydır eminim.Ama emlak fiyatlarındaki belirsizlikler kafamı karıştırıyor.Direk emlak alıp satma ile alakam olmamasına rağmen ben bile konuya acaip kafa patlatıyorum.Bunun camcısı var pimapencisi var fayansçısı var çimentocusu var konudan etkilenen şirket sayısı say say bitmez.Bizim ekonomi direk inşaat ekonomisi gibi bir şey oldu,doların baskılanması,bankaların kredi musluklarını açması falan hemen her şey konut fiyatına endeksli gibi bir şey oldu.Bu konu bizim memleket için hayati önem kazanan bir konu oldu,benim aklıma göre asla olmamalıydı,bambaşka işleri konuşmamız,bambaşka konulara memleketçe yatırım yapmalıydık ama olmadı,bu kafalarla da olmayacak gibi.Konu devasa ,çok boyutlu,çok faktörlü ve hayati.
Elbet söylediklerim ev fiyatlarından şikayet edip etmeme olayından bağımsız.O ayrı bir şey ,realite ne onu anlamaya çalışıyorum anlıyamıyorum.Gerçek ne ne olmalı,misal hangi videoyu seyretsem amerikada emlak piyasasında şu ara olan çöküşü anlatıyor.Elbet tamamen farklı ülkeler farklı halklar farklı dinamikler var,ama amerikada da emlak baya baya artıyordu,acaba düşüş furyası bizim gibi ülkelere de gelir mi.Nominal olarak Tl Bazında düşüş bence olmaz ,olamaz ama dolar bazında altın bazında sanırım bu rakamlar artık tepe gibi, eminmisin derseniz emin değilim,göç var ,depremzedelerin talepleri olacak arz kısıtlı,o nedenle borsada da kilitli kaldım karar veremiyorum.
Sayın hkm. Sorumun cevabı olmasalar da dediklerinizin çoğuna katılıyorum.
Hepsi bir yana, böyle üsluba can kurban.
Soruların asıl muhatapları ya "şerefziz aç gözlü ev sahipleri" diyecek kadar çirkinleşiyor, ya da "mülk Allah'ındır" gibi alakasız konuları karıştırıyor (sanki hisse.net'te değil, din tartışma forumundayız)
Burada eski kalite cidden kalmadı.
1500 dolar kira getirisi olan 3+1 ev ABD Florida'da 155bin USD. 300dolar aidatı ev sahibi ödüyormuş, 1200usd kira. 129 ay yani 10,7 yılda ödediğin parayı BÜRÜT olarak geri alıyorsun.
Dakika 7:50'den itibaren kira ve satılık fiyat bilgisi veriliyor.
https://www.youtube.com/watch?v=3eOrA3h1Gn8
https://www.youtube.com/watch?v=3eOrA3h1Gn8
ha şöyle.... hizaya gel
sokoşu sende şikibaba kasedini tak.
keyfimizi bulalım. kupon arazi bakıyorumda ilham gelsin :drunk::drunk:
--bu da soru mu?...ben o malı talep ediyorum, ama fiyat pahalı olduğu için almıyorum...burada pahalı olduğundan yakınmam kadar normal bir şey olamaz...pazara giden ayşe hanım da yakınıyor, ama fileyi doldurmaktan da geri durmuyor ( o doldurmak zorunda, ben bekleyebiliyorum).
6 Şubat depremlerinde hasar gören yapı stoku ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamalarına göre aşağıdaki gibidir (19 Şubat verileri):
– 20.662 binada 71.052 bağımsız bölüm yıkılmış durumda,
– 105.794 binada 384.545 bağımsız bölüm acil yıkılması gereken ve ağır hasarlı,
– 407.786 binada 1.409.654 bağımsız bölüm orta hasarlı,
– 205.086 binada 1.091.720 bağımsız bölüm az hasarlı,
– 87.653 binada 254.111 bağımsız bölüme ise girilememiş durumda.
https://www.paraanaliz.com/2023/yaza...-vere-g-47674/
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Esas sorun 407.000 lik orta hasarlı kısımda. Çünkü bu bölümün çoğuna hataydaki son depremden önce bakılmıştı. Şu anda bu kısma yeniden bakılması gerekiyor. Bakılmayıp böyle kalsa bile bu binaları güçlendirmek gerekiyor. Bunun ne kadar faydası olur. Bir sonraki depreme dayanma şhtimali olur mu. Bunları güçlendirmwden makyajlayıp içinde bir süre daha oturup yada boş bırakıp satmaya başlayacktır insanlar. Buralar canlı mezar gibi olacaktır.
orta hasarlılar hariç 450.000 konut stoğu 30 milyon adetlik konut stoğumuzdan düşmüş durumda.mutlaka şuan orta hasarlı tespit edilenlerden de kullanılamaz duruma geçenler olacaktır. Onlarla beraber 700.000 rakamına ulaşılacağını varsayıyorum. Fazlası bile olabilir.
Türkiye'de yıllık 700 bin konut üretiliyor yanlış bilmiyorsam ve deprem şuan için 1 yıllık konut üretimi kadar konutu yıkmış. İnşaat sektörü teşviklerle, desteklerle falan hızını arttırsa da bu rakamı çok iyimser 1 milyon adete çıkartır. Bu konut üretim artışı inşaat malzeme fiyatları ve yetişmiş inşaat personeli üzerinde talep enflasyonu yaratır.
Uzun lafın kısası deprem sonrası konutta talep artışının getirdiği fiyat artışı olur kaçınılmaz olarak. Ancak bundan sonra depremin hafızalarda olduğu dönemde zemini düzgün, daha az katlı, müstakil konutlarda fiyat artışları daha fazla olur haliyle.
açıklama geldi hatay ın bazı ilçelerind eyeniden tespit yapılacakmış
Ntv de şimdi gördüm. İskenderunda bir cadde tüm binalar 4 kat sadece eda apartmanı 8 kat ruhsatı 4 katmış. 4 katı kaçak. Muhtemelen imar affından yararlanmış. 4 katı taşıyan kolonlara 8 kat bindirmişlet. Deniz kumu kullanılmış. Aoartman sadece 16 saniyede yıkılmış.
Şimdi sıkı durun binada halen satılık ilanı duran bi daire varmış. Satış fiyatı tamı tamına 7,5 milyon tl
Geçen ay 1 daire kiraya verilmiş. 19.500 tl
Yazık.
Almanya basını: Depremzedelere vize önündeki engeller kaldırılmalı
Frankfurter Rundschau gazetesinde yer alan haberde, “ Almanya, Ukraynalılar söz konusu olduğunda yardımın bürokrasisiz de yapılabileceğini göstermişti †ifadelerine yer verildi.
DUVAR – Türkiye’de meydana gelen depremlerin yol açtığı büyük yıkım ve yapılan yardımlar Almanya basınında yer almaya devam ediyor. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un salı günü deprem bölgelerine birlikte yaptıkları ziyaret de Alman basınında yer buldu.
‘ JESTLERİ YETERLİ DEĞİL ’
Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda, depremzedelerin Almanya’daki birinci ve ikinci derece akrabalarının yanına geçici olarak yerleşebilmesi için üç aylık vize uygulaması ele alındı ve depremzedelere vize önündeki engellerin kaldırılması çağrısı yapıldı:
“ Türkiye ve Suriye’yi sarsan depremle Almanya’da yaşayan pek çok insanın hayatı değişti. Deprem bölgelerinde yakınlarını kaybettiler, kaybolanları bulmaya çalışıyor, hayatta kalanlar için endişe duyuyorlar. Alman siyaseti, depremzedeleri de Almanya’da yaşayan milyonlarca Türkiye ve Suriye kökenliyi de kaderleriyle baş başa bırakamayacağının farkında. Bu nedenle Baerbock ve Faeser’in deprem bölgelerine gidip dramatik durumu kendi gözleriyle görmeleri doğru bir adım. Jestlerin yetmeyeceğini onlar da biliyor. Depremzedeler her şeylerini kaybetmiş durumda ve pek çoğunun Almanya’da, kendilerini barındırmaya hazır akrabaları bulunuyor. Depremzedelerin, zorlu yeniden imar süreci öncesinde nefes alabilmek için buna ihtiyaçları var. Ancak Almanya’nın koyduğu engeller çok büyük. Depremzedenin bir pasaportu olsa bile evinin enkazının altında duruyor. Almanya, Ukraynalılar söz konusu olduğunda yardımın bürokrasisiz de yapılabileceğini göstermişti. â€
‘DUYGUDAŞLIK MESAJI HEDEFLENDİ’
Cottbus kentinde yayımlanan Lausitzer Rundschau gazetesinin yorumu ise şöyle: “İki Alman bakan, Türkiye’de harap olmuş kentleri ziyaret ederek depremzedelerle görüştü. Baerbock ve Faeser’in ziyaretinin hem Türkiye’ye hem de Almanya’daki Türk kökenlilere duygudaşlık mesajı vermesi hedeflendi. Bu bir jestten fazlası değil ama önemli bir jest.â€
‘ DİĞER ÜLKELER DAHA HIZLI DAVRANDI ’
Süddeutsche Zeitung’da yayımlanan ziyaretle ilgili izlenim yazısında ise iki Alman bakanın ziyaretinin sembolik önem taşıdığı ancak geç geldiği belirtildi: “Berlin’den gelen ziyaret çok da erken olmadı. Diğer ülkeler daha hızlı bir şekilde heyetler gönderdi. Türkiye ile yaşanan tüm gerilime rağmen Yunanistan Dışişleri Bakanı bile Alman mevkidaşı Baerbock’tan çok daha önce Türkiye’deydi. Yunan kurtarma ekipleri ülkelerine dönüş öncesinde İstanbul’da gittikleri Kapalıçarşı’da alkışlarla karşılandı. Türkiye’nin zorlu ilişkilere sahip olduğu Ermenistan’dan bile yardım geldi, Türkiye memnuniyetle kabul etti. Buradan bir fırsat doğabilir mi? Almanya ile Türkiye tarihten gelen yakın ilişkilere sahipler. Son yıllarda ise ilişkiler mülteci krizi ya da tutuklu Almanlar gibi sorunların gölgesinde kaldı. Türk Dışişleri’ne çağrılmak Ankara’daki Alman büyükelçilerin en önemli görevlerinden biri haline geldi.â€
Alman kamu yayıncılık kuruluşu ZDF’te yayımlanan izlenim yazısındaysa Alman bakanların ziyaretinin daha ziyade sembolik olduğu belirtildi. İçişleri Bakanı Faeser’in Hessen eyaletinde yapılacak seçimlerde başbakanlık için adaylığını ilan ettiği hatırlatılan yazıda, eyalette çok sayıda Türk kökenlinin yaşadığına ve ziyaretin zamanlamasının Faeser için uygunluğuna da işaret edildi: “Bakanların hedefi dayanışma mesajı vermekti. Hem Türkiye’ye hem de tabii ki Almanya’da yaşayan, Türkiye ve Suriye’de akrabaları bulunanlara. Bakanlar deprem bölgesinde geçirilen birkaç saat ve birkaç dakikalık görüşmeler sonrasında, yardımların nereye ve nasıl gittiğini daha iyi kestirebilecek durumdalar mı, orası şüpheli.†(DW Türkçe)
https://www.gazeteduvar.com.tr/alman...-haber-1605036
mmm bir kısım vatandaşta Türkiyeyi terk etme niyetinde...
Almaya ve genel olarak Avrupa en iyilerini kabul edecektir...
ilan halen duruyorsa ilanı veren kişi veya emlakçı da vefat etmiş olabilir. Resmen kumdan kale kavramı bu apartman için tam uygun tabir olmuş.
öte yandan ülkede o kadar çok sorunlu konu var ki. ama deprem kuşağında bir ülke olarak dikey mimari yapacaksak ki buna özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde mecburuz. Ama bu dikey mimari ile yaptığımız binaları maliyeti ne olursa olsun 8 şiddetinde depreme dayanmalı. hem depreme dayanıksız yap hem de yüksek fiyata satmak olmaz. ilk öncelik depreme dayanıklılık olmalı. sonrasında fiyat çok yüksek çıkıyorsa öyle bir binada oturacaksan düşük m2 de oturacaksın. Ev standart m2 leri de aşağıya gelecektir maalesef.
Evlere ve kiralara rayiç bedel veya tavan fiyat uygulaması getirilmeli
Daha önce söylediğimiz 2 ve üzeri evi olanlara ekstra vergilendirme getirilmeli
Teafikte mevcut 30 milyon aracın sigorta şirketlerinde rayici belli, mahalle mahalle, sokaka sokak kira rayiç bedeli rahatlıkla getirilebilir, bunu belirlemek devletin 1 haftasını alır, belirlerken ev sahibini de mağdur etmeyecek, ölü fiyat koymayacak
Kim kirasına ne kadar zam yapmış derseniz, kim fırsatçılık yapıp kirasını abartılı artırmış derseniz, bankalardan yatan kira belli (elden alan ufak bir kesim var onuda kiracıdan öğrenirsiniz) vergi dairesine giderseniz daireye 2 yıl 3 yıl önce yatan kira ile bugün yatan kirayı çok rahat görürsünüz, toplama çılarma biliyorsanız aradaki farkıda 10 saniye ögrenirsiniz
Önü hasarlı araçla, arkası hasarlı araçı birleştirip satıyorlar.
Buda benzer bir yaklaşım olmuş.
Düzgün bir zemine az katlı bina yaparak atlatabileceğimiz bir depremi çözmek için şimdide uç örneklere gitmeye çalışıyoruz. Bunun ortası yok mu ?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Deprem bölgesinde araba kaskosu %20 iken konut sigortası %17 imiş
hocam önceki sayfalarda da yazdık çözmek isteyen trilyon tane çözüm bulur.
mesele siyasetin tamamen imar rantı etrafında dönmesi.
işte arkadaşlar yazmış 8 katlı bina yapmışlar etrafta hepsi 4 kat iken.
buna izin veren siyasiyi anasından doğduğuna pişman etmezsen aynı şeyleri yazar dururuz.
pişman etmesi gereken kim diğer inşattan nemalanan siyasiler.
o yüzden realist olmak gerekirse siyasi yapı içerisinde bu iş çok yavaş/zor düzelir.
kira konusu ne basit olanı sınır tecavüzcülerini def et dünya kadar ev boşa çıkar.
yabancıya satışı yasakla ev fiyatları düşsün.
tüm yapılması gereken bu yok vergi artır, kira rayiç belirle vs bunlar batklığı kurutmak değil sinek ilacı sıkmak.
Herkesin ağzında aynı şey.
Geçen yine twitterda biri 50-100 dairesi olana ek vergi konsun diyordu.
Dedim 50-100 dairesi olan adamın ödediği gelir vergisi % 40. Daha ne?
Haa bak vergi kaçırıyorsa git ona çözüm bul.
Düzgün şekilde % 40 vergi ödeyen vatandaşa ek vergi koyarsan. Namuslu vatandaşı cezalandırmış olursun.
Öyle bir ortamda hepsi evleri boş tutmaya yönelir. Ya da kiralar iyice uçar.
Devletin ev sahibine bindireceği her ek maliyet, kiracıya kazık olarak döner.
Vergiyi yükseltmek yerine düşürmek çok daha olumlu yansır.
99 öncesi yapılan evler diye bir tanım var ya. Bence yeni terimimiz 2023 öncesi yapılan evler olacak.
Köklü bir değişiklik gerekli, bu deprem bize gösterdi ki 99 sonrası yapılarda da çok büyük risk var.
30 milyon konutun yaklaşık 7 milyonunun riskli olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye bir deprem ülkesi, biz bir konutu sonsuza kadar kullanmaya çalışıyoruz. Asla olamaz.
Her şeyin bir tüketim tarihi var, konutların yok.
Halbuki bir sınırı olmalı. Tüm evler maksimum 50 yılda bir yenilenmeli veya güçlendirilmeli.
En önemlisi de deprem bilincimiz yok. Değişenli araba almıyoruz ama çürük evde oturmaya devam ediyoruz.
Makro bir plana ve sert önlemlere ihtiyacımız var. Her konut 5 yılda bir düzenli denetlenmeli.
Günde yarım saat bindiğimiz arabayı 2 yılda bir muayyeneye götürüyoruz ama gece yattığımız ev denetlemeye girmiyor. Böyle şey olur mu?
Denetim dediğiniz şey, ev sahibinin inisiyatifine bırakılamaz, zorunlu olmalı.
Deprem sigortasının adı değil kendi zorunlu olmalı. Konut işi Makro bir planla 10-15 yıl içinde çözülebilir.
Çok sert önlemler şart. Aman kimse mağdur olmasın, aman kimsenin canı yanmasın kafasıyla bu iş yapılamaz.
Birilerinin canı yanacak, birileri işlerini kaybedecek, ama aileler ölmeyecek çocuklar yetim kalmayacak.
Ülke olarak ciddi bir fedakarlık yapmalıyız, yoksa her depremde ağlamaya devam ederiz.