Iktidarda kalmak istiyorsan, kendi secmenini mutlu etmen gerekiyor..Realite bu...O yüzden inşaat pompalandı.
Printable View
AB'nin Suudi Arabistan'ı kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele standartlarına uymadığı için kara listeye alacağı belirtildi.
https://tr.sputniknews.com/avrupa/20...isteye-alacak/
Krediyi Ziraat Almanya veriyor. Bildiğim kadarıyla Ziraat Almanya Almanya yasalarına göre işleyen ayrı bir AG. (Aktiengesellschaft). Tamamen Almanya'nın BDDKsının kurallarına tabi. Hans'tan topladığı mevduatı Türkiye'ye transfer etmesi problemli bir işlem olur. Bunu aşmak için mutlaka bir sistem oluşturmuşlardır ama yine de biraz muvazanalı bir durum gibi.
Ag bg cg ne fark eder
Aktiengesellschaft hikaye
Docland gmbh mucidi tum handeslschuleler schwuleler bunun ustune oturuyo
Gesellschaft mit beschraenkter haftung eger cok salak degilsen isletme batmaz
Otesi hikaye ag mag kimse takmaz
Yani
Almanyada sen gibi kokoz
Para sikintisi cekiyo
Halkin elinde tum varliklar bankalara ayit.
Sen para getirde
Kaynagini kim takar
Alman bddk siymis
O isler helmut kohl ayi lahanasi sonrasi bitti
Onlarda paraya ac susuz
Ziraat Almanya tamamen ayrı bir banka. Evet sahibi Ziraat bankası ama onun dışında tüm işlemler Almanya'daki bir banka gibi olmalı. Almanya'daki bir bankanın Türkiye'deki bir gayrimenkulü ipotek alması epey muvazanalı bir işlem gibi duruyor. Bir kere ortada büyük bir kur riski var. Buradaki evin değeri 5 sene sonra yine 1mTL'de kalabilir ama Euro 10TL'ye çıkabilir. Teminat çok kısa bir süre içinde buharlaşabilir.
Bazı Avrupa ülkelerinin bankacılık denetleme kurumları Ağustos ayındaki kur şokundan sonra Türk bankalarının Avrupa'daki iştiraklerinden *günlük* likidite raporu talep etmeye başlamış. :yes:
https://www.bloomberg.com/news/artic...-austria-s-fma
Bu adam yıllardır bu Komisyon/Sigorta düdüklemesini yazar kimseden ses çıkmaz..
Bile bile lades....
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/p...ak-50719yy.htmAlıntı:
Bankalar kâğıt üzerinde faizi yüzde 21'e kadar indirmiş olabilir. Ancak kesilen acımasız zorunlu sigortalar ve komisyonlar kredinin maliyetini yüzde 50 faize denk getiriyor.Günlerdir yazıyorum. Bankalar limit tahsis sigortası, limit tahsis ücreti, limit tahsis komisyonu, limit tahsis gideri gibi dünyanın hiçbir yerinde olmayan komisyonları alıyorlar. Bunun yanı sıra hiçbir zaman riske dönüşmeyecek, gözüm, dişim, başım gibi saçma sapan onlarca sigorta poliçesini zorla kesiyor. Bunları ödemeyene ve bu sigortaları almayana kredi yok! Bu ücret, komisyon ve sigortaları kredi maliyetine eklediğinizde faiz oranı öyle bir yükseliyor ki!Bankalar son bir haftadır bilanço açıklıyor. Bakın lütfen bu bilançolara, bankaların faiz gelirinden daha fazla komisyon geliri var.KOBİ, bankaya gidiyor ve ortaya çıkan kredi maliyetini görünce arkasına bakmadan kaçıyor.
CHP böyle mi secim kazanacak......
http://m.ensonhaber.com/chpye-bir-el...r-ozelden.html
http://m.ensonhaber.com/muharrem-inc...-yuklendi.html
yat.tavs. değildir.
https://twitter.com/i/status/1093878955285843968
Mermiyle patlıcan arasında sıkıştık kaldık.
düşündüm:)
https://marcfabersblog.blogspot.com/Alıntı:
-Marc Faber: I need to buy more. So for me this is a very happy event. I dont like to buy gold at $1,900 like in 2011. I like to buy it here or lower.
-Gold Broker: Do you think it will break under $1,000 like some people say?
-Marc Faber: Look. The forecasting record of people is horrible, in particular, the forecasting record of the Federal Reserve. So, I dont know, maybe it will go below $1,000 but my sense is that it will not stay below $1,000.
http://www.hisse.net/topluluk/showthread.php?t=32942
seçim anketimşz açılmış
oylar gizlidir.
geneli değil sadece hissenet forumunun eğilimini yansıtır
yorum yapmayalım lütfen
Antalya'da 2 lira olan domates İstanbul'da 7 lira diye kızıyorlar.
Malın Osman Gazi Köprüsünden geçtiğini unutuyorlar...:)
Bu da twitter'den esintileme:
"Hocalar oyunuzu AKP'ye vermezseniz kör olursunuz diyorlar. Seçim sonrası yarımız kör, diğer yarımız akıl özürlü tuhaf bir toplum olacağız anlaşılan." :)
Dün Hazine ve Maliye Bakanımız Sera Kredisi açıkladı...
Açıklanan kredi bir dönüm alan için 80,000 euro veya 500,000 TL idi.. Artık öyle naylondan derme çatma sera olmayacak dedi... Düzgün, sağlam modern seralar olacak dedi...
Sıkıntı şu...
Sermayenin maliyeti...
500,000 TL si olan çiftçi köşedeki ING Bank a gitse yıllık %25 faiz alıcak... 500,000*0,25=125,000 TL eder...
125,000/12=10,416 TL para kazanır...
Şİmdi Anadolu da denilir ya... Zurnanın ZIRT dediği yere...
Bir dönüm modern sera yapıcaz.. Bir dönümden öyle bir DOMATES, Patates yada soğan hasadı yapacağız ki;
Aylık sermaye maliyeti olan 10,416 TL yi geçip üzerine kar edip ailemizi çoluk çocuğumuzu geçindirip, bu kredi taksitinide ödeyeceğiz...
Ve tüm bunları KG 1 TL den yada 2 TL den üretip sattığımız soğan patates ile yapıcaz...
Ya ben matematikten anlamıyorum....
Ya da bunların bildikleri başka bişeyler var..
Sonuçta koskoca bakanlıkta uzman var, uzman yrd cısı var, müfettiş var onun yardımcısı var, şube müdürleri var, onların yardımcıları var, daire başkanları var onların yardımcıları var, genel müdürleri var onlara yardım edenleri var, müsteşarı var ve onların yardımcıları var...
Var oğlu var...
Ben de bir yanlışlık var...
Ben en iyisi ODTÜ diplomamı yakayım...
neyse polemik olmasın.......Trollükde bana göre değilmiş zaten.....
Sera nın boyutları
yılda kaç defa ürün alındığı
ne kadar ürün alındığı
ortalama karlar
maliyetler
ciddi analiz ve sağlam bilgi gerektirir..
Daha evvel mevduat topiiğin dede yazdım yüzde 20 karla çalıştığını iddia ediyordu bir arkadaş..
Yüklendim biraz..
Bu ülkede karlar 1 e 3 1 e 5 lerde iken sen dalga mı geçiyorsun diye..
9 daire lik inşaat yapıyor müteahit 6-7 si ev sahiplerine
2-3 ü kendine kalıyor
800K dan satıyor 2 sini
1.6M
eee buradan ne çıkarıyoruz 9 dairenin maliyeti 1.6M dan çok çok az demek ki..
Zaten tüik i açıp baktığımızda lüks daire metre kare birim maliyetleri karşımıza çıkıyor..
Kaça kaç karla çalıştıkları ortaya çıkıyor bu durumda..
siyasette aslında bilinen kavramların "doğallaştırdıkları" için yeni nesil politikacıları tebrik mi etsek bilmem ne yapsak...
adam oy ver cenettin anahtarı bizden diyordu eskiden aynı kafanın yeni nesli de aynısını söylüyor Rûz-ı mahşerdee geçerli belge olarak bize verdiğin oyları göstermeniz yeterlidir ona göre...
vatan millet sakarya edebiyatı yapılıyordu , bal tutan parmağını yalar diyorlardı eskileri yenileri de hırsız ama bizden yine oylar bize diyor...
muhalefet desen çal çal oyna ...
bu belediye adaylarını hangi kriterlerle göre belirlediler... eminim ki bu seçimde de fiyasko ile sonuçlanacaktır...seçim sonrası boşalmış hazineyi yine vergi veren enayi takımına yüklenerek halletmeye çalışacaklr...
Bu işi bende biraz araştırdım,Sayın Selka sonuna kadar haklı,modern seradan bahsedilmiş,bu tür tesislerin ilk kurulum ve idame masrafları çok yüksek,içinde herkesi çalıştıramazsınız,kalifiye personel gerekli,can alıcı noktası ise neredeyse tüm ısıtma,sulama,ilaçlama ve gübreleme sistemleri elektronik ve tabi ki bizde üretilmiyor...
Bir firmamız,çok verimli,benzerlerinden çok az su,ilaç vb kullanan bir sistem yapmış,ancak en az 10 dönümlük tesis kuruyor ve maliyeti:1.5 MİLYON EURO..:oleyo:
Para sizin olsa yılda 380 ton domates için bu riske girer misiniz? yok değil kredi aldınız,böyle bir kredi kullanımından sonra bırak kar etmeyi,kredi borcunu ödemeyi düşünebilir misiniz?:notr:
Ayrıca, sebzedeki fiyat artışlarını önlemek için akla zarar fikirler dolaşıyor ortalıkta,bunlar,akaryakıt yangınını suyla söndürmeye benzer,dikkatli olmakta fayda var...
Çözüm? bence öncelikle sorun,gerçekçi olarak kabul edilmeli;daha az ekilebilir toprağımız,çok daha fazla nüfusumuz,devamlı şehre göç veren bir üretici topluluğumuz var,köye dönüş özendirilmeli,toprak birleştirmeleri süratle tamamlanarak,bu işi yapmak isteyenlerin masrafları azaltılmalıdır.(ör:adamın toplam 50 dönüm arazisi var fakat 7 parça,bunları işlemenin maliyeti çok daha fazla)üreticinin daha modern tarım yöntemlerine ulaşması sağlanmalı,devlet bu konuda destek ve kontrol görevi üstlenmelidir,yoksa mevsim şartları veya aşırı talep nedeniyle fiyatı yükselen her ürünü ithal etmeye kalkarsak,ilerki yıllarda daha kötü durumlarda kalabiliriz.
Aklınca domates biber patlıcanın konuşulmasını engelleyecek mermiye bağlayarak, asker (elbisesi), vatan, bekâya bağlayarak...Hainliğe getirecek aklınca...:he:
Acizlikten başka bişey değil maalesef...Yusuf yusuf durumları...Biliyor sebze fiyatlarının , market fiyatlarının (temizlik, deterjan, süt ürünleri, et fiyatları, diğer bütün ürünlerin fiyatları) nasıl etkilediğini insanları ve düşüncelerini, belki de oylarını...
Seraların plastikle kaplandığını, tohumların ve zirai ilaçların dolara bağlı ithal olduklarını, mazotun fiyatını, işçilik maaliyetini, suyun bile pahalılandığını, devletin su kanallarından akan su bile dünya para aldığını, pazarda sebze-meyvenin içine konduğu poşetin bile kilo fiyatının nasıl arttığını...Unuttuklarımı da forumdakiler ilave etsinler...
Evet selkanın önceki sayfada ilave ettiği esas kredi maliyeti de en büyük etken...
Sayın selka Çok katlı sera olabilir mi. Japonya da kısmen var. Ama bizimkiler abartır kaçak kat çıkarlar.
Sera demişken benim de aklıma güzel fikirler geliyor. :)
Büyük kentlerde evlerin çatıları teras biçiminde yapılıp, buralarda sebze ve meyve üretimi yapılabilir. Çok katlı seralar buralarda çok başarılı sonuçlar verir. Buralardan gelecek gelirler ortak alan giderlerinde de kullanılacağından aidatlara da faydası olur.
Belediyelerin yol kenarlarına diktiği süs bitkileri de yerini sebze-meyve üretimine bırakabilir. Millet Bahçeleri de Millet Bostanları olarak yeniden dizayn edilebilir. Pikniğe gelen vatandaşların yanlarında yalnızca et, ekmek getirmeleri de yeterli olacaktır bu durumda. :)
Biraz zihni sinir tarzı oldu ama ekonomimizin yakın zamanda düze çıkma ihtimali yoksa yaratıcı fikirlere açık olmak zorundayız. Syg.
akşama kadAR çözeriz bu meseleyi:)
Seraya falan gerek yok, büyükşehir'e giden köylüler köylerine dönüp tarlasını eksin, inek, koyun beslesin, uretsinler, ülke yine kendi kendine yeter ve bazı şeyler düzelir ama adamlar çocuklarını evlendiremiyor onlar da gidip, çöp karıştırıyor, degnekcilik yapıyor, fabrikada çalışıyor, merdiven temizliyor, kapıcılık yapıyor ve gün geliyor sistem tıkanıyor, köyler bomboş.
Bence şehiriçinde yol bölmeleri, gobekler ve kavşaklar da çok güzel çimler var etrafı da telle çevrili orada koyun beslenebilir, tavuk, hindi kaz da olur, boş duruyor belediyede çalışan iskurcular temizlik, şirketi elemanları falan sabah akşam şu yem verse yeter.