Güzel bir fon başarı hikayesi. Bakış açılarını tazelemek için paylaşmak istedim.
https://twitter.com/skhetpal/status/1695480715608228220
Printable View
Güzel bir fon başarı hikayesi. Bakış açılarını tazelemek için paylaşmak istedim.
https://twitter.com/skhetpal/status/1695480715608228220
Ne demek, vakit buldukça ve değişik bakış açılarına denk geldikçe elimden geleni yaparım. Bu aralar çok fazla iş çıkıyor, forumla çok haşır neşir olamıyorum. Ama sözüm olsun :)
Yazarların hepsi kıymetli paylaşımlar yapıyor gördüğüm, takip edebildiğim kadarıyla. Daha çok kıymetli paylaşımlar yapılırsa yatırımcılar (hepimiz) için daha çok fayda sağlanır diye düşünüyor ve temenni ediyorum.
Saygılar, sevgiler.
Geçenki üzerine çalıştığım konu aslında tam da bu soruya bir cevap bulma amacı güdüyordu. Değerleme rasyolarına nominal değil kâr marjlarına ve/veya sermaye getiri rasyolarına bağıl bir şekilde bakabilme amacıyla bir yöntem geliştirmeye çalışıyorum. Beta sürümü hazır, piyasaya sürmek için üzerine biraz daha çalışmam gerekecek.
Benzer örneği mesela bilişim yazılım sektöründe de verebiliriz. Daha çok donanım satan ve kâr marjları ve sermaye getiri oranları düşük olan firmalar nominal olarak daha düşük değerleme rasyoları ile fiyatlanırken yüksek kâr marjları ve sermaye getiri oranları ile çalışan yazılım şirketleri nominal olarak daha pahalı değerleme rasyoları ile fiyatlanabilmekte. Şimdi doğrudan f/k ya da fd/favöklere bakıp şu ucuz bu pahalı diye seçim yapıldığında yanlış seçimler yapılmış olabiliyor.
Bu sebeple, bu neden ucuz da diğeri pahalı fiyatlanıyor sorusunun cevabını ararken kârlılık ve verimliliğe bağıl değerleme yapmak gerekiyor ve rasyoları da bunları bağıl olarak yeniden hesaplamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Kesinlikle aynı fikirdeyim.
Ayrıca; yazılım firmaları ile donanım satan firmalar asla aynı rasyolarla değerlendirilmemeli. İkisi bambaşka sektörler ve her türlü dinamiği farklı. Bu çok yanlış bir yaklaşım olur. Benzer şekilde yazılım firmaları da aynı sektörde diye birbiri ile kıyaslanmamalı. Örneğin; kront ağırlıklı güvenlik yazılımı üretirken logo muhasebe yazılımı üretiyor. Bu yazılımların hem işlevi bambaşka, hem de satın alan firmalara katma değeri. Doğal olarak şirketlerin gelir seviyeleri de bambaşka, marjları da, arge yatırımları da, büyüme potansiyelleri de. Kısaca her şeyleri farklı. Nedense bizim ülkemizde aynı sektörde diye aynı rasyolarla karşılaştırma yapma hevesi var. Sanırım bu tembellik ve kolaycılıktan kaynaklanıyor, temelinde de finansal analiz eğitiminin yetersizliğinden.
Daha öneki mesajlarımdan birinde de belirtmiştim, ülkemizde takdir edilmesi gereken analist sayısı bir elin parmaklarını geçmez diye. 15-20 sene önce böyle değildi. Nedendir bilmiyorum bu alandaki liyakat da kayboldu gitti. Yazık gerçekten.
Bu sebeple sizin başlığınız ve bunun gibi başlıklar yatırımcı olmaya çalışan bizler için çok ama çok önemli.
Hocam sorunuzun tam cevabı olmayacak;
Benim genel yaklasımım:
1.Sirket kar etmiş mi?
2.Satışları ve kazançları artmış mı?(yani büyüyor mu?)
Bu arada bir parantez, ben esas faaliyet karı ile net kar arasında büyük dalgalanmalar sevmiyorum. (2.çeyrek icin gerçekleşen kur farkı gelirleri arızi bir durum olarak beklentimiz dahilindeydi, yatırımımızı buna göre planlamıştık.)
3.Finansal yapısı, kaldıraç oranı, ypp, finansal borç durumu..
4.değerleme unsuru olarak da f/k. f/k yı da (seçtiğim sirket için) ortalamalarına göre değerlendiriyorum.
Aynı zamanda ilk sorunuza da cevap olsun.
MIATK f/k itibariyle ortalamalarının üzerine çıktı. Bir ceyrekte bıraktığı hatırı sayılır karı ile satıp, karı realize edip, görece daha ucuz görünen başka bir teknoloji şirketi ATATP' e gectim.
ASTOR da aslında benzer durumda ama onu biraz tereddütten sonra bir çeyrek daha bekletmeye karar verdim.
TLMAN'ı bu dönem arızi gelirinin net karı etkilediğini ve önümüzdeki dönemlerde karını artıramayacagini düşünerek elden çıkardım.
KCAER açıkçası tamamen popüler bir hisse olarak portföye girdi. Yani aslında eleme kriterlerime uyan bir şirket değildi.
Mali yapısını, bilhassa finansal borçlarını kritik buldum bu donem icin ve filtrelemelerde sürekli öne çıkan ORGE ile değiştirdim.
Portföye yeni katılanların "bana göre" ortak özellikleri öncelikle güçlü finansal yapıları, karlılikları.
Biz denize oltamızı attık gerisi ya nasip.
GWIND'e bir çeyrek daha sans vermeye karar verdim.
ELITE için yıl sonu satış ve kar beklentisi açıklandı, gerçekleşmesi durumunda fiyatın primleneceğini düşündüğüm için tuttum. İçecek sektöründe başka alternatif de bulamadım açıkçası.
ARZUM'un peşinde koşarken finansalları daha iyi görünen IHEVA dikkatimi çekti.
Gerçi IHEVA'nında ucuz seyreden f/k sı biraz iskillendiriyor beni.
Bir ara bahsetmistim, hisse başına kara, satışların ve net karın büyume oranını uygulayıp, güncel fiyatı gekecekteki tahmini hbk'a bölerek güncel bir f/k oranı buluyorum. Değerlemede bunu da gözonünde bulunduruyorum ama bu ne kadar güvenilir bilinmez.
Yani dönemsel sirketlerde olmaz biliyorum. Büyüme oranlarının devam edeceği varsayımina dayanıyor.
Kısaca portföyün son durumu ile ilgili izahı böyle.
Bir de olgunlaşmış meyveleri toplayıp sepete koyup, ham meyvelerin de büyümesini beklemek gibi bir durum.
Bir tür bileşik getiri arayışı diyelim
Şirketi değerleyecek olsam kazancı üstüne kazanca etki etmeyen varlıkları da eklemek isterim, ne zaman bir arsanın yatırıma çıkacağı, büyük bir borç/alacak karşılığının boşa çıkacağı gibi şeyler de sonuçta gelecekteki kazançlara etki edecektir.
Ayrıca sayın müzikal'in dediği gibi bilanço kalemlerinin kalitesi de şirket hakkında bazı ipuçlarını veriyor.İlişkili işlemleri yüzünden kaç şirket her birimizin kara listesindedir acaba.
Sektör bazlı karşılaştırma eleştirilerinize de hak veriyorum, DOAS asla FROTO'nun sahip olduğu güvenceye sahip olamayacaktır çünkü kısmen VW ortaklığı yoktur ve distribütördür.Dolayısıyla eşit şartlarda her zaman daha ucuz olmalıdır.Tabii bu işin tek boyutlu tarafı.
Analistler konusunda da DOAS'ın son çeyrek hariç 2-3 çeyrek verilen kâr beklentilerini bir türlü anlayamadım.Araba çılgınlığında düz insanlar para kazanırken belki de %100 üzerinde marjlarla aksesuar satan distribütörlerin kâr beklentisini sadece geçen sene 10x satmış bu sene 11x öngörüyoruz beklentimiz %10 artıştır denmesini çok tembelce buldum.Sanki fanusta yaşıyorlarmış gibi.
Bir de artık analistler belirli 30-40 şirket dışına rapor yazmıyor.Bu artık kurumların politikası mı yoksa cesaret/bilgi eksikliği midir bilemedim.
Herkese katkılarından ötürü teşekkür ederim.
IHEVA benim sermaye getirilerine indirgenmiş değerleme rasyoları ortalamalarına göre en ucuz olarak listemin en tepesinde çıkıyor. Ancak onda 3 şey benim için kafamda soru işareti:
1) Favök ile net kârın gidişatı arasında büyük dengesizlikler ve uyumsuzluklar var uzun vade bakıldığında
2) Şirketin sahibi olan gruba bakışımda negatiflikler var.. O grubun şirketlerinin patronu reel ekonomiden para kazanmak yerine borsaya kote olmuş tüm şirketlerinden para kazanmayı tercih eden bir tip.
3) Bir de şirketlerin birbirinin içine çok girift olduğu yapıları sevmiyorum. Birisi onun ana ortağı, iştiraki olan gidip ana ortağın hissesine sahip ya da aynı iştirak gitmiş holdingin başka bir iştirakine holding ile beraber iştirak etmiş filan.. sonra o en sondaki iştirak gelmiş ana ortağın ya da başka iştiraklerin hisselerini almış borsadan filan.. Tuhaf bir yapılanma var. Benzer yapılanmalar NATEN, ESEN, MAGEN arasında da var.. ULKER de de benzer cinslikler var, sadece bu iştirakler borsaya kote olmadığı için kimsenin fazla dikkatini çekmiyor. İştirakleri olan şirketler o buna, bu ona iştirak etmiş, kimin kimle nereden ne kadar satışlar ve maliyetler bazında ilişkili olduğu net değil, kârın ya da zararın nerden nasıl geleceği belirsizlik içeren yapılar bunlar. O sebeple alırken 5 kere düşünüyorum.
Ben de değerlemede kazançlar kadar varlıkların da yer alması tarafındayım. O sebeple mesela sadece nakit akışına, yani aslında kazanca bağlı İNA değerlemelerini subjektif bulmanın yanısıra eksik de buluyorum. Aynı şekilde şirketlerin sadece favök ya da nêt kar ya da esas faaliyet kârı çarpanları ile değerlemeye tabi tutulmasını da tek ayaklı bir değerleme olarak görüyorum.
Fakat, buradaki kritik soru şu:
Bu ortak değerlemeyi yaparken (yani hem varlıkları hem kazancı içerisine alan bir değerleme yaparken) neler baz alınmalı, değerleme nasıl yapılmalı ve bunların ağırlıkları nasıl dağıtılmalı?
Bu soruya herkes türlü türlü cevaplar veriyor ve kimsenin aslında bu konuda kafası net değil.
Sizin bu konudaki yaklaşımınız nasıl?
Güncel ve popüler olduğu için bir örnek vereyim:
Geçen yıl Ereğli taşıyanlar Ereğli'nin kazanç çarpanları ile konuşuyordu.. 5-8 f/k, 3-7 fd/favök çarpanları ile oldukça ucuz yorumu yapılıyordu. Forward senaryolar hiç dikkate alınmıyordu, orası başka bir konu. Sonra işler bozulunca ve bu yıl 2 çeyrek üst üste kötü bilançolar ortaya çıkınca artık kimse kazanç çarpanlarına bakmıyor, ve herkes pd/dd muhabbeti yapıyor şimdilerde.
Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
Ben genellikle kazanca %80-85 fiyatlanmamış varlıkları varsa %15-20 olarak ağırlık veriyorum.Eğer sırf fiyata yansımayan varlığı olup vasat bir şirket olursa portföyde en fazla %5lik pay veriyorum.Kazanç dışı varlıkların fiyata yansıması bazen yıllar sürebiliyor o nedenle bu hisselerim genellikle endeksin altında getiri sağlıyor.
Her şeyden önce EREGL sektörü gereği döngüsel bir şirket, döngünün zirvesinde yatırımcı güveni oldukça yüksek olunca gerçek dışı beklentiler oluyor, sektörel döngü ilerledikçe yatırımcı da başka rasyolara doğru bakıyor diye düşünüyorum.
Ereğli aslında çok güzel bir örnek. Ereğli grafiğini ve ton başı kar metriğini üst üste koyduğunuzda arada bariz bir korelasyon olduğunu görmek mümkün. Bu korelasyon bazen önden bazen geriden gelebilir, ama var. Bu şirketin yatırımcısı bu metrik bazında yatırımına karar verebilir. Ne zaman defansif, ne zaman ofansif davranması gerektiğini pekala buradan çıkarabilir.
Benim demek istediğim konuya güzel bir örnek olmuş. Her şirket kendi özelinde değerlendirilmelidir.
Örneğin kocaer de demir çelik sektöründe, ama ürün gamı Ereğli'den bambaşka. Marjlarından tutun satış tonajına, ihracatından tutun mal ürettiği sektörlere kadar bambaşka. Kocaer için de (tonaj paylaşsalar) ton başı kar metriği üretsek ve anlamlandırmaya çalışsak, çok başarılı olamayız. O sebeple bu metrik kocaer için oldukça anlamsız olacaktır.
Sevgili Neonadamın görüşüne de katılıyorum. Bilançoda yer alan varlıkların olası satışları (tek sefer olacağı için, dolayısıyla kısa vadeli) da değerlendirilmeli. Buna bir örnek tnztp şirketi. Medikal sektörde ancak bir gayrimenkul projesini hayata geçiriyorlar. İş kolları ile alakası yok ama finansallarına ciddi etki edecek. Bu tip durumları ancak şirket ile detaylı ilgilendiğinizde ve üzerine araştırdığınızda bulabiliyorsunuz. Tınaztepe kimsenin radarında olmadığı için bu tür haberler kaynayıp gidiyor. Hiçbir analist bu şirketle uğraşmaz örneğin, ama güzel kar bırakıyor günün sonunda.
Bunun gibi tonla örnek var. Yılların milpası gibi. Şirket artık bir masa bir kasa, ama arazi sattılar diye prim yapıyor ciddi ciddi. Yahu bu şirket o araziyi üretmiyor ki, varmış portföyünde satıyor. Tek parça bir iş, bir daha da olmayacak, belki şirket kapatılacak. Ama bizim piyasa buna bakmaz. Nerede manipüle edilecek bir şey var, şrakkk onun peşinde. Bu da bizim aslında yatırımcı değil kumarbaz olduğumuzun en net göstergesidir.
Bu forumda kaç bin kişi vardır bilemiyorum ama uzun vadeli portföy (2-3 şirketten oluşan bir ekstreden bahsetmiyorum elbette) yapan kişi sayısının 100 kişiyi geçmeyeceğine inanıyorum.
Neyse, nereden nereye sıçradım. Konudan uzaklaşmayalım, kusuruma bakmayın, bu konuda biraz hassasım sanırım.
Peki diğer soruya cevabınız? (Aslında kısmi cevap vermişsiniz ama benim almayı istediğim cevap olmadığı için yineliyorum. :))
Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
Ben nasıl bir yöntem üzerinde çalıştığımı başka bir dosyaya yazıyorum. Burada yazarken tam metni göremediğim için yazım hatalarını bazen fark edemiyorum. Yazı bitince burada paylaşacağım.
Onun üzerinde bir fikir beyan etmenizi rica edeceğim. Daha önce tam aynısı olmasa da benzer yöntemlerle seçmiş olduğum hisselerde çok büyük bir verimlilik yaşamıştım getiri açısından. olabildiğince basit ama kullanışlı bir karşılaştırma yöntemi geliştirmeye uğraşıyorum.
-Eğer şirketin kazancı+varlıkları tarzı değerleme yapacaksam;
-Eğer yeni değerlenmiş bir gayrimenkulse bunun ben yarısını almayı tercih ediyorum.
-Diğer alacakların hiç birisini almıyorum zira bunlar ilişkili taraftan falan geliyor ve ne zaman ödeneceği belli olmuyor, düşük faizli de olabiliyor bazen.
-Eğer bir zamanlar KLMSN'ın yaptığı gibi sürekli riskli bonolar alınıyorsa bunların da %80 değerini alıyorum.Gerçi artık bu detaylara da erişemiyoruz.Onun haricindeki finansal varlıklar eğer işlem gören hisse senetleri değilse %100 alıyorum.
Bu tarz güvenli "değerleme"lerden sonra indirgeme yapmaya gerek olmadığını düşünüyorum, şirketin kazancının yaklaşık hak ettiği bant neyse onun üstüne bu varlıkları ekliyorum diyelim.
Onun haricinde dediğim gibi kazançtan gelen iç değeri şirketi seçmemde %85 ağırlığa sahip, diğer varlıkları şirketi seçtikten sonra genellikle bonus oluyor.
Hocam tekrar okuyunca aslında sorunuzu iyi okumadığımı fark ettim, bağışlayın.
Genelde kazançlarla kaynaklar arasında bir değerlendirme yapıyoruz, borçların yaratacağı maliyetlerin kazançlar üzerindeki etkisi yüzünden.
Varlıklar bir değerlendirme konusu olacaksa, varlıkları parasal değerleri itibariyle mi yoksa nitelikleri/etkinliklerine göre mi değerlendirmemiz gerekir?
Örneğin yatırım amaçlı alınan bir gayrimenkulün yeniden değerlemeden kaynaklı muhtemel değer artışı mıdır bizim için önemli olan yoksa başka bir sirketin ilave fabrika binası veya makina techizat yatırımı ile üretim kapasitesini artırması mıdır?
Her iki varlık alımı da sirketlerin hem defter değerini hem de aktif toplamını artırıcı nitelikte ama kazanca etkileri aynı oranda değil.
Güzel bir soru. Ancak ben burada şöyle bir karşı öneri getireceğim:
Ben tüm varlıkların kazanılan her bir kuruşta doğrudan ya da dolaylı olarak bir katkısının olduğunu düşünüyorum. Hatta çok sevdiğim bir sermaye verimlilik ölçüm rasyosu olan ROIC formulünün ve ROIC müdafaacılarının aksine yatırıma dönüştürülmediği için atıl duruyor görünen ve formulün paydasında kullanılan yatırılan sermaye kısmının formülünde işletme sermayesinden çıkartılan Nakit ve Benzerlerinin bile tüm kazançlarda bir etkiye sahip olabileceğini düşünüyorum. Tabii ki bazılarının etkisi az bazılarınınki çok olacaktır ve bunları ölçmek ya da bunlara kıymet biçmek çok da kolay olmayacaktır. Ancak şöyle uç gibi görünen bir örnekle durumu izah edeyim. Diyoruz ki tamamıyla yatırım amaçlı olarak alınan bir gayrı menkulün üretim için alınan bir duran varlığın verdiği katkı kadar katkı vermesi düşünülemez. Evet bu ilk bakışta doğru görünüyor. Hatta belki de üretilecek olan kazançlara hiç bir etkisi olmayacak. Ama bir de şu tarafından düşünelim. Şirket üretim için önemli olan bir duran varlık edinimi ya da stok alımı için finansmana ihtiyaç duydu ve tamamıyle yatırım amaçlı olarak alınan gayrı menkulu bu finansmanı sağlamak amacıyla ipotek olarak gösterdi. Şimdi burada tamamen atıl görünen ve üretime katkısı olmadığı düşünülen gayrı menkul gerçekten hiç bir fayda / katkı sağlamamış mıdır? Belki kullanılan o finansmanla alınan stokların üretimde kullanılması ile 1 yıl sonra varlıklarını % 20 oranında artıracak bu şirket. Ve o ipotek olmasa o finansman belki sağlanamayacak, o finansman sağlanamasa belki de o stoklar alınamayacak, o stoklar alınamasa belki o üretimler yapılamayacak ve aktifler % 20 büyümeyecekti. Aynı şeyi atıl gibi görünen nakitler için bile söyleyebiliriz. Belki orada atıl gibi duran nakitler şirketin iyi bir varlık ya da bir şirket satın almasına ve dolayısıyla çok büyük bir atılımına ve dönüşümüne katkıda bulunacaktır. Yani bunlar hepsi ihtimal dahilinde. Belki de sırf bu sebeple değerleme yaparken Varlıkları göz ardı etmenin ve sadece kazançlara odaklanmanın çok da adil bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum.
BLCYT, FONET ve GWIND paylarımı satıp yerine ARDYZ ve NUHCM alıp, TLMAN paylarımı da artırdım. Çimento şirketi adedi 2 oldu, kendi tavsiyelerimle de uyumsuz oldu biraz. Ama listemde çıkanlardan alınabilecek en makul ikiliyi seçmek istedim zaten elimde olmayanlar arasından. Artık bir müddet 12 hisse ile devam edeceğim. Hayırlı ve bereketli olur umarım.
BLCYT 10 işlem gününde % 6,42
FONET 5 işlem gününde % 7,81
GWIND 5 işlem gününde % 10,80
oranda portföye katkı sağlamış. En verimli olanı GWIND, en verimsiz olanı ise BLCYT olarak gerçekleşmiş bu süre zarfında.
Üçünün de hikayesi çok kısa sürdü, ancak yeniden oluşturduğum seçim kriterlerim ve son yapmış olduğum puanlamalar sonucunda bunları dışarda bırakma ihtiyacı hissettim. BLCYT için kararımın sebebini daha önceki yazılarda izah etmiştim. FONET'i daha iyi bir alternatif olduğunu düşündüğüm ve değerleme rasyoları, kârlılık marjları ve sermaye verimlilikleri açısından daha iyi puan alan ARDYZ ile değiştirdim. Portföyümde olmayıp da puanlama listemde iyi sıralarda yer alan 7-8 alternatif arasından, aynı sektörde AFYON'un da portföyümde olmasına rağmen, NUHCM'yi seçmem biraz tartışılır gibi görünse de, daha önceki tüm alış verişlerimde bana çok iyi dönüş sağladığı ve 3. çeyrek bilançolarda daha iyi performans beklediğim için alternatif olarak alabileceğim listemdeki diğer hisselere tercih etmiş oldum.
EGGUB, YUNSA, TUKAS, GEDZA, PLTUR, TMSAN, CEMTS ve KFEIN de şimdilik izleme listemde yer almaya devam ediyor. İzleme listemdekiler için geçmiş yıllarla mukayeseli 3. çeyrek bilanço beklentilerimi netleştirdikten sonra mevcut portföydekilerin paylarından biraz kırparak belki 1-2 ilave daha yapabilir, ya da 12 hisse ile bir müddet portföye dokunmadan devam edebilirim.
An itibariyle portföyüm
AFYON, ALKIM, ARDYZ, BNTAS, DESA, GENTS, MAKTK, NUHCM, ORGE, OYLUM, TLMAN, VAKKO
paylarından oluşuyor.
YTD.
https://i.hizliresim.com/fovasop.jpg
When comparing company operating fundamentals to observed market multiples, we see that companies with superior expected
growth and/or superior expected return on capital tend to trade at a premium multiple in the market compared to other companies.
Conversely, companies with lower expectations in growth or returns on capital tend to trade at a discounted multiple in the market compared to other companies.
Exhibit 2a demonstrates this relationship via a quadrant analysis. Here we take all companies in our data set as of December 2015 and plot them relative to their respective expected return on capital (on the x-axis) versus expected forward sales growth (on the y-axis). Next, we dissect the results into quadrants based on median level performance for growth and return on capital. Finally, we observe the median forward EV/EBITDA multiple for companies in each quadrant.
This 2 by 2 approach clearly shows that companies in the top right - those with above-median growth coupled with above-median return on capital - trade at the highest multiples in the market, currently 11.5x. This multiple is well above the 7.5x earned by companies with more modest performance in growth and return on capital, on the bottom left.
Credit Suisse Corporate Insights Q1-2016 Page 6
https://i.hizliresim.com/r190juz.jpg
Furthermore, Exhibit 2b shows the immense power of improving returns on capital. Improving returns on capital to above median
levels can drive almost three turns of enterprise value relative to a modest-performing company's forward cash flows (2.7x incremental multiple expansion when moving from bottom left to bottom right). This is more than double what improving growth
can do to that same company's market multiple (1.2x incremental multiple expansion when moving from bottom left to top left).
The companies that achieve the greatest premium multiples in the market are those that generate both outstanding returns on capital and superior growth. This set of outperforming companies currently earns an impressive 4.0x premium on a median basis
when compared to the more moderate performers in the bottom left quadrant. This tells us that the impact of growth is amplified when you combine it with superior return on capital. As an aside, we have also evaluated the data across specific industries, and have found similar results.
Exhibit 2 establishes that there are two distinct paths for multiple expansion for a company: either through increasing returns on capital (which can be driven by margin expansion or asset efficiency improvements) or through higher levels of growth. The optimal path would of course be to simultaneously drive both, like the companies in the top right quadrant of Exhibit 2a.
Credit Suisse Corporate Insights Q1-2016 Page 7
https://i.hizliresim.com/m5opkeo.jpg
The fact that companies with superior fundamentals trade at premium market multiples is not just a function of today’s volatile market environment, but rather this relationship is persistent and clear over longer periods of time. As Exhibit 3 shows, the market consistently ascribes premium multiples to companies with superior operating characteristics, even at the depths of the 2008 financial crisis. The outperforming companies with superior returns and superior growth (representing the top right quadrant of Exhibit 2a) have consistently maintained a premium to the moderate performers (representing the bottom left quadrant of Exhibit 2a).
Although the premium for superior operating performance is persistent, the level of premium varies over time, as evidenced by the dynamic levels of credit the market rewards to companies with superior fundamentals. The premium paid for superior fundamentals is currently 4.0x today but historically it has been as low as 1.7x, in the depths of the financial crisis in 2008.
Credit Suisse Corporate Insights Q1-2016 Page 8
EGGUB ve TMSN'yi izlemede bırakıp almadığıma pişman etti ikisi de birkaç gündür.. Tavan olmuş diye girmiyorsun, ertesi günler kaçmaya devam ediyor.. Giriyorsun sonraki gün geri dönüyor.. Bu işin ayarını tutturmak da zor zanaat..
Kırmızı bir günde 3-4 aykırı hisse portföyü pozitif tarafta tutuyor. Sepet olayının en sevdiğim tarafı da bu.
https://i.hizliresim.com/h83726t.jpg
Normalde % 1,50 civarı eksi kapatılabilecek bir günü, birisi vasat, birisi orta şeker, 2'si tavanlık 4 hissenin katkısı ile %0,50'nin biraz üzerinde artı kapatabilmeyi başardı portföy. Sepet sağolsun.
https://i.hizliresim.com/6k0p94z.jpg
FONET aldık kötü geçen 1 haftada %7,81 kâr bıraktı. Değiştirdik ARDYZ aldık, 2 günde % 12,02 kâr yazdı.
Bilişim-yazılımdan yana yüzümüz güldü geçen haftadan beri. Diğerleri eh işte.. Kimisi orta şeker, kimisi tosbağa.
Bakalım devamı nasıl gelecek. Geçen yıl bu vakitler hızlanmayı Eylül'de yapmıştık. Bu sene de benzer olabilir.
29 kasım'da nasıl bir sonuç ile karşılaşacağımız önemli.
Umalım ki eleme kriterlerimiz doğru hisseleri bulmuş olsun bizim için; tercihlerimizde yanılmamış olalım.
Seçtiğimiz şirketler iyi performans göstersin, bu öyle veya boyle fiyata yansır, bize de bir çeyrek daha para kazandırır.
Eski hisseler pozitif görünümlerini koruyor.
(ASTOR, ELITE, GWIND)
Yeni hisselerden AFYON ve ORGE bir miktar ekside
ATATP iyi bir performans sergiledi şu kısa sürede. Gerçi MIATK'i tutsam o da iyi gidecekmiş.
Bir de yenilerden KLKIM fena gitmiyor.
GEDZA, GENTS, küçük de olsa yesil kapattılar günü.
Bu arada ben de 9 hisse ile devam kararı aldım, IHEVA konusunda kendi prensiplerime aykırı davrandım ve almadım.
Normalde hissenin sahibine, tahtacısına vb.bakmadan kağıt üzerinde verileri iyiyse almam lazımdı ama cok da elzem görmedim. Şimdilik bu portföy yeterli görünüyor.
Bu arada AFYON ve ORGE BDDK" nın ikinci konutlar için verilecek kredilerle ilgili düzenlemesinden etkilenmis olabilir mi acaba?
ORGE'nin işlerinin konutlarla ilgisi yüzdesel olarak oldukça az.. Algısal etkilenme belki kısmen olmuştur.
ORGE Yatırımcı Sunumundan:
"30.06.2023 tarihi itibarıyla Yeni Alınan İşler toplamımız 680.480.834 TL+KDV tutarındadır. Bu büyüklük 30.06.2022 tarihi itibarıyla 130.038.344 TL+KDV seviyesinde gerçekleşmişti.
30.06.2023 tarihi itibarıyla Devam Eden İşler büyüklüğümüz (backlog) 1.077.828.796 TL+KDV seviyesinde bulunmaktadır. Bu büyüklük 30.06.2022 tarihi itibarıyla 353.657.672 TL+KDV seviyesinde gerçekleşmişti."
Hem yani alınan işlerdeki büyüme hem de backlog'daki büyüme dikkat çekici.. Böyle bir büyümeyi BRLSM'de gördüğümde hemen almıştım ve çok kısa zamanda acayip seri hareketler yapıp çok iyi kazandırmıştı. ORGE'den de benzer bir performans bekliyorum açıkçası. Bana göre tek sorun, aslında geçen senenin zirvesine bakarsan pek de öyle görünmese de, yılın dibini baz alırsan çok prim yapmış gibi görünmesi ve milleti biraz ürkütmesi.
Yeni alınan işler ve backlog'a bakarsak ORGE'yi negatif etkileyecek pek bir şey yok. Zaten hali hazırda yığınla iş mevcut üzerlerinde. Ve şirket iş almaya da devam eden bir şirket. Geçen yıldan beri GES olayına da girdiler, o sahada da işler alıyorlar artık.
Ve hedef satışlar, hedef favök konusunda ortaya oldukça defansif, muhafazakar rakamlar koyuyorlar ve bunları fersah fersah aşıyorlar. Geçen yıllardaki hedef rakamlara ve gerçekleşenlere bakılabilir. ORGE iyi yönetilen bir şirket ve Buffet'ın ekonomik hendek şartlarını tamamen sağlayan 5-6 şirketten bir tanesi. Orta uzun vadede, işler bu şekilde devam ettikçe elbette, taşıyan herkesi mutlu eden bir gelişim gösteriyor. Kısa vade kırılganlığı ilgiye karşılık hoş geldin partisi olabilir. Zaman tanımak lazım. Bazen 2 ayda küsüp gidenler 4 ay sonra ciddi pişmanlıklar yaşıyorlar.
Çimento şirketlerinin borsadaki fiyatlamalarda maalesef zaman zaman döngülerin etkisinde ya da bu tip haberlerin etkisinde kaldığı bir vakıa. İlla BDDK etkisi konuşacaksak, ORGE'den ziyade AFYON'da kısa vade etkisi daha fazla olmuştur diyebiliriz. Ama ülkenin önümüzdeki 2 yıl içerisinde ciddi çimento ihtiyacı hissedeceği de bir vakıa. Bu gerçeği günübirlik volatil hareketler gizleyemez. bugün ters teper yarın yine basar giderler. Ayrıca tahtası da biraz zordur AFYON'un.
Yatırım tavsiyesi değildir.
TLMAN'da diğer hisselerin 2 katı vardı yüzdesel olarak. GWIND, BLCYT ve FONET satışlarım sonrası ARDYZ ve NUHCM almıştım, ve TLMAN alım maliyetimin altına geldiği için ve açıkta kalan parayı kademeli olarak TLMAN alımı yaparak değerlendirmiştim.. Şu anda TLMAN'da maliyetim üstünde bir marj oluştuğu için yüzdesel pay olarak olması gereken seviyeye getirmek için yarısını sattım ve oluşan nakti DOAS alarak değerlendirdim.. Hisse alımı için koyduğum maksimum halka açık piyasa değeri limitimi DOAS için bozmuş oldum. Alım tarihlerim itibariyle portföyde halka açık piyasa değeri 5 milyar TL civarının üstünde olan tek hissem DOAS oldu. Hayrını görürüz inşallah.
Bir anda koptu gitti, umarım böyle devam eder.
https://i.hizliresim.com/4jq1i9x.jpg
DOAS alarak biraz kaşındık, ama portföyün performansı iyi devam ediyor..
Allah nasibimizi artırsın..
2 aylık performansımız + %78,57 olmuş..
Kıstas aldığımız fonun performansı aynı sürede + % 53,28 olarak gerçekleşmiş.
Aynı sürede endeks % 37,34 kazandırmış..
Nimetlerini bağışlayana hamd olsun..
Bereketini görün hocam. MaşAllah çok iyisiniz. Tabi bunda şans faktörünün minimum olduğunu düşüyorum geri kalan herşey sizin bilgi birikim donanım ve bu işe aşırı yetkinliğiniz sebep oluyor. Piyasaya kök söktürecek Çok iyi bir bireysel portföy yöneticisi olurmuşsunuz.
Sağolun hocam.. Gayret ediyoruz, işi ciddiye alıp çalışıyoruz, ve çalışmanın ve tecrübelerin getirdiği belli mantık kurgularını kullanarak seçim yapıyoruz. Ancak sonuçta nasibimizde olanı alıyoruz. Nasibimizde yoksa kurguyu yanlış oluşturur, hesabı yanlış yaparız, ya da giriş ve çıkış zamanlamalarını kötü yapabiliriz. Herşey olabilir.
Gayret bizden, takdir ve tevfik Allah'tan diyelim.
Bugünlerde daha önce de üzerinde kısmi yorumlar yaptığım fakat detaylarını çok fazla paylaşmadığım bir formülasyon üzerine çalışıyorum. O formülasyon ile elde edilen verilerin geçmişte nasıl çalıştığını test etmem lazım. İyi sonuçlar çıkarsa bu yöntem konusunda burada bir tartışma açmayı planlıyorum.
Formülü test etme ve ağırlıklarını ayarlama biraz zaman alacak. O arada mevcut portföy ile devam durumu olacak. Eğer sonuç çarpıcı olursa portföyde de ona uygun güncellemeler yapabilirim.
Maksat her daim bir tık ötesine gidebilmek.. Guardiola'nın sürekli gece gündüz oyun kurgusu ve taktikleri üzerinde çalışması gibi hep daha iyisinin keşfi için uğraşlar vermek lazım.
https://i.hizliresim.com/hl6vnpa.jpg
Portföy sabah şaha kalkmıştı, ancak bazı hisselerde kâr satışları ile karşılaştık.. Yine de endeksin kırmızı kapattığı bir günü düne oranla % 0,52 artı kapattık. Hamd olsun.
Portföyde bazı hisselerde momentum kaybı ya da bir doygunluk hissi seziyorum. Dokunmama ile onları başkaları ile ikame etme arasında tereddüt yaşıyorum bazen. Şimdilik hareketsizliği seçtim.
tliman 87.5 üzeri DÜK olur uzar inşallah