Sayfa 192/367 İlkİlk ... 92142182190191192193194202242292 ... SonSon
Arama sonucu : 2929 madde; 1,529 - 1,536 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1.  Alıntı Originally Posted by Neonadam Yazıyı Oku
    Şirketi değerleyecek olsam kazancı üstüne kazanca etki etmeyen varlıkları da eklemek isterim, ne zaman bir arsanın yatırıma çıkacağı, büyük bir borç/alacak karşılığının boşa çıkacağı gibi şeyler de sonuçta gelecekteki kazançlara etki edecektir.

    Ayrıca sayın müzikal'in dediği gibi bilanço kalemlerinin kalitesi de şirket hakkında bazı ipuçlarını veriyor.İlişkili işlemleri yüzünden kaç şirket her birimizin kara listesindedir acaba.

    Sektör bazlı karşılaştırma eleştirilerinize de hak veriyorum, DOAS asla FROTO'nun sahip olduğu güvenceye sahip olamayacaktır çünkü kısmen VW ortaklığı yoktur ve distribütördür.Dolayısıyla eşit şartlarda her zaman daha ucuz olmalıdır.Tabii bu işin tek boyutlu tarafı.

    Analistler konusunda da DOAS'ın son çeyrek hariç 2-3 çeyrek verilen kâr beklentilerini bir türlü anlayamadım.Araba çılgınlığında düz insanlar para kazanırken belki de %100 üzerinde marjlarla aksesuar satan distribütörlerin kâr beklentisini sadece geçen sene 10x satmış bu sene 11x öngörüyoruz beklentimiz %10 artıştır denmesini çok tembelce buldum.Sanki fanusta yaşıyorlarmış gibi.

    Bir de artık analistler belirli 30-40 şirket dışına rapor yazmıyor.Bu artık kurumların politikası mı yoksa cesaret/bilgi eksikliği midir bilemedim.

    Herkese katkılarından ötürü teşekkür ederim.
    Ben de değerlemede kazançlar kadar varlıkların da yer alması tarafındayım. O sebeple mesela sadece nakit akışına, yani aslında kazanca bağlı İNA değerlemelerini subjektif bulmanın yanısıra eksik de buluyorum. Aynı şekilde şirketlerin sadece favök ya da nêt kar ya da esas faaliyet kârı çarpanları ile değerlemeye tabi tutulmasını da tek ayaklı bir değerleme olarak görüyorum.

    Fakat, buradaki kritik soru şu:

    Bu ortak değerlemeyi yaparken (yani hem varlıkları hem kazancı içerisine alan bir değerleme yaparken) neler baz alınmalı, değerleme nasıl yapılmalı ve bunların ağırlıkları nasıl dağıtılmalı?

    Bu soruya herkes türlü türlü cevaplar veriyor ve kimsenin aslında bu konuda kafası net değil.

    Sizin bu konudaki yaklaşımınız nasıl?

    Güncel ve popüler olduğu için bir örnek vereyim:

    Geçen yıl Ereğli taşıyanlar Ereğli'nin kazanç çarpanları ile konuşuyordu.. 5-8 f/k, 3-7 fd/favök çarpanları ile oldukça ucuz yorumu yapılıyordu. Forward senaryolar hiç dikkate alınmıyordu, orası başka bir konu. Sonra işler bozulunca ve bu yıl 2 çeyrek üst üste kötü bilançolar ortaya çıkınca artık kimse kazanç çarpanlarına bakmıyor, ve herkes pd/dd muhabbeti yapıyor şimdilerde.

    Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  2. Ben genellikle kazanca %80-85 fiyatlanmamış varlıkları varsa %15-20 olarak ağırlık veriyorum.Eğer sırf fiyata yansımayan varlığı olup vasat bir şirket olursa portföyde en fazla %5lik pay veriyorum.Kazanç dışı varlıkların fiyata yansıması bazen yıllar sürebiliyor o nedenle bu hisselerim genellikle endeksin altında getiri sağlıyor.

    Her şeyden önce EREGL sektörü gereği döngüsel bir şirket, döngünün zirvesinde yatırımcı güveni oldukça yüksek olunca gerçek dışı beklentiler oluyor, sektörel döngü ilerledikçe yatırımcı da başka rasyolara doğru bakıyor diye düşünüyorum.

  3.  Alıntı Originally Posted by Neonadam Yazıyı Oku
    Ben genellikle kazanca %80-85 fiyatlanmamış varlıkları varsa %15-20 olarak ağırlık veriyorum.Eğer sırf fiyata yansımayan varlığı olup vasat bir şirket olursa portföyde en fazla %5lik pay veriyorum.Kazanç dışı varlıkların fiyata yansıması bazen yıllar sürebiliyor o nedenle bu hisselerim genellikle endeksin altında getiri sağlıyor.

    Her şeyden önce EREGL sektörü gereği döngüsel bir şirket, döngünün zirvesinde yatırımcı güveni oldukça yüksek olunca gerçek dışı beklentiler oluyor, sektörel döngü ilerledikçe yatırımcı da başka rasyolara doğru bakıyor diye düşünüyorum.
    Fiyatlanmamış varlıklardan kastınız nedir?
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Arsalar, binalar bazen öngördüğümüz değerlerde olmuyor ya onu kastetmiştim, mesela "X arsasına proje başlasa hisse şu kadar artar" gibi.

    Veya bir iş kolunun satılması gibi.

     Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Fiyatlanmamış varlıklardan kastınız nedir?

  5.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Ben de değerlemede kazançlar kadar varlıkların da yer alması tarafındayım. O sebeple mesela sadece nakit akışına, yani aslında kazanca bağlı İNA değerlemelerini subjektif bulmanın yanısıra eksik de buluyorum. Aynı şekilde şirketlerin sadece favök ya da nêt kar ya da esas faaliyet kârı çarpanları ile değerlemeye tabi tutulmasını da tek ayaklı bir değerleme olarak görüyorum.

    Fakat, buradaki kritik soru şu:

    Bu ortak değerlemeyi yaparken (yani hem varlıkları hem kazancı içerisine alan bir değerleme yaparken) neler baz alınmalı, değerleme nasıl yapılmalı ve bunların ağırlıkları nasıl dağıtılmalı?

    Bu soruya herkes türlü türlü cevaplar veriyor ve kimsenin aslında bu konuda kafası net değil.

    Sizin bu konudaki yaklaşımınız nasıl?

    Güncel ve popüler olduğu için bir örnek vereyim:

    Geçen yıl Ereğli taşıyanlar Ereğli'nin kazanç çarpanları ile konuşuyordu.. 5-8 f/k, 3-7 fd/favök çarpanları ile oldukça ucuz yorumu yapılıyordu. Forward senaryolar hiç dikkate alınmıyordu, orası başka bir konu. Sonra işler bozulunca ve bu yıl 2 çeyrek üst üste kötü bilançolar ortaya çıkınca artık kimse kazanç çarpanlarına bakmıyor, ve herkes pd/dd muhabbeti yapıyor şimdilerde.

    Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
    Ereğli aslında çok güzel bir örnek. Ereğli grafiğini ve ton başı kar metriğini üst üste koyduğunuzda arada bariz bir korelasyon olduğunu görmek mümkün. Bu korelasyon bazen önden bazen geriden gelebilir, ama var. Bu şirketin yatırımcısı bu metrik bazında yatırımına karar verebilir. Ne zaman defansif, ne zaman ofansif davranması gerektiğini pekala buradan çıkarabilir.

    Benim demek istediğim konuya güzel bir örnek olmuş. Her şirket kendi özelinde değerlendirilmelidir.

    Örneğin kocaer de demir çelik sektöründe, ama ürün gamı Ereğli'den bambaşka. Marjlarından tutun satış tonajına, ihracatından tutun mal ürettiği sektörlere kadar bambaşka. Kocaer için de (tonaj paylaşsalar) ton başı kar metriği üretsek ve anlamlandırmaya çalışsak, çok başarılı olamayız. O sebeple bu metrik kocaer için oldukça anlamsız olacaktır.

    Sevgili Neonadamın görüşüne de katılıyorum. Bilançoda yer alan varlıkların olası satışları (tek sefer olacağı için, dolayısıyla kısa vadeli) da değerlendirilmeli. Buna bir örnek tnztp şirketi. Medikal sektörde ancak bir gayrimenkul projesini hayata geçiriyorlar. İş kolları ile alakası yok ama finansallarına ciddi etki edecek. Bu tip durumları ancak şirket ile detaylı ilgilendiğinizde ve üzerine araştırdığınızda bulabiliyorsunuz. Tınaztepe kimsenin radarında olmadığı için bu tür haberler kaynayıp gidiyor. Hiçbir analist bu şirketle uğraşmaz örneğin, ama güzel kar bırakıyor günün sonunda.

    Bunun gibi tonla örnek var. Yılların milpası gibi. Şirket artık bir masa bir kasa, ama arazi sattılar diye prim yapıyor ciddi ciddi. Yahu bu şirket o araziyi üretmiyor ki, varmış portföyünde satıyor. Tek parça bir iş, bir daha da olmayacak, belki şirket kapatılacak. Ama bizim piyasa buna bakmaz. Nerede manipüle edilecek bir şey var, şrakkk onun peşinde. Bu da bizim aslında yatırımcı değil kumarbaz olduğumuzun en net göstergesidir.

    Bu forumda kaç bin kişi vardır bilemiyorum ama uzun vadeli portföy (2-3 şirketten oluşan bir ekstreden bahsetmiyorum elbette) yapan kişi sayısının 100 kişiyi geçmeyeceğine inanıyorum.

    Neyse, nereden nereye sıçradım. Konudan uzaklaşmayalım, kusuruma bakmayın, bu konuda biraz hassasım sanırım.

  6.  Alıntı Originally Posted by Neonadam Yazıyı Oku
    Arsalar, binalar bazen öngördüğümüz değerlerde olmuyor ya onu kastetmiştim, mesela "X arsasına proje başlasa hisse şu kadar artar" gibi.

    Veya bir iş kolunun satılması gibi.
    Peki diğer soruya cevabınız? (Aslında kısmi cevap vermişsiniz ama benim almayı istediğim cevap olmadığı için yineliyorum. )

    Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7. Ben nasıl bir yöntem üzerinde çalıştığımı başka bir dosyaya yazıyorum. Burada yazarken tam metni göremediğim için yazım hatalarını bazen fark edemiyorum. Yazı bitince burada paylaşacağım.

    Onun üzerinde bir fikir beyan etmenizi rica edeceğim. Daha önce tam aynısı olmasa da benzer yöntemlerle seçmiş olduğum hisselerde çok büyük bir verimlilik yaşamıştım getiri açısından. olabildiğince basit ama kullanışlı bir karşılaştırma yöntemi geliştirmeye uğraşıyorum.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  8.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Peki diğer soruya cevabınız? (Aslında kısmi cevap vermişsiniz ama benim almayı istediğim cevap olmadığı için yineliyorum. )

    Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?


    -Eğer şirketin kazancı+varlıkları tarzı değerleme yapacaksam;

    -Eğer yeni değerlenmiş bir gayrimenkulse bunun ben yarısını almayı tercih ediyorum.
    -Diğer alacakların hiç birisini almıyorum zira bunlar ilişkili taraftan falan geliyor ve ne zaman ödeneceği belli olmuyor, düşük faizli de olabiliyor bazen.
    -Eğer bir zamanlar KLMSN'ın yaptığı gibi sürekli riskli bonolar alınıyorsa bunların da %80 değerini alıyorum.Gerçi artık bu detaylara da erişemiyoruz.Onun haricindeki finansal varlıklar eğer işlem gören hisse senetleri değilse %100 alıyorum.

    Bu tarz güvenli "değerleme"lerden sonra indirgeme yapmaya gerek olmadığını düşünüyorum, şirketin kazancının yaklaşık hak ettiği bant neyse onun üstüne bu varlıkları ekliyorum diyelim.

    Onun haricinde dediğim gibi kazançtan gelen iç değeri şirketi seçmemde %85 ağırlığa sahip, diğer varlıkları şirketi seçtikten sonra genellikle bonus oluyor.

Sayfa 192/367 İlkİlk ... 92142182190191192193194202242292 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •