
Originally Posted by
Neonadam
Şirketi değerleyecek olsam kazancı üstüne kazanca etki etmeyen varlıkları da eklemek isterim, ne zaman bir arsanın yatırıma çıkacağı, büyük bir borç/alacak karşılığının boşa çıkacağı gibi şeyler de sonuçta gelecekteki kazançlara etki edecektir.
Ayrıca sayın müzikal'in dediği gibi bilanço kalemlerinin kalitesi de şirket hakkında bazı ipuçlarını veriyor.İlişkili işlemleri yüzünden kaç şirket her birimizin kara listesindedir acaba.
Sektör bazlı karşılaştırma eleştirilerinize de hak veriyorum, DOAS asla FROTO'nun sahip olduğu güvenceye sahip olamayacaktır çünkü kısmen VW ortaklığı yoktur ve distribütördür.Dolayısıyla eşit şartlarda her zaman daha ucuz olmalıdır.Tabii bu işin tek boyutlu tarafı.
Analistler konusunda da DOAS'ın son çeyrek hariç 2-3 çeyrek verilen kâr beklentilerini bir türlü anlayamadım.Araba çılgınlığında düz insanlar para kazanırken belki de %100 üzerinde marjlarla aksesuar satan distribütörlerin kâr beklentisini sadece geçen sene 10x satmış bu sene 11x öngörüyoruz beklentimiz %10 artıştır denmesini çok tembelce buldum.Sanki fanusta yaşıyorlarmış gibi.
Bir de artık analistler belirli 30-40 şirket dışına rapor yazmıyor.Bu artık kurumların politikası mı yoksa cesaret/bilgi eksikliği midir bilemedim.
Herkese katkılarından ötürü teşekkür ederim.
Ben de değerlemede kazançlar kadar varlıkların da yer alması tarafındayım. O sebeple mesela sadece nakit akışına, yani aslında kazanca bağlı İNA değerlemelerini subjektif bulmanın yanısıra eksik de buluyorum. Aynı şekilde şirketlerin sadece favök ya da nêt kar ya da esas faaliyet kârı çarpanları ile değerlemeye tabi tutulmasını da tek ayaklı bir değerleme olarak görüyorum.
Fakat, buradaki kritik soru şu:
Bu ortak değerlemeyi yaparken (yani hem varlıkları hem kazancı içerisine alan bir değerleme yaparken) neler baz alınmalı, değerleme nasıl yapılmalı ve bunların ağırlıkları nasıl dağıtılmalı?
Bu soruya herkes türlü türlü cevaplar veriyor ve kimsenin aslında bu konuda kafası net değil.
Sizin bu konudaki yaklaşımınız nasıl?
Güncel ve popüler olduğu için bir örnek vereyim:
Geçen yıl Ereğli taşıyanlar Ereğli'nin kazanç çarpanları ile konuşuyordu.. 5-8 f/k, 3-7 fd/favök çarpanları ile oldukça ucuz yorumu yapılıyordu. Forward senaryolar hiç dikkate alınmıyordu, orası başka bir konu. Sonra işler bozulunca ve bu yıl 2 çeyrek üst üste kötü bilançolar ortaya çıkınca artık kimse kazanç çarpanlarına bakmıyor, ve herkes pd/dd muhabbeti yapıyor şimdilerde.
Sizce varlıkları değerlemeye dahil ederken hangi kıstasları, hangi çarpanları baz almalı, bir şeye indirgeyerek değerleme yapılmalı mı bu varlık çarpanlarını düşünürken? Cevap evet ise kazanç çarpanları ve varlık çarpanları nasıl bir ağırlıkla ele alınmalı?
"İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
Clausewitz
Yer İmleri