Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz

Amerikan ekonomisi bizimki gibi değerlendirilmemeli, öyle çökecek hafife alınacak bir ekonomi değildir, adamlarda ekonomi,girişimcilik, yatırımcılık, nitelikli eğitim ülkenin tabanına yayılmıştır ve kültürlerinin bir parçası olmuştur. Ani bir krizle savaşla vb yamulsa bile, sıfırdan başlamak zorunda kalsa bile kısa sürede yine yürür gider (almanya gibi). Ayrıca çok güçlü devlet kurumları vardır, hukuk vb sistemi çok güçlüdür, işinin ehli insanlar yönetir, bizdeki gibi gelen giden oynayıp durmaz, yandaşlardan oluşturulmaz.
Adamları övmek için yazmadım bunları, demek istediğim bizim ülkemizde yaşamaktan dolayı edindiğimiz tecrübe ve endişeler orası için geçerli değil, çok farklılar.

Alıntı:

---

Originally Posted by discretus

+1
ülkede yandaşlar abd nin neredeyse her alandaki üstünlüğünün nedenlerini anlamıyorlar, gereksiz ve içi boş özgüven ile yaptıkları dış politikada elbette çuvallıyor ve başımızı derde sokuyor: son yıllarda hem jeopolitik hemde ekonomik olarak sayısız risk ve zarara yol açtı: suriye fiyaskosu, turizm gelirlerinin dış politika nedeniyle azalması vb.

kendi ülkelerindeki kötü yönetimi unutturmak için böyle zaman zaman manasız çıkışlarla abd yi küçümsüyorlar. savaştaysan bile yapman gereken asla karşındaki rakibi küçümsememektir, özellikle karşındaki ülke son 100 yıla damgasını vurmuş ve marsa robotik misyonla gitmeyi başarmışsa. neticede adamlar senin gibi isveçten araba getirip seçim dönemleri öncesinde halkı kandırmak için "yerli araba yaptık" yada başka vesilelerle "yerli falanca" yaptık demelerine gerek yok, zira gerçekten yapıyorlar.

tango yapacaksan ilk once öğrenmen gerekir. halka karşı yaptıkları ucuz kahramanlıkların aslında boş olduğunu yabancılar net olarak görüyor.

---

Alıntı:

---

Originally Posted by BORA YAŞAR

Geçmiş imparatorlukların çökmesine benzemez ABD hakimiyetinin ve doların göçmesi...

HUn'un, Göktürk'ün, Moğol'un, Selçuklu'nun çökmesiyle Roma'nın devrilmesinin etkilerinin de bir olmadığı gibi.

ABD nin buna izin verip vermeyeceği bir yana, onun yerine bir şey koymadan, tüm dünya hemen her devlet için elzem bu yaşamsal ilişkiler yumağını nasıl devam ettirebilecektir.

Hangi şifre, hangi anahtar, hangi ortak değerle...

Dünya kaça bölünecek, farklı gruplaşma içinde yer alan devletler, birbiriyle nasıl ve hangi değer temelinde ilişki kurabilecektir?


Ha, armageddon gibi bir şey olur, herşey yıkılır, 5-10 sene içinde de yeni dengeler kurulur, ölen ölür kalan sağlar bizimdir diyorsanız, herşeyi yeniden bir dünya savaşıyla başlatmak en mantıklısı.

Ha bu durumda 5-10 sene değil de belki çok daha uzun zaman gerekecek insanlığın tekrar ayağa kalkması için.


Doğrusu ben gençler gibi bu tür kıyamet senaryolarında çok fazla yaratıcı olamıyorum.

Tıkanıp kalıyorum.

---

üstad, şurası muhakkak ki, dünya ciddi bir kırılım dönemine girmiş durumda.. geçen yüzyıldaki dünya savaşları yada sovyet blokunun çökmesi- küreselleşmenin hakim olmasıyla eşdeğer bir kırılım.. mesela 5 sene evveline kadar 900 km sınır komşumuz olan ve 90 sene evveline kadar bir vilayetiniz olmasına rağmen hakkında- bir arap ülkesi olması dışında- en küçük bi fikrimiz bile olmayan suriye'de şu anda 62 ayrı ülkenin askeri gücü yer alıyor.. niye ?? anlatılan o ki, katar doğalgazının avrupaya geçiş hattını esed'in kabul etmediği (ab'nin gaz monopolü rusya olması vechiyle) ve esed'in devrilmesi üzerine kurulan senaryolar.. sonra, timur'a filleri şikayet etmek üzere yola çıkan nasreddin hoca misali, bizim elemanın ortada bırakılıvermesi, ve elemanın buna içerlemesi- görürsünüz siz vs

humeyni iran'ın başına geçtiğinde ve abd'yi büyük şeytan ilan ettiğinde şöyle demişti- bana gereken 'bi lokma, bi hırka' bunları her şekilde bulurum, bana bi şey yapamaz.. ve humeyni gerçekten de öyle yaşardı, bi lokma bi hırka.. onca ambargo, onca baskı gerçekten de yıkamadılar- o lokma ve o hırkayı her zaman bulabildi iran.. dakka bir saddam'ı saldılar iran'ın üstüne, 8 sene savaş- kaz***** olamadı, herşey aynı, ama onca potansiyel heba.. sonra saddam'ı tuzağa çekip onun üstüne çullandılar (sovyet yıkıldığı dakka) ama saddam'ı da almadılar ilk turda (sadece barzani/talabani'ye alan açtılar).. baba bush'un almadığını oğul bush'a aldırttılar 12 sene sonra, 9/11 bahanesiyle önce afgan sonra ırak işgali ( ve ırak kürtlerine demokratik özerklik).. her sene TR- Gsmh kadar bir rakamı askeri harcamaya ayıran bir abd..

şimdi şunu mu diyeceğiz- abd her türlü teknolojiyi/inovasyonu yapıyor ve bu yüzden gerzek bedevilerin yaşadığı ortadoğu coğrafyasıyla (ve ordaki 3 kuruşluk petrolle, gazla) ne işi olur ?? aslolan teknolojik upgrade ise ve zaten petrol fiyatları da düşüyorsa (ve teknolojik gelişmeyle yakında fosil yakıtlar toptan iptal olacaksa) ne diye bütçesinin esaslı kısmını ortadoğu operasyonlarına harcayıp duruyor? aslolan teknolojik gelişme ise, ne diye abd- avrupa- ing- rusya- çin vd bütün dünyanın odaklandığı yer suriye/ırak gibi çöl alanları ??

biz türkiye'de 20 sene türban tartıştık, daha uzun bi süre kürtçe tv açılırsa yada okullarda kürtçe dersi açılırsa, cumhuriyet yıkılır diye endişe ettik.. şimdi türban serbest, 5 bin kadar üni. öğrencisi kız türbanla giriyor, ne değişiyor? yada kürtçe ders verilse kaç öğrenci bu dersi talep edecek? ibrahim tatlıses kürtçe kaseti 25 bin satarken, türkçe kasetleri 1,5 milyon satıyordu 90'larda (kürtçe müzik kasedine izin verirsek ülke bölünür' diyenler vardı yine)

bugün daha da saçma sapan bir kutuplaşmaya harcıyoruz bütün enerjimizi, başkanlık vs.. ben muhalif olsam, başkanlığı desteklerim, %50 alsan herşey senin- 2014 cb seçimi %51.8, son seçim %49.x.. yani teke tek'te kazanması imkansız bir seçimden bahsetmiyoruz.. oysa şimdiki sistemde gördük ki, akp %40 ile tek başınayı kaybetse bile en kötü ihtimal- akp'nin büyük ortak olduğu bir koalisyon (akp- chp, akp-mhp yada akp-hdp).. başka ne var elimizde? 35 sene evvel amerikancı faşist cuntanın yapmış olduğu bir anayasa..

aman sakın değişmesin diye çırpınılan şeylere bak, komik.. ama küresel dengeler kökten değişirken, bizim bütün enerjimizi bi kişiye odaklamamız, trajik.. netice= traji-komik

Sn KaraKemal;

Anlattığınızın çoğu sebep değil sonuç.

Yalnız yazınızın başındaki Suriye bataklığı ile ilgili komplo teorinize " anlatılan o ki, katar doğalgazının avrupaya geçiş hattını esed'in kabul etmediği (ab'nin gaz monopolü rusya olması vechiyle) ve esed'in devrilmesi üzerine kurulan senaryolar." diye başlamışsınız.

Anlayamadığım şu...

Katar doğalgazı Suriye'ye kadar sanırım Irak üzerinden gelmeli...Tasarlanan doğalgaz hattı oradan Suriye'ye gireceğine, Türkiye'ye girse, zaten Katar'la aramız nasılsa iyiyken, oradan AB ye gitse daha uygun olmaz mıydı? Kavga da çıkmazdı...

Bir de ben muhalif olsam başkanlık sistemini desteklerim dedikten sonra yazınız "başka ne var elimizde? 35 sene evvel amerikancı faşist cuntanın yapmış olduğu bir anayasa.."
diye bitmekte...

Bugün Anayasa değişikliğine hayır diyenlerin nerdeyse tamamı, eminim, cunta Anayasası aynen kalsın diye bir düşünce içinde değiller.

Zaten cunta Anayasası bu yönetim de dahil çeşitli yönetimlerce onlarca defa değiştirildi.

İyi de bugünkü cunta Anayasasının alternatifi bu değişikliklerle getirilen Anayasa mıdır?


Neyse...

Bazı çelişkiler var yazınızda .

Kabul etmediğim. Ya da bana makul ve rasyonel gelmeyen.

Sadece onları işaret ettim.

yandaş kesimin mağduriyet temalarına daha oncede değinmiştik. yanlış icra edilen bir dış politika var ancak bunda mevcut zihniyetin kusurlarını görmezden geliyorlar. çok basit bir başlangıç noktası şu olabilir mesela: bu ülkede mevcut zihniyet 10 yıl once Buyuk Ortadoğu Projesi nin (BOP) eşbaşkanı olmakla övünüyordu. BOP projesi bunlara göre neydi acaba ? :) çok normal bir şeymiş gibi görmüş olsalar gerek ki "eşbaşkanlık görevini" bir övünç kaynağıymış gibi tekrarladılar uzun süre.

Genç Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, tüm halk cephede düşmanla savaşırken, savaşta yer almayanlar cephe gerisinde daha o zamandan başlayarak servet biriktirme ve servet edinme çabalarını hızla sürdürmekteydi.

1.nci ve 2.nci Dünya Savaşları'nın ardından, MILLENYUM hazırlıkları gereği Türkiye hep hedef ülkeydi ve çok partili sistem içerisindeki mücadele önce finansal hakimiyet altına almak, ardından çok partili görünmesine rağmen aslında hep tek bir kaz*****n olduğu fakat hep halkın kaybettiği bir sürecin ardından, Türkiye'nin fiziki işgali, Türkiye-İran Savaşı'nın tezgahlanmasıydı; tıpkı Orta Çağ'da Avrupa'daki katolik-protestan savaşları misali. Irak'ta neden sürekli olarak Şii-Sünni geriliminin karşılıklı sabotajlarla yabancı mihrakların kışkırttığına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. 2007 yılında Irak'ta Sünni militan kılığında Şii türbelerini bombalayan İngiliz ajanlarının tüm dünya basınına yansıyan tutuklanmalarına bakın anlarsınız yine.

MILLENYUM'un aslında Batı'yı nasıl köktendinci bir hale getirdiğini, nasıl olup da George W. Bush ile Usame Bin Laden'in görev sürelerinin eşgüdümlü bir şekilde yaklaşık aynı tarihlerde başlayıp ve bittiğine dikkatinizi çekerim. Hakikaten, Bush Beyaz Saray'I terk etti, Ladin ise artık bir ''video star'' değil, klipleri neden dünya basınına yansımıyor, hiç düşündünüz mü?

Dönelim Türkiye ve dünyada yaşadığımız 2,5.inci Dünya Savaşı'na ve öncesinde Türkiye'de yaşanan siyasi ve finansal çatışmaya.

Ecevit Hükümeti'nin işbaşına getirilmesi için Kenya'da Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye teslim edenler, Ecevit Hükümeti'ni devirmek için Uzak Doğu'da başlattıkları mali krizi Türkiye'ye taşımak suretiyle, nasıl da çok kısa bir süre içerisinde alaşağı etmişlerdi.50gr. bile olmayan Anayasa kitapçığının fırlatılması nedeniyle 2001-02 krizlerinin yaşandığına inanmak en hafif tabirle saflıktır. Gerçekte yaşanan ise kurnazca tezgahlanan bir finansal harp oyunu ile medyanın kitapçık olayını kamuflaj olarak kullandığı aldatmaca idi.

Temelde döviz stoklarının bir anda, şok bir şekilde merkez bankalarından çekilmesidir bu tür finansal harp operasyonlarında yapılan. Biz '80 öncesi de yaşamıştık aynı oyunu, Latin Amerika da, Arjantin de, Uzak Doğu da, Rusya da. Özetle ekonomik kriz çıktı dediğiniz her ülke veya ülkeler topluluğunda aslında yaşanan şey hep aynıdır. Ulusal şuura sahip olmayan, ya da ulusal olduğunu iddia eden,hatta kimi zaman faşizm eğilimleri ağır basan yönetimler ve elitler aracılığıyla 5-7 yıllık periyodlar halinde tekellerde toplanan milli servetlerin ve özellikle de döviz rezervlerinin suni gerilimleri bahane ederek Soğuk Savaş'ın MALİ YÖNETİM MERKEZİ olan New York-Paris-Londra-Frankfurt-Tokyo borsaları da kullanılarak Amerika'ya aktarılmasıdır.Aslında Amerika derken,kastettiğim Amerikan halkı falan da değildir,çünkü onlar yüzyıldır küresel hakimiyetin labratuar fareleri konumundadır.Kastettiğim Amerikan yönetiminin iplerini elinde bulunduran belli aileler,Amerikan Güç Merkezi'nin hissedarları olan CIA,Pentagon ve en nihayetinde NSA'dır.

Küresel Kraliyet adına Amerika (Yeni Dünya) Rockefeller, Avrupa (Eski Dünya) Rotschild tarafından yönetilir. Temelde hedef, hırsız ve vatansızların oluşturacağı TEK DÜNYA HÜKÜMETİ'dir. Bu hükümete ulaşmak için her türlü soykırım, savaş, soygun, sabotaj, suikast, komplo mubahtır. Sizlerin Rolls Royce diye sadece bir araba markası diye bildiğiniz şey DÖNÜŞÜMLÜ KRALİYET anlamına gelir. Sadece Küresel Kraliyet'e hizmet eden hükümet liderleri o marka araca binebilir. RR Logosu bunu ifade eder, Dönüşümlü Krallık.
Alıntıdır..

Alıntı:

---

Originally Posted by abartin

Hele ABD, AB ve muhtemelen Cin'ide icine alacak gelen 2018 krizi gorelim bakalim kim ne kadar guclu kim ne kadar zayif.

---

onu bunu bırak şimdi. bakalım TR nin kemikleri kırılırken goygoya devam edecekmisiniz. yaklaşan döviz krizi ekonominin anasını ağlatacak.

Alıntı:

---

Originally Posted by BORA YAŞAR

Sn KaraKemal;

Anlattığınızın çoğu sebep değil sonuç.

Yalnız yazınızın başındaki Suriye bataklığı ile ilgili komplo teorinize " anlatılan o ki, katar doğalgazının avrupaya geçiş hattını esed'in kabul etmediği (ab'nin gaz monopolü rusya olması vechiyle) ve esed'in devrilmesi üzerine kurulan senaryolar." diye başlamışsınız.

Anlayamadığım şu...

Katar doğalgazı Suriye'ye kadar sanırım Irak üzerinden gelmeli...Tasarlanan doğalgaz hattı oradan Suriye'ye gireceğine, Türkiye'ye girse, zaten Katar'la aramız nasılsa iyiyken, oradan AB ye gitse daha uygun olmaz mıydı? Kavga da çıkmazdı...

..

---

üstad, suriye gibi ciddi bir petrol/gaz rezervi olmayan ama hatların geçiş yolu olabilme özelliğine sahip bir toprak parçası üzerinde bu kadar vaveyla kopartılması açısından, anlatılan bu teori bana mantıksız gelmedi, o yüzden 'denilen o ki' diye aktardım.. gaz/petrol kaynağı ortadoğu'da, talebi avrupa'da, özellikle doğalgaz boru hattıyla aktarılmak durumunda, güzergah diye bi mevzuu var.. şahsi fikrime göre, esaslı sebeplerden biri de israil'in güvenliğidir- suriye arap dünyasının silahşörü olarak bilinir, bu rejimin yıkılması israil için iyidir çünkü hizbullan ve iran gibi israil'in belası olanlarla da aynı cephededir vs..

sn bosforusun alıntıladığı yazıya büyük ölçüde katılıyorum, bahsedilen aileler- yani fed-merkezli bankacılık sistemi üzerinden günümüz dünyasını ekonomik/siyasi olarak kontrol altında tutmakta olan güç sahipleri- bizim elemanın ismini çizdiler, devirmek için defalarca teşebbüste bulundular (oysa ilk 7 yılında destek atmışlardı- ordudaki avrasyacıları elimine etmek veya ordunun elinde tuttuğu siyasi inisiyatifi kırmak için).. ama olmadı, devrilmedi eleman, bileği bükülmedi.. şimdi bir mutabakat ihtimali var, uzlaşma sağlanırsa ekonomik görünüm tam terse döner

2013 fed kaynaklı EM paralarına saldırı hareketinde TL ortalama bir değer kaybetti- 2015 sonrası negatif ayrıştı, ilk sebep merkez bankası bağımsızlığı/ faiz söylemleriydi- reis ne zaman ağzını açsa kuru yukarı sürüyordu piyasa.. ikinci dinamik anayasa değişikliği idi ve asıl ayrışma onunla ilgili oldu.. ekim'de bahçeli ref. için açık çek verdi ve kur 2.90' ları yukarı geçerek
yürümeye başladı (15/07 darbede bile yukarı gitmemişti) bu anayasa değişikliğinden hiç bi zaman hoşlanmadı piyasa- adı geçtiğinde de, meclise geldiğinde de, halk oylamasına giden süreçte de).. böyle bi dinamik realize olduğu vakit (ister evet/ ister hayır) trend normalde terse döner.. hep böyle olmuştur, piyasaların işleme mantığı böyledir..

tabii, gönül ister ki, dolarcı arkadaşlar açısından kur hep yukarı devam etsin- en kısa zamanda 4.50 olsun, seneye 6.69 olsun, 7.00 olduğunda powerpc dolarlarından birazını bozsun (TL faizi de en az %20- 25 verirlerse) ekonomiye kazandırsın- o sayede yüksek teknolojiye/ inovasyona yatırım yapabilsin türk ekonomisi, ihracatçı bayram etsin :)

Alıntı:

---

Originally Posted by KaraKemal

.....bu anayasa değişikliğinden hiç bi zaman hoşlanmadı piyasa- adı geçtiğinde de, meclise geldiğinde de, halk oylamasına giden süreçte de).. böyle bi dinamik realize olduğu vakit (ister evet/ ister hayır) trend normalde terse döner.. hep böyle olmuştur, piyasaların işleme mantığı böyledir..

tabii, gönül ister ki, dolarcı arkadaşlar açısından kur hep yukarı devam etsin- en kısa zamanda 4.50 olsun, seneye 6.69 olsun...

---

Hocam öncelikle benim tahminim ref sonucu ne olursa olsun yaz sonu erken seçim olacağı. Tabi bu sefer ref. fiyatlaması yerini seçim beklentisine bırakacak.
2. Olarak ben de dolarcı sayılırım. Full dolardayım. Ama mevduat vs değil. Bu durumda aslında ben sadece paramın değerini korumuş oluyorum. Kazanç elde etmiş olmuyorum.
Diğer taraftan ben dolar kurunun uzun süre yüksek kalmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.Böylece belki "ne üretip kendimi yorayım. Alıp Çin'den kendi logomu basar satarım" mantığı biraz değişir...

SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.