Çin'le iş yapacaksa Türkiye'nin öncelikle Uygur meselesini çözmesi ve türk islam sentezli osmanlıcılık-kızıl elma hayallerini bir köşeye atması lazım. Daha bir kaç yıl önce sokakta dövmek için Çinli aranan bir ülkeye Çinlilerin batı ittifakının yaptığı gibi 100 milyarlarca dolar kredi açmaz, boş hayallere kapılmayın. Aradaki ticaretin yüzü gözü hürmetine önümüze 3-5 milyar atarlar, olduğu da olacağı da o kadar.
Verdikleri son kredi de iki önemli projenin refinansmanıydı, bunlarda hazine garantisi vardı zaten. ICBC'nin finansallarını dökmüşsün bir de, sanki "dükkan senin"demişler.
- - - - - - - - - -- - - - -- -- - - - - - - - - -
Winter is coming...
reis başkan bu
bir söylediği,
ertesi gün söylediğini tutmaz
yemişim kızılelmayı der geçer,
daha 5 yıl önce çözüm süreci
lahmacun ayran ikramı
şimdi ise tek terörist kalmayıncaya kadar inlerine gireceğiz.
dün uygur türkleri diyen reis başkan
yarın bizim ümmetimizden değil demez mi ?
paranın kokusunu alan müteahhit gibi
bak nasıl döner....
Türkiye'de temel problem şu : bilgili olanların yetkisi yok , yetkisi olanlarında bilgisi yok.
Bugün milyar euro seviyesinde yıllık cirosu olan bir şirketin CEO'su ile biraz sohbet imkanım oldu. Türkiye dahil çok sayıda ülkede iş yapan bir firma. Türkiye'de durumlar nasıl, insanlar ne düşünüyor, ne hissediyor, ne bekliyor diye sordu. Basından takip ettiğim kadarıyla, buradan takip ettiğim kadarıyla, etrafımdan gördüğüm kadarıyla anlatmaya çalıştım vaziyetleri. Ne olduğuna veya ne olacağına dair net bir algılaması ve beklentisi yok gibi görünüyordu. Sanırım mantık çerçevesinin dışına taştığı için yorumlamakta zorlanıyor. Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var gibi bir cümle gerçekten kurdu mu diyor. Savaş çıkma riski olabilir mi diyor.
Türkiye'de sokaktaki vatandaş rahat, biz ne krizler gördük, bu da gelir bu da geçer diyor, dolar kaç olmuş pek de umrunda olmuyor. Ben hep 50 liralık benzin alıyorum misali ben hep 50 liralık pazar alışverişi yapıyorum diye düşünüyor belki de. Biz burada kafayı yiyoruz günlerdir. Ben kendi yakınlarıma bile burada yaşadığımız kaygıları aktarınca dert etme takma kafaya sıkma canını gibi teselli cümleleriyle yanıt alıyorum. Halkta böyle bir rahatlık varken, biz burada acaba felaket tellallığı mı yapıyoruz gibi bazen kendimizi sorgularken, adam savaş çıkma riski olabilir mi diye sordu ya, varın siz düşünün adamların endişe seviyesinin bizden ne kadar yukarılarda olduğunu. Ne olup bittiğini ne yapılmaya çalışıldığını cidden anlayamıyorlar anlamlandıramıyorlar gibi gördüm.
Türkiye'nin Çin'den kredi alabileceğini, faiz oranlarının ise Türkiye istese de istemese de yükselmek zorunda kalacağını söyledi. Yine de buradaki dinamikleri ne kadar iyi algılayabildiğinden emin değilim. Gerçi Türkiye'deki ekonomistlerin bile ne konuşacağını ne söyleyeceğini ne yorumlayacağını ne bekleyeceğini bilemediği bir ortamda, yabancıların da benzer durumda olmasına şaşmamak lazım herhalde.
Kendi adıma, ben TL'de yakalandım. Şuraya düşerse vadeyi bozar alırım derken oraya hiç düşmedi. Erdoğan ve Albayrak'ın konuşmaları sırasında da takipteydim şuradan buradan alsam mı diye çok düşündüm ama terste kalma riski olsun kambiyo kontrolü söylentileri olsun elim varmadı işte. Sonrasında makas da açılınca kumardan farksız bir hale dönüştü durumlar. Ben artık olduğum yerde kalacağım. Çıkarsa da düşerse de mecburen kabulümdür.
Yeri gelmişken, dolarda olup dalgayı yakalayan arkadaşlara gelen özgüveni de aşırı bulduğumu belirtmeden edemeyeceğim. Elbette ki öncelikle buraya kadarki öngörülerinden dolayı tebrik ederim o ayrı, ancak söylemleri yazma tarzları her zaman her şeyi kesinlikle doğru bildiklerini düşünmeleri, bunlar sağlıklı yaklaşımlar gibi gelmiyor bana, özgüven iyidir ama aşırı özgüven ters tepebilir.
Yer İmleri