Sayfa 978/1001 İlkİlk ... 478878928968976977978979980988 ... SonSon
Arama sonucu : 8003 madde; 7,817 - 7,824 arası.

Konu: Cafe Trend&Trade - III

  1. #7817
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    49
    Gönderi
    4,514
    Godaman Hisse net Forum Ahalisinin,Derin dondurucularin, Et Bayramı kutlu olsun..!!.

  2. #7818
    ATATÜRK OLMAK..

    Şanlıurfa’da bir meczup, eline aldığı aletle, ilçenin meydanındaki tören alanında bulunan Atatürk Büstüne saldırarak, “Bizim dinimizde puta tapmak yoktur” demiş.

    Behey Gafil, sen hiç Atatürk Anıtına giderek, anıtın bir yerine bez parçası asan, böylece taliplerinin çıkacağına inanan bir evde kalmış gördün mü?

    Sen hiç, sınava girecek çocuğunu götürüp sınavda başarılı olması için Atatürk Heykeli’ne, ya da Anıtkabir’in mozolosine yalvaran bir zavallı gördün mü?

    Sen hiç ‘Ben Atatürk’ün halifesiyim’ diye ortaya çıkıp, kadınların göbeğine bir şeyler yazan, sonra da o kadınlara tecavüz girişiminde bulunan birini gördün mü?

    Sen hiç Atatürk ilkelerini yaşatmak amacıyla kurulmuş öğrenci evi, yurt, dersane gibi yerlerde 10-11 yaşında erkek çocuklarına tecavüz edildiğini duydun mu?

    Demek ki neymiş, “Atatürk bir aydınlanmanın adıdır.

    Atatürk çağdaşlığın ve kahramanlığın simgesidir.

    Türk Milleti onun manevi huzuruna adak adamak, hurafeler talep etmek için değil, saygısını dile getirmek için çıkar..”

    Bak be densiz, Atatürk kimdir, sana anlatayım..

    Atatürk olmak için önce Türk olmak lazım.
    Sonra milletin onu Ata olarak görmesi gerekir.
    Atatürk olmak için başka neler gerekir sayayım mı?
    Düşman çizmesi altında çiğnenen topraklar üzerinde isyan ateşi yakabilme gücü gerekir.
    Bir avuç inanmış insanla yola çıkarak bir ülkeyi nakış nakış örmek gerekir.
    "Bağımsızlık Benim karakterimdir" diyerek bu değere bir ülkeyi, bir toplumu inandırmak gerekir.
    Her türlü imkansızlığa rağmen, ülkenin işgal altında olmasına bakmadan, topyekun bir isyan ateşini yakmak gerekir.
    İngilizi, İtalyanı, Yunanı, hatta Avusturalyalısından oluşan devasa orduları Çanakkale Boğazına gömebilecek inanç ve iman gerekir.
    Atatürk olmak için Devletin hazine anahtarı elinin altındayken, annenden gelen "Paramız kalmadı oğul" mesajına "Evdeki kilimleri satın" diyebilecek kadar, dürüstlük ve sağlam karakter gerekir.
    Atatürk olmak için 4 kadını bir erkeğe cariye değil, her kadını birey olduğuna inandırmak, onun da erkek gibi seçilip seçebileceğini ona anlatmak gerekir.
    Atatürk olmak için kadının 4 adım önünden yürümek değil, yan yana, kol kola yürüyebilecek kadar aydınlık olmak gerekir.
    Atatürk olmak için, bir köşkün çatısını tehdit eden ağacı kesmek yerine, Köşkü yerinden kaydırabilecek kadar çevreci ve doğa düşkünü olmak gerekir.
    Atatürk olmak için Millete inanmak, güvenmek, yalan söylememek gerekir.
    Atatürk olmak için milletvekilinin de bir öğretmen kadar maaş alması gerektiğini savunabilmek, ülkenin bağımsızlığının, dışa bağımlılıktan kurtulduğumuzda güvence altına alınacağına inanmak ve üretimi her alanda geliştirmek gerekir.
    Atatürk olmak, bu ülkede yaşayan herkese aynı ölçüde yakın, aynı ölçüde uzak olmayı gerektirir.
    Atatürk olmak kutsalları basamak olarak kullanmak yerine, onların insanın manevi dünyasına uygun değerler olduğunu savunmak ve saygı duymayı gerektirir.
    Atatürk olmak, Allahın ayetleri ile bir yandan alay ederken, bir yandan da o ayetleri kitleleri uyutmak için kullanmaya izin vermez.
    Atatürk olmak, Misak-ı Milli demektir.
    Atatürk olmak, ülkede ve dünyada barışı savunmak demektir.
    Atatürk olmak, teröriste uzak durmayı, başka ülkelerin iç işlerine karışmamayı, ama ülkenin iç işlerine de kimseyi karıştırmamayı gerektirir.
    Atatürk olmak, bırakın teröristle, bu topraklarda gözü olan devletlerle bile masaya oturmaya izin vermemektir.
    Atatürk olmak, çalmamak, çaldırmamaktır.
    Atatürk olmak, çağdaş yaşamı sadece kendisine değil, ülke toprakları üzerindeki her bireye uygun bir yaşam tarzı olarak kabul etmeyi gerektirir.
    Ve Atatürk olmak, için demokrasiyi kafanın içinde benimsemek, ülke toprakları üzerinde her ferdin kanunlar önünde eşit olduğunu savunabilmektir.
    Atatürk olmak, Yasama, Yürütme, Yargı, Basın, Üniversite gibi oluşumların bağımsızlığını sonuna kadar savunmayı gerektirir.

    Yani, “O Samsun’a çıktı, ben de Samsung’a çıkıp ikinci bir Atatürk olayım” demekle Atatürk olunmaz.

    Atatürk anıtları bu ülkenin bağımsızlık sembolleridir.

    O nedenle kul ve teba olanlar anlamaz o anıtların önemini.

    Ondardır, senin ve senin gibilerin Atatürk aydınlığından yarasalar gibi korkmanız.

    Ama nafiledir gayretleriniz, Atatürk’ü yok sayma girişimleriniz.

    O Milletin gözünde olduğu gibi gönlünde de aydınlık bir köşe yaratmıştır.

    Bu milletin kanına ‘Bağımsızlık serumu’ enjekte etmiş, Cumhuriyet ve Demokrasi aşısı yapmıştır.

    Yani bir daha bu topraklar üzerinde ‘Padişah efendimiz’ diyemeyeceksiniz..

    Yani bir daha, bu millete el etek öptüremeyecek, yüz sürdüremeyeceksiniz..

    Beyhude çırpınışlarınız ışık görmüş yarasanın telaşından ibarettir.

    O kadar acizsiniz ki, Atatürk’ün miras bıraktıklarına karşı görüş geliştirmek yerine, onun heykellerine saldırıyor büstlerini tahrip ediyorsunuz..

    Ama bilmiyorsunuz ki, Türk Milletinin her ferdinin gönlünde bir anıttır Atatürk..

    O kadar anıtı nasıl yok edeceksiniz?

    Ahmet Zorlu [email protected]

    https://www.kayseriolay.com/ataturk-olmak-h20454.htm
    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
    YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI

  3. #7819
    Bakan Koca : Son üç günde ağır hasta sayısı en çok artan şehirler: İstanbul, Ankara, Konya, Gaziantep, Diyarbakır. 27 şehirde ise son üç günde yeni ağır hastamız olmadı. Zatürreli hasta oranımızda düşüş, yeni tanı konan hasta sayımızda artış eğilimi var.


    “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk.


    >>> FORUM KURALLARIMIZ <<<


  4. #7820
    Fitch, ABD’nin AAA olan kredi notunu teyit ederken görünümü durağandan negatife çevirdi

    “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk.


    >>> FORUM KURALLARIMIZ <<<


  5. #7821
    Aralarında eski ABD Başkanı Barack Obama ve Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in de olduğu birçok ismin Twitter hesabının ele geçirilmesi olayıyla ilgili ABD'de 17 yaşındaki bir çocuk tutuklandı.

    “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Mustafa Kemal Atatürk.


    >>> FORUM KURALLARIMIZ <<<


  6. #7822
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    49
    Gönderi
    4,514
    [QUOTE=MedwiG;4639490]Bakan Koca : Son üç günde ağır hasta sayısı en çok artan şehirler: İstanbul, Ankara, Konya, Gaziantep, Diyarbakır. 27 şehirde ise son üç günde yeni ağır hastamız olmadı. Zatürreli hasta oranımızda düşüş, yeni tanı konan hasta sayımızda artış eğilimi var.

    Kurbanlik Danalar ile beraber, Korona da mı Rahmetli mi oldu yaani..??
    Zatürre de nerden çıktı.?.
    Yoksa, Zatürre hastalığı ,Korona diye Millete yutturuluyor mu..??.
    Yok Arkadaş ,yok...Kimseye güven yok...
    Hastane Doktorundan,Devletin Bakanına kadar herkes bir film çeviriyor..Kimin ne yaptığı belli değil..

    Yahu, Duvarda'ki takvim yaprağında bile yemek tarifleri daha büyük yazı ile yazıyor...
    Bakanlığın yayınladığı belgeler ise,tam tersi karınca gibi.. Okumak için teleskop gerekiyor....!!..
    Bankaların ,müşterilere imzalattigi kredi sözleşmeleri bile daha okunaklı yaaa..!!..
    Bu açıklama belgelerine baktıkça sinirleniyorum, sinirlendikçe kısır döngü içerisine giriyorum..Sonra birdaha sinirleniyorum..;-((

  7. #7823
    [QUOTE=Kar_Adam;4639720]
     Alıntı Originally Posted by MedwiG Yazıyı Oku
    Bakan Koca : Son üç günde ağır hasta sayısı en çok artan şehirler: İstanbul, Ankara, Konya, Gaziantep, Diyarbakır. 27 şehirde ise son üç günde yeni ağır hastamız olmadı. Zatürreli hasta oranımızda düşüş, yeni tanı konan hasta sayımızda artış eğilimi var.

    Kurbanlik Danalar ile beraber, Korona da mı Rahmetli mi oldu yaani..??
    Zatürre de nerden çıktı.?.
    Yoksa, Zatürre hastalığı ,Korona diye Millete yutturuluyor mu..??.
    Yok Arkadaş ,yok...Kimseye güven yok...
    Hastane Doktorundan,Devletin Bakanına kadar herkes bir film çeviriyor..Kimin ne yaptığı belli değil..

    Yahu, Duvarda'ki takvim yaprağında bile yemek tarifleri daha büyük yazı ile yazıyor...
    Bakanlığın yayınladığı belgeler ise,tam tersi karınca gibi.. Okumak için teleskop gerekiyor....!!..
    Bankaların ,müşterilere imzalattigi kredi sözleşmeleri bile daha okunaklı yaaa..!!..
    Bu açıklama belgelerine baktıkça sinirleniyorum, sinirlendikçe kısır döngü içerisine giriyorum..Sonra birdaha sinirleniyorum..;-((
    Yalanlar

    Bir Müslüman iktidarın bu kadar güvensiz olacağını bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

    İsrafta,yolsuzlukta,adaletsizlikte,yalanda vb.

    Sonuç

    Pinokyo bile bunları kıskanır oldu.
    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
    YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI

  8. #7824
    Akrep, "akraba", kurban!!!


    Çocukluğumdan itibaren, Urfa sıra gecelerinde dinlediğim o yürek yakan "gazel"in düşündürücü sözleri hep aklımdadır...

    Yürek hangi zaman dara düşse, baş ne zaman sıkışsa, çelişki yaşamı ne zaman hapsetse o hüzünlü ve ders veren gazelin sözlerini de anımsarım...

    Hele de "akrebin bile akraba"ya yapmayacağı olayları duyduğum zaman ısrarla aklıma düşer o gazel...

    İnsanlığın; yani sevgi, saygı, iyilik ve güzelliğin rotasının değişmeye başlamasıyla birlikte, bizi bizimle bir tutan değerlerin sarsıldığını hissettiğimde de hep 'akrep'le 'akraba'yı yoldaş edinen o gazele sığındım...

    Çünkü o gazeli her dinlediğimde, kavganın tohum gibi zihnimize savrulduğunu, yaşamın bize sunduğu olanaklarla çatışmaya başladığımızı ve ne yazık ki çıkarların birbirine düşürdüğü güçler yüzünden insanlığın helak olmaya sürüklendiğini de anlarım!..

    Evet; dünya üzerinde kavga ne yazık ki türkülerin, gazellerin ve hoyratların anlatamayacağı kadar büyük!.. Hem de çok büyük!..


    Oysa kavga değil aslında, ardındaki zulüm, rant ve kin büyük!..Cehalet çukurunda bocaladıkça büyüyen, büyüdükçe batan, battıkça kirlenen, tiksindiren, utandıran yüz kızartan ve lanet ettirten bir zavallı kavgadır bu!..

    2.YAZI

    Müslümanların karanlık kavgası!..

    Yukarıdaki satırları 24 Eylül 2015'te niçin kaleme aldık biliyor musunuz?..

    Çünkü bu yazıdan bir gün önce Yemen'in Sana kentinde, hem de "bayram" namazı kılınırken bir camiye yapılan bombalı saldırıda 20'den fazla insan ölmüştü...


    Cemaatin arasında bulunan iki intihar eylemcisi üzerlerindeki bombayı patlatınca ortalık cehennem yerine dönmüştü...

    O vahşet üzerine şu soruları da sıralamıştık o gün;"...

    Rejim karşıtı Husiler'in denetimindeki Sana'daki bu vahşete kim imza attı?..

    Kesindir ki, bir dinci örgüt!..

    Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap devletleri koalisyonu ya da El Kaide ve IŞİD'in kolları mı?..

    Ne fark eder ki; birbirini 'akrep' gibi sokan 'akraba' Müslümanlar yine Müslümanları 'kurban' ettiler...

    "Evet; "Akrep ve akraba" demişken kuşkunuz var mıdır ki, hele günümüz İslam dünyasında ikisi de iç içe değil mi?..

    Söyler misiniz; İslam coğrafyasındaki kavga neden büyük?..

    Tarikat, cemaat, mezhep, rantiye, şeyh, hoca, emir, halife kavgası mı bu? Hayır...

    Müslümanlar hiç yere birbirini öldürüyor...

    Müslümanın düşmanı ne yazık ki Müslüman!..

    Cepheleşen, gruplaşan ve ne yazık ki kıyımda sürekli parçalananlar da Müslümanlar!..

    İnsanlık ve Batı uzayda yaşam alanları ararken Müslümanlar arasında asırlardır süren kavga hiç durmuyor;Birbirine karşı örgütlenenler Müslüman, işgal eden Müslüman, işgal edilen Müslüman, savaşan Müslüman, vuran Müslüman, baş kesen Müslüman, başı kesilen Müslüman, asılan, kırbaçlanan, kurşuna dizilen ve ne yazık ki topluca katledilen de Müslüman...

    Çünkü tetiği çeken, kılıcı kaldıran, palayı vuran, ilmiği atan ve bunları yaparken de hançeresinden çığlık çığlığa "tekbir" getiren de Müslüman...

    Yani ölenin de öldürenin de, "Allahüekber" diye bağırdığı bir dinin savaşında sürekli yok olanlar

    Müslümanlar...Velhasıl; "Allah'ın verdiği canı Allah alır" diye inananlar, fitneye, kine, intikama odaklanarak ve dindaş olduklarını unutarak birbirini vurdukça, uygar dünyanın ülkeleri artık korkarak bakıyor İslam dünyasına!..

    3.YAZI

    Mola vermeyen vahşet!..*

    Hizbullah, Müslüman Kardeşler, El Nusra, El Kaide, IŞİD, Taliban ve diğerleri Irak, Libya ve Suriye iç savaşında Müslümanları hedef alırken, yıllar boyu şu sorular da herkesin aklını kurcalamadı mı;"Sözde din uğruna dindaşlarıyla savaşan ve dindarlarını yok edenler neyi paylaşamıyorlar acaba?..

    Neyin bitmeyen kini, neyin kapkara öfkesidir bu?..

    Şerden beslenen bu intikam duygusu, kana odaklanmış bu şiddet sarmalı, cehaletin tetiklediği bu vahşet eylemleri kime ve neye hizmet ediyor?..

    Hoşgörü, merhamet, vicdan, inanç, insanlık, sevgi, hasret, özlem, kardeşlik nasıl olur da zifiri kinlere ve insanlıktan soyunmuş barbarlığa hizmet edebilir ki?..

    Hangi düşünce besliyor bu kirli ve şiddetten bir türlü arınamayan öfkeyi?..

    Hangi inanç emrediyor vahşetin en karanlığından savrulan bu gaddar zulmü?..

    "4 YAZI

    Arife günü katliam...*

    Evet; özelikle Orta Doğu ve Afrika'daki dinci örgütler bitmeyen kanlı saldırılarıyla gösterdiler ki;Eylem için çarşı-pazar, sokak-meydan, mezra-mahalle, köy-belde, ilçe-eyalet fark etmiyor...

    Çünkü İslam coğrafyasında, amaç katliam yapmak, insan öldürmek, korku salmak, şiddet sergilemek ve kör terörü dayatmaksa, mekanın "cami" ve zamanın "bayram" olması da zerre kadar önem arz etmiyor...

    İşte zavallıca sergilenmiş son vahşet örneği;Dün, yani arife günü İslam coğrafyasında yine bombalar patladı...

    Afganistan'ın başkenti Kabil'in güneyindeki Logar vilayetinin merkezinde bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında, aralarında çocukların da bulunduğu 8 sivil hayatını kaybetti, 30 sivil de yaralandı...

    Kabil yönetimi dinci örgüt Taliban'dan kuşkulanıyor.Bir başka İslam ülkesi, Suriye'nin Resulayn kentinde önceki gün bomba yüklü bir kamyonetin infilak etmesi sonucu 8 sivil yaşamını yitirdi, 12 kişi de yaralandı...

    Unutmayalım ki;7 Temmuz'da Afganistan'ın Nangarhar ve Zabul vilayetlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda 10 polis, 23 Temmuz'da Suriye'nin Rasulayn ilçesinde bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2 sivil öldü,* 26 Temmuz'da yine Rasulayn'daki sebze pazarında bomba yüklü motosikletin patlaması sonucunda, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 8 sivil hayatını kaybetmişti...

    Evet; yine bayram yine kan...

    Birbirini "akrep" gibi sokan "akraba" Müslümanlar yine Müslümanları "kurban" ettiler ne yazık ki...

    İyisi mi yazıyı, en başta dikkat çektiğimiz ve "akraba"ya "akrep" olanları anlatan o gazelin en çarpıcı bölümüyle bitirelim;- Duyan yok, söyleme başında bin türlü bela olsa...- Emin olma ki sakın, bir şahsa, hatta evliya olsa...- Sokar akrep gibi, fırsat bulunca akraba olsa...-

    Bütün ebnay-ı adem zehirli mare dönmüştür..

    .İnsanların bile şiddet zincirinde "kurban" edildiği bayramlar hiç yakışmıyor İslam dünyasına...

    Müslümanlar arasındaki bu karanlık savaşın biteceği günlerin özlemiyle, Kurban Bayramınız kutlu olsun... *
    Kaynak Yeniçağ: Akrep, "akraba", kurban!!! - Mehmet FARAÇ

    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/a...an-56431yy.htm
    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
    YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI

Sayfa 978/1001 İlkİlk ... 478878928968976977978979980988 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •