Originally Posted by
JonDowes
Evet, zaten mevduat faizlerinin 15'i geçmesi KGF kredilerinin en çok dağıtıldığı döneme; faizlerin düşmeye başlaması ise şu anki KGF'nin sınırlarına geldiği zamana denk geldi.
Para enjeksiyonunun türleri var. TCMB, QE tarzı bir varlık alım programı (mesela banka senedi alımları) yapmadı. Şu an yaptığı klasik para politikası kapsamındaki "likidite açığını gecelik fonlamak" sadece. Bunu da teminatlar karşılığı yapıyor. Bankaların ZK'ları dahi likidite açığından fazla. Ancak piyasadaki para hacmi doğal akışıyla büyümeden, kredileri zorlamak da kaçak/açık miktarını büyütüyor.
Burada klasik deyişle bir trade-off (bir şeyden feragat edip başka bir şeyi önemseme) var. Büyüme ve istihdam için; riskli krediler ve verimsiz yatırımlara yol açılıyor. Standart kısa vadeli politikalar hep bu yönde olmuştur. Ancak NO2 bittiğinde, ivme verecek yeni geçici araçlar bulmak gerekecek ve bu süreç böyle gittiği sürece de risk artarken verim düşecek.
TCMB'nin bu süreçte çok büyük bir ağırlığı olduğunu düşünmüyorum. Ana kararlar maliyeden ve banka regülatöründen geliyor. TCMB sadece alınan kararlara uyacak şekilde elindeki araçları kullanıyor.
Yer İmleri