Önce hafta içi verdiğim örneği tekrar vereyim:
************************************************** ****************************************
''Şöyle düşünelim; 1 USD=1 TL olsun. Bu tür bir kur seviyesinde de cari açığımızın sıfır olduğunu varsayalım. Ulaştırma maliyetleri ve korumacılık önlemlerinin olmadığı bir ortamda, Bizim ürettiğimiz 1 adet çamaşır Makinesi = 1000 TL ise, bu çamaşır makinesi'nin dolar bazında fiyatı 1000 ABD dolarıdır (Çünkü 1 USD =1 TL'dir). Aradan 2 yıl geçmiş olsun ve Türkiye'deki enflasyon izleyen 2 yılda toplam %40 olsun. Yani çamaşır makinesi'nin fiyatı 1000 TL'den 1400 TL'ye çıkmış olsun ve ABD'de bu sürede enflasyon 'sıfır' olsun. Eğer kurlar hala 1 USD = 1 TL ise bizim paramız ABD dolarına karşı aşırı değerlenmiştir. Yani adet çamaşır makinesi = 1400 USD seviyesine gelmiştir. Dolayısıyla ABD'li biri bizim ürettiğimiz 1400 USD'lık çamaşır makinesini değil kendi ürettikleri 1000 USD'lık Çamaşır makinesini satın alacaktır. Paramız aşırı değerli olduğu için, biz de kendi çamaşır makinemizi, televizyonumuzu, otomobilimizi veya buzdolabını almak yerine daha ucuza gelen diğer ülke mallarını (Bu örnekte ABD mallarını) almak isteriz(1400 TL yerine 1000 TL'ye). Zaten gelişmekte olan ülkelerdeki en büyük problemlerden biri ithal mallarını tüketmeye yönelik güçlü istektir. Şimdi örneğe tekrar dönecek olursak; eğer bu 2 yıl içinde enflasyon birikimli olarak %40 olmuşken, Türk lirası da dolara karşı %40 değer kaybetmiş olursa 1USD =1.40 TL olacaktır. Böylelikle bizim bir adet çamaşır makinemiz 1400 TL olsa dahi dolar fiyatı = 1400/1.40 = 1000 USD şeklinde olacak ve dış ticaret açığı oluşmasını engelleyecektir. TL'nin değer kaybetmesi, hem yerlilerden gelen ithal taleplerini sınırlayacak, hem de ihracatın sorunsuz devam etmesini sağlayacaktır. İşte bu mantıkla bir hesaplama yapılabilir.''
************************************************** ****************************************
Her ülkede,o ülkenin şartlarına göre bir üretim maliyeti vardır,üretmediğiniz malları mecburen fiyat ne olursa olsun dışarıdan almak zorundasınız(Örneğin petrol gibi,ilaç gibi..) ama üretebildiğiniz ürünlerde ithalat yapıp yapmamanız için belirleyici olan üretim maliyetidir.Örneğin -desteksiz atan birinin hafta içinde söylediği gibi- 'doların 4 tl'nin altına gelmesini bekliyorum' gerçekleştiğini bir an düşünelim ,ne olur! Tarım ürünlerinden sanayi ürünlerine Türkiye'de üretilen her şeyin maliyeti yurt dışına göre çok daha pahalı olur,Türkiye'de üretilen hiç bir şey ,fiyatı ithallere göre çok daha pahalı olacağı için satılamaz,her şeyi ithal etmeye başlarız,fabrikalar kapanır çalışanlar işsiz kalır,köylerdeki üreticiler de üretmeyi bırakır şehirlerde iş aramaya gelirler.İşi olanlar sadece devlet memurları ve hekim,avukat,berber,taksi şöförü,lokantacı gibi hizmet sektöründe olanlar olur,her şeyi ithal ettiğimiz için bunu daha fazla borçlanarak yaparız,5-6 yıl içinde 450 milyar doları aşkın borcumuz katlanarak 1 trilyon dolara dayanır,diyeceğim ama diyemiyorum,çünkü o duruma gelmeden kreditörler ''bu ülkede hiç bir şey üretilmiyor,verdiğimiz borcu nasıl ödeyecekler'' deyip borç vermeyi keserler,öyle olunca da her şey yurt dışından ithal edildiği için ülkede ekmekten ilaca hiçbir şeyi bulamazsınız,hem enflasyon hem de kurlar göklere çıkar,fabrikalar hurda fiyatına satıldığı ve köylü de üretimi bırakıp şehre indiği için hemen üretime de yeniden dönemezsiniz,ülkede kaos olur.
Yukarıda çizdiğim senaryo ''çok uç'' bir senaryo,asla olmayacak bir şey,sadece ''döviz kurlarının şuraya inmesini bekliyorum'' diyenlerin nasıl saçmaladığını göstermek için yazdım.
Şu anda Türkiye'de durum şudur
1)Yılbaşı itibariyle Türk lirası aşırı değerliydi,sonra yaz aylarından itibaren türk lirası sert değer kaybetti 1USD=7.20 TL'ye kadar ,değersiz hale geldi,daha sonrasında da gerek kurlarda geri gelmesi ve gerekse yüksek enflasyon ile değer kayıplarını geri aldı,hatta şu anda -daha önceki sayfalarda hesaplamasını yaptığım gibi- tekrar değerli bölgeye girdi.
2)Dış ticaret anlaşmalarının bağlayıcılığı vardır,ithalatçı iseniz müşteri olduğunuz için, satıcı müşterisini kaybetmemek için sipariş iptallerine daha müsahamalı yaklaşırken,ama ihracatçı iseniz verdiğiniz fiyattan ''maliyetim yükseldi'' diye sözleşme fiyatından sipariş karşılamaz iseniz o pazarı kaybedersiniz,bir daha da aynı müşteriye mal satamazsınız,ayrıca hukuki bir takım davalarla da yüzyüze gelirsiniz.
-İhracatçının 1usd:6.50 tl olduğu zamanlarda müşterinin zorlamasıyla yaptığı fiyat indirimleri var.
-İhracat yapılan ürünler için tutulan yurt dışı üretici fiyat endeksi yıllık artışı %75'e yükselmiş durumda(Yeni veri önümüzdeki hafta gelecek)
-Son 2 aydır yapılan ihracatlar büyük ölçüde stoklardan idi,yılbaşından itibaren yeni üretim maliyetleriyle mevcut döviz kurundan ihracat zarar yazar.Özellikle GBP/USD paritesinin gerilemesiyle üçüncü büyük ihracat pazarımız İngiltere'ye yapılan ihracat şimdiden zarar yazmaya başladı,Euro bölgesine yapılan ihracatlar da mevcut paritelerden maliyetiyle başa baş noktasında artık kar yazmıyor.
-Kasım ayı için ,1 EURO=1.14 paritesine göre 1USD=6 TL'nin üzeri ihracatçı için rekabetçi ,para kazandıran ve teşvik edici bir kur seviyesi olur düşüncesindeyim,5.40 tl ise TİM başkanının da ifade ettiği gibi benim daha önce denge kuruna ilişkin verdiğim bandın alt seviyesi,kur hiç bir şekilde bu seviyenin altına inmemeli ve her ay da bölgeler arası enflasyon farkı kadar artarak güncellenmeli.
Yer İmleri