Printable View
İş bir noktadan sonraşu noktada kilitleniyor...Risk alarak yılda ortalama %30-40 getiri mi? Yoksa çok çok az risk alarak yılda %15 getiri mi? Ortalaam enflasyon %10 ve mevduat-tahvil faizi gibi garantili kazançların getirisi de %12 diyelim...Ben şahsen erken emeklilik planı yapan bizim gibiler için az riskli olanını tercih ederim.
Konuyu sayısal bir örnekle açayım.
Biri size dese ki, %50 getiri potansiyeli olan bir yatırım aracı var, ama bunun gerçekleşme ihtimali %25...diğer tarafta %20 getiri potansiyeli olan başka bir yatırım var, bunun ihtimali de %60...hangi alternatifi seçerdiniz??
Sayın Cautionary,
Bu sorunuzun cevabı kişinin kişilik ve yatırımcı özelliklerine göre değişir.
Yada tam tersten bakarsak, kişilerin vereceği cevaba göre, kişilik ve yatırıncı özellikleri ortaya çıkabilir.
Ama sorun şu ki, bu farazi sorunun cevabını farazi olarak ben %50 riski alırım diyenlerin çok çok büyük bir kısmının, verdikleri soğukkanlı farazi cevap ile riski gerçekten aldıkları zamanki davaranış özellikleri taban tabana zıt olacaktır.
Gerçekler karşısındaki davranış modelleri hep kayıplara sebep olacaktır.
Bu farazi sorunun nasıl cevaplanacağını bilemem ama şunu bilirim ki, gerçekte kimse çıkıp size borsaya şu dönemde girersen %50 kazanacaksın ama bu %25 ihtimalle gerçekleşir, aynı dönemde dolarda %20 kazanacaksın %60 ihtimalle, diyemez.
Bence siz çok anlamlı bir amaçla başlattığınız bu başlığın, diğer başlıklar altında bol kepçe tartışılan ama hiçbşr şekilde bir yere varılamayan olasılık hesapları ile boğulmasına izin vermeyin. Bizde, özellikle genç beyaz yakada faydalanmaya devam etsin. Elbette başlık sizin takdir sizin.
Beninkisi sadece öneri.
SM-G920F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sevgili Cauti,
Ornek farazi de olsa sahsen ben sizin tercih ettiginiz sekilde yapiyorum tercihlerimi.
Bu konuda Sn.Ctugrul ile muttefik olarak yazdiklarimiz ilgili topicte duruyor.
Insan kazandiginda bu kazanci biriktirmek ister.
Soru, hangi asset'te birikim yapacaksiniz ? noktasina geliyor sonucta.
Bizim yillardir kararimiz belli.
Sevgili ctugrul,
Aslında pek çok arkadaş sizin gibi düşünüyor...karmaşık ihtimal hesapları filan. Hatta böyle bir ihtimal hesabı mantıklı değil, ya da mümkün değil vs.
Aslında seçim kolay, beklenen deger teoremi denen bir kavram var...kısaca şunu söyler..bir yatırımın beklenen getirisi, beklenen değer artışı ile ihtimalin çarpımına eşittir.
1-) Beklenen getiri=%50*%25=%12,5
2-) Beklenen getiri= %20*%70=%14
Hesap ortada aslında.
Bu konuyu şundan açtım...her zaman yüksek getiri ön planda oluyor, buna odaklanılıyor, ama riskler göz ardı ediliyor.
Biz burada uzun vadeyi konuşuyorsak, riski az ve getirisi makul opsiyonlara odaklanmalıyız.
Alıntı:
Originally Posted by ctugrul
Sevgili Cautionary,Alıntı:
Originally Posted by Cautionary
Ben bunu ilk defa duyuyorum. WF'ın veya onun hocası kabul edilen BG'ın değerleme modellerini okudum ama bunu daha önce duymamıştım.
Tanımlamada bir terslik var gibi sanki. Denklemin bir tarafında "Beklenen getiri" diğer tarafında "Beklenen Değer Artışı" ifadeleri var. Bunlar aynı şeyler değil mi, zaten?
Beklenen getiri dediğimiz şey, sizin alım yaptığınız nokta ile çıkış yaptığınız nokta arasındaki yüzdesel değer ise, bu değer aynı zamanda sizin paranızın değer artışıda olmazmı? Örneğin başra 100 TK param var. 150 TL oaram olmasını bekliyorum. Bu 50 TL hem beklenen getri hemde beklenen değer artışı olmuyor mu?
Ayrıca denklemin diğer tarafı da birde "İhtimal" tanımı var.
İki sorum var,
1-Bu ihtimal rakamı neye göre belirleniyor? Örnekle açıklarmısınız? Mesela BIST 100'ün 6 ay sonra %30 değer kazanma ihtimali nedir? Nasıl hesaplanır?
2- "Beklenen getiri" ve "Beklenen Değer Artışı" aynı şey ise, bir denklemin iki tarafında var olan aynı değeri, bir tarafta bir rakamla çarparken diğer tarafta çarpmayıp aynı değeri buluyorsak, aynı değeri çarptığımız rakamın 1 olması gerekmezmi?
SM-G920F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Basit bir finans matematiğinden bahsediyorum...Master ya da doktora düzeyindeki eğitimlerin giriş konularındandır, lisansta mühendislik okudum, ama lisanta da anlatılıyor olması lazım.
İfadelere takılmayın...çok temel bir şeyden bahsediyorum...Olasılık hesabından yani....önünde iki seçim var, birinde bir saat çalış sana 40 tl vereceğim diyor iş veren...diğerinde ise yazı tura atacağız yazı gelirse 100 tl verceğim, tura gelirse para yok diyor...hangisini seçersin. birinde 40 tl alman garanti, 40*%100=40 tl..diğerinde %50*100=50 tl(yazı gelme ihtimali %50 dir).
Yani rasyonel insan şöyle yapmalı...%50 ihtimalle 100 tl kazanma ihtimalinin beklenen getirisi, 50 tl olduğu için bunu garanti 40 tl ye tercih etmeli.
Ama insanın psikolojik yapısı şöyle çalışıyor...emek verip uğraştığı için, 40 tl garanti parayı, yazı tura atıp yazı gelirse 100 tl ye tercih eder...ama rasyonel insan beklenen getirisi daha yükske olduğu için yazı tura atmayı tercih etmesi gerekirdi.
Olayı portföy yönetimi açısından ele alırsak..aynı mantıkla...mevduat %10 vaadediyor, gerçekleşme ihtimali %100...hisse piyasası %30 vaadediyor, gerçekleşme ihtimali %30...birinde beklenen getiri %10 iken, ikincisinde %9 çıkar...rasyonel insan mevduatı tercih etmesi gerekirken, pek çoğumuz yüksek getiriye odaklanıp, riskleri iyi analiz edemediği için hisse piyasasını tercih ediyor.
ihtimal nasıl belirleniyor vs..işin detaylı teorisine girmeyeceğim...literatürde expected value diye geçer...özellikle portföyün beklnen getirisi hesaplanırken, her enstrümanın beklenen getirisi hesaplanır, sonra portföydeki ağırlıklarına göre portföyün ortalama getirisi hesaplanır...hepimiz az çok biliyoruz bunu, özellikle tecrübeli arkadaşlar otomatik uyguluyordur bunu...ama teoriden habersiz pek çoğumuz.
Çok güzel anlatmışsın.Alıntı:
Originally Posted by Cautionary
Ancak çoğu yatırımcı ve insanlar rasyonel değil daha “insani†olduğundan garanti parayı seçmiş olabilir :)
http://islamiktisadi.net/index.php/2...ichard-thaler/
thaler, bu yıl nobel iktisat ödülünü aldı..önceki sayfalarda konusunu etmiştik..nudge(dürtme) kitabında davranışsal ekonomiden bahsediyor...insanın seçim mantığını-güdülerini anlatıyor...kitabı aldım, en kısa zamanda okuyacağım...başlık takipçilerine de tavsiye ederim.Alıntı:
Originally Posted by diproyal
Kendi cevabımı vereyim...muhatap zaten ayrıca cevap verir.Alıntı:
Originally Posted by Hasan.
Bir portföye hisse alırken, çeşitli kriterler belirleyip, buna göre alım yapıyoruz...portföyden bir hisseyi çıkarırken de aynı şekilde...kriterler neler olabilir tartışmıştık...efk trendinde bozulma, teknik sinyaller vs...eğer hisse maliyetinin %20 aşagısında hisse portföyden çıkarılır gibi bir kriter yoksa maliyetin bir önemi kalmıyor.
Hisse fiyatı 30 tl ve senin maliyetin 10 ya da 12...bence de bir şey farkettirmemesi lazım...hisse çıkış koşullarını sağlarsa satılır, yoksa portföyde kalmaya devam eder.
Tamamen hemfikirim, bütün yatırımcılara hitap edecek tek bir yöntem olması mümkün değil. Piyasalarda trader ve yatırımcı davranışları da farklıdır. Forex'de işlem yapan birisi tabi ki maliyet hesabı ve stop loss mutlaka uygular. Yatırımcı davranışı ise farklıdır.Alıntı:
Originally Posted by Cautionary
Yatırımcının bakması gereken önündeki bir yılda hisse fiyatı daha yukarıda oluşur mu oluşmaz mı onu tahmin etmekten geçer. Mesela geçmiş f/k'lara bakılmaz, TTE (trailing twelve months earnings) denen bir yıl sonraki oluşacak fk'ya bakılır. Ona da bakabilmen için oluşacak karı tahmin etmen yani ciddi çalışman gerekir. Bu noktada da maliyetin herhangi bir önemi yoktur. Hisse fiyatı düşük seyredecekse, maliyetim yüksek diyerek satmazsan zararı artırmaktan başka bir işe yaramaz. Aynı şekilde hisse fiyatı yükselecekse de maliyet isterse dedikleri gibi eksi olsun, neden satasın ki, karı kısa kesip başkalarına ikram etmiş olursun.
Yani sonuç olarak trader değilseniz maliyet hesabı anlamsızdır. Bu sebepten kriz başlangıcında kimse satışlara inanmaz, bunlar kaçtan aldı da böyle satıyorlar, ya da bilmem kaç sene önce krizin dibinde aldılar diye düşünür. Oysa ki satıcılar geliyor olan tsunamiyi görmüş, maliyet vs. gibi hesaplara girmeden zararı azaltmanın derdine düşmüşlerdir, kaç defa yaşadık ve biz de bu tecrübeler o zaman olmadığından defalarca altında kaldık.
Portföy seçimi konusunda risk getiri arasındaki ilişkiyi ilk ele alan kişi Markowitz'dir. Modern Portföy Teorisi olarak bunu öne sürmüştür. Hisse seçiminin nasıl yapılması gerektiğini açıklamıştır. Bir çok eleştiri alsa da günümüzde hala en geçerli yöntemlerden birisi budur. Öte yandan insanın nasıl davranması gerektiğini söyleyen modern portföy teorisine karşın günümüzde davranışsal finans öne çıkmaktadır yani insanın nasıl davranması gerektiği değil nasıl davrandığının incelendiği alan. Bu tartışmada finansta %100 olarak uzlaşıya varılmadığı kesin, çünkü bu konuda ortaya atılan her şey teori. Zaten bu işin %100 doğru olduğu bir yöntem olsa herkes onu yapardı o zaman da kimse para kazanamazdı.
http://www.iijournals.com/doi/abs/10...wm.2004.434562 buradaki makaleyi başka kaynaklardan indirebilirsiniz. Yabancı dili olanlar için güzel ve çok da akademik olmayan güzel kısa bir makale. Vakti olanlara tavsiye ederim. Tek cümleyle özetleyeyim, ne yapmamız gerektiği mi ne yaptığımız mı önemli derseniz ikisi de önemli:)
Ama sorumun en önemli kısmı burasıydı. Yoksa olasılık hesabını az çok üniversite sınavına hazırlananlarda bilir[emoji1]Alıntı:
Originally Posted by Cautionary
Bu kısmı açınki herkes öğrensin. Bu topiğin güzelliği bu çünkü. Öğretici.
Örneğin gelecek altı ayda BIST 100'ün %30 yükselme ihtimali nasıl hesaplanıyor.
Expected value konusu öyle veya böyle açık. Pek çok büyük yatırımcının modellemesi var bunu hesaplarken. Ben WB ve BG'kileri okudum mesela. Onlarda ihtimal "hesabın" bir parçası değildi.
Demek ihtimalin beklenen değerin hesaplanmasında yerinin olduğu modeller var. Bunu beğendim, öğrenmek istiyorum.
Yukardaki soruma cevap verebilirseniz, bir yerden öğrenmeye başlamış olurum.
Şimdiden teşekkürler.
SM-G920F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Bilimsel olarak expected value hesaplamak için CAPM bilmek lazım... Capital asset pricing model... İngilizce biliyorsanız kaynak çok nette.. direk arayabilirsiniz...Alıntı:
Originally Posted by ctugrul
İngilizce yoksa Türkçe kaynak biraz daha sıkıntılı..
Şöyle bir baktım, gözüme çarpan şu prezentasyon oldu..
http://home.anadolu.edu.tr/~ncaglarirmak/5.HAFTA.ppt
36. slaytta formulu vs var ama ne menem bir şeydir bu diyorsanız baştan göz gezdirin, fikir verir...
Çok teşekkür ederim. Sunumda 5-6 adet kurama değiniliyor.
Ancak hiç birisinde ihtimal kavramı yok. Bu kavram çok önemli. Ben onun olduğu kuramı öğrenmek istiyorum.
Bunun bir formülü varsa, çok şeyi değiştirir. Düşünsenize 6 ay sonra BIST 100'ün farzi-misal %60 ihtimalle %30 yükseleceğini söyleyen bir formül olduğunu.
Bunların hepsi kuram elbette. 3-5 ekranda tüm verilerin toplandığı ve o ekranları görenlerin pek çok piyasayı yönlendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. O piyasaları oluşturanların yazdığı kurallarla işleyen piyasalarda işlem yapıyoruz. Örneğin FOREX’te sistem tüm dünyada 5-6 büyük kuruluş üzerinden yürüyor. Kim nerede ne pozisyon almış görüyor, ona göre hareket ediyorlar. Borsada da buna benzer durum söz konusu.
Şimdi düşünün, birisiyle kavga ediyorsunuz ve karşınızdaki adamın, sizin her hareketinizi önceden görebilme yetisi var. Bu adama karşı kaybetmemenin yolu nedir? Mümkün değil değil mi?
Bu kuramların hepsi, araya İngilizce karıştırmayı madem çok seviyoruz, maalesef fu.. ing bu..sh.t, nothing more.
Bu adama karşı kaybetmemenin tek yolu ise onunla kavga etmemek.
Onunda adı uzun vadeli yatırımcılık.
SM-G920F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sorry, you do not have access to this article!Alıntı:
Originally Posted by dividend
Sevgili ctugrul,Alıntı:
Originally Posted by ctugrul
Bu modeller, belirli yaklaşımlarla ortaya konuyor. Mesela etkin piyasa teoremi bundan 50 yıl kadar önce ortaya atılmış. Özetle der ki, yeni bir bilgi-haber piyasa oyuncularına aynı anda ulaşır ve bu durum fiyatlara anında yansır. Ama reel hayatta böyle mi, insider ı var, ya da bazı haberler piyasaya servis edilmeden önce bazı büyüklere önceden servis edilmiyor mu? Şimdi bu durum teoremin işe yaramaz olduğunu göstermez, sadece belli koşullar altında belli çıkarımlar ortaya koyar. Koşullara ne kadar yaklaşılırsa, sonuçlar o denli beklentilere uygun çıkar.
Gelelim diğer konuya..Beklenen getiri için CAPM teorisi var, BG=RF+BETA(RX-RF)..desperado nun eklediği linkte basit bir anlatımı var. Özetle der ki, hangi asseti alacağımıza, onun beklenen getirisini, piyasanın risksiz getirisinden çıkararak, ve beta çarpanıyla çarparak belirlemeliyiz. Bu konular 1-2 saatlik okumayla halledilebilecek konular, çoğu arkadaş da biliyordur zaten.
Esas konuya dönecek olursak. Bu getirinin gerçekleşme ihtimalini nasıl belirliyoruz. En başta söylediğim gibi, bu bir model ve ihtimalin %30 ya da %40 alınmasına takılmayın. Aslında konu bir karar ağacı mekanizması. Yani iki yol var, hangisini tercih etmeliyiz konusunda matematiksel bir modelle karar vermemize yardımcı oluyor.
Bir modeli anlatırken özellikle basit anlatımla yola çıkılır ki, önce konu kolayca anlaşılsın. Sonra da detaylara girilebilsin. Bu nedenle konuyla ilgili yazı-tura örneğini verdim. Yoksa bir hissenin yıldan yıla getirisini kesin bir şekilde tahminlemek mümkün değil. Ama şu yapılabilir, arma arıma gibi yöntemler var. geçmişteki verilere bakarak, bir sonraki verinin %90 ihtimalle hangi aralıkta olacağı tahmin edilebilir....mesela geçmiş 20 yıllık getirilere bakılarak, bir hisse %80 ihtimalle %30 getiri sağlar diyebiliriz. teknik analiz dediğimiz şey nedir? geçmiş verilere bakarak, bir ihtimal ortaya koymak düşecek-çıkacak demektir. Yoksa hiç bir zaman %100 böyle olacak demek değildir.
Borsa, ve geleceğe yönelik fiyat tahminleri, bilanço tahminleri vs tüm tahminler aslında bir ihtimal hesabıdır. Bizim yaptığımız ise, bu ihtimallerden yüksek olduğunu düşündüğümüz ihtimal yönünde pozisyon almaktır.
Eğer opsiyon fiyatlaması gibi daha derin konulara girilecekse, mutlaka olasılık teorisi okunmalıdır. Black&scholes opisyon fiyatlaması teoremi de olasılık hesabıdır bir yerde...oyun teorisi, davranışsal finans vs hepsi temelde olasılık konusuna dayanır.
O yüzden iktisat nobellerini genelde matemetikçiler alır...çünkü işin pratiği farklı olsa da, iktisatın bilim olarak anılmasını sağlayan matemetikçilerdir.
Başka bir kaynaktan erişebilirsiniz diyerek eklemiştim zaten:) Bu makaleyi google da taratın biyerden denk getirebilirsiniz ben öyle bulmuştum. Bulamazsanız özelden mail adresinizi yazın ben bulup göndereyim.Alıntı:
Originally Posted by diproyal
ihtimal, olasılık hepsi bir derecede önemli tabii ama zaten insanlar rakamlara dayandırmasa da olasılıksal olarak hemen hemen her kararında bir değerlendirme yapıyor. her kararının arkasında avantaj, dezavantajlar, yani kazanç ve risklerin değerlendirilmesi insanların kafasında genelde vardır. sağlıklı değerlendirmelerde bunlar yapılıyor zaten.
burada genelde kelimesi önem kazanıyor. neden genelde dedim, çünkü insanlar bazen, bazıları da çoğu kez sağlıklı değerlendirme yapmadan duygularına kapılabiliyor, sosyal medyada, ya da gerçek hayatta başka birinden duyduklarıyla gaza gelip yatırım kararlarını verebiliyorlar.
burada insanın kendi duygusal yapısını tanıması ve yatırım kararlarını da ona göre vermesi lazım. bunun da olasılıkta matematiksel bir hesaplaması var zaten. siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz; riskten kaçınan, riski seven, orta seviyede emniyetli gibi gibi. bunların da hesaba katılmasıyla yapılan bir yatırım olasılık değerlendirmesi kendi adımıza daha doğru sonuçlar verebilir.
Konu felsefi tartışmaya döndü. Şu aşağıdaki cümlenizeAlıntı:
Originally Posted by Cautionary
"Şimdi bu durum teoremin işe yaramaz olduğunu göstermez, sadece belli koşullar altında belli çıkarımlar ortaya koyar."
birisi çıkıp "İşe yarar olduğunuda göstermez" diyebilir.
Kısa bir özet geçelim. Öncelikle sayfanızın bu platformdaki en faydalı başlıklardan birisi olduğunu düşünüyorum. Zira, eğitim seviyesi belli ortalamalarda gezen, yaşça genç ve beyaz yakalı denilen nispeten tecrübesiz üyelere hitap ediyor. Sizi canı gönülden tebrik ederim.
Belli ki eğitim geçmişiniz ve çalıştığınız firmalar çok kaliteli bunun yanı sıra o firmalardaki görevleriniz belliki orta-üst düzeymiş ve finans piyasalarına olan ilginiz ile araştırmaya yönelik bir yapınızda var. Bunu da paylaşma ile taçlandırıyorsunuz.
Sizi, bizlerin olasılık hesaplarını bilmediğimiz, iyi üniversitelerden mezun olmadığımız, araştırıp okumadığımız hadi biraz hafifletelim, olasılık hesaplarını, varsayımı, teoriyi bilmediğimiz düşüncesine iten nedir bilemiyorum. Eğer bizden kaynaklanan bir durumsa, öyle olmadığını kendi adıma belirtmek isterim. 35 yıllık beyaz yaka geçmişim var. Bunun hepsi dünyanın en büyük firmalarında, hem yurtiçi hemde yurtdışında geçti. Bu ülkenin başına okullardaki eğitim seviyesini diplere vurduracak uygulamalar belası henüz sarılmamışken, ülkenin halen bir numaralı okulu olduğunu düşündüğüm önce Robert sonra 1971 yılında adı değişen Boğaziçi'nin ilk mezunlarından sayılırım. Devletimiz bizi sağolsun yurtdışında yüksek lisansa gönderdi taa o zamanlar.
Neyse, dolayısı ile bahsettiğiniz konuları anlıyoruz az biraz :)
Teorilere, bilime elbette saygımız var, ancak biz burada bilim yapmıyoruz. İnsanların gerçekten para kazanıp, kaybettikleri bir arenada, insanlara yön gösterecek paylaşımlarda bulunuyoruz.
Bu kadar karmaşık ve sizinde ifade ettiğiniz üzere ne doğruluğu ne yanlışlığı kanıtlanmamış, "Uygun koşullar olduğunda" iddia ettiği sonuçlara ulaşacak düşünceler, yaklaşımlar, formüller dizini ile bir yere varmak mümkün değil.
Evrenin sonu ile ilgilide bir sürü teori var, "Büyük çöküş", "Isının yok oluşu" vb. Elbette bu teorilere baz teşkil eden çalışmalar belli programlar ve amaçlar çerçevesinde yapılıyor ama bunların gündelik hayatını sürdüren insanlara hiç bir faydası yok.
Bahsi geçen teorilerinde hemen hepsi öyle. Belli veya ideal veya önceden belirlenmiş koşullar oluştuğunda, XXX sonucunu elde eden teoriler bu piyasalarda hiç bir işe yaramaz. Çünkü bu piyasalar laboratuvar değil. Hiç bir koşul önceden belli veya belirlenmiş değil!
Geçmişteki verilere bakılarak bir sonraki verinin tahmini işide büyük bir fantaziden ibarettir, bana göre. Teknik analiz demişsiniz. Çok ileriye gitmeye gerek yok. Bu işin piri sayılan bir sürü adamın youtube'a koyduğu videolara bakın zaten gerçek ortada. Bilse kendi kazanacak zaten.
O olasılık hesaplarını teorilerini ortaya atan bilim insanları, bunları gerçek hayatta yapabiliyor olsa, ortalık çok zengin istatistikçiler, olasılık hesapçıları ile dolu olurdu! E peki nerde bu adamlar? Üniversitelerdeler! 7-8000TL'ye ders verip hayatlarını idare ettirmeye çalışıyorlar. Hep veriyorum bu örneği, bilmem kaç yıl önceydi. Televizyonlar bu Bolinger bandı yaklaşımını ortaya koyan, kendi adıda Bolinger olan beyfendiyi davet ettiler Türkiye'ye. Konferanslar verdi, TV'lerde geceler boyu çıktı anlattı. Sordular arkadaşa, şu an durum bu ne olur önümüzdeki dönem diye. Muhtemelen çıkacak dedi. Endeksi yerlerden kazıdılar sonraki 7-8 ay.
Dünya düzeni kurulmuş. Bizler bu kurulu düzenin sadece bir parçasıyız. O düzeni kuranların, bu basit olasılık hesapları, teoriler, teoremler veya varsayımlar, yada, üç beş çizgi çiziktirip para kazanmaya çalışanlara müsaade edeceğini gerçekten düşünmüyorsunuzdur umarım. Onlar müsaade ederse kazanırsınız. Hep kaybetmenizede izin vermezler, hep kazanmanızada. Umutlar hep yeşil kalmalıdır. Yada en iyi ihtimalle, kendileri hedefledikleri kazanca ulaşırken seninde nemalanmana izin verirler.
Bizim bilim yapan insanlara, bilime, bilim çerçevesinde oluşturulan herşeye saygımız sonsuz.
Ama finans piyasalarındaki durum farklı.
Yaptığınız her hareketi gören, analiz eden, değerlendiren, nereye stoploss koyduğunuzu, hangi karı elde edip çıkmak istediğinizi biliyorlar. Her bir lotun kaydı var.
Her hareketinizi önceden bilen adamla kavga ederseniz kazanamazsınız. Sadece o izin verirse bir kaç yumruk sallarsınız. Kaybetmemenin tek yolu onunla kavga etmemektir. Mümkünse dost olmaktır. Bunda istisnalar olabilir ancak asla kaideyi bozmaz!
Bunun tek yolu KY için uzun vadeli yatırımdır.
E mühendisiz ya herkesten akıllıyız. En iyi okullardan mezunuz, parlak çocuğum, herkesten de iyi biliyorum! Bende, çok takıldım bu hesaplamalara, teorilere varsayımlara zamanında. Hiç biri olmadı. Ya az kazandım ya kazanamadım, izin verildiği zaman yüzüm güldü sadece. Ne mi yaptım? Onuda başka başlık altında yazdım.
Bir ipucu sadece; öyle mühendis olmaya, yüksek lisans yapmaya, dünyanın en büyük firmalarında bilmem ne başkan yardımcısı olmaya dayanmıyor. Sadece görmemeye, duymamaya hatta kafasız olmaya dayanıyor.
Sevgiler
Yazınızın ana fikrine gonulden katılıyorum...zaten bu başlığa gelip okuyan, paylaşımda bulunan hemen herkes de aynı gorustedır bence...önemli olan da bu nokta zaten.Alıntı:
Originally Posted by ctugrul
Şunu da mazur görün lütfen...bu başlığın müdavimleri en az üni mezunudur, çoğu yüksek lisans yapmış, doktoralı olan da vardır...ego yüksekliği ise ortak özelliktir...pek çoğumuz kalburüstü firmalarda çalışıyordur...Boğaziçi denen okulda ben de okudum, elektrik elektronik te yüksek lisans yaptım...belki az biraz burnu havada tavrım varsa oradan almışımdır..o okulda verilen en nadıde özellik budur zaten.
Yani bu başlıkta öyle kendini beğenmiş tavırlara girme niyetim yok...hemen herkes aynı durumda sonuçta...istem dışı, ya da başka kasıtla yazılmış şeylerden de alınganlık gösterip rahatsız olmayın lütfen.
Son olarak...finans piyasalarında olan hemen herkes bir nevi kahinlik yapıyor, geleceği tahmin etmeye çalışıyor...bu nedenle bu piyasalarda alçakgönüllü olunması zor, işin doğası kendini beğenmeyi gerektiriyor...kendini bilirsen, kendini geliştirebilirsin...ama öyle veya böyle kendini beğenenlerin meydanı burası.
Buraya nerden geldik...Özetin özeti şu;
Yüksek getiri yüksek risk demek, yüksek getiri peşinde koşmak, kazanma ihtimalini düşürür...genç beyaz yakalılara tavsiyemiz, erken ya da ekonomik olarak rahat bir emeklilik için, riski az, enflasyon üzeri %10 reel getiri..bunu 20-25 yıl boyunca ortalama getiri olarak sağlarsanız..45 de erkenden emekli olabilir, 55 Den sonra da refah içinde bir emeklilik yaşayabilirsiniz.
Iyi de bu getiriyi nasıl elde edeceğiz... Ilk basta hisse sendi denirken ilerleyen sayfalarda bir baktik ki sadece bir kac hisseye yatırım yapanlar dışında uzun vadeci yatırmcilar enflasyona yenik düşmüş.. Bu konuda burdaki bazi temettu emeklileri yorum bile yapmadı. Sanırım gercekle yuzlesmek istemediler.. Onca sene temettu hissesi toplayarak elde ettikleri birkimleri aslinda vadeli mevduat hesabında değerlendirseler daha fazla paraya sahip olacaklari gerçeğini görmezden geldiler. Yazılanlari sadece okuyup geçtiler...ama diger iletilerinde "temettu emeklisiyiz" diye vurgulamayi es gecmediler.. Simdide kariyer yarısı baslamis.. Ama gecen senelerin kaybi ile ilgili konusmak yine kimsenin isine gelmemiş....
Bu konuda bir kısim gecen 10 + surede enflasyonu yenen hisselerin gelecekte e aynı performansı sergileyecegini idda ederken bir kisimda bunun imkansız olduğunu idda etti ama sonuca varılamadi... Bu noktada kafasi karisan genc beyaz yatırımcı şimdi de kariyer yarılsarini izlemekle meşgul.....
Birikim getirisi kadar önemli bir nokta da sürdürülebilirlik.
aynı kişi 3000tl ödemeli 10 yıl ev kredisi çekme cesareti göstebiliyorken
2000 aylık birikimle başlayıp her yıl miktarı enflasyon oranında artırmayı başaramayacaktır. 2-3 ay sonra bu ay şunu aldım bu ay tatile gittim diyecektir.
Bu aralar çok duyduğum lafta kredi çekmeden birikim yapılmıyor :)
Bu nedenle erken emekli olmak isteyen kişi kendi bütçesini planlasın ve aylık ödeyeceği tutara sadık olsun ev kredisi değil emeklilik kredisi gibi düşünsün
hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ne kadar basit o kadar iyi benim mottomdur.
Yoksa siz cok okumuslar evin yolunu bulamazsiniz. :)
1. Sahibi kim?
2. Temettu veriyor mu?
3. 20 senelik trendi 45 derece veya ona yakin mi?
Bu 3 kritere gore 5-10 hisse secin. Ince eler sik dokursaniz zaten fazla bir sayi cikmaz.
Hisseleriniz munkunse degisik sermaye guruplarindan ve degisik sektorlerden olsun.
Sonra hic fiyatina bakmadan ucuz mu pahali mi diye sormadan her ay duzenli alimlarla 25 sene biriktirin.
Ne kadar uzun o kadar iyi.
Ne kadar erken baslarsaniz o kadar erken hedefe varirsiniz.
Hisse kismi bu kadar portfoyun diger ogelerine kafam basmaz.
Sade ve basit yasayin.
Luksden kacinin.
Kotu aliskanliklari birakin.
Bir sporcu disiplini ve azmi ile biriktirin.
Kolay gelsin.
Allah sabir versin.
Syg,
Arkadaşlar merhaba,
Öncelikle teoriyle para kazanamazsınız. Doğru yatırım için CAPM'den bahsedilmiş, Black&Scholes'un kurduğu Long Term Capital Management şirketinin nasıl battığını internetten biraz araştırırsanız görebilirsiniz. Finansal piyasaların gördüğü en büyük çöküşlerden biridir, neredeyse bir finansal krize yol açmıştır.
Para kazanmanın tek yolu vardır, doğru şirketlere doğru zamanda yatırım yapmak ve nakit enstrümanları da içeren dengeli bir portföy yönetmek. Doğru şirketleri nasıl seçeceğiniz konusunu size kimse öğretemez. Şirket seçimi çok ciddi bir araştırma ve bilgi birikimi gerektirir. Bunu kendiniz tecrübe ederek kazanmalısınız. Son olarak sabırlı olmalı ve panik zamanlarda sakin kalabilmelisiniz.
Tüm bunların sonunda reel olarak yıllık %20 ve üzerinde getiriler kazanmak hayal değildir.
Sent from my iPhone using hisse.net mobile app
Evet mucize formül yok...Evet öyle 4-5 kat çıkan kağıtlardan portföy yapınca, güzel getiriler cepte değil. Evet, endeks temettüler de dahil, uzun vadede dolar mevduatına karşı yenilmiş gözüküyor.Alıntı:
Originally Posted by kingsailor
Ama bunlar hedefimizin imkansız olduğu manasına gelmiyor. Neden öyle bir hava edindiniz acaba? Hedef neydi, enflasyon+%10...borsa uzun vadede enflasyon kadar getiriyor dersek, u-100 getirisi+%10 imkansız değil. Hadi bunu geçtik, u-100 getirisi+%5 bile güzel hisseler seçilirse rahatlıkla erişilebilir.
Önemli olan bunu 20-25 sene boyunca başarabilmek...kriz ya da bezdirici yatay seansların olduğu yıllarda da bunu becerebilmek...endeks çıkarken u-100 ü %5 yenmek kolay olabilir...düşerken de u-100 den %5 az düşmesi lazım portföyün...yani ne zaman boğa piyassına oynayacağına, ne zaman defansif hisselere geçileceğini bilmek lazım.
Burada ilk üç hisse dedik...pek çok arkadaş soda dedi? neden çünkü, döviz pozisyonu güçlü, dolartl 4 lira olsa bile düşmez, belki de daha çok yükselir.
Yani, çok şey yazıldı, çok şey paylaşıldı...ben şahsen çok faydalandım ve faydalanmaya devam edeceğim...ve u-100 getirisini rahatlıkla %5 yenebileceğimi düşünüyorum.
bir arkadaş ısrarla teoriyi merak ediyorum dedi..biz de ucundan biraz bahsettik...yoksa teori bu, öğren para cepte demedik.Alıntı:
Originally Posted by whale
bu arada bana uzun vadede, yani yatay, düşen, çıkan piyasa ortalamasında reel %5 ortalama garanti edin, portföyü gözüm kapalı emanet ederim...%20 reel kazanç demek, 10 senede paranın reel olarak 7-8 katına çıkması demek. yani 100 bin usd para koy, 10 sene sonra 1 milyon doların olsun...bu kazanç sağlanabilirse mini soros olursunuz benim gözümde.
bana şahsen %5 reel kazanç yeter, %10 hedefim..başarırsam kendimi çok başarılı sayarım...ama şunu unutmayalım...borsa çıkarken bu mümkün gözükebilir...önemli olan 20-25 sene gibi uzun dönemde, kriz ve çöküşlerin de olduğu dönemleri dahil ederek bu ortalamayı sağlamaktır.
faiz getirisi, büyüyen bir şirketin getirisiyle kıyaslanamaz bile ancak büyümesini tamamlamış bir şirkete pahalı bir noktada ortak olmuşsanız elbette sonuç zararla sonuçlanır. 20 yıl önce üretim kapasiteleri 400bin ton civarında olan çimento şirketlerinden rastgele birine ortak olmuş olsaydınız en kötüsü bile reel anlamda size kar getirecekti. çünkü şu anda türkiyede 2 milyon ton kapasiteden küçük çimento şirketi neredeyse yoktur. Ancak şu unutulmamalıdır. geçmiş verilere dayanarak gelecege yatırım yapılmaz. çimento sektörü atıl kapasiteye ulaşmış durumdadır. kimya sektörü ve gıda sektöründe gidilecek daha çok yer vardır. Örnegin petkimin sadece türkiyenin ihtiyacını karşılamak için %200 büyümesi gerekir. ya da ulusoy un 2 milyar civarıda ciro yapıyor hisse başı neredeyse 20tl ciro var. sektör ortalama karlılıgı %10 civarında, ancak hisse 3 tl civarında. bu yanlış fiyatlama mutlaka düzelecektir. bunun için sebep gerekiyorsa bugday fiyatları yükselmenin eşigindedir. bugün yarın bugday fiyatları hareketlenir.Alıntı:
Originally Posted by kingsailor
gene teknolojiye dayalı bazı sektör ve şirketler eger başarabilirlerse önleri açıktır. RTA laboratuarları, tümosan gibi. bu şirketlerin büyümek için önlerinde fırsatlar duruyor. ancak bütün maharet bu şirketlerin bu fırsatları degerlendirmeyi başarıp başaramayacaklarındadır. Örnegin tümosan neden bir ford motor coorp. olmasın, ya da rta neden bir roecht olmasın. türkiyenin ve periferisindeki ülkelerin nüfusu hem yeterli hem de tüketime aç. Bütün mesele bu gibi şirketlerin bu fırsatı degerlendirebilmeleri
http://www.knightsbridgesearch.com/s...ds/files/4.pdfAlıntı:
Originally Posted by diproyal
Syg,
Sayın topik sahibi güzel bir konu için başlık açmışsıniz. 90 sayfa olmuş bir özet gecermusiniz.hemen ana başlıklarla. .bi kaç sayfa okudum baştan sağolsun Ahmetg niklj üyenin her topikte olduğu gibi kendi Amerika muhabbetlerini görünce vazgeçtim.
SM-G800H cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Hisse secimine tekrar donersek:
Hisselerinizi yatirim yapan, buyuyen sirketlerden secmeye ozen gosterin.
Buyume donemlerinde hisse fiyati ve/veya temettusu baski altinda kalabilir bu sizi hic rahatsiz etmesin, hatta daha cok alabilmeniz icin bir firsat oldugunu dusunup sartlari zorlayin.
Yuksek temettu verimi olan sirketlerde genelde buyume icin kaynak azdir veya sirket buyuyecek bir alan bulamiyor ve karinin cogunu dagitiyordur, buna da dikkat etmek gerekir.
Uzun vadeli portfoy yaparken buyumesi yuksek olan sirketlere agirlik vermek gerekir.
Yasiniz genc ise mesele 20 li yaslarinizin basinda iseniz portfoydeki hisse agirliginizi %100 e kadar cikarabilirsiniz.
Her 10 yilda bir sabit getirili enstrumanlarin agirligini %10 artirip emeklilige %50 Hisse senedi %50 SGMK ile girmek ideal bir durum olacaktir.
Sabir, inanc ve irade ile ve tabii vadeyi de uzun tutarsaniz bu is olur..
Syg,
Hevesiniz kırılmasın...başlıkta boş muhabbet çok az oldu...her sayfada çok güzel paylaşımlar oldu...acele etmeyin, sakin sakin tüm yazıları okumaya çalışın..amaç dışı yazı görürseniz atlamak 1 sn sürer zaten.Alıntı:
Originally Posted by r.lucas
ayrıca özetlenecek bir şey yok, yazanlar tecrübelerinin özetini yazıyor zaten.
Bu sağlık sigortalarında sadece yatarak tedaviyi kapsam altına alan ürünler var ..Dr muayene ve tıbbi tetkik yok sadece yatarak tedavi ve primleri çok makul .mantık şöyle bir rahatsızlığım oldu diyelim misal en iyi hastanede 150 lira Dr mu ayene bütçeyi sarsmaz. .bu neticede hadi diyelim tetkik istedi oda tutsun 1000tl ...o da belki pek etki etmez ama bunların sonucunda ciddi bir ameliyat ve rahatsızlıkta iyi bir hastaneden 30 000 tlden aşağı cikamazsiniz. ..işte o zaman bu sağlık poliçesi devreye girer..ve bu tarz poliçelerin anlaşmalı hastane ağlarida çok geniş ve primleri de ört 4 kişilik bir aile 3
500 TL yıllık ...
SM-G800H cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
O başlangıç pirimi.... Eger bi tedavi alırsan bak bakalım kaca yeniliyorlar poliçeyi....Alıntı:
Originally Posted by r.lucas
Peki yatırımcı olduğunuz donem içerisinde siz bunu başarabildiniz mi?Alıntı:
Originally Posted by Cautionary
Düzenli olarak uzun vadeli hisse yatırımı yapmadım şimdiye kadar...daha çok, gayri menkul yatırımlarım ve BES tasarruflarım oldu...iş hayatı döneminde aktif bir yatırımcı sayılmazdım.Alıntı:
Originally Posted by kingsailor
Bundan sonra inş.
Vize krizinden önceki gün burada arkadaşlar portföyüne katmayı düsündügü ilk 3- 5hisseyi yazdı, bende yazdım .Soda dahil...
2016kasım da pederin portfoye el koyup zorla emlak yatırımı yapmasından dolayı 11aydır bistte olmayıp rallyi kaçırmanın acısıyla 100K altına inen enkdekste soda alırım diye düşünürken kendimi %10civarı düşüşle açılan havayolu & yer hizmeti veren kağıtlara hücüm ederken buldum, aldıklarımı da bu hafta cuma günü sattım..
Kısa vade de karar doğru gibi görünse de büyük resime bakınca yatırımcı dostu şirketlerin şirketin kendi iç dinamikleri dışındaki olaylar karşısında çok fazla aşağı salmadıklarını farkettim.
Hertürlü durum için esneklik sağlayan ve bir yandan hisse biriktiren portföy için aşağıdaki gibi bir yol izleyeceğim, ve bu plana sadık kalacağım.
Aylık
100lira üzerinden gidecek olursam,
10u şirketin kestiği bes
10u şirketin yatırdığım kadar kattığı para
5 lirası Altın
5lirası Acil durum parası(döviz)
10 lirası yurtdışı borsa fonu
20lirası kendi belirlediğim temettü hisseleri max10adet
Buraya kadarki kısımda trade yok sadece AL.
Kalan 40lirayı da endeksin durumuna göre hareket edeceğim
Endeks 3centte %55borsa 45döviz
Endeks 2.7centte %70borsa %30döviz
5cente %0 borsa full döviz
1.5centte %100borsa %0döviz
Target TL bazlı %16-20
USD bazlı %7
YTD
hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bu başlık gerçekten çok kıymetli, altın değerinde paylaşımlar var, neredeyse bir vakıf görevi görüyor. Başlık sahibi ve diğer katılımcılar karşılıksız tecrübe paylaşıyor, diğer pek çok başlıkta olduğu gibi niteliksiz uçtu kaçtı paylaşımları yerine balık tutmayı öğretiyor. Bence genel itibariyle de birbirine çelişkili gönderiler değil birbirini tamamlayıcı paylaşımlar var. Dolayısıyla bu işe yeni başlayacak genç arkadaşlar konuyu sindirebilirse önemli bir kazanım elde edebilir. Ya da büyük çoğunluk gibi kısa zamanda çok para kazanma hedefi ile zamanını boşa geçirmeyi tercih eder.
Yatırımda sihirli bir formül olmadığını, birilerinin size hap gibi şunu yaparsan zengin olursun diyemeyeceğini, sahte şeyhler peşinde koşmak yerine kendi çalışıp yatırımını şekillendiri gerektiğini öğrenmesi bile büyük kazanımdır.
Wolf of wall street filminde bir diyalog vardı, başrol, kuruşluk senetleri pazarlıyordu, arkadaşı da neden bunları zenginlerin almadığını soruyordu. İçinden şöyle cevap veriyordu, zenginlerin parası kıymetli, onlar çok akıllıdır diyordu. Neden almaya değer iki elin parmağını geçmeyen senet olduğunu söylememizin sebebi de kısmen bu.
Uzun yatırımla para nasıl kazanılır veya kaybedilir birkaç örnekle tekrarlayım. Geçen yıllarda tüpraş muhteşem bir getiri fırsatı sundu. Fiyatı 30-40'larda gezerken rup yatırımı ile hangi yıl devreye alacağını ve ne kadar kazanç beklediğini şirket yetkilileri ifade etti. Şirket güvenilir bir gruba ait olduğundan dediği zamanda yatırımı tamamladı ve dediği karları yapmaya başladı. Fiyat 2-3 sene içinde 4 katına kadar geldi, karlar önceden oldukça tahmin edilebilirdi, çünkü riskler olsa da rafinerimarjı gibi basit bir parametreye dayanıyordu . En basit büyüme temelinde para kazanma fırsatı.
Aynı şekilde uzun yatırıma kötü örnek olarak bankalar 90'larda en gözde yatırımdı ve geleceği de çok parlaktı. 25 yıldır İş bankası veya benzer şekilde Turkcell biriktirdi isen bırak emekliliği eldeki sermayeyi bile yitirmiş olurdun. Bunu da elbette, enflasyon, eurobond veya alternatif maliyetlere dayanarak söylüyoruz, yoksa geçmiş grafikleri yanlış yorumlayarak bunların bile para kazandırdığını iddia edenler var. Ne yapılmalı idi, bu iki sektörde işlerin terse gideceği belli olan dönüm noktaları vardı, oralarda portföyü değiştirmek gerekirdi. Bunu yapamıyorsan yıllar sonra elde sıfır olabileceğini bilmen gerekir.
Aslında başlığın amacı beyaz yakalının finansal özgürlüğünü erken yaşlarında kazanması üzerine kurulu. Hisse sitesi olduğundan konu hep hisse yatırımı etrafından dönüyor ama amaca ulaşmak için yapılabilecek onlarca farklı alternatif var. Bu konulara pek değinilmiyor, keşke bu konularda da görüş bildirenler olsa. Mesela et fiyatları, tüm dünyada en fazla 20 Tl olan eti bize 70 Tl'ye kadar yediriyorlar, nasıl oluyor da bu sektörden ciddi paralar kazanılamıyor, böyle açık bir fırsat varken, insanlar neden düşük maaşlara Istanbul gibi bir yerde razı oluyorlar ediyorlar ilginç.