Ben hep olaylara pozitif taraftan bakarım hocam negatif taraftan baksam hayat çekilmez olur.....Borsada o yüzden varım devletin beni emekli etmesini beklemeden erken emekli olmak için mücadele ediyorum...
Printable View
Bu ülkede bireysel olarak birsey yaptın yaptın yoksa devletin gücü biryere kadar....emekli olup rahat yaşayan görmedim çift maaşlı olanlar hariç...çift maaşlı olanlar çalışırken de rahat emekli olunca da kısmen rahat...
keşke bende becerebilsem bu şekilde bakabilmeyi.. ama artık benden geçti...borsa içinde aynı görüşteyim.. 99 depreminden sonra öldük bittik dedi herkes.. bir kaç gün taban yedi hisseler.. sonra hızla yükselerek eski fiyatlarını fersah fersah geçti.. bu arada uzmanların görüşlerine göre bu bölgedeki zararın boyutu ülke ekonomisine ilk başta büyük yük getirip büyüme oranını bile bir kaç puan aşağı çekecektir ancak daha sonra buradaki imar faaliyetleri büyümeyi tetikleyip modern şehirlerin kurulmasına ve bir çok sektörün canlanmasına zemin hazırlayacaktır.. borsa yatırımcısının karamsar olmasına gerek yok.panik hareketlerden kaçınmak lazım..... Allah hayatlarını kaybedenlere rahmet eylesin ve yakınlarına sabırlar versin.. gerisi düzelecek inşallah.. yatırım tavsiyesi değildir...
99 depremi borsa hareketi...x100 yaparsak benziyor...
https://i.hizliresim.com/iz4x0j2.PNG
viop naktimi ne zaman çekebilirim ? yarin,sali,çarçamba?hazira dağlar dayanmiyor.depremle yatip kalkinca kaçirdik borsada olan biteni.
birde adanada ikamet eden arkadaşlarla yüzyüze görüşebilmeyi dilerim.dert buyuk felaket buyuk.bir arada olmak gerekir her anlamda.
not:yanlis anlasilmasin borsa ile ilgilenmiyorum ister acik ister kapali olsun.ama nakit lazim.ihtiyaçlar çok.evde yağ var evet ama o evde burasi tarla.
s.a ben ilk depremden sonra eve girdimaslinda esya alil cikacaktim.sonre jeocu arkadasa tel ettim evin resimlerini cektim.siva catlagi vs dedi seramikleri fayanslari gec dedi.kartonpiyer ve alçilar dokulmus dedi.14 katli binanin 6,7,8 katlarinA bodrum kati ile giris katindakilerde birsey var mi bak dedi.binadaki mimar ve insaat sektorunde olan bir abiyle gozle kontrol yaptik sutunlatda birseybyokdu.tv lerde artcilar gidetek azalur vs dendi....derken 1 ,2 saat sonra 2.depreme de evde yakalandim.
1.degilde 2.korkuttu iyice dostum.
adanada yikilan bina sayisi az ama hep yuksek binalar.14.14.17 vs gibi.....suleyman demirel guzelyali gibi semtler hasanusta ye yakin opet karsisi bina,dermancan tip arkasi....dostum çocuklarla uykuda yakalandik hem o korku,2.depremdede beklenilmediğinden yioratti.9 saatde 2 deprem gorduk.3 cocugu o eve sokmak işde .....o sorumluluk...umarim siz ve yakinlariniz iyisinizdir.
not:benimki psikolojik şok geçer insallah.
Mersin de kotu idi yuksek katlar daha cok hissetti.
Gozle kontrol yetmiyor
rontgen, karot vs vs yapilmasi lazim
isin kotu yani karot testi yaptirmak icin parcalar aldiginda direnclerini dusurmus oluyorsun .
yonetmelige uygun performans testi yaptirman icin butun katlardan karot alman gerekiyor
herseyi ile sacmalik lablar karotlarin aldigi yeri dolduruyor hatta sunu soyluyorlar extra ucret odyerek daha dayanakli bir malzeme ile dolduralim gibisinden ama buda sadece daha fazla ucret alip goz boyama sonucta karot alirken demirleri de kesiyorsun
Maddi olarak Sıkıntın varsa telefondan yazarmisin ya yarin havale yapayim yada kendim getirivereyim ogleden sonra
Kalacak yer sorunu varsa ondada yardimci olabilirim
aziz dostum.düşünüyor olman teklif ediyor olman büyük incelik.çok çok teşekkür ederim.benim nakde ihtiyacim açikcasi hanim tarafindan bir akrabanin evi yikilmiş adanaya gelmiş destek olmak içindi.
not:bahçede başimizi sokacak tek göz odamiz var.bu yoklukda malikane sayilir.benim senden bir tek isteğim var.o da bu acilar hele bir geçsin,yaralar sarilsinda.....
Hatay Antakya da şu yıkılan rönesans rezidans ile ilgili yakalanan ve tutuklanan kişi aslında çok da sorumluluğu olan biri değil. Asıl patron ve sorumlu olan onun kardeşi ve Karadağ da yaşıyor.
Benim bi çocukluk arkadaşım var taa ilk orta okul lise den. İtü inşaat müh.mezunu oldu sonra , ben de itü den başka bi bölümden mezunum. . Arkadaşımın sınıf arkadaşı o patron olan. Galiba şehrin mimarlar mühendisler odası başkanlığını da yapmış. Ona söyledim , söyle o sınıf arkadaşına gelsin hesap versin. Bizim arkadaş , mevcut yasalar ve mevzuatlar gereği onun bi suçu yok göreceksin diye savunmaya çalıştı. Anlaşamadık . Madem suçu yokmuş gelsin hesabını versin , hem suçu yok ise abisi ne diye 4 milyon dolar cash para ile yurt dışına kardeşinin yanına gitmeye çalışıyor ki . Bakalım göreceğiz.
Yardım ekiplerini bile engelliyorlar.
Orada kurtarma faliyetleri bitti denip gönderilen kurtarma birimleri varken hala ulaşılamayan yerlerinde olduğu aşikar.
Hala bu durumda siyaset yapan bir iktidarımız var.
Eleştirince sızlanıncada kendine direk muhalif algılıyor.
Ya sabır.:vk:
8. gün hala ulaşılamayn binalar var galiba.
Bu gidişle kendi binanı kendin yap kampanyası yapılacak gibi.
Finansman kamudan olmalı.
Başka bina buldum bunu denetlettim ve depreme dayanıklı dediler.Bu saatten sonra kim inanır bu rüşvet çarkının nirvana yaptığı düzene.
ZOR bencede çözüm.
Anayasa ya koysak onuda takan olmuyor.
İnsanları zorla çıkarıp başka yere gönderip oralarıda rezidans yapanlarda yönetimdekiler.
En basit Fikirtepe
Güven kalmadı bu yönetime
Birde arsa birleştirme adı altında yapılanlar var.
akrabamın yol kenarındaki tarlasını alıp dağ etteginden yer verilmiş.
O yol kenerındaki yerde tarımdan çıkıp evler kondurulmuş.
Sonuç GÜVEN kalmadı bu iktidara Ahbap da bunun bir neticesi.
#TUPRS 10 Mart'ta pay başı net 40.87₺ temettü dağıtma teklifinde bulundu.
Depremzedeler için alınmış hızlı bir karar... Ama beklenenden çok çok az, şartlar oluşursa ikinci yarı tekrar veririz denmiş ama sanmam... hayırlısı...
Ooooo çökmüş resmen, tüpraş, 2.temettüyü hiç vermemiş ki...
Evet dediğiniz gibi canımızın sağ olması yeterli
Mühendisim ticaret yapıyordum dükkan binalarla burlikte çöktü
Zaten şu anda çocukları düşünüyorum
Lise geçiş sınavına girecekti ama şimdi istanbulda eğitime nasıl devam eder
Travmayı atlatabilecekler mi
Yoksa dediğiniz gibi plan yapma durumumuz yok
Biraz da akışına Kalacak bazi şeyler...
Gökhan zan haykırıyor, şehri terk ettiler, gittiler cenazelerimiz var ben ceset demekten rahatsızlık duyuyorum nedense, çıkartamıyoruz, nasıl tanıyacağız, nasıl çıkartacağız araç yok, destek yok diye haykırdı demin tvden... gerçekten bir kesimin gösterdiği gibi değil ortam, çok çok acı... hala enkaz altında 100 lerce kişi canlı olabilir...
ne yapılabilir peki? şehre giden de orada tuvalet bile olmadığı için kalmak istemiyor diyor, yardımlar düzensiz plansız, adam ağlıyor ya ağlıyor...
niye bunu beceremiyoruz beceremedik hala 8. günde bilmiyorum... yazık, insanlar kaderleri ile başbaşa... yazınca siyaset yapma oluyor...ekranlar canlı yayında kurtulanlar çok şükür ama onları göstermek güzel , ne güzel ya içerdekiler...
şehirlerde alan da kalmamış her yer bina dolmuş, söyle 2 futbol sahası yer yok, hoş olsa da koca şehir sığar mı ki...
Bakan Murat Kurum açıkladı;
10 ilde 171bin bina incelenmiş;
- 25 bin bina yıkık, ağır hasarlı ya da yıkılacak
- 122 bin bina az hasarlı ya da hasarsız
- 24 bin bina orta hasarlı
- Yıkılan binaların %95' i 2000 yılı ve öncesi yapılmış
Toki' nin 10 ilde 134 bin binası varmış. Hiç biri zarar görmemiş.
Bu 122 bin ağır hasarlı/yıkık binanın kaç tanesine imar affı verdiklerini tabii ki açıklamadı. Yemezzz..
Sonuç olarak, eski binada oturan arkadaşlar acilen çözüm aramaya başlamalılar. Bakan' ın rakamlarına güvenmeyenler olabilir ama başka bilgi yok. 2000 öncesi yapılan binalar maalesef çürük. Toki' de fiyatlar muhtemelen çok artacak. İnsanların ev satın alma isteği çok azalacaktır ama kira olarak da çok artış olur.
İnşallah herkes en kısa zamanda bir çözüm üretebilir.
Şimdi bunların hiç biri yok değil mi? kaç yıl sonra 25 yıl mı? Cesetler kokmaya başladı bile... Bakın yukarda bakan hangi ara açıkladı, daha hiç enkazına ulaşılmayan binalar, kurtarma çalışması yapılmamış binalar varken, hasar tespiti yaptılar... neyse bunları bu millet affederse ben ne yapayım!
Mesut yılmaz çıkıp, yetersiz kaldık dedi bakın işte... https://www.yenicaggazetesi.com.tr/m...du-629061h.htm
evet samimi bir açıklama idi ama şimdi her şey dört dörtlük öyle mi, bir yetkili çıkıp konuşuyor mu sorumluluğu üstüne alıyor mu?
Bir kadın vardı, saati 600 tl ye biz makina getirttik kendi binamızdan çalıştırıyoruz benzin de bize ait demişti, diğer bir operatör ise kendi inşaatında dayısı için çalışıyordu, bence şu an Türkiye'deki tüm inşaatlar durdurulmalı ve bu araçlar bölgeye IŞIK HIZI aktarılmalı...
her şeyi bırakın binlerce kişi ölmüş, bir rabia için göz yaşı dökenler, 10 binler için bir damla göz yaşı akıttı mı? samimiyet...
neyse yazıyorum da ne oluyor sanki, içimdeki isyanın tarifi yok... kimsenin anladığını da sanmıyorum.
99 da eksikler vardı, benim de desteklediğim hükümetin çok eksiği oldu ama emin olun bir karşılaştırma yapıldığında şu an aya gidecek bir ülkenin eksikliği ile karşılaştırıldığında 99 da çok şey yapıldığı ortaya çıkar... sadece askerin olayların içinde olması bile fark yaratacak bir hadisedir... yine de henüz yardım bekleyen insanlar varken bunları tartışmak boşa...
Mahfi Eğilmez'in yazısı aşağıda. Linkini de veriyorum, içinde durumu net bir şekilde özetleyen bir görsel var.
Devlet yönetimi bu vaziyette iken vatandaş tek başına bir halt yapamaz. Bunun neresi anlaşılamıyor gerçekten çözemiyorum. Önce bu yönetim şekli değişecek. Bu geleceğimiz için bir zorunluluk. Sonrasında hepimiz taşın altına elimizi sokarız. Bu bugün sokmadığımız anlamına gelmiyor ama yeterince sokamıyoruz, bu engelleniyor. Durum böyle olunca da felaketin götürüsü katlanarak artıyor.
Geleceğimizin yok olmasına ben razı gelmiyorum, razı gelenlerden de hesap soracağım.
https://www.mahfiegilmez.com/2023/02...nedenleri.html
Organizasyon Bozukluğunun Nedenleri
Şubat 11, 2023
Deprem, ülkedeki yönetim sisteminin ve organizasyonun ne kadar yanlış olduğunu, bunların başındaki kişilerin çoğunun liyakatten ne kadar uzak bulunduğunu acı biçimde gösterdi. Türkiye'de belki bunlar hiçbir zaman tam olarak doğru değildi ama bu kadar yanlış hale gelmesinin nedeninin 2018'de geçilen ve her konuda Cumhurbaşkanını yetkili hale getiren yeni yönetim sistemi olduğu açık biçimde ortaya çıktı. Deprem, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu tür olaylara doğrudan müdahale yetkisinin alınmasının, AKUT'a el konulmasının, her kararın en yukarılarda toplanmasının nelere mal olduğunu adeta gözlerimizin içine soktu. Şimdi herkes afet illerine gönderilen yardım malzemelerinin ortada kalmasına, telef olmasına, yağmalanmasına üzülüyor ve bunun niçin devletçe organize edilemediğini soruyor. Bu sorunun yanıtı 2018 yılındaki düzenlemede yatıyor. Bir başka örnekten giderek bunu açıklamaya çalışayım.
TÜSİAD'ın 6 Temmuz 2018 günü TÜSİAD merkezinde düzenlediği "Yeni Hükümet Döneminde Nasıl Bir Bütçe?" başlıklı panelinde konuyu bütçe açısından ele alıp ortaya koymaya çalışmıştım. Aşağıda o konferansta yaptığım sunumdan bir bölümü paylaşıyorum[1]:
Bu yeni şemada 9 kurul, 5 ofis, 16 bakanlık ve 7 tane bağlı kuruluş var. Bütün bu birimlerde üretilenler son merci olarak Cumhurbaşkanına gelecek. Orada da mutlaka bir teşkilat olacak ve onlar inceleyip onay için Cumhurbaşkanına getirecekler. Bu sistemde bürokrasi çalışmaz, her konu sorumluluktan kaçmak için Cumhurbaşkanına gider. Bu tür örgütlenme, bürokrasinin sorumluluk almaktan kaçacağı ve her şeyi en üst makama taşıyacağı bir sistemdir. Böyle bir düzenlemede bütçe sistemi kilitlenir, her türlü harcama, yük getiren düzenleme hep yukarıya taşınır. Bu durum, vergi koyma ve harcama yetkisini hükümdardan alıp halkın temsilcilerinden oluşan parlamentoya bırakan yüzlerce yıllık birikimin tamamen tersine çevrilmesi anlamına geliyor.
Konferansta anlatmaya çalıştıklarım bütçe ve bütçe uygulamasıyla ilgiliydi. Bu yeni sistemin bütçeyi nasıl içinden çıkılmaz hale getireceğini, yetki kullanımını nasıl kısıtlayacağını ortaya koymaya çalışmıştım. Bütçe ile ilgili olarak ortaya koyduğum bu görüşleri alıp küçük değişikliklerle başka alanlara taşırsanız aynı durumun her alanda geçerli olacağını göreceksiniz. Depremde, afet yerlerine gönderilen malzemelerin niçin telef olduğun, niçin yerine ulaşmadığı sorularının yanıtı da bu yeni, yanlış sistemde gizli. İnsanlar malzeme topluyor, afet yerlerine yolluyor ama bunları alacak, dağıtımı yapacak bir organizasyon yok. Çünkü bütün yetkiler en yukarılara, merkeze taşınınca yerel yerleşimde bu yetkileri kullanacak, sözünü dinletebilecek kimse kalmıyor. Herkes, yukarıdan talimat bekleyince her şey birbirine karışıyor. Oysa TSK, eskiden bu durumda bütün yerel yerleşimlerde kendiliğinden ortaya çıkar, yetkiyi de sorumluluğu da alır bu işleri organize eder, yağmayı önler, gönderilen malzemelerin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlardı. TSK'den bu yetki alınınca karşımıza bu derbeder, perişan görünüm çıktı. Bir başka örnek deprem sonrası üst üste yaşanan çöküşlere karşın borsanın kapatılamamasıdır. Yukarıdan talimat beklenince bir deprem de borsada yaşandı. Oysa bu yetki Borsa Başkanında olsaydı bu çöküşler yaşanmadan borsa işleme kapatılırdı.
Yetki ve sorumluluk devri yapılmayan sistem işlemez. Deprem bunu bize en acı şekliyle bir kez daha gösterdi.
Tanıma göre, devlet, milletin organize olmuş halidir. Hükümet ise devleti çalıştıran mekanizmadır. Depremde millet organize oldu ama devlet ortada yoktu. Çünkü devleti çalıştıracak olan hükümet, yetki kullanacak durumda değildi. Yönetici konumundaki kişiler karşılaştıkları sorunları en yukarıya sormaya cesaret edemeyince sistem çöktü.
TÜSİAD'daki sunumu şuna benzer bir cümleyle bitirmişim: Türkiye, gelecekte, son dönemlerde yaptığı yapısal reform gibi görünen düzenlemeleri eski haline geri getirdiğinde yapısal reform yapmış olacak.
Sayın Müzikal, aynen, her şey laçka bütçe mi kaldı, kurumların bütçeleri tek bir kişide ve karman çorman...ondan alıp oraya koy ondan alıp orada koy, bütçe yönetimi yok ki, işsizlik fonunda 100 milyarlar olması lazımdı, kim bilr nekadar para var orada...
neyse aslında boşa tartışıyoruz zaten...
Yalanlarda boğuluyorlar.
İnanan kalmadı.
Başbakan gelmemeişmiş kurumlar oradaydı ve 3 günde kokma olmaz.
2. günü araç garacında deprem zedelere gönderilmiş malzemeleri yakaladım kişinin birinde Arifi ye dediğim yer.
Ben Ankara dan biraderim İstanbul dan geldi onun hanımı ve yeğenim Sakaryada ydı binaları yıkılmamış gömülmüştü.
Günlerdir bölgede koordinasyonu bile sağlayamayan yöneticilerin 6 günde bu kadar binayı inceleyip verdiği bu bilgilere inanmak nasıl bir kelime ile tarif edilebilir ? Sadece "komik" diyebileceğim.
İmar affı ile ilgili rakamları, il il rakamları verilerek, büyük bir iş yapmış edasıyla böbürlene böbürlene malum şahsın sesinden dinleyebileceğin videolar var sosyal medyada. Arayıp hızlı bir şekilde ulaşabilirsin.
O beyanlardan yola çıkarak, o evlerde yaşayan insanların bir kısmı vefat etti, bir kısmı yaralandı ve büyük bir kısmı da evsiz barksız kaldı diyebilir miyiz ?
Adam okuduğunu anlayamıyor
Gelen yardım malzemeleri hayırseverlerdendi
Başbakanın gelmediği gün gibi açık
Geçmiş gazetelerden takip edilebilir
Hala inkar ediyor çünkü hayatları yalan...
Erdem Atay, 1999 depreminde Gölcük donanmasının neler yaptığını gösteren cedideleri okuyor:
03.02 Deprem
03.05 Hastane alarm durumuna geçirildi.
03.10 Ameliyathane ve kadın doğumdaki tüm ilaç ve serumlar acil servise taşındı.
03.15 SAHRA HASTANESİ KURULDU
https://twitter.com/nededinet/status...71211346092033
British dikkat çekmiş ve ondan alıntıladım.
hadi biraz da gülün a...
https://twitter.com/bpthaber/status/1625043229031780353
Yapılan inceleme basit bir inceleme. Bir binaya bakıp yıkılıp yıkılmadığını cevaplamak ne kadar sürebilir? 6.000 kişi sahada çalışıyormuş.
Asıl önemli olan, yıkılan binanın yönetmeliğe uygun mu değil mi olduğuna bakmak ki bu tabii ki 170bin bina için 6 günde cevaplanabilecek bir şey değil. Kuşlu sitede mesajlar artık yardım talepleri değil müteahhit, yapı denetimci ve hatta şantiye sorumlusu gibi kişilerin yakalandığı haberleriyle doldu. İnşallah cezalarını çekerler. Hatta bunu bir kamu spotuna dönüştürüp her gün ekranda göstersinler ki, insan hayatına önem vermeyen *erefsizler, belki hapse gireceğinden korkar.
Verilen imar affı sayısını biliyorum. 144 bin.
Benim merak ettiğim, bu aftan yararlanıp, maalesef vefat edenlerin durumu. Önceki mesajımda da sitem ettiğim kısım bu. Yemezz dememden anlamışsınızdır sanırım ama her zamanki gibi insanlara etiketleme yapıldığı için, hemen gözler okuduğunu değil düşündüğünü görüyor.
200 öncesi inşa edilmiş, kolonlarında deniz kabuklarının olduğu binadan daha güvenli bir yapıya gecebilirsiniz sn.Kaan.
Ama sorunu çözmüş olmazsınız, sadece kendi sorununuzu geçici bir süre için çözmüş olursunuz.
Sizin bosalttığınız daireye su veya bu sebepten bir baskası tasınır.
Olası bir depremde hayatta kalabilirsiniz, ama eski eviniz yıkilmış, sizden sonra oraya taşınan kiracılar enkaz altında kalmış olabilir. Sonuçlar, hayatta kalsanız bile sizi gelir bulur, olumsuzluklar anlamında.
Anladığım kadarıyla kamunun cebinden para çıkmasın, vatandaşlar serbest piyasa dinamikleri ile bu sorunu çözsünler diye bekliyorsunuz. Yanıldıysam affedin ama böyle çözülmez, sadece ötelenir.
Devlet bugün dönüşüm için hatcamadigı paranın çok daha fazlasını enkaz kaldırma, durma noktasına gelen ticaret, sanayi, ekonomik daralma, issizlik ve daha önemlisi can kayıpları olarak öder gelecekte.
Niyetim ukalalık etmek değil, şüphesiz bunlar sizin de takdir edeceğiniz sonuçlar.