Burada bir arkadaş bahsetmiş...bunun üzerine alıp okumuştum...bol bol da reklamını yaptım...güzel kitap, esprili, biraz da acı gerçekler.
Printable View
Bahsi geçen #BeyazYakalı şiiri de buymuş. Daha önce duymamıştım.
https://onedio.com/haber/plaza-hayat...ip-oldu-706205
12.5 yıllık iş hayatımda şu an 8. şirketimde çalışıyorum (arada çok kısa süren iki tane yol kazasını da saymadım), özel sektörde aynı şirkette 15-20 yıl ve üzeri çalışan birini görünce istikrarına imreniyorum. Şu istikrarlı bir şekilde aynı yerde çalışma duygusunu hiç yaşamadım. :)
Yalnız bir bakımdan da bahsi geçtiği gibi daha iyi maaş alabilmek için arada iş değiştirmek gerektiğini düşünüyorum. Aynı şirkette patronun gözünde yıllar geçse de değerin pek değişmiyor. Ben arada bir tanesi hariç her iş değiştirmemde zamlı çalışmaya başlamışım ve bazen bu zamlar katlamalı gitmiş. Şu an ilk işe başladığım güne kıyasla dolar bazında 8.33 kat fazla kazanıyorum ama yurtdışında olduğumu ve ilk yıllarımda komik paralara çalıştığımı söylemeliyim. Türkiye'de olsaydım ilk günüme göre ortalama dolar bazlı 4 kat fazla kazanıyor olurdum muhtemelen.
Bu yüzden ben iş hayatına yeni başlamış arkadaşlara önüne daha iyi bir fırsat çıktığında iş değiştirmekten çekinmemelerini tavsiye edebilirim. Hatta gözleri açık olsun illa fırsatın önlerine gelmesini beklemesinler, daha iyi fırsatları kendileri bulmaya çalışsınlar.
* Meslek: İnşaat Müh. Sektör:Şantiyecilik :)
Bu durum biraz da çalıştığın sektöre ve senin nereyi hedeflediğine bağlı. Ben zaten çalışmak istediğim şirketi üni de belirlemiş, mezuniyet sonrası hedeflediğim şirkette çalışmaya başlamıştım. Hep el üstünde tutuldum, ve aldığım ücret her zaman sektöre göre üst dilimde oldu. Yani ücret olarak daha iyi bir fırsat ihtimali pek yoktu. Ayrıca hep sevilen ve görüşlerine değer verilen biri oldum, bu nedenle de ayrılmak hiç aklıma gelmedi. Zaten bir şeylerin değişmeye başladığını hissetmem 5 sene öncesine gidiyordu...Yavaş yavaş erken emekliliğe hazırladım kendimi bu nedenle. Tek ve ilk iş yerimden severek ayrıldım sonuçta.
Evet sizin koşullar farklı, mezun olur olmaz iyi bir işte çalışmaya başlamışsınız. Benim ilk 7 yılım çöp sayılır yine iyi çevirmişim oyunu. Birde nasibe inanan biriyim, ben ne kadar mücadele etsem de olmayabilirdi.
(A true based story) Ülkede herkesin tanıdığı bir holdingin fabrikalarından birinin gn müdürü adam, kırklı yaşların ortalarında, beyaz, eşi olan hanım özel bir okulda öğretmen, melez, yıl 2010, Kocaeli civarı. İkisinin eline aylık toplam 20 bin lira geçiyor.
Bilin bakalım ne oldu? Kredi kartı borcunu ödeyemedikleri için evlerine haciz geldi. Üstelik oturdukları villa artı adamın altındaki lüks otomobili şirket tutmuş. Kira ve araç, benzin giderleri de yok.
İster 3 bin lira maaş al ister 30 bin. Harcamayı bilmedikten sonra işin zor.
Güzel ve çarpıcı bir örnekmiş. Ben de kendi şirketinden yolsuzlukla para çalan bir muhasebe müdürü haberini hatırlıyorum. sanırım 10 yıl olmuştur okuyalı. karısının aylık kredi kartı harcamasının 15.000TL olduğunu, ödeyemediği için bunu yaptığını söylemiş. Ne kadar doğru bilemem, ama mümkün bir hikaye.
Birçok beyaz yaka, gelirinin çok üstünde özendiği bir hayatı yaşamaya çalışıyor. 2007de ilk maaşım 1.650 TL idi, ve iş arkadaşlarımdan bir gecede masada hesap olarak o parayı bırakanları hatırlarım..
Belki ben yanlış düşünüyorum, onlar da gencim güzelim zevkü sefa yaşarım diyorlar... Bakalım ilerde kim pişman olacak?
Geçmiş sayfalarda Sn Ctuğrul'un tepkisini okudum ve birşeyler yazmak istedim.
Kendisi teoride haklı olsa da Sn Cautionary'nin eleştirilerini pratikte daha haklı buluyorum.
Kendi yaşadığım olay, 50 yaşında inşaat mühendisinin şantiyede ilkokul mezunu müteahhit tarafından hakaretle kovulduğunu ve yürüye yürüye şehir merkezine gittiğini biliyorum. Yaşayan için hayatta ki varlığını sorgulatabilecek, ömür boyu travma yaşatabilecek bir durumdur.
Bende bizzat sözde meslektaşım olan kamu görevlisi ya da kendi şirketimde ki amirlerimin/patronlarımın baskısına, tacizine, küçük düşürme çabalarına maruz kaldım. Karşınızda ki kamu görevlisi olunca fazla yapabilecek birşeyiniz yok, dişinizi sıkmak zorundasınız ileriye götürürseniz sadece işinizi kaybetmekle kalmaz geleceğinizide kaybedebilirsiniz çünkü başka yerde çalışma şansıda bırakmazlar size ama kendi işyerimde ki amirime yada bizzat patronuma sınırı aştığını farkettiğim an yumruğumu göstermekten çekinmedim. (fiziksel kavgaya girmedim ama girmekten çekinmeyeceğimi gösterdiğim için karşı tarafa geri adım attırdığım sayamayacağım kadar çok oldu, olmaya da devam ediyor)
Kısacası Türkiye'de özel sektör şartları rezildir, sadece özel sektör de değil aslında kamu her ne kadar yatış yeri gibi gözükse de kritik alanlarda (yargı, emniyet, ordu, her türlü rantın döndüğü inşaat işleri ile ile ilgili daireler) çok aşırı psikolojik baskı vardır ve küçük düşürülme/pasifize edilme/dışlanma gibi psikolojik travma yaşatabilecek hadiselerle karşılaşma olasılığı özel sektöre göre daha yüksektir.
Yine kendi sektörüm için söyleyeyim, sigortam 12.5 yıllık iş hayatımda ki 3 ay hariç hep düşükten hatta bazen asgari ücretten yattı. Pazar tatili diye birşey son 2 yıl hariç hiç bilmedim. Haftanın 7 günü çalıştık, sadece dini bayramlar tatildi ve kışın yağışlı günlerde olanaksız olduğu için çalışmadığımız zamanlar oluyordu. Yıllık izin diye birşey de son 2 yılım hariç bilmedim.
Ve ben inanın tüm bu olanlara rağmen Türkiye standartlarında şanslı küçük bir kısmın içindeyim. 40 yaşından sonra da iş anlamında en verimli çağımda topluma faydam olmuş olmamış zerre umurumda değil artık kendi özgürlüğümü düşünmek istiyorum.
Bu yüzden finansal özgürlüğünüzü sağlamak, ailenizin mutluluğu sonrasında hayatta ki ikinci amacınız olsun. Ve şu an henüz 2 yaşında ki oğlumun gelecekte bu kısır döngüye girmesini nasıl engellerim diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Hocam bizim gibi genç nüfusu yüksek ülkelerde sgk benzeri kurumlar kar eder. Nüfus yaşlanmaya başladığında zarar etmeye başlar ama bizimki gibi değil tabi. O zamanda devlet bütçesinden sübvanse eder. Mevcut sgk geçmiş hatalardan dolayı çok kötü durumda. Nüfus gittikçe yaşlandığı için daha iyiye gideceğini sanmıyorum. 2050 de 96 milyon görüp düşüşe geçeceğini okumuştum nüfusun.
inan yazıyı okurken içim sızladı...bu başlığı açmamdaki en büyük etken, genç beyaz yaka arkadaşlar ileride işten kovulan mühendis abimizin durumuna düşmesin diye.
Belki farkındalığı yüksek, tasarruf ve yatırım bilinci üst düzeyde %20-30 luk bir kitle var...Bunlar için yazdıklarım çok kritik gözükmeyebilir. Ama neyazık ki, etrafımda gördüğüm örnekler genelde gelir-gider dengesini tututramamış, yaşaması gerektiğinden daha iyi yaşamaya çalışan, bu nedenle harcaması gerektiğinden çok daha fazla harcayan...tasarruf yapmayan, dolayısıyla da zamanında yatırım yapamayan örneklerle dolu.
Benim hedef kitlem, %60-70 i bulan bu kesim. Siz bir beyaz yaka olarak yukarıda anlattığım gruba girmiyorsanız, sadece tebriği hak ediyorsunuz demektir. Bu nedenle yazdıklarım, önerilerim vs size anlamsız gelebilir.
Estağfurullah, hangi gruba girersek girelim burada yazılanları okumak, üzerine düşünmek, kendi stratejilerimizi gözden geçirmek gayet faydalı.
Konuyu ilgiyle takip ediyordum. Ama konu dağılmaya başladı. 36 yaşındayım. 13 yıldır beyaz yakalıyım. 7 senedir üst düzey yöneticiyim. TR ortalamasının üstünde gelire ve kariyere sahibim. Ama bunun karşılığını da fazlası ile verdim. 13 yıldır balayı dışında tatilim yok. Tabiri caizse eşek gibi çalışıyoruz. Konumuza gelirsek, burada 40+'da finansal özgürlüğe kavuşmanın hayalini kuruyorsak, ona göre yazışmalar ve tartışmalar olmalı diye düşünüyorum. İş dünyasının rezilliğ, zorluğu , mobbing v.s. konuşmaya gerek yok herhalde. O başka bir tartışmanını konusu.
Benim amacım elimdeki nakti bu sene min %30 arttırmak. Nasıl yapmalıyım? Bunu düşünüyorum.
2018 fırsatlar yılı olacak gibi geliyor bana.
*izmir'de yaşıyorum.
Aynı fikirdeyim. Zaten bu yüzden buraya geldim :)
İzmir'de olduğum için deniz kum güneş özlemimiz zaten yok. Hafta içi , gün içinde bile denize girebiliyordum zamanında. Fakat, malesef calıştıgım yerlerde, izin sıkıntılarım oldu. Son 1-2 senedir izin durumum rahat. Ona da ben alışamadım. 1-2 defa 2'şer gün izin yaptım v.s. Ama bu yıldan itibaren rahatım. Kendimi de alıştırdım.
Neyse, konuyu yine dağıtmış oluyoruz.
Şimdi napıyoruz :)
Finansal özgürlük sürecinde en sık yapılan hatalardan biri ilk yıllardaki düşük rakamlardan morali bozup parayı araba tatil gibi saçma kalemlere harcamak oluyor
İlk 5 yıl tohum atma yolu meyveler biraz geç gelecek maalesef
Maalesef yakın zamanda ben bu hatayı yaptım ikinci el diye çıktım sıfır araba aldım
bir şey sormak istiyorum kamuda (benim yerim kamu) gece mesaileri hep vardır özellikle yönetim kesiminde hep geceleri çalışılır ya da çalışılır gibi yapılır. gündüzleri beyleri yerinde bulamazsın gelen gidenden işlerle ilgilenmezler geceleri ise çoğunlukla bir şey yapmadan oturulur ve bunun adı fazla çalışma çoğunlukla biz olmasak vatan batardı olur (tabii onlar kaldığı için nöbette personel kalır uzman/lar, sekreter/ler, şöförler, servis elemanları gibi)...hoş büyük çoğunluğu da eve gitse işyerindeki yalakalığı ( tabirimi mazur görün lütfen ama başka tabir hafif kalır) evde göremeyecekleri için işyerini eve tercih edenlerden oluşmaktadır... ayrıca kesinlikle yetki devri yapılmadığı yerlerine yeni adam hazırlamaktan korktukları için orada sürekli oturup kalanlar da cabası...
kamu böyle peki özel sektörde mesailer gerçekten(üst yönetim için) gerekli mi? çoğu iş uzaktan idare edilemez mi?
sorumu garipsemeyin çünkü etrafa örnek verdiğim bir çok mesajı burada okuyorum. madem mesailer yapılıyor madem yönetim kademesi gerçekten sistemi buradan sorgulayabilirsek belki düzeltecek birilerine ulaşır veya o sürece katkıda bulunabiliriz...
Bu başlık yine çok seviyeli ve kaliteli, forumun geneline bakarsanız berbat durumda..
Yıllık min %30 getiri hedefiniz iyi ama maalesef çok yüksek ve böyle garanti veya düşük riskli getiri oranı hiçbiryerde yok. Yüksek risk almanız lazım, ya borsada spekülatif hisselere ya kripto paralara gireceksiniz, o da getirebileceği gibi götürebilir de.
Bir yolunu bulursanız lütfen paylaşın, çok sevap alırsınız :)
Maalesef doğru, insanlar kamuyu rahatlığı ve iyi çalışma koşullarıyla bilir, doğrudur ama yerine göre çok değişebilir, memur adam özel sektördeki gibi şak diye istifa edemez, memurluk maaş ve diğer haklar açısından iyidir, girmek de çok zordur, bunları öyle bırakıp gidemez kötü şartlara dayanmak zorunda kalır sonuna kadar. Bu da büyük yük getirir, tanıdığım ruhsal tedavi gören çok memur var.
Sadece borsa için yorumum şöyle olur ;
Öncelikle hedef kar oranı bence doğru yatırımcı karakteri taşıyan , makul bir rakam ;
1- Endeksler , süreç olarak ( aylık grafiklerde ) ayı değil , boğa piyasasında ise doğru bir maliyetle girilmiş , sağlam bist100 hisselerinde bu oranı tutturma ve geçme olasılığı yüksek ihtimal.
2- Kazanım oranınız aynı kalmak şartıyla yatırım sürenizi uzatırsanız/uzatabilirseniz ; örneğin 1 yıl için %30 yerine 3-4 yıllık bekleme sürecinde ortalama %30 bir kazanç oranını doğru bir maliyetle girilmiş , sağlam bist100 hisselerinde yakalama ve geçme olasılığı yüksek ihtimal.
3-Kazanım oranı kümülatifte yıllık %30 olacak şekilde, yine doğru maliyet ve sağlam bist100 hisse analizleri ile yıl içinde hisse bazlı %5-%10 arası kısa-orta vadeli hareket hedefli , farklı 2-3 hisseden %30 hedefine ulaşma ve geçme olasılığının yüksek olduğunu düşünüyorum.
Kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir... Sevgiler... Saygılar...
Daha önce temettü ve vergi iadesi konusu konusulmustu. Yurtdisinda yasayan vatandaslar icin guzel bir vergi kilavuzu hazirlanmis. Asagidaki linkte de yine bu konuya iliskin bir tartismayi paylasiyorum.
http://www.gib.gov.tr/sites/default/...nya_rehber.pdf
https://www.toytowngermany.com/forum...stocks/?page=1
Anladigim kadariyla Almanya icin yillik 8.130 Euro'dan fazla kazaninca gelir vergisine tabi oluyorsunuz. Buna gore eger Turkiye'deki hisselerimizden 10.000 Euro temettu geliri varsa, 801 Euro istisna bedelini dusuyoruz. (Almanya'da ilk 801 Euro temettu, faiz geliri vergiden muaf)
10.000-801= 9.199 Euro
Temettu, faiz gibi gelirlerden alinan vergi orani Almanya'da %26,375 olarak geciyor.
9.199 x 0,26375 = 2.426 Euro
Turkiye'de temettu icin stopaj %15 oldugundan bu rakami, Almanya'ya odeyecegimiz vergiden dusuyoruz (ikili anlasma geregi):
10.000 x 0.15 = 1.500 Euro (Turkiye'de temettu odenirken alinan vergi)
2.426-1.500 = 926 Euro
Ozetle Almanya'da yasayan uzun vadeli yatirimci stopaja ek olarak Almanya'ya temettu gelirlerine istinaden 926 Euro daha vergi odemek zorunda. Ya da daha dogru bir ifadeyle 10.000 Euro temettu geliri icin Almanya'ya 2.426 Euro vergi verecegine, %15 Turkiye'de odedigi stopaji dusup, kalanini Almanya'ya odemek durumunda. Vergi bildirimi sezonu yaklasirken bilgi vermek istedim.
Okuduklarimdan anladigim bu sekilde. Eger bir hatam varsa duzeltiniz lutfen. Konusu gectigi icin bu baslikta paylasiyorum.
Saygilar.
Madem biraz iş konuşmaya başladık. O zaman devam edelim.
BES'in yıllık getirisi kabaca %35-40 | %25 Devlet katkısı + %15 fon getirisi
Borsa bu yıl baya iyi gidecek gibi. Dikkatli olunursa %50 almak içten bile değil.
Altın'dan beklentim yüksek.
TL MEVDUAT ise %14-17 aralığında..
%30 bu ekonomide çok değil.
Resmi enflasyon %12-17 arasında. Reel enflasyon en az %20-25. (akaryakıt,elektrik, su, konut, gıda, ulaşım)
%25 devlet katkısı yatırdığınız paraya var.
Ana paraya nema yok son bir yılda %10,7 getirmiş. Hiç yoktan iyidir ancak zaman içinde eriyeceğini göz önününe almanızı öneririm.
Bende şirket katkılı bes var. İlave olarak bes şirketi belli oranda komisyon iadesi yapıyor bu anlamda avantajlı gözüküyor.
https://www.garantiemeklilik.com.tr/...rmanslari.aspx
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
UzUn vadede sormak istedigim bir hisse var . Sanayi sirketi ihracat yapiyor doviz geliri ii her yil nerdeyse bedelsiz veriyor temettusu de var. Ne dersiniz arkadaslar SODA SAnayi icin evlasiyelik her ay alip kenara atilir mi syg
SM-G570F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Soda için aynı fikirdeyim.bana göre 5 civarı fiyatlar makul. Hedefim 2022 kadar 100 000 soda biriktirmek. Avantajlari. Fiyat temettü ve 2021 e kadar her yıl vereceği bedelsiz potansiyeli.dezavantajlari. soda külündeki fiyat istikrarsızlığı, cinerin rekabeti, kasadaki naktin kasada durması.
Poltk 600 bin euro yatırım kararı almış gelecek yıllar için güzel bir adım...
#siriusvarlikfonu #i21kiracc siriusvarlikfonu.blogspot.com.tr ytd...
Maalesef ülkemizde halka arz, halka ırz gibi yapılıyor...nedense arza aracılık eden kurumdan en yüksekten hisseleri satmaları bekleniyor...en son trabzon limanı arzında yaşıyoruz...15 tl den arz, 22 tl ye kadar zıplama, sonra sürekli satış...bugün 16 lara geldi.
işte bu yüzden uzak duruyorum arzlardan...belki enerjisa iyi olur, belki başka bir tanesi uçar gider...uçup gitmesi de uygun fiyattan arz olması değildir ha, sadece güçlü bir oyuncu yüklü mal almıştır.
İşte uzun vade yatırımcılık burada başlıyor..hisseyi 1-2 hafta içinde %10-20 yukardan satarım ümidiyle alıyorsan, bu yatırım olmuyor, kumar oluyor. Ya tutarsa hesabı...Uzun vadeli yatırımcı olarak bizlerin şans ile, tiyo ile, kumarla işi olmaz...Araştırır, takip eder, detaylı inceleriz, eğer bir değer, fırsat görürsek alır, üstüne yatarız...Sonra çeyrekten çeyreğe bilanço dönemlerinde değerlendirir, tamam mı devam mı kararı veririz.
sorunuz güzel de, buna her forumdaş kendince mantıklı argümanlarla cevap verebilir...konu da uzar gider.
ben kısa yoldan bir cevap vereyim...herkes adına da az çok cevap vermiş olurum umarım...her şeyden önce konu kültür ile alakalı..iş kültürü...eğer 8 saatlik çalışma yanında ortalama 2-3 saat de ücretsiz mesaiye kalınması doğal ve gerekli karşılanıyorsa...o ekibin yöneticisinin de kalması beklenir..bir şey yapması, çalışması da gerekmez...face de takılabilir, hisse.net forumu okuyabilir...ama ekibin bir işi tamamlaması için çalışması gerekiyorsa, ekip yöneticisi de kalır...bakın çalışır demiyorum, bazen çalışır, bazen çalışmaz, ama her halükarda kalıp ekibe refakat eder.
fazla mesai mevzusunun çözülmesi için, mesai dışı çalışma işi kültür olarak rafa kalkmalı...böylece yöneticinin de kalması gerekmez. ama bunu kaldırmak hiç bir şirketin işine gelmiyor şimdilik.
(gelişmiş avrupa ülkerinde, gece mesai bitiminde şirkette kalmak yadırganıyor...kalan ve çalışan adama iş yükün fazla mı, bir sorun mu yaşadın gün içinde işini bitiremedin şeklinde yaklaşılıyor...kültür böyle olunca kimse de kalmak zorunda olmuyor, müzmin bekarlar, ya da evde çocuk dırdırından sıkılanlar da başka yerde takılmak zorunda kalıyor bu durumda).
Buralardan birşey düzelmez, forumun öyle bir gücü yok.
Bu işsizlikte zaten birşey düzelmez, işsizlik sadece yeni mezunların sorunu değil yöneticilere de yansır, adam eşşek gibi çalışmazsa yerine yönetici mi yok.
Önce işsizlik düşecek, çalışan kıymete binecek, zorlarsanız ayrılırım bana iş çok diyebilecek, şirketler çalışanı elinde tutmak için çalışma şartlarını iyileştirecek vb.
Öyle kanunla zorlamayla falan da olmaz o iş. Arz talep meselesi, işsizlik yüzde on üstüyse çalışanı ezerler..
Geçen ay verimlilik endeksi yayınlandı. Rakamı tam hatırlamıyorum ama bir Alman çalışan bir Türk çalışandan bilmem ne kadar daha fazla verimli çalışıyormuş.
Senin benim 8 saat mesaide bitiremediğimiz işi bir Alman 5 saatte bitirebiliyorsa sorun işte değil verimli çalışmayan kişide ya da onu verimli çalıştırtmayan sistemdedir.
Devlet daireleri zaten Allahlık.
Ayrıca yurtdışında çalışan bir Türk, Cumartesi gecesi aklına gelen bir soruyu whatsap aracılığıyla iş arkadaşı Amerikalıya soruyor. Tek cümlelik basit bir soru. Cevabı da en fazla 3 kelimelik.
Amerikalı çalışan cevap olarak elinde bira şişesi kafaya dikmiş içerkenki fotosunu gönderiyor.
Yani bugün Cumartesi ve bana ait, bira içiyorum, eğleniyorum. Başlatma iş hakkında sorularına.
Mesai karşılığı para veya izin varsa mesai çok kötü birşey değil.
Cumartesi kalırsan 2gün izin yapabileceğin yerler var Türkiye de 40 günü geçmemek kaydıylaydı en son:)
Yukarıda dediğim gibi mesaideyken gece tarifesi açılıyorsa çok kötü birşey değil Yılda 40-50 saate kadar normal sayılır bence...
asıl sorun evden çalısma. Ben evde 3 saat çalıstım bana onun parasını ver diyemiyorsun... Aslında bu konuda da firmaların adım atması lazım..
Neyse bu talebimde sgk gibi tozpembe karşılanır şimdi:)
Sent from my iPhone using hisse.net mobile app
Sistem komple cop o yuzden nereyi elestirsek diger taraf hani bana diyor. Ama isverenler artik bu mesai vs islerinde citayi baya bir yukselttiler. Ozel sektorun mesai saatleri cok normalmis gibi bir de uzerine ne kadar somurebilirlerse onu kar goruyorlar. Insaat muhendislerinin neredeyse yarisi sahada diger yarisi da ofiste calisirlar. Sahadakiler iyi maas kotu mesai saatletine maruz kalirken, ofistekiler kotu maas nispeten iyi mesai saatleriyle calisirlar. Nispeten iyi dedigim saatler de 08.30-18.30 haftasonu tatil (sansliysaniz) , 08.30-18.00 + ctesi (08.30-13.30) (genel durum) seklinde. Bir de istedigi kadar kurumsal gorunen buyuk firma olsun ben mesai beklemeyen bir firma gormedim. Siz isinizi bitirseniz de ofiste is hicbir zaman bitmez size illa ki verecek is bulurlar. 2 sene once bir is degisikliginde bir firmaya girmistim. Oradaki isguzar calisiyomus gibi gorunup de her gun mesaide yemek yiyen lak lak yapan benden kidemli 2 muhendis yuzunden herkes her gun en az 1-1.5 saat mesaiye kaliyordu. Ben her gun isimi yapip saatinde ciktim. Bir gun bana sonunda boyle olmaz dediler. Patron odasina cagirdi. Dedi ki bunlar kaliyor sen niye kalmiyorsun ? Senden memnunuz sen de kal devam edelim. Ne zamanlar kalabilirsin ? Seklinde sorular yoneltti. Ben de isim bitiyor cikiyorum. Ayrica mesai isim bitmiyor olsa bile mesai saatim bitiyor. Hafta sonu gelemem, hafta ici en kotu 1 gun nisanlimla bulusuyor 2 gun spora gidiyorum. 1 gun de illa ki isim cikar. Maksimum haftada 1 gun 1-2 saat kalabilirim dedim. Ama elzem bir durum olur yetistirilmesi gereken beklenmedik bir is olursa kalabilecegimi de belirttim. Sonuc cikarildim. :). Yorumumun basinda da dedim ya kimi elestirsek yeridir diye. Ben de genelde kendini bu kadar ucuza satan aksamlari is yapiyor numarasiyla yilda yuzde 7 degil de yuzde 9 zam hak etmeye calisan isguzar meslektaslarimi elestiriyorum. Henuz 29 yasindayim ama 40 hedefini bile nasil gecirecegimi kara kara dusunuyorum. 5-6 yila finansal gucumu elde etsem o 40 i bile beklemeyi dusunmuyorum acikcasi. Sevdigim, sevecegim isleri yapmak istiyorum.
SM-A310F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Öncelikle direniş gösterdiğiniz için tebrik ederim. Zincir yoksa serbest kalmak lazım (yüklü kredi vb.gider)
Her sektörde kamu/özel farketmez gereksiz mesailer çoktur. Örneğin banka ve finans kurumları yılda en az 270 saat ve üzeri fazla mesai yapar.
Bunun önüne geçmek ancak finansal özgürlükle alakalıdır.
Yaşam mottomuz "keyifli,sağlıklı ve huzurlu şekilde bir yaşam olmalı"
Çalışmak için yaşamak olmasın!
syg.
Bu mantığı ve konuyu seviyorum.
[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Bir zamanlar kamuda çalışıyordum. Müsteşar için sunumlar yazılar vs hazırlıyorduk belli konularda daire baskani ile... zaman zaman mesai 5 de bitmesine rağmen 8-10 bulurdu. Ve başkan hemen saat kaç olursa olsun biten işi mail atardı müsteşar yardımcısına bak ben bu saate kadar çalışıyorum gösterişi yapmak için...
Ama şunu söyliyeyim o 5-6 bazen daha fazla olan mesainin yarısından çoğu laklam ile kim daha çok şey biliyor s.dik yarışı ile geçerdi....
SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Kamu yada özel sektör olsun yönetim ilgi ve anlayışı doğru-düzgün olmazsa mesai yapmaması gereken adam el üstünde tutulup işini düzgün yapanı gözden çıkarırlar.
LG-D802TR cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Eskiden çalıştığım şirket, bu fazla mesai-çok çalışıyorum reklamı vs konusunda iyi niyetli çalışmalar yaptı zamanında. Ben de çalışma grubunda yer almıştım.
Öncelikle şunu belirteyim. Bizim gibi teknoloji ağırlıklı bir şirkette esnek çalışma saatleri olmazsa olmaz...zaten ayda iki gün evden çalışma hakkı var. Ayrıca operasyon yapan arkadaşlar mesai saatlerine sıkı sıkıya bağlı olsa da, benim gibi planlama yapan arkadaşların böyle bir zorunluluğu yok. Yani gün içinde lay lay lom takılıp, akşam sıkı şekilde çalışmayı tercih edenler var. Ya da evde yeterince konsantre olamayıp(özellikle evli-çocuklu çalışanlar) iş yerinde fazladan takılmayı tercih edebiliyorlar.
Yani şunu demeye çalışıyorum, bu fazladan mesai dışı çalışma(ücretsiz tabii ki), çalışılan sektöre, yapılan işe bağlı olarak farklı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Teknoloji şirketleri bu açıdan daha rahat, ekip çalışmaları--çoğunlukla toplantılar şeklinde oluyor, proje çalışmaları vs--, mesai saatleri içinde...onun dışında bireysel çalışmanı ister mesai saati içinde bitir, bitmezse ister evde devam et, ister ofiste...ama mesela bankacılık sektöründe bu konu tam bir sömürü ve köle düzeni şeklinde yaşanıyor...buna mutlaka bir önlem alınmalı.
gelelim girişteki konuya...dedik ki, mesai saati dışında atılan mailleri bir düzene sokalım...mesela, mesai saati dışında mail le bir şey istenmesin...bilgilendirme mailleri vs atılsın, iş istenen mailler atılmasın, sabah beklensin...itiraz eden yöneticiler oldu, iyi de ben mailleri akşam atılacaklar, sabah atılacaklar diye kategorize mi edeyim...yok dendi ki, one-to-one mailler atılsın, çoklu kişiye reklam kokan hareketler olmasın diye mesai saati dışında mail atılmasın...zira gece maile konunun esas ilgilisi dönmeyince, bir süre yan aktör konuya atlayıp, konutu dallandırıyor...kendini göstermek isteyen çıkıntılık yapan birileri hep var zaten.
özetle, değil mesai konusunu...mesai dışı mail atılmalı mı, atılacaksa hangi kategori mailler atılmalı konusunu bile uzlaşma ile çözemedik...as is= beyaz yakanın sihirli kelimelerinden:cool: devam edelim dedik:)