deniz43 ve TH kulaktan dolma bilgilerle iş yapmıyor. Bravo...
Printable View
deniz43 ve TH kulaktan dolma bilgilerle iş yapmıyor. Bravo...
vaybe ikizide tam adamından taktir aldılar sahte nik uzmanından herhald eforuma 7-8 inci nikinle giriyon onlarda girip taktir etsin
Sn. Trendhound bankaların defter değerine göre iskontolu F/K rasyosunun düşüklüğünden bahsediyorsunuz peki piyasa yüzdürülen batık / batacak kredileri fiyatlıyor olamaz mı? bunlar bankaları zor duruma sokmayacak mı? bu pencereden bakıldığında bankalar uzun vadeli ucuz mu görünüyor?
Siz kendi adınıza banka almak için ortam mı kolluyorsunuz paranın taşıma maliyetine girmemek adına borsa hareketlendiği zaman mı girmeyi umuyorsunuz?
Bizleri bu başlıkta aydınlattığınız için teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Evet, takipteki ve batık kredi rasyolarının gerçeği pek yansıtmadığını düşünüyor piyasa. Ayrıca mevcut gidişatın bankalar için olumlu olmadığı, daha da kötüleşebileceği varsayılıyor piyasa tarafından. Bunlara ek olarak "yüksek faiz - yüksek enflasyon - yüksek kur" ortamının kısa vadede değişmeyeceği düşünülüyor. Öteki taraftan ABD'de devam eden Halkbank yargı sürecinin TR banka hisseleri üzerinde olumsuz etki yaratabileceği de fiyatlanıyor. Banka hisselerinde yatırım amaçlı alıcılar da bulunmuyor, herkes al-satçı konumunda ve algolar / robotlar tahtada hakim oyuncu durumuna geçmişler. Bunlar yetmiyor gibi yabancı yatırımcılar ellerindeki pozisyonları boşaltma cihetine giderek BİST'teki yatırımlarını son yılların en düşük yüzdesine çektiler. Sonuçta da banka hisseleri defter değerine oranla %50'yi aşan çok derin bir iskonto ve 3-4 gibi anormal düşük F/K'larla işlem görüyor.
Eğer çok özel bir alım fırsatı gelmezse ben bu yılı ful nakitte kalarak geçireceğim. Özelden kastım kendi belirlediğim "risk-getiri" oranlarıdır. Bu tür fırsatların ortaya çıkıp çıkmayacağını da zaman gösterecek.
Bazıları "madem ful nakitte kalacaksın parayı neden dolar euro veya altın'da değil de TL'de tutuyorsun" diye soruyor. TCMB reel efektif TL kuruna bakarsanız neden TL'de kalmak istediğimi anlarsınız. Şu anda TL gereğinden aşırı değersiz bir para birimi muamelesi görüyor ve reel efektif kur 60 seviyesindedir. Kurun resmen patladığı 1994 Çiller krizi ve 2001 Ecevit krizinde reel efektif kurda en dip buralar idi. Reel efektif kurun daha aşağılara inmesi kalıcı olmaz olsa olsa kaçak olur diye düşünüyorum. CDS primleri, kısa vadede ödenmesi gereken döviz borçları, yüksek enflasyon vs şu anda büyük ölçüde fiyatlanmıştır. Kurlarda yukarı yönde bir hareketin kalıcı olmayacağına inanıyorum. İşte bu yüzden TL bazında aylık %2 gibi bir faiz getirisi bana makul geliyor.
Altına gelince, dünya merkez bankalarının sürekli manipüle ettiği bir emtia olduğu için buna sıcak bakmıyorum. Dünyadaki toplam altın stoğu 200,000 ton bile değil ve bunun çoğu merkez bankalarındadır. Hem kağıt enstrümanlarla hem de piyasalarda fiziki al-satlarla merkez bankaları altın fiyatını manipüle ediyor. Neden böyle yapıyorlar? Çünkü altın fiyatlarının artıyor olması tüm dünyadaki hem fraksiyonel rezerv para sistemi hem de QE'ler gibi karşılıksız para basma için 1 nolu tehdittir ve önlenmesi gerekir.
Bu kadar altın manipüle edilir mi diye soranlar olabilir. Şu anki dünya altın stoğunun parasal değeri 10 trilyon dolar civarındadır. Sadece son 12 ayda dünya merkez bankalarının Covid yüzünden piyasalara enjekte ettiği nakit ise 15 trilyon dolardan fazladır. Kripto para birimlerinden sadece Bitcoin'in piyasa değeri 1.2 trilyon dolardır. Bu karşılaştırmalar baz alındığında 10 trilyon dolarlık bir altın piyasasının dünya merkez bankaları tarafından koordineli bir şekilde manipüle edilmesi zor olmasa gerek.
Altın fiyatını manipüle eden merkez bankaları arasında Rusya ve Çin merkez bankaları yer almıyor. Rusya merkez bankasının 500 milyar dolar rezervi, Çin merkez bankasının ise 3.5 trilyon dolar rezervi var. Bu 2 merkez bankası kapitalist merkez bankalarının rakibi olarak karşı tarafta yer alıyorlar ve fırsat buldukça ellerindeki altın stoğunu arttırıyorlar.
sn.Trendhound, Öncelikle yeni açtığınız konu başlığınız hayırlı olsun. :ok:
Merak ettiğim husus: Amerikada da bankalar iskontolu değil mi? Bizdeki Akbank,Garantiyi onlardaki eşdeğerlerinden farklı kılan nedir?
-Çok daha ucuz fiyatlanıyor olmaları mı? kısaca mukayese edebilir misiniz?
Ayrıca şahsi görüşünüzü merak ediyorum:uzun vade 2 yıl ve ötesi için buralardan banka hissesi yada bankacılığa dayalı sepet fon almayı tavsiye eder misiniz? Ederseniz tek sefer mi? kademeli mi?
Bank Of America'ya bakalım. TR'deki İşbankasıın eşdeğeridir. 350 milyar dolarlık bir piyasa değerine ve 3 trilyon dolarlık aktiflere sahip BoA defter değerinin 1.32 katından, yıllık net kârının 18 katından, aktiflerinin %12'sinden işlem görüyorken İSCTR defter değerinin 0.32 katından, yıllık net kârının 3 katından, 718 milyar TL olan konsolide aktiflerinin ise sadece %3 ünden işlem görüyor. Aradaki büyük farka bakar mısınız? Neden böyle olduğunu yukarıda 5 ayrı neden vererek açıkladım. Yatırım için 2 yıl vade pek uzun sayılmaz, uzun vade olarak en az 5 yılı dikkate alın. Ben şahsen an itibariyle BİST'in alıma uygun olduğuna inanmıyorum ve alım için acele edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii, alım kararı günahı ve sevabıyla getirisi ve götürüsüyle sadece ve sadece size aittir, kararı siz vereceksiniz.
BİST'in en önemli itici gücü olan yabancı yatırımcılar şu anda devre dışıdır. Sadece robotlarıyla derin BİST30 tahtalarında işlem yapan yabancı kurumlar boy gösteriyor. Bunlar da gerilla taktikleriyle günlük al-satlarla uğraşıyorlar. Bu robotların 2 tane büyük avantajı var: 1) Nanosaniyeler içinde işlem yaparlar. 1 nanosaniye 1 saniyenin milyarda biridir unutmayalım. 2) Tahtaya gelen emirleri daha onlar tahtaya ulaşmadan görüp o emrin cinsine ve büyüklüğüne göre kendi işlemlerini kararlaştırıp söz konusu emir tahtaya ulaşmadan kendi işlemlerini yapabiliyorlar. İşte nanosaniye avantajı bu ortamda gerekli oluyor. Derin kağıtların tahtalarında işte bu robotlar her 2 yönde (al-sat, sat-al, açığa satış, açığa alış) gün boyu işlem yaparak para kazanmaya çalışıyorlar. Al-tut türü işlemler yapan yabancı fonlarla yatırımcılar tahtalarda bayrağı işte bunlara devretti ve böylece robotlar tahtalarda hakim oyuncu konumuna geçtiler.
BİST'te günlük işlem hacmi bayağı düşmüş durumda. Bir kaç ay öncesine oranla 3 te 1 den fazla bir düşüş söz konusu. Al-tut'çu yabancı yatırımcıların önemli kısmı terk ettiği için böyle oldu. Özellikle Naci Ağbal'ın görevden alınması yabancıların mal boşaltmasında önemli bir rol oynadı.
Yukarıda BİST'in an itibariyle alıma uygun olduğuna inanmadığımı ve alım için acele edilmemesi gerektiğini düşündüğümü belirtmiştim. Böyle düşünüyor olmam BİST'in prim yapmayacağı anlamına gelmez. Endeks tabii ki dalgalanacaktır, zaman zaman da kısa vade bazlı çok güzel getiriler sunacaktır. Ama ben bunların kalıcı olacağına, arkalarının geleceğine pek ihtimal vermiyorum. Borsanın prim yapmaya devam etmesi için ekonominin halihazırda dibe vurmuş olup toparlanma moduna geçmiş olması gerekiyor. Öte yandan ülkedeki artış trendine iyice girmiş olan yüksek enflasyon halihazırda yüksek olan faizlerin indirilmesini engelliyor. Eğer popülist nedenler yüzünden indirilmeye kalkışılırsa hem enflasyon daha da azacak hem de döviz kurları daha da patlayacak. Yönetim sıkışmış durumda.
Geçen sene yaz aylarında konut kredisi faizleri aniden aylık %0.64'e çekilip vadeler de 180 aya kadar uzatılınca konut fiyatları otomatik olarak bir anda %30 gibi zamlanıverdi. Konut alıcıları düşük faizli kredi kullandılar ama fahiş fiyattan ev aldılar, böylece bir taraftan kazandıklarını diğer taraftan kaybettiler, net bir avantaj elde etmediler. Bu kredileri açan devlet bankaları maliyetin oldukça altından kredi vererek zarar yazdılar. Tabii bu zararlar Hazine tarafından karşılandığı için faturayı TC halkı ödeyecek. Bu girişim doğrudan enflasyonu kırbaçlayıp kontrolden çıkmasına neden oldu zira bu suretle piyasaya ciddi meblağlarda para pompalanmış oldu. Tekrar ayni yoldan geçmezler herhalde. Kör bile ayni çukura 2 kere düşmezmiş.
Mümkün olduğunca farklı vadelerle ve birbirinden farklı yatırım enstrümanlarına yatırım yapıyorum. Vade olarak 2 yıl ve fazlası olarak bist bankacılık endeksi bana cazip görünüyor. Bahsettiğiniz BOA örneği bize uyarlansa ne harika olurdu. sanırım İş Bankası x4 x6 kat fiyata ulaşırdı. Ve diğer bankalarda.. Düşüncesi bile harika:party:
..Ama şu an bunun çok uzağındayız. Temel sıkıntı rasyoların ucuzluğu pahalılığı değil mevcut yönetime olan güvensizlik.. Tek kişinin aldığı/alacağı kararların sorgulanamıyor olması vs vs. Hala eski TCMB başkanının neden görevden alındığı resmi olarak belli değil..TV lerde tartışılamıyor bile.. Faizse sebep yeni gelen neden düşür(E)medi? Elinden tutan mı vardı? -yok ..düşüremezsin diyen de yoktu..Keşke düşürseydi de ne olacaksa görseydik (görselerdi)..
Ancak bu olumsuz koşullar da olmasa İşbankasını, Akbankı, Garanti yi bize bu fiyatlardan alma şansı verirler miydi hiç?
Diğer yandan daha önceden Halkbankasında olduğunuzu ve sonra sattığınızı biliyorum. Kamu bankalarına karşı olumsuz iken neden Halkbankasına ilgi duydunuz ve neden bu ucuz rasyolarla vazgeçtiniz? O günün koşullarında farklı mı düşünüyordunuz?Bir kamu görevlisinin ticari kar elde etme amacımız yoktur şeklindeki beyanı bu bankadan vazgeçmenizde ana etken mi sayılır..
HALKB'de maalesef bir hata yaptım, optimist davranarak işin siyasi boyutunu doğru şekilde hesaplayamadım, yönetimin bu problemi sona erdirmek için atması gereken adımları atmama riskini görmezden geldim, ABD'deki problemlerin makul bir süre içinde makul bir yaptırım ile ve diğer emsallerde olduğu gibi uzlaşmayla sonuçlanacağı gibi gerçeklerden uzak bir umuda kapıldım, sonuçta da etraftaki ağaçlar yüzünden içinde bulunduğum ormanı görememek gibi klasik bir yanlışa imza attım. Sonuç ortada, HALKB'den fena kaybettim. Gerçi bu hissede realize ettiğim zararı diğer hisselerden telafi ettim ama reel bazda getiri oranım darbe yemiş oldu ve son 3 yılda sadece enflasyon ile kafa kafaya bir performans sergiledim. Olay budur.
Kamu kağıtlarından uzak durmakta fayda var zira a) onların amacı ticari kazancı maksimize etmek değil, b) hissedarların menfaati her zaman arka plandadır, c) yeteri kadar profesyonel bir yönetim kadrolarına sahip değiller, d) onların yönetim kurulları liyakat, tecrübe, uzmanlık, iş bilme esaslarına göre seçilmeyip sadakat esas alınarak yukarıdan atanır.
Aslında kamu kağıtlarının borsada halka açılması prensip olarak absürttür. Amacı kâr elde etmek olmayan bir şirketi halka ara etmek borsanın temel felsefesine aykırıdır.
Bir de TR'de anormal şekilde Holding enflasyonu var. Belki bilmezsiniz, dünyada holding yapısı artık terk edilmiştir. Sadece Güney Kore ile Türkiye holding yapısını kullanıyor. Güney Kore'de holding olarak LG ile Samsung öne çıkıyor ama Türkiye'de inanılmaz sayıda holding mevcut. Holdinglerin kötü bir tarafı var ve o da hissedarlara ait olması gereken özkaynakların verimliliği çok düşük olur, sermayenin getirisi yeterince yüksek olmaz. Bu durumda da holdingin bünyesinde saklı kalmış değerler tıkılı kalır ve hissedarlar bu yüzden elde etmeleri gereken getirinin çok altında bir getiri elde ederler. Bu nedenle tüm gelişmiş ülkeler artık holding yapısını kullanmıyorlar, yıllar önce bu yapıyı terk ettiler. En son İtalya bu yapıyı terk eden ülkedir. TR'deki klasik yapısıyla holdingler artık ABD İngiltere Almanya vs gibi ülkelerde tarihe karışmıştır. Güney Kore'deki son örnekler de artık bu yapının dışına çıkmak için adım atmaya başladılar. Geriye bir tek TR kalacak klasik holding yapısını kullanan.
Mesela İş Bankası aslında bir holdingtir. Bankanın bünyesinde dünya kadar iştirak mevcut. YKBNK Koç Holding'in ana hissedarı olduğu bir bankadır. AKBNK Sabancı Holding'in ana ortağı olduğu bir bankadır.
Dünya ile paralel olarak İşbankasının ciddi şekilde kurumsal revizyona gitmesi gerekiyor. İştiraklerindeki hisselerini satıp AKBNK GARAN gibi sadece bir banka olarak faaliyet göstermesi gerekiyor. İştirak satışlarından gelecek olan para özsermayeye eklenirse kredi hacmi katlanır tabii kârlılık da. Böylece bankacılık sektöründe açık ara ile 1 numara olur ve yılda şu anki piyasa değeri kadar (20 milyar tl gibi) net kârlar ekonomik kriz harici zamanlarda olağan karşılanır.
2020 sonu itibariyle İş Bankasının solo aktifleri (sadece banka ve bağlı ortaklıklar) yaklaşık 600 milyar tl, "banka, bankaya bağlı ortaklıklar ve iştiraklerin hepsini kapsayan" konsolide aktifleri ise yaklaşık 720 milyar tl. Pratik anlamda bir holding olması dolayısıyla İşbankasının iştiraklerinin payı aktifler açısından 120 milyar tl değerindedir. Bilançoda gömülü olan bu saklı değer paraya çevrilip hissedarların payı olan özkaynaklara aktarılmalıdır. Böylece özkaynakları ciddi şekilde artmış olan bir banka çıkacak karşımıza tabii artık bir holding değil de sadece bir banka olarak faaliyet gösterecek.
Mr. Market has spoken, and inflation is on the way. From Bank of America this morning:
U.S. 5-year, 5-year forward inflation swaps [i.e., the price rises investors expect from 2026 to 2031] are pricing inflation consistent with the highest we have seen the past five years. This is not about base effects given last year's weakness, not about anything temporary.
Similarly, with a whopping 16.5% year-to-date advance, the Bloomberg Commodities Index is off to its best start on record going back to 1973.
Atatürk' ün İşbankasındaki hissesi %28. Bunlara vekaleten CHP bakıyor ve YK'ya 4 üye atıyor. Bu hisselerden gelen temettüler Dil ve Tarih kurumlarına gidiyor, CHP herhangi bir gelir elde etmiyor. Kamulaştırma mümkün gözükmüyor. Evren döneminde CHP hisseleri Hazine'ye devredilmişti ama Anayasa mahkemesi bunu iptal edip hisseleri CHP'ye ade etti. Elde bir emsal karar var. Bir ihtimal bununla alakalı yeni bir kanun çıkartıp CHP hisselerini Hazine ye geçirbilirler ama böyle yapsalar bile bankayı ele geçiremezler.
Emsal karar falan..:)
En son ayasofya için emsal karar denmiş idi..
Senin 2 huyun beni şaşırtıyor..Birisini örnek almaya çalışıyorum..Öbürüne ise gülümsüyorum..
Ne olursa olsun piyasalarda , hep sakinsin..Bunu örnek almaya çalışıyorum..
TR için hala mantık çerçevesinde bakıyorsun olaylara..Buna ise gülümsüyorum.
Uygun ortam da oldumu hukuk muş anayasa imiş falan dinlenmiyorlar..
Bi cumhurbaşkanlığı kararnamesine bakar iş..
Yüzde 28 hoppp tvf nin olur..
Biraz daha tahtadan toplar..Yada zaten toplamıştır şu bu..
Yaparlar yani..
Suyun için de ele geçirirler..
Robotlarla alakalı bir örnek: Diyelim ben aktiften 1 milyon lot GARAN almaya karar verdim. Fiyat 7.22 - 7.23. Aktif alış fiyatı olan 7.23 ten emri girip AL tuşuna bastım. Bu tuşa basılır basılmaz tahtadaki robotlar bundan haberdar olur ve kendi programları kapsamında onlar da aktiften AL emri girerler ama bu emirler benimkinden önce BİST'e ulaşır çünkü onlar nanosaniye ile çalışıyor. Benim AL emrim yerine gelmeden robotlarınki yerine getirilir. Yüksek ihtimalle de benim emrim beklemede kalır çünkü robotların alımlarıyla hisse kademe alıp 7.23 - 7.24 e çıkmıştır.
Robotlarla işlem yapan kurumlar için bu durum yasadır çünkü tahtaya gelen emirleri önceden görebilmek için BİST'e bir ücret ödüyorlar.
Bu durum düpedüz frontrunning olsa da yasal kılıf bulunmuş. Borsayı işleten kuruma ücret ödenerek yasaya uygun hale getirilmiş. Yurtdışında da durum aynidir. Ama bir haksız rekabete yol açtığı da gün gibi ortada.
Şimdi ben aracı kurumuma telefon edip bana aktiften 1 milyon lot GARAN alın desem ve bunun üzerine tahtanın yukarıya gideceğini düşünen aracı kurum benim talimatımı yerine getirmeden önce kendi adına 1 milyon lot alma cihetine giderse işte bu SPK ya göre suçtur (frontrunning - ön alım suçu).
Gun, bu olasılığın farkındayım ama gerçekçi değil işbankı ele geçirmek açısından, zaten yukarıda yeni bir kanun çıkarılma olasılığından bahsettim. %28 lik hisseyi ele geçirmekle iş bitmez, tahtadan ayrıca 1 milyar lot daha toplamları gerekiyor %50.1 i bulmaları için. Tedavüldeki 1.5 milyar lotun 3 te 2 si serseri türden olmadığına göre yani sıkı sıkıya tutulduğuna al-sata konu olmadığına göre DD ye oranla primli bir fiyat (20 TL gibi) ödenmediği sürece bunları toplayamazlar. İşte bu yüzden bankayı ele geçiremezler diyorum.
2021 sonunda İSCTR hisse başına solo DD 17 TL civarında olacak, konsolide bazda ise 19 TL civarında. Tedavüldeki İSCTR'ler ciddi oranlarda toplanmaya çalışılırsa, 1 milyar lot gibi blok hissenin toplanmasına girişilirse fiyat zıplar ve zamanla 20 TL'nin üstüne atar. Sıkı sıkıya hisseyi tutanlar bu kağıdı elden çıkarmak için hisse başına DD'ye oranla bir prim talep edeceklerdir.
Hadi diyelim bu cihete gittiler ve 5 TL ila 20 TL aralığından 1 milyar lot İSCTR topladılar. Ortalama maliyet 15 TL'ye yakın olur ve böylece 15 milyar TL gibi bir maliyet ortaya çıkar. Bu kadar parayı nereden bulacaklar?
İş bankası ile ilgili olarak,
% olarak İş c hissesi yönetimde koltuğu garantilemez. İmtiyazlı hisseler var.
Yönetimi ele geçirmek için % 51 hisse yetmeyebilir.
Örneğin yönetimdeki 11 koltuk için
İşkur için, İş A için , İş B için ayrılmış koltuk varmıdır?
Yıllar önce vardı diye biliyorum.
Hatta yıllar önce cin gibi biri yönetimde koltuk sahibi olmak için İş B toplamıştı. İş bankasıda İş b yi geri toplamak için borsadaki %15 payı %23 e çıkarmıştı diye birşeyler konuşulmuştu.
Böyle bir risk karşısında İşbankası önlemini alır ve kendisi hisse alımına gider. 540 milyon lot aldığında da Hazine tarafından %50.1 e ulaşılmasını engeller. Banka bugüne kadar zaten 150 milyon lot gibi bir geri alım yaptı. Bir 400 milyon lot daha topladığında Hazinenin önü kesilir. Bunun için harcanacak meblağ zaten geçmiş dönem karlarında mevcuttur.