Alıntı Originally Posted by Ozan Erol Yazıyı Oku
son 6 yılda 2019.tem- 2025.tem arası türk ekonomisi toplamda 143 milyar dolar cari açık vermiş, aynı dönemde net altın ithalatına ödenen para ise 99 milyar dolar.. 6 yılda altın hariç cari açık 44 milyar dolardan ibaret, kalan 99 milyar ise kağıt doları verip fiziki altın almak.. bu alışverişin cari açık olarak kayıtlara geçmesi ise tam bi garabet, çünkü fiziki altın enaz dolar kadar kabul gören bir ödeme aracı dünyanın heryerinde, herzaman



2024 ortalarından beri altın hariç cari açık vermiyor türk ekonomisi, covid (turizm) ve ukrayna savaşı (enerji fiyatları) döneminde bile verdiği (altın harç) cari açık 20- 30 milyar bandını aşmamış

altın ithalatının artışa geçtiği dönem 2017-2018 civarı, yani altın fiyatlarının 1200 dolardan kalkarak yükselişe başladıı tarih- yani altın fiyatı stabil ise yahut düşüyorsa türk halkı altına extra ilgi göstermiyor, lakin fiyat yükseliyorsa ahali altına hücum ediyor.. yastıkaltı ne kadar altın olduğu tam bilinmiyor, karahan tahmin ettiği 500 milyar dolar çok muhafazakar bi tahmin, sadece son 20 yılın net ithalat rakamını söylüyor, oysa öncesi de var, anadolu halkları lidyalılardan beri altın briktiriyor, 3000 senedir
Altın ın cari açık rakamına eklenmesi başta abd nin organize ettiği imf vs oyunu, maksat abd doları tutun, altın tutmayın hesabı. Trump sonrası paradigma değişikliği oldu, artık altın abd dolarından daha güvenli, riski daha az.

Bu nedenle altın konusu cari açık rakamında olmamalı tezini savunuyorum ben de, ama bu özellikle son 1-2 yıl güçlenen bir argüman.

Yalnız enerji dışı açık gibi saçmalıklara da karşıyım..al enerjiyi üret sat, sonra enerji dışı açık de. Bu da hangi kıt akıllının uygulamaya soktuğu bir şey bilmem..belki enerji vs dıarıda tutulan core cari açık(C-CAD) gibi bir parametre de kullanılabilir.