Devamı..
.
.
.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Şimdi, kendi dönemim adına yani kendi görev yaptığım dönem, Başkan Yardımcısı olduğum dönem de dâhil…
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Merkez Bankası… Onun için size iletiyorum.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Teşekkür ederim. Şimdi, ben yani nasıl karar aldığımızı, kendi adımıza kurulda nasıl karar aldığımızı değerlendireyim. Biz çalışırken para politikası kararlarımızı enflasyon görünümüne göre alıyoruz yani bu görünümü her ay bir değerlendirmemiz oluyor yeni çıkan veriler üzerinden talep koşulları, fiyat gelişmeleri üzerinden. Bu noktada da 2023 yılı Haziran ayında başlayan bir süreç var. Biz de bu sürece, ya ben kendi adıma işte temmuz sonu, ağustos ayı itibarıyla dâhil oldum. Güçlü bir sıkılaşma süreci yaptık; enflasyonun ana eğiliminde de bir düşüş söz konusu, aylık oynaklıklar olabiliyor enflasyon bu kadar yüksek olduğu zaman. Ama belirgin ve kalıcı bir düşüş olana kadar da bu sıkı duruşumuzu sürdüreceğimizi tekrar söylemek isterim.
Evet, görev süresi dolmadan görevden alma yetkisinin alınması haberi, bunu birkaç kişi de söylemişti. Şimdi, Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uyum için çıkarılan kanun hükmünde kararnameye ilişkin çok sayıda iptal kararı verdi. İptal edilen kurallar arasında dediğiniz gibi Bankamız Başkan ve Başkan Yardımcılarının atanma süresinin niteliklerini, usulünü yürürlükten kaldıran KHK hükümleri de yer almıştır. Bu iptal kararının gerekçesi kamu hizmetine girme hakkına ilişkin hususların KHK’yle düzenlenemeyeceğidir. Bu iptal kararı üzerine Başkan ve Başkan Yardımcılarının hukuki durumlarında bir değişiklik olmamıştır çünkü bu hususlar 3 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda zaten yer almıştır. Bu karar oldukça kapsamlı ve Merkez Bankasına özgü değil, benim yorum yapmam bu sebeple de doğru olmayacaktır.
Şimdi, asgari ücretle ilgili de epey soru oldu. Birisi şöyle bir, kim… Sayın Bozdağ sanırım. “‘Enflasyonda bir numaralı risk asgari ücrettir.’ demiştiniz.” demişsiniz ama bizim böyle bir açıklamamız yok, kesinlikle yok, onu söyleyeyim yani bir numaralı risk değil. Zaten Sayın Özlale de söyledi yani çalışmamızda katsayı olarak yani bir etkisi var ama hani bir numaralı risk olarak nitelendirilecek değil.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) – …şekilde var.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Değil.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) – Ona atfen sorular gelmişti.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Şöyle açıklayayım: Şimdi asgari ücret konusunda -bildiğiniz- zaten biz karar verici değiliz, tavsiye kurumu da değiliz yani tavsiye şeyi de değiliz. Fakat enflasyon hedeflemesi yaparken, tahminleri ve hedefleri belirlerken de tabii ki birtakım varsayımlar yapmak durumundayız; ücretlerle ilgili ne olacağı konusunda, asgari ücret bunlardan bir tanesi ama daha genel olarak da düşünmek lazım. Bunu yaparken de daha önce yapılan açıklamaları baz alarak yaptık yani bizim burada bir tavsiye niteliğinde değil ifadelerimiz; sadece daha önce yapılan açıklamalar tek artış olacağı yönündeydi, biz de bunları göz önünde bulundurarak tahminlerimizi yaptık ve bunu da şeffaflık çerçevesinde kamuoyuyla paylaştık, olan budur, onun ötesinde değildir. Daha genel olarak şunu söylemek lazım: Siz söylemiştiniz sanırım, “2.800 liraya razıyız, yeter ki enflasyon düşsün.” gibi bir açıklama vardı. Burada aslında enflasyonun ne kadar önemli bir konu olduğunu da çok net gösteriyor. Bizim yapmamız gereken dolayısıyla enflasyonu en hızlı bir şekilde ve en kalıcı şekilde düşürmek, bunu başardığımızda zaten alım gücünde kalıcı bir artış olacak, geçici değil; bizim de çalışmalarımız bunu sağlamak yönünde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ – İlave süre olarak açıyorum sürenizi.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Teşekkür ederim.
Evet, İFM’yle ilgili yani çeşit yapmaya çalışıyorum hep aynı sorular olmasın diye. İFM’ye taşınmayla, İstanbul'a taşınmayla ilgili bir soru sonlara doğru Sayın Ekmen’den gelmişti. Şimdi, bu İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı 2009 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanmıştı, yürürlüğe girmişti. Bankamızın da bu konuda İFM’ye taşınma süreci devam ediyor. Bu çerçevede 1 Ocak 2020'de İstanbul'da bir çalışma ofisi kuruldu, çalışanların İstanbul'a nakil süreci başladı. Şu anda 1.207 çalışan İstanbul'da görev yapmaktadır, binamız hazır olduğunda da taşınacağı süreç devam ediyor.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Tasarruf genelgesi bunu…
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Yüzde olarak çok büyük bir kısmı -yani detaylı olarak bakmam lazım ama- tamamlandı zaten binanın.
Dolayısıyla, evet, konut fiyatlarıyla ilgili bir soru vardı. “Konut fiyatları 6 kat arttı, işte faizlerle çok arttı; işte barınma krizi olduğu söyleniyor.” Sayın Bakırlıoğlu’nun belirttiği gibi gerçekten konut fiyatlarındaki artış önemli derecede. Bu da aslında enflasyonun ne kadar önemli bir problem olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bunun kalıcı bir şekilde düşürülmesi birçok açıdan, sadece talepte düzelme değil; kalıcı büyüme, sürdürülebilir büyüme için değil; aynı zamanda barınma gibi sosyal konularda da ileri gidebilmek için önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Şimdi, bu konuda şöyle yani makroekonomik koşullar var tabii konut fiyatlarının bu kadar artmasında ama bunun yanında işte, tabii, bildiğiniz gibi Kahramanmaraş deprem felaketi önemli bir unsur burada yaşanan yoğun bir iç göç söz konusu, arz talep unsurları, dengesi oldukça bozuldu. Yani deprem sonrası göç alan illere baktığımızda burada konut fiyatlarının ve kiraların Türkiye'nin diğer illerine kıyasla daha fazla arttığı yönünde bulgularımız var. Bu da depremin önemini net bir şekilde ortaya koyuyor ama sizin de belirttiğiniz gibi son aylarda burada enflasyonda bir düzelme söz konusu. Yeterli mi? Yeterli değil ama en azından genel enflasyonu yukarı çekici yönde değil, kiralara da ilerleyen dönemde daha önce söylediğim gibi yansıyacağını düşünüyoruz.
Evet, şimdi, “Bu YP kredilerle ilgili yüzde 2 sınırına bankalar dikkat ediyor mu?” demiştik ama ben bunu daha önceki soruda cevapladım.
“Tasarruf tedbiriyle ilgili bu kapsamda Hazine ve Merkez Bankasının da tasarrufa gitmesi gerekiyor mu? Sayıştayın önerisine uyulması gerekmez miydi?” gibi bir soru vardı. Bu tasarruf tedbirlerini çok önemli buluyoruz. Sadece Merkez Bankası değil enflasyonla mücadele eden, Hükûmetimizin de çok çeşitli kanallardan yaptığı açıklamalar var. Hazine ve Maliye Bakanlığı da bu konuda -biliyorsunuz- bir tasarruf tedbiri açıkladı; başka çalışmalar da var, onlar detayları kendileri gerektiğinde paylaşacaktır ama bunu iç talebin dengelenmesi açısından oldukça önemli buluyoruz. Eş güdümün iyi bir örneği, sadece bu da değil, tabii yönetilen, yönlendirilen fiyatlarda da makul bir yaklaşım izlenmesi, Merkez Bankasının hedeflerini göz önünde bulunduran bir yaklaşım izlenmesi önemli. Biz kendi bütçemizi hazırlarken de tabii, temel görevlerimizi yerine getirmek için verimlilik ve etkinlik unsurlarını göz önünde bulunduruyoruz, azami tasarruf ilkelerini zaten gözeterek bu yıl bütçemizi hazırladık yani 2024 yılı bütçemiz aslında zaten genelgelerle uyumlu, bununla birlikte güçlendirme çalışmalarımız devam ediyor.
Evet, maliye politikası, Sayın Temurci’nin… Büyüme ve istihdam konusunda sıkıntılar yaşadığımızı söylemişti, “Bu kapsamda Merkez Bankamızın tavsiyelerine ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum.” demişti. Şimdi, büyüme, istihdam konusunda sıkıntı yaşadığımız tabii, genel bir değerlendirme; işsizlik oranlarına mesela baktığımızda aslında şu anda yani tarihsel ortalamanın oldukça altındayız, dolayısıyla şu anda böyle bir durum söz konusu değil. Bununla birlikte ekonomi politikaları konusunda tüm kamu kurumlarıyla daha önce söylediğim gibi eş güdüm içindeyiz ve iş birliği hâlindeyiz. Çeşitli kurullar var işte EKK, Finansal İstikrar Komitesi, Gıda Komitesi gibi. Bu platformlarda yapısal sorunlarda biz de kendi araştırma departmanımızı kullanarak, insan kaynağımızı kullanarak tavsiyeler üretmeye çalışıyoruz, bunları da her fırsatta yeri geldikçe ilgili kurumlarla, ilgili bakanlıklarla paylaşıyoruz. Bunun yanında OVP gibi temel politika metinlerine de kurumsal olarak katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Fakat yapısal sorunların önemli olduğunu da düşünüyoruz, dediğim gibi bu konuda fiyat istikrarı ve finansal istikrarı önceleyen bir bakış açısıyla yapısal reform fikirleri üretmeye ve bunları paylaşmaya gayret ediyoruz.
Evet yani, KKM’yle ilgili epey bir soru olmuştu, onunla ilgili konuşmadım herhâlde, onunla ilgili birkaç şey söyleyeyim. Şimdi, KKM yani çok farklı şekillerde soruldu ama genel olarak şunu söyleyeyim: Son bir yılda uygulamakta olduğumuz politikalar neticesinde zaten KKM’ye olan talep azaldı, Türk lirasının cazibesi artınca KKM’ye olan talep azaldı ve biz bu sayede 143 milyar olması lazım ağustos itibarıyla, öyle bir bakiyeden 70 milyarın altına geldik ve bunu makrofinansal istikrarı bozmadan yaptık, rezerv biriktirirken yaptık, sistemi herhangi bir şekilde zorlamadan yaptık. Ama bu seviye yeterli mi? Değil, burada kademeli devam eden bir azalma öngörüyoruz yani bu düzenlemelerimizi de bu çerçevede ayarlıyoruz. Son dönemde bildiğiniz gibi KKM hedeflerini bankalar için düzenledik; biraz daha, önceye göre daha hızlı bir çözülme olacağını öngörüyoruz.
CEVDET AKAY (Karabük) – Maliyetle ilgili…
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Evet, zararla ilgili, genel olarak KKM… 818, evet, söyleyeyim: Şimdi, 818 milyarlık zararın, zaten biz bunu… Önce şunu söyleyeyim: Faaliyet raporumuzda bu çok net bir şekilde yazıyor yani üstü kapalı değil, orada bir tabloda çok net bir şekilde yazıyor. KKM kaynaklı zarar işte 830 milyar yani küsuratını unuttum ama 830 civarı olması lazım, 833 milyar TL. Bu yani zararın yüzde 100’ünden fazlası oradan kaynaklanıyor, bunu faaliyet raporumuzda açıklamıştık. Kur farklarından ileri geliyor, bu da geçen yaz yaşanan kur atağıyla alakalı bir durum. Bu seneyle ilgili de bir projeksiyon -siz sormuştunuz sanırım- veremiyoruz ama şunu söylemek lazım: Son dönemde kur makul seviyede gittikçe, reel değerlenme oldukça KKM’nin yükü olmuyor yani kur ödemesi yapılmıyor. Son dönemde açılan yani 2024 yılında ya da işte ondan önceki birkaç ayda açılan KKM hesaplarına kur kaynaklı ödeme olmayacağını düşünüyoruz yani öyle gözüküyor şu andaki kurun gidişatıyla ilgili. Fakat geçen sene mesela mayısta açılan bazı hesapların vadesi uzun, mesela bir kısmının vadesi işte mayıs ayında geliyor, geçen yaz yaşanan kur artışı sebebiyle onların ödemesi şu anda yapılıyor. Dolayısıyla o kaynaklı yılın ilk işte üç-dört ayında yapılan birtakım ödemeler var ama bunlar dediğim gibi geçen sene haziran ve öncesinde açılan hesaplardan kaynaklanıyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Sayın Başkan, ben de bir şey sorayım o zaman size: Bu zarar içerisinde, KKM’den kaynaklı olduğunu ifade ettiniz; tabii, burada döviz KKM’ler vardı. Dolayısıyla onun zorunlu karşılığı, işte eğer adam 100 dolar getirmişse 100 dolar taahhütte bulundunuz siz yani dolayısıyla 100 dolar getirdim, 100 dolar alacağım ben bunu. Şimdi, siz bunu alış değerinden muhasebeleştirdiniz, sonrasıyla alakalı da yıl sonundaki kurdan da tekrar muhasebeleştirdiniz, arada bir fark çıktı. Şimdi, bu 830'un ne kadarı buradan geliyor, ne kadarı TL’den kaynaklı geliyor? Ki bir tanesi biraz şey geliyor bana sadece muhasebesel bir kayıt oluyor, aslında gerçek rakam o kadar değil gibi.
CEVDET AKAY (Karabük) – Değerleme hesabı oluyor, değil mi?
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Tabii yani şimdi atıyorum, adam getirdiği zaman doları sene başında 20'den hesapladı, muhasebeleştirdi. Sonra dolar 30'a çıktı, bir daha muhasebeleştirdi, arada bir fark çıkıyor ama oradaki döviz KKM’lerdeki Merkez Bankasının veya Hazinenin taahhüdü dolara dolar. Yani ben 100 bin dolar getirdim, 100 bin dolarımı taahhüt ediyor, dolayısıyla bana onu çıkacağım zaman dolar olarak veriyor. Bu anlamda oradaki 830'un içerisindeki bu kur farkından yani KKM’deki muhasebeleştirmeden kaynaklanan miktar ne kadar, zarar ne kadar? Bir de TL'ye verdiğimiz bir KKM taahhüdü var -tamam, o ayrı bir şey- o ne kadar? Yani bu 830’un içindeki ayrımı yapmak mümkün mü?
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Şimdi, o kırılımı şu anda bilmiyorum, daha sonra dönebiliriz ama tabii, burada gerçekleşen zarar yani muhasebesel kısmı dediğiniz gibi nereye döndüğüyle de alakalı yani 100 dolara 100 dolar verdiğimizde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Siz Türk lirasına dönmek isterseniz Türk lirası üzerinden bir fark da ödüyoruz. Dolayısıyla muhasebesel olarak da dolara döndüğünüzde aynı hesap yapılıyor ama dediğiniz kırılım yani ne kadarı TL KKM, ne kadarı döviz dönüşümlü, onu şu anda bilmiyorum, daha sonra dönebiliriz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Peki, onu biz alırız sizden, gönderirler bize.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Bir de o döviz öyle durmuyor ki o dövizi satıyor, sonra alırken daha pahalı alıyor yani onu sanki… Hep negatif seviyelerde olduğunuzu düşündüğünüz zaman. Sadece muhasebe de değil, orada bir zarar var.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) – Burada tabii, önemli olan bu paranın nasıl ödeneceği. Parayı basıp ödüyoruz, siz enflasyonu kontrol etmekle yükümlüsünüz.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Tabii, bu ödemeler -zaten enflasyon raporlarında da söyledik- ciddi anlamda likidite fazlasına sebep oluyor yani gösterdiğim grafikte hatırlarsanız, bilmiyorum, işte haziran sonrasında yaşanan bir artış var likiditede bu KKM ödemeleri kaynaklı. Bu konuda dediğim gibi 143 milyardan 70 milyarın altına indik, bundan sonra da yılın geri kalan kısmında da daha hızlı olacağını düşünüyoruz.
Değerleme hesabıyla ilgili bir soru vardı, onu da atlamış oldum ama onu da cevaplayayım. Şimdi yani bizim kanunumuz gereği 61'inci maddesinde bilançonun aktif ve pasifinde yabancı para ve varlık ve yükümlülükler var ve altın da var tabii, bunların değerlemesi sonucu bir fark oluşabiliyor yani altınımız varsa bu değeri arttığında bize pozitif katkı verirken döviz pozisyonunda eğer açıktaysak bunun arttığını da bize negatif olarak yazıyor. Biz bunu değerleme hesabında izliyoruz; gerçekleşen bir zarar değil, işlem olunca gerçekleşiyor. Değerleme hesabının değişim göstergesi lehte ve aleyhte de olabilir dediğim gibi. Bankamızın hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen bu işlemler sonucunda oluyor yani yabancı para ve altın alım satım işlemleri rezerv politikası kapsamında. Bununla ilgili detaylı açıklamaları zaten dediğim gibi 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nda yaptık.
CEVDET AKAY (Karabük) – 2021’den bu yana hep aleyhte değil mi Başkanım?
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Artarak o kümülatif gidiyor. Evet diyeceğim yani muhtemelen öyle olabilir.
CEVDET AKAY (Karabük) – Bilançolarda öyle. Şimdi 920 milyar mesela.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Olabilir. Döviz, açık pozisyonda olduğunuz zaman kurdaki artış negatif yazıyor, bundan kaynaklıdır diye düşünüyorum.
Birkaç farklı konu olarak onları da söyleyeyim. Dijital Türk lirasıyla ilgili -Sayın Türeli sormuştu, evet- şimdi bu süreç 3 fazdan oluşacak şekilde yapılırken dizayn edilmiş. 1’inci fazı başarıyla tamamladık, bunun raporu zaten ocak ayında yayınlandı. Bu 1’inci faz işte Türk Lirasının, dijital Türk lirasının kullanım senaryoları ve mimarisine dair bir fazdı. Buna dair gereksinimler belirlendi, teknolojik boyutta çalışmalar yapıldı. 2’nci faz çalışmaları da başladı, bu kapsamda 2024 yılı sonuna kadar dijital Türk lirasının iktisadi, hukuki ve güvenlik boyutlarını kapsamlı olarak ele alıyoruz. Akıllı ödemeler ve çevrim dışı ödemeler hususu var. Bu alanlarda çalışmaları ilerleterek donanım seçenekleri üzerinde çalışacağız. 3’üncü fazda da dijital Türk lirasının aslında işte bu altyapı, hukuki altyapı oluşturulduktan sonra yaygınlaşması denenecek. Şimdi, tüm bu çalışmalar dinamik süreçler içeriyor. Dolayısıyla tam bir tarih vermek zor ama dediğim gibi 1’inci fazı bitirdik, 2’nci fazda hızlı bir şekilde ilerlemeye gayret ediyoruz.
Evet, bir de vatandaşların dövize yönelmesini önlemek adına -Sayın Güneş, siz söylemiştiniz- dövize eşit dijital Türk parası konusu. Şimdi, dijital Türk lirası projesi Türk lirasının tüm süreçlerde dijitalleştirilmesi projesidir, budur yani aynı paranın dijital versiyonu gibi düşünebiliriz. Yeni bir yatırım amacı olarak değildir yani amacı bu değildir. Dijital Türk lirasının farklı bir para birimi olmadığını tekrar söyledim ama bir daha söylemek istiyorum. Dolayısıyla değer olarak Türk lirasıyla aynı olacak, bizim çalışmalarımız bu yönde. Türk lirasının değeri de genel olarak, sadece dijital değil, genel olarak değeri de tabii, bankamızın esas faaliyeti kapsamında sürekli olarak değerlendiriliyor ve finansal istikrar kapsamında buna gerekli gördüğümüz politikaları uygulamaktayız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Döviz mevduatını nasıl dağıtacaksınız?
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Döviz mevduatını Türk lirasına olan güven arttıkça...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Almanya’da böyle bir örnek var mı mesela? Alman vatandaşı gidip başka ülkelerin para birimlerine mevduat açabilir mi?
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Şimdi, Almanya’da da tarihsel olarak baktığımızda, enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde farklı yani daha zor… Bakın, birçok gelişmiş ülkede daha zor, yabancı para biriminde hesap açmak daha zor ama -ben Amerika’yı daha çok biliyorum, Almanya’yı bilmiyorum- açabiliyorsunuz, yasak değil fakat daha zor; bu bir gerçek. Bu ayrı bir mesele ama sonuç olarak Türk lirasına kalıcı geçiş istiyorsak… Çünkü dolarizasyon önemli bir problem, birçok açıdan önemli problem; parasal aktarım açısından da önemli problem, enflasyon açısından da önemli problem, cari açığın finansmanı vesaire açısından da önemli bir problem; o konuda aynı fikirdeyiz. Bunun için de en önemli şey fiyat istikrarının sağlanması ve sürdürülmesidir. Dolarizasyonun düşük olduğu dönemlere yani Türk lirasına rağbetin fazla olduğu dönemlere -ki o dönemde de döviz hesabı açmak kolaydı- o dönemlere baktığımızda, öne çıkan faktörün düşük enflasyon olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, enflasyonu kalıcı bir şekilde tek hanelere düşürebilirsek yine aynı günleri yakalayabileceğimizi düşünüyorum.
Rezerv artışıyla ilgili “Ne zamana kadar sürecek?” diye bir soru vardı. Bunu birkaç kez söyledik, rezervlere ilişkin bir seviye hedefimiz yok. Aslında kurla ilgili de benzer bir soru var da onu da burada söylemiş olayım, “38 hedefliyorsunuz.” gibi bir şey. Bizim kesinlikle bir kur hedefimiz yok, tahminimiz de bulunmuyor. Diğer kurumların, kuruluşların tahminleri söz konusudur ama rezerv seviyesine bakarken tabii ki uluslararası yeterlilik ölçütleri var; rezervin ithalata ve M2’ye oranı gibi. Şu anda bu oranlarda yeterli seviyedeyiz uluslararası standartlara göre fakat başka yeterlilik oranları da var, orada biraz daha aşağıdayız; bunları takip ediyoruz.
Rezerv yönetimi yaparken, dediğimiz gibi, ilk hedef enflasyonu düşürmek, en önemli hedef. Neden? Çünkü biz bunu kalıcı bir şekilde yapabilirsek rezerv problemi de ortadan kalkacak. Neden? Çünkü Türk lirasına rağbet artacak, ithalat daha makul seviyelere gelecek, cari açık daha makul seviyelere gelecek, belki cari fazla bile vereceğiz; bu durumda rezerv problemi ortadan kalkacak. Dolayısıyla ilk hedef, rezerv görünümünde ve cari açıkta kalıcı iyileşme için enflasyonu düşürmek. Bu beklentiler düzeldiğinde bunun olacağını zaten söyleyebiliriz. Baktığınızda da zaten sıkılaşma dönemlerinde -sunumumda göstermiştim, grafiklerde- cari açık hep iyileşiyor.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) – Kâr enflasyonu?
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Kâr enflasyonu… Teşekkür ederim.
Şimdi, bu son dönemde ortaya çıkan bir konu, oldukça çok da tartışılıyor. Biz de hem kendi bünyemizde değerlendiriyoruz hem de bu konuda yapılan diğer çalışmaları yakından takip ediyoruz. Şimdi sizin ya da bu konudan bahseden diğer sayın vekillerimizin tasvirlerine bakacak olursak sorunun fiyatlama davranışlarındaki bozulma olduğunu görüyoruz. Bu da aslında, talebin yüksek olmasıyla alakalı bir durum, tamamen alakasız değil. Dolayısıyla enflasyon kâr enflasyonu kaynaklı da olsa buradan çıkacak sonuç “Para politikasına gerek yoktur.” demek değildir, onu söyleyeyim. Bizim açımızdan, kâr enflasyonu olabilir, belki bir rolü vardır, bunu incelemek lazım, inceliyoruz. Net bir görünüm… Kâr konusunda “mark up”ları tahmin etmek için biraz geriden geliyor veriler; 2023’e yönelik şu anda bir tahminimiz yok, 2022 için de sınırlı bir etkisi olduğunu düşünüyoruz ama bu demek değildir ki para politikasına gerek yok. Bizi ilgilendiren kısmı da bu, bizim parasal sıkılaşma yapmamız gerekiyor, parasal sıkılaşmayla birlikte fiyatlama davranışları düzelince zaten kâr konusu da daha makul seviyelere inecektir diye düşünüyorum.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) – Sermayenin vergilendirilmesi gibi bir şey sormuştum.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN – Vergilendirme konuları Hazine ve Maliye Bakanlığının yetki ve sorumluluğunda. Dolayısıyla bizim bu konuda bir görüşümüz yok.
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Bitirdiniz sanırım Sayın Başkan?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Çok kısa bir soru sorabilir miyim? Bu sorulmadı da.
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Buyurun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Şu an tedavüldeki paralarla alakalı, banknotlarla alakalı yani 500 liralık, 1.000 liralık banknotların çıkacağı konusunda… Artık ihtiyaç hâline geldi mi, gelmedi mi? ATM’lerde para yetişmiyor. Bir insan geldiği zaman, 2 bin lira, 3 bin lira para çektiği zaman ATM’ler devamlı boşalıyor. Bir de şöyle bir oran var mı? Tedavüldeki 200 liralık banknotların toplam tutarının tedavüldeki bütün para tutarıyla alakalı bir oran var mıdır ve bu oranlar geçildi mi, geçilmedi mi?
Yer İmleri