
Originally Posted by
deniz43
-Şirketlerin satış ciroları düşük ,çünkü ,satın alma gücü ,kişi başı gelir düşük,yüksek katma değerli ürünler üretemiyoruz,bu nedenle kişisel gelirler de düşük kalyor.İşsizlik tarihi yüksek oranlarda,işsiz olanlar otomatikman taleplerini kısıyorlar.
-Yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için kaliteli bir eğitim sistemi olması,eğitim alanların dünyadaki akranlarıyla yarışacak donanıma sahip olması gerekiyor.
-Daha önce dünyadaki global para bolluğu döneminde ,bankalar sendikasyon kredisi aldılar,bunu tüketicilere ihtiyaç kredisi olarak dağıttılar ,böylece borçla elde edilen ilave alım gücüyle şirketler satışlarını arttırdılar,ekonomi büyüdü.
Ama orada artık duvara dayanıldı.Hem türkiyenin brüt dış borcu gsyih'nın %60'ını aşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı,hem de hane halkı 2002'de 6.6 milyar TL'den 2019 yılı ilk çeyreğinde 538.6 milyar TL'ye ulaşan borcunu,mevcut geri ödeme kapasitesiyle daha fazla yükseltecek durumda değil.Bankalar için de mevcut yüksek faiz oranlarıyla dışarıdan borçlanıp TL kredi dağıtmak karlı olmaktan çıkmış durumda,bu nedenle son dönemde garanti bankası,iş bankası gibi piyasanın öncü büyük bankaların borç çevirme oranları %65-%70'e kadar geriledi.
-Türkiye ekonomisi de yukarıda yazdığım gibi ,bireylerin satın alma gücü düşük olduğundan banka kredileriyle büyüyen bir ekonomi olduğu için ve banka kredileri de sadece reel olarak değil nominal olarak da yüksek enflasyona rağmen-donuk krediler,talep eksikliği nedeniyle gerileyen yatırımlar ve gerileyen kredi talebi nedeniyle- 1 yıl öncesindeki hacmin gerisinde kaldığı için ekonomi de doğal olarak küçülmeye devam ediyor.
-Dışarıdan gelebilecek doğrudan yatırımların türk ekonomisine katkı verebilmesi ise ,yatırım ortamının iyileştirilmesi,başta hukuk olmak üzere yapısal reformların yapılma şartına bağlı.
Yer İmleri