Alıntı Originally Posted by r.lucas Yazıyı Oku
Selamlar bir şey soracağım .hani diyorlar ya her ay 6 milyar dolar lazım ..ithalatımiz ihracatimizdan fazla...peki dövizi tirmandiran ithalatimizin fazla olmasımi yoksa özel sektörün döviz borcumu ...yoksa ikiside birbirine mi bağlı ...yani özel sektör neden borçlu oluyor. Borçla iş yapmasın o zaman ..bir mal uretulmeyecekse üretilmesin
Densin ki kardeşim biz bu kadarlık ihracat yaptık öncelikli hayatı şeyleri ithal edeceğiz .yani bu işlerde ayağına yorganına göre uzat olmuyor mu ... syg ..

[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
İlk bakacağınız yer dış ticaret dengesi. Yani cari açık. Biz açık verdiğimiz için "dış borç" ihtiyacı baki. Ekonominin tamamını tek bir şirket gibi düşünüp de "önce acil ihtiyaçlar alınsın, tam cari açık verecekken durulsun" diyemezsiniz. Bir BMW bayii mesela: 180'e alıp 200'e satabiliyorsa; bundan para kazanıyorsa... o malın o fiyata talibi varsa... neden dursun ki? serbest piyasada bu talep karşılanıyor. Ancak ülkenin dış borcu da bununla beraber artıyor. Eğer tek amacınız cari açığı kapatmaksa; bunun pratikte 2 tip çözümü olur:

1. dövizi yükseltmek (veya yükselmesine izin vermek)
2. ithal malların talebini kısacak maliye politikaları uygulamak (araçlara ötv, benzin zamları)

[direkt olarak malların ithalatına kısıt koyamazsınız. çünkü üyesi olduğunuz gümrük birliği ve WTO anlaşmaları buna engel. Kuzey Kore veya Iran gibi "herkesten ve her şeyden büyük oranda kopuk" olmayı hedefliyorsanız, anlaşmaları bozup her tür ithalat kısıtı da koyabilirsiniz]

Gelelim 2. konuya: reel sektörün döviz borcu. Yukarıdaki maddeyle kısmen bağlantılı ama kök neden bu değil. Cari açık hiç olmasaydı, tam ithalat kadar ihracat yapsaydık da bizim şirketler döviz borçlusu olacaklardı. Bunun nedeni de yine 2 kalem:

1. Daha ucuza borçlanmak. TL ile dövizin faiz farkı kabaca 12 puan. Yani bir şirket dövizle borçlanıp da, o yıl döviz %12 artmadığı sürece hep daha düşük faiz ödemiş oluyor. Bu özellikle TL'nin fazla değerli olduğu 2002-2008 arasından gelme bir alışkanlık. 2008'den sonra bile %12 artmadığı ara yıllar oldu. Ancak en az enflasyon kadar devalüasyon görmeye devam edersek şirketler de ister istemez bu alışkanlığı bırakırlar. Ama kısmen. çünkü'sü sonraki maddede:
2. Uzun vadeli TL kredisi diye bir şey yok. Yatırım finansmanı kavramı, minimum 3 senelik, genel olarak ise 5-7 senelik kredi bulmayla başlar. Dünya reel sektörü bu şekilde çalışır. Ama TL cinsi en uzun kredi 2 yıllık. Çünkü TL sahibi tasarruf sahipleri bırakın 2 yılı, paralarını 2 ay bile zar zor bağlıyorlar. Bankaların da gücü kredi verirken ancak 1-2 yıla kadar yetiyor. Uzun vadeli yatırım finansı sağlayacak firma ne yapıyor? Piyasadaki tek uzun vadeli kredi tipi olan döviz kredisiyle borçlanıyor. Siz bir köprü veya otel yapacaksanız, 3 aylık krediyle bunu yapamazsınız. "Vadesi gelince bakarız" diye bir şey de olmaz (aşırı amatör değilseniz). Yatırım, uzun vadeli krediyle yapılır. En azından modern kapitalizm böyle çalışır. TL kaynaklarında vade uzamadığı sürece de yatırım hep dövizle yapılacak.

Bu 2 maddeyi birleştirince de döviz kuru hareketinin sermayeye zarar vermesine geliyoruz. Bundan kaçış kısıtlı. Sırf faizi düşük diye döviz borçlanan, bir kez eli yanınca gelecek sefere tekrar düşünür. Ancak yatırım finansmanı arayanın gidecek başka bir yeri yok. Gelecek 5 yılda kur hareketlerini muhafazakar bir şekilde tahmin edip, gerçekten pozitif getirili bir proje yapıp yapamayacağını analiz etmeli. Bu da ancak turizm veya dövize endeksli fiyatı olan sektörlerde (enerji, köprü) daha anlamlı olur. Yap-satçıların döviz borçlanması ciddi risk içerir.

Sonuca gelecek olursak bu yapısal durumu çözecek olan reel sektörün kendisi değil. İhracatı arttırmak zor olduğu için artmıyor. Kolay para kazanılacak bir sektör olsa, ihracat da daha hızlı artar. Talep olmasa, ithalat da artmaz. Arttığına göre halen talep ve alım gücü var. Bütün bunlara yönü sadece devletin politikaları verebilir. Ne bireyler ne de şirketler "haydi hayrına ithalatı azaltıp, ihracatı arttıralım" demez. Sistem böyle kurulu değil çünkü.