Yıllardır uygulanan düşük kur, yüksek faiz politikası Türkiye ekonomisini tüketti. Ekonomi yönetimleri kolaycılığa kaçarak döviz ihtiyaçlarını düşük kur-yüksek faiz politikası ile giderdi. Faiz olarak dış ülkelere aktarılan kaynaklarla, yerli sanayimiz ihya eder, pekala dışa bağımlılıktan kurtulabilirdik. Ama tersini yaptık, ödediğimiz faizlerle borç dağları oluşturduk. Enflasyonu azdırıp, gelir dağılımını bozduk. Milyonlarca dar gelirli insanımızı hayali enflasyon rakamları ile daha kötü hayat şartlarına mahkum ettik.

Büyük ümitlerle atanan önceki MB başkanı daha baştan düşük kur-yüksek faiz sarmalını sahiplendi, yabancılar faizde yüz baz puan artış isterken,o iki katını verdi, yabancıları memnun etti ama8 bardağı maalesef taşırdı. Yüksek faiz-düşük kur politikası rezervlerimizi artırmadığı gibi, aksine döviz mevduatlarını da kemikleştirdi.

Artık yeter diyoruz, ekonomi yönetimi bir an önce akılcı bir ekonomi politikasının temellerini atarak, güveni yeniden tesis etmeli ve TL yi cazip hale getirmelidir.

Şu an emtia piyasasında tam bir kaos hakim ve yüksek montanlı keyfi zamlar peş peşe gelmektedir. Demir, çimento, cam, seramik, plastik ve kimyasal maddeler neredeyse karaborsaya düşmek üzere. Böyle giderse hiper enflasyon ortamına gireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.