Alıntı Originally Posted by djoz Yazıyı Oku
Tekrar tekrar yazmışımdır "hep istanbul üzerinden algı operasyonu yapılıyor. aynı deprem riski ve aynı çürük binalar bursada da olduğu halde kimse bursadan bahsetmiyor" diye.
Alın işte bakın bursada deprem oldu.
Bir Allahın kulu (özellikle satılık prof müsvetteleri) bursadaki aşırı yoğunluktan ve çürük yapı stoğundan bahsetmiş miydi?
Hani çok biliyorlar ya.
Hani insanların iyiliğini düşünüyorlar falan.
Birkaç kez Celal Şengör Bursa ovasındaki yerleşimden çok korktuğunu söylemişti.

Bursa, Kocaeli ve Sakarya'nın deprem riski İstanbuldan daha fazla. Nüfusları İstanbul'a oranla az olduğu için o kadar konuşulmuyor.
Aslında İstanbul'un konuşulması dikkat çekme amaçlı birkaç şehir haricinde tüm Türkiye 1.derece deprem bölgesi diyebiliriz. Yani her şehirde 7 ve üstü deprem riski var, nerdeyse tüm şehir merkezlerinin altından enaz 1 fay hattı geçiyor.

Boşuna yazmıyoruz 99 öncesi tüm binaların sorgusuz sualsiz devlet tarafından yıkılması lazım. Ciddi depremde hiçbiri ayakta kalamaz.
Türkiye'de ki tüm evlerin araç muayenesi gibi belli aralıklarla deprem testine girmesi lazım. Testi geçemeyen tüm evlerin acilen yıkılması lazım.

Depremin şakası yok. Zamanında sert önlem alınmazsa Marmara bölgesinde milyonlarca insan ölecek.
Maalesef henüz elle tutulur hiçbir şey yapılmıyor.

Halk çok unutkan ve cahil. Depremin ne olduğunu ve nasıl mücadele edilmesi gerektiği hakkında hiçbir fikirleri yok.
Herkes çürük evlerin içinde yaşayıp miras kavgası peşinde. Kavga ettikleri şeyin mezar kavgası olduğunun farkında değiller.
Yeni yapılan evlerde bile dekoratif kaygılar, güvenlik kaygılarının önünde.
Müşteri güvenlik talep etmez dekorasyon talep ederse, müteahhitte dekorasyonu basar geçer.

Her şeyden önce mülteciler dahil tüm nüfusa her sene zorunlu deprem eğitimi şart. En azından az biraz aydınlanma olur. Şuan kör karanlık içindeyiz.