Sayfa 1262/7020 İlkİlk ... 2627621162121212521260126112621263126412721312136217622262 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 10,089 - 10,096 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. 1906 yilinda Nobel Edebiyat Odulu kazanan Italyan sair Giosuè (Alessandro Giuseppe) Carducci’nin dogum yildonumu (27 Temmuz 1835)





    Ah bu sokak lambalari, nasil da izliyor biribirini
    agaclarin ardindan miskin miskin,
    yagmur damlatan dallar arasindan
    esneyip isiklarini camur uzerine yansitarak.
    Aci dolu, keskin, tiz dudugunu otturuyor
    yakinlarda lokomotif. Kursun renkli
    gokyuzu, sonbahar sabahinda
    cepecevre sariyor bizi devasa bir hayalet gibi.
    Sen de Lidia, dalgin dalgin uzatiyorsun bileti
    kesmesi icin biletciye,
    daralan zamana birakiyorsun
    guzel yillari, mutlu anlari, anilari.
    Carpilip kapanan kapilar
    sanki hakaret dolu; alay eder gibi son
    cagri hizla kulaklarda cinlayan,
    yagmur iri damlalarla dovuyor camlari.
    Madeni govdesinden emin canavar
    pufluyor, hirildiyor, sarsiliyor, ates sacan
    gozlerini aciyor; karanligi kat ediyor dev,
    cevreye meydan okuyan bir ciglikla.
    Hareket ediyor acimasız canavar hizli vagonlariyla,
    ucarcasina alip goturuyor askimi da.
    Ah, o guzel tullu beyaz yuz,
    el sallayip kayboluyor karanlikta.
    Ah, o tatlı yuz pembe beyaz,
    o, yildizlar gibi parlak huzur dolu gozler,
    o beyaz puruzsuz alin,
    gur, luleli saclarin cevreledigi.
    Titresiyordu yasam ilik havada,
    yaz yaklasiyordu bana gulumsediginde;
    Haziranda ilkbahar gunesi
    piril piril, mutluydun ben operken seni
    ve kestane renkli isil isil saclarinin arasindaki
    korpe yanagini; gunesten daha guzel
    duslerim, hale gibi,
    sariyordu seni, narin kadinim.
    Ve ben yagmur altinda, yogun sis icinde
    donuyorum simdi; karismak isterdim yagmura, sise;
    yalpa vuruyorum sarhos gibi, yokluyorum vucudumu:
    ben de mi hayaletim yoksa?
    Ah, bu dusen yapraklar, donduruyor icimi,
    devamli, suskun; yuregimi parcalayarak...
    Sanirim, tek ebedi bir kasim
    var dunyanin her yerinde.
    Ne iyi, yasamin anlamini yitirenlere,
    ne hos bu golge, bu sis:
    ben isterim, isterim ben de kapilmak
    ebediyete dek surecek bu sise.

  2. Rus sair Mihail Yuryevic Lermontov’un olum yildonumu (27 Temmuz 1841)

    Sair oldu! - kuluydu, namusun. -
    Dustu, karalanmis, soylentilerle.
    Dustu intikam ozlemiyle, gogsunde bir kursun
    Egerek gururlu basini yere!
    Utancini degersiz tahkirlerin
    Tasiyamazdi sairin kalbi.
    O baskaldirdi yargisina sosyetenin
    Ve olduruldu! yapayalniz, onceki gibi...
    Olduruldu! neye yarar simdi gozyaslari...
    Neye yarar bos ovgulerin gereksiz korosu...
    Neye yarar zavalli ozur miriltilari...
    Kader oynadi oyununu!
    Ilkin kinle kovan siz degil miydiniz
    Onun ozgur ve cesur yetenegini;
    Ve eglenmek icin koruklediniz
    Bir yangini ki belli belirsizdi.
    Daha ne? eglenin... son istiraplara
    Dayanmaya artik gucu yetmezdi!
    Sondu bir mesale gibi essiz deha
    Soldu alnindaki zafer celengi.



    The Poet's dead! - a slave to honor -
    He fell, by rumor slandered,
    Lead in his breast and thirsting for revenge,
    Hanging his proud head!...
    The Poet's soul could not endure
    Petty insult's disgrace.
    Against society he rose,
    Alone, as always...and was slain!
    Slain!...What use is weeping now,
    The futile chorus of empty praise
    Excuses mumbled full of pathos?
    Fate has pronounced its sentence!
    Was it not you who spitefully
    Rebuffed his free, courageous gift
    And for your own amusement fanned
    The nearly dying flame?
    Well now, enjoy yourselves...he couldn't
    Endure the final torture:
    Quenched is the marvelous light of genius,
    Withered is the triumphal wreath.

  3. Fransiz yazar ve tarihci Hilaire Belloc’in dogum yildonumu (27 Temmuz 1870)



    “Istatistik laneti insanligin uzerine cokmeden once, keyif icinde mutlu, masum bir hayat suruyorduk ve oldukca iyi dusuncelerle doluyduk.”




    “Birinci en iyi meslek sarki yapmaktir, ikinci en iyi meslek soylemek.”

  4. Italyan sair Vittorio Sereni’nin dogum yildonumu (27 Temmuz 1913)

    Bir fabrika dudugununn sesi gelir cok uzaklardan,
    bu Eylul ortasinda, cigliktan cok islik gibi sevincli.
    Demek ki butun dudukler susmamislar daha.
    Eski patronlar isterlerdi her sey sessiz olsun, cit cikmasin
    aclik mahallelerinde;
    toplumun suskunluguyla ovunurler simdi.
    Bu sessizlik icinde,
    sabah suskunlugunun birdenbire kapladigi
    bu sessizlik icinde,
    yanda kalmis oyundaki bir odevin kizginligi var,
    gurleyip tasiverir yureciginde
    cocukken iki ders arasi duydugun duduk sesi.
    Cinlar saatlerinde bugunun
    kukreyen gucu onculerin:
    Yukselir gelecek gunlere susamis
    atilganliklarin burclari
    genc yuzyilin kalesi ustunde.
    Ama bir baska ses bu,
    iscilerin sesi bu,
    yukseldikce tedirginlesen
    ve boguk hosnutsuzlukta karara karara
    korkunc ofkelere burunen bir ses.
    Ey, su anda susturulmus ses,
    aslinda boluk porcuk ses,
    ey, titreyen gelecekle yiten gecmis arasinda SIKISMIS kalmis
    iki dilli can,
    ey, bir vakitler goklere agan aci sarki!
    Ama su, tedirgin edici, alayci duduk yok mu
    fabrika dudugudur o, umut dolu.
    Cevrede ucret ve is SIKINTISI icinde,
    acı ve bos ortalikta hicbir ses yok
    suskun duduklerin ciliz sesinden baska.
    Ama gittikce daha yavas dalgalanan kisa titreyislerde
    bir karisim kokusu var,
    kan ve ter kokusu.



    Lietamente nell’aria di settembre più sibilo che grido
    lontanissima una sirena di fabbrica.
    Non dunque tutte spente erano le sirene?
    Volevano i padroni un tempo tutto muto
    sui quartieri di pena:
    ne hanno ora vanto della pubblica quiete.
    Col silenzio che in breve va chiudendo questa calma mattina
    prorompe in te tumultuando
    quel fuoco di un dovere sul gioco interrotto,
    la sirena che udivi da ragazzo
    tra due ore di scuola. Riecheggia nell’ora di oggi
    quel rigoglio ruggente dei pionieri:
    sul secolo giovane,
    ingordo di futuro dentro il suono in ascesa
    la guglia del loro ardimento…
    ma è voce degli altri, operaia, nella fase calante
    stravolta in un rancore che minaccia abbuiandosi,
    di sordo malumore che s’inquieta ogni giorno
    e ogni giorno è quietato – fino a quando?
    O voce ora abolita, già divisa, o anima bilingue
    tra vibrante avvenire e tempo dissipato
    o spenta musica già torreggiante e triste.
    Ma questa di ora, petulante e beffarda
    è una sirena artigiana, d’officina con speranze:
    stenta paghe e lavoro nei dintorni.
    Nell’aria amara e vuota una larva del suono
    delle sirene spente, non una voce più
    ma in corti fremiti in onde sempre più lente
    un aroma di mescole un sentore di sangue e fatica.

  5. Amerikali yazar Gertrude Stein’in olum yildonumu (27 Temmuz 1946)



    “Mutlu olmaya curet etmeli insan.”




    “Birakin kendimi dinleyeyim onlari degil.”




    “Guzel bir sey soyleyemiyorsan baskasi hakkinda, gel otur yanima.”

  6. Dogum Gunu Kizi

    Italyan Aktris Maria Grazia Cucinotta! (27 Temmuz 1968)








  7. Tatli kasaba, senden aldim
    Gururumu, yuce siirimi
    Nefret ve sevginin tukenmedigi gonlumu
    Seni yeniden gormek hoplatiyor yuregimi.

    Hep ayni sicakligi goruyorum sende
    Gulmekle aglamak arasinda bocalayan gozlerimle
    O sicaklikta buluyorum duslerimin izlerini
    Gencligin buyusunde yitik.

    Ah sevdigim, dusledigim bosunaymis;
    Hep kostum eremeden hedefe,
    Yarin dusecegim artik. Ama uzaktan

    Baris diyor yuregime tepelerin
    Kat kat bulutlari, yesil cayiriyla
    Sabah yagmurlarinda gulerek.



  8. Kirmizi cicekler acti
    O minicik ellerinle
    Eristigin nar agaci.

    Yine yesillendi her yer
    Tenha agaclikta simdi.
    Herseyi canlandirdi Haziran'ıin
    Aydinlik ve sicak hediyeleri.

    Sen benim agacimsin
    Kurumus agacimin cicegi
    Son ve tek umidi bosuna hayatimin.

    Soguk topraklardasin simdi
    Kara topraklarda, kara toprak.
    Sana ne gunesin gezgin sevinci erisir
    Ne de askin elinden gelir
    Seni uyandirmak.

Sayfa 1262/7020 İlkİlk ... 2627621162121212521260126112621263126412721312136217622262 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •