Merkez Bankası başkanı değiştirildi ama sistemin kur üzerindeki baskısı değişmedi. Ülkeyi yönetenler, tüm söylemlerinde memleketin ana meselesinin faiz olduğunu öne sürse de, dolar üzerindeki baskı meselenin döviz ile ilgili olduğunun göstergesi sanırım. Dolar düşerse, faizin de, enflasyonun da düşeceği öngörülüyor ve bunun için öncelikli şartın doların düşmesi olduğu hafızalara kazınmış.
Ülkeyi yönetenler olarak tek derdimiz var bunu açık bir dille bile ifade edemiyoruz: O dolar düşecek de düşecek, düşmesi için memleketin tüm birimleri seferber olacak, yeter ki dolar düşsün..Maalesef doların düşmesinin tehlikeli olabileceğinin de farkına ancak kur ataklarındaki savunmasızlığımızda farkına varacağız.
Borsada yabancı oranı artıyor diye seviniyoruz ya hani. İşte o yabancı, hep doların düşük olmasını ister ki, yüksek kurdan bozdurduğu dolarlar ile borsada kısa zamanda voleyi vurup, düşük kuru fırsata çevirme derdinde. Yabancılar, "kendin pişir kendin ye" modunda borsada alıma devam ediyor. Kaldı ki, borsayı daha da yukarı sürmeleri muhtemel.
Kısa vadedeki risklerimize bakacak olursak:
S-400lerin getireceği ekonomik yaptırımlar var mı, evet var.
Doğu akdenizde sıcak çatışma riski de dahil olmak üzere, AB'nin ekonomik yaptırım riski var mı, evet var.
Bir cuma gecesi ansızın fıratın doğusuna operasyon riski var mı, evet var.
İdlibden sözde iki milyona yakın mültecinin ülkemize doğru göç dalgası ihtimali var mı, az da olsa evet var.
25 temmuzdan önce, yine bir cuma gecesi, yüksek bir faiz indirimi(400-650 puan) ihtimali var mı, evet fazlasıyla var.
Yeni kurulacak partilerin, hükümet üzerinde siyasi baskısı(partiden kopmalar, eleştiriler, yıpratmalar vb.) ihtimali var mı; sonbahara doğru , eylül-ekim gibi de olsa evet var.
Ama biz neye bakıyoruz:
Borsa çıkıyor mu, evet hem de çılgınca!
Cari açık düşüyor mu, düşmek de ne! artık cari fazla veren bir ekonomi olduk.
İşsizlik tarihi yüksek seviyede mi, evet. Peki buna paralel istihdam yaratacak herhangi bir hamlemiz var mı, yok.
Hayat pahalılığını iliklerimize kadar hissediyor muyuz, evet hem de fazlasıyla.
Çarşıda pazarda esnafı, sanayicisi, fabrikatörü, inşaatçısı, otomotivcisi ve birçok sektör kan ağlıyor mu, herkes kendi bakış açısı ile değerlendirsin cevabını lütfen.
Tüm bunları yalnız bizler değil, herkesler görüyorken, "yaklaşan kışa" hazırlanılmalıydı.
Ama dedim ya, bizim derdimiz, kilitlenen iç piyasa, yüksek faiz, ödenemeyen çekler-senetler, batan firmalar, mülteciler, ağlayan esnaf, sanayici, inşaatçı, otomotivci değilmiş. Tek sıkıntı dolarda görünüyor. Dolar düşsün de, hazır faiz indirimi gündemdeyken varsın borsamız coşsun.
Yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.





Yer İmleri