Bankalar çaresiz değil.Şu anda döviz mevduat için %5 olan uzun vadeli ve çok düşük faizli tahvil alma zorunluluğu ,eğer TL mevduat oranı yılbaşından itibaren toplam mevduatın %60'ının üzerine çıkmaz ise ,%50-%60 arası %7'ye,%50'nin altında kalmaya devam ederse %12'ye çıkıyor.239 milyar dolar döviz tevdiat hesabında 239*0.12.18.59=Sadece döviz mevduatlar için 533 milyar TL''ye kadar çıkabilecek bir tahvil alım zorunluluğu doğabilecek.
Bankaların yapacağı şey basit;müşterilerini kısa vadeli eurobond piyasasına yönlendirecekler,hem müşterileri yüksek faiz alacak,hem de bankalar komisyon geliri kazanacaklar,bu suretle bankaların zorunlu karşılık olarak milyarlarca dolar çok düşük faizli uzun vadeli TL tahvil alma mecburiyetleri de kalmamış olacak.Döviz hesaplarının eurobond piyasasına kayması ,yurt dışına döviz akımı olması nedeniyle merkez bankası muhtemelen hemen geri adım atıp,döviz hesaplarına zorunlu karşılık olarak uzun vadeli tahvil alma mecburiyetini iptal edecektir.
Bankalardan verdikleri kredi karşılığında da %30 oranında,faiz merkez bankasının belirlediği referans seviyenin üzerindeyse ,kredi tutarının %90'nına kadar ulaşan tahvil alma zorunluluğu var.Burada da bankalar kredi varmek yerine bilanço küçültüp,borç ödemesi yapar,kaldıraç kullanmayı sona erdirirlerse,merkez bankası muhtemelen burada da geri adım atar,krediler için menkul kıymet alma mecburiyetini iptal eder.Böylece ileride faizler yükselirse,çok düşük faizli uzun vadeli tahvil stoku taşımadıkları için,oluşacak türbülansta bankanın bekasını da korumuş olurlar
Yer İmleri