Dowes

[roxette]

Sn.JonDowes,

Piyasanın gidişatı hiç hayıra alamet değil. İnanılmaz ısınmış. Veya bana/bize öyle geliyor , fazla abartmış da olabiliriz.

Bu topikte, size daha önceden bankadaki sadece kağıt üzerinde olan ancak aslında reel olarak çok büyük bir yüzde ile özel firmaların bilançolarında gözüken döviz hesaplarının güvenliği -güvenlikten kasıt devletimizin çeşitli ciddi sınırlamalar getirmesini kast ediyorum- ile ilgili çeşitli zamanlarda sorular sorulmuştu. Siz de bunlara itibar edilmemesi meyanında altının teknik olarak doldurduğunuz yorumlarda bulunmuştunuz yanlış hatırlamadıysam.

CB'nın bloomberg de söyledikleri ayan beyan ortada iken- adam açık açık evet MB bağımsızdır ancak MB başkanının ülke başkanının faizlerle ilgili yaklaşımını göz önüne alır dediğini hepimiz duyduk , yabancıların duyduklarına inanamadıklarına dair ortalarda bir sürü yorum var iken hala bankalardaki döviz hesaplarımızla ilgili teknik olarak size göre endişelenmelimiyiz?

Teşekkürler.

[JonDowes]

Bilançodan kredinin yüzdürülüp yüzdürülmediğini görmek mümkün mü?

Sizce bu listede belirtilen sorunlu krediler bankacılık sisteminin performansını zorlayacak büyüklüğe ve riske ulaşmış mı?. Özellikle özkaynak/sorunlu kredi oranı tarihsel ortalamalara göre farklı sinyaller içeriyor mu?

Belirtilen sorunlu kredilerde tahminlerinize göre teminat gücü ne seviyededir? ( zayıf teminat, kuvvetli teminat, sadece firma değerlemesine göre teminat v.b)

Bilançodan göremezsiniz. Kötüleşme var elbette ama 2001 krizine çevirecek boyutta değil. Seçim sonrası seçilecek parasal ve maliye politikalarına bağlı olarak artabilir. Nakit kredilerde ortalama en az %75 katı teminat vardır. Emlak krizine girilmediği sürece teminatları devralmanın kalıcı hasarı olmaz.

[JonDowes]

hala bankalardaki döviz hesaplarımızla ilgili teknik olarak size göre endişelenmelimiyiz?

1994, 2001 veya 2008'de döviz mevduatlarına el konulmadı. TR tarihinde buna benzer bir örnek yok. Bunun neden yapılabileceğinin düşünüldüğünü de anlamıyorum. Ülkeyi kapatıp gideceksek veya Kozey Kore modeline döneceksek olabilir; yoksa 100 milyar dolara el koymak neyi kurtaracak? Borçlu olan özel sektör. Devlet el koyduğu dolarları alıp şirketlere mi dağıtacak?

[rxpu]

Bilançodan göremezsiniz. Kötüleşme var elbette ama 2001 krizine çevirecek boyutta değil. Seçim sonrası seçilecek parasal ve maliye politikalarına bağlı olarak artabilir. Nakit kredilerde ortalama en az %75 katı teminat vardır. Emlak krizine girilmediği sürece teminatları devralmanın kalıcı hasarı olmaz.

Bende öyle düşünmüştüm, zira bağlantıda belirtilen sorunlu kredi oranı hesaplanırken %20'lere varan oranlar bulunmuş. Bu da yüzdürülen kredilerin tahsili gecikmiş kredilere eklenmesi ile temellendirilmiş. Ama bilançoda yüzdürülen kredileri göremiyorsa bu rakama nasıl ulaştı sorusu açıkta kalıyordu. Sanırım bağlantıdaki yazının yazarı sorunlu kredi oranı verirken kendi şahsi gözlem ve tecrübelerine göre bir değer *tahmin* etmiş. Umarım tahmini o kadar isabetli değildir.
Evet emlak krizi ile bu kredi meselesinin benzer zamanlara denk gelme olasılığı biraz can sıkabilir.
Yorum için teşekkürler.

[elma]

1994, 2001 veya 2008'de döviz mevduatlarına en konulmadı. TR tarihinde buna benzer bir örnek yok. Bunun neden yapılabileceğinin düşünüldüğünü de anlamıyorum. Ülkeyi kapatıp gideceksek veya Kozey Kore modeline döneceksek olabilir; yoksa 100 milyar dolara el koymak neyi kurtaracak? Borçlu olan özel sektör. Devlet el koyduğu dolarları alıp şirketlere mi dağıtacak?

Böyle bir girişim esasen döviz cinsi verdiği kredilerin tahsilinde büyük ölçüde sıkıntıya düşebilecek bankacılık sistemini ve dolayısıyla döviz borçlusu şirketleri kurtarmak üzere mümkün olabilir. Zira öngöremediğimiz ölçüde yükselebilecek döviz kurları borçlu şirketlerin döviz borçlarını ödemelerini imkansız hale getirebilir, bu durum alacaklı bankaları ciddi sarsar, belirli bir kurdan döviz mevduatlarının TL'ye çevrilmesi suretiyle borçlu şirketlerin bankalara, bankaların da döviz mevduat sahiplerine karşı döviz cinsi yükümlülükleri TL cinsinden sabitlenmek istenebilir.

[rxpu]

Böyle bir girişim esasen döviz cinsi verdiği kredilerin tahsilinde büyük ölçüde sıkıntıya düşebilecek bankacılık sistemini ve dolayısıyla döviz borçlusu şirketleri kurtarmak üzere mümkün olabilir. Zira öngöremediğimiz ölçüde yükselebilecek döviz kurları borçlu şirketlerin döviz borçlarını ödemelerini imkansız hale getirebilir, bu durum alacaklı bankaları ciddi sarsar, belirli bir kurdan döviz mevduatlarının TL'ye çevrilmesi suretiyle borçlu şirketlerin bankalara, bankaların da döviz mevduat sahiplerine karşı döviz cinsi yükümlülükleri TL cinsinden sabitlenmek istenebilir.

Bu belirttiğiniz işleyiş ile ilgili hukuk ve tahkim yasası ile ilgili bir sorun görüyorum.

Devlet kendi kaynaklarından firmaları kurtarma yolunu seçebilir tamam.
Devlet kendisi zora düştüğünde vatandaşın kaynaklarından kendini kurtarmayı da seçebilir, bu da tamam.

Ancak devlet başkasının kaynaklarına el koyup yine kendisi dışında başkalarını kurtaramaz.

Bu tahminime göre gerek Türk Ticaret kanunu gerekse uluslararası tahkim müessesesine uygun değil.

Çok zorlama bir yorum ile zora düşen firmalar halihazırdaki sahiplerinden alınır devletin hakimiyetine geçirilir. (Kamulaştırılır). Ve bu noktadan sonra da vatandaştan kesilen kaynak ile kurtarılmaya çalışılabilir.

Ama bu biraz da sorunun büyüklüğüne bağlı, eğer iflas dalgası çok geniş ise devletin buna gücü yetmeyebilir.O nedenle de belirli firmaların batmasına izin verme seçeneği daha verimli bir çözüm olabilir. (enron ve lehmann örneklerinde olduğu gibi)

Sn. jondowes'un bölümünü işgal etmeyeyim fazla.

İyi Geceler.

[roxette]

1994, 2001 veya 2008'de döviz mevduatlarına el konulmadı. TR tarihinde buna benzer bir örnek yok. Bunun neden yapılabileceğinin düşünüldüğünü de anlamıyorum. Ülkeyi kapatıp gideceksek veya Kozey Kore modeline döneceksek olabilir; yoksa 100 milyar dolara el koymak neyi kurtaracak? Borçlu olan özel sektör. Devlet el koyduğu dolarları alıp şirketlere mi dağıtacak?

Yanıt verdiğiniz için teşekkürler.

1994 , 2001, 2008 den çok daha vahim olduğunu düşünüyorum makro göstergelerimizin. Yunanistan da ülkeyi kapatmadı ve K.Kore olmadı ancak milletin eurolarına günlük çekim sınırlaması koymuştu. Zaten ben de daha çokel koyma değil de ciddi sınırlamalar getirilebileceği endişesi taşıyorum aslında ama sizin de vurguladığınız gibi en güçlü argümanım , ülkemizin bugüne kadar bildiğim kadarı ile böyle bir uygulama yapmamış olması.

Selamlar,saygılar

[abartin]

Sayin JonDowes hocam,
Size bir kac kisa cevapli sorum olacak....

1-Turkiye de piyasalarin kapali oldugu saatlerde FX piyasalari disinda TL/doviz islemlerin yapildigi baska bir piyasa varmi ?..

2-Sayet Hukumet icerde gerekli ve dogru adimlari atsa bile eger TL'ye FX piyasalari uzerinden manupulatif bir saldiri yapiliyorsa bunu onlemek mumkunmu ?

3-Turkiye bazi resmi girisimlerdde bulunup TL'yi disardaki FX piyasalarindaki kotasyonlardan tamamen cikarabilirmi?
Boyle bir adim atarsa ulkeye zarari yada yarari ne olabilir?

4-Ayrica FX piyasalarinda buyuk kurumlar tarafindan yapilan TL long-short islemlerinfe hesaplarinda TL bulunmasi gerekiyormu ?

Cevaplarini alabilsem cok makbule gecer.
Saygilar